Bin Kez Düşüp Yükseleceksiniz

Yaradan’dan bir düşüşün geldiğini hala hatırlıyorsam, o zaman bu henüz bir düşüş değildir. Gerçek bir düşüş tamamen kopukluktur,  Yaradan ile ilgili bağımın, düşüncelerimin, arzularımın olmadığı zamandır. Sadece bir seçenek kalır: onlu ile iletişim kurmak.

Bizler, bunun için “maddesel dünya” denen bir koşulun içindeyiz, böylece onun içine düşebilir ve sıfırdan, maddesel seviyeden, maneviyattan ayrılıktan başlayabiliriz. Ama yine de, bize, bir tür ip parçacığının sonu bırakılmıştır, bu ip, dünyamızdayken bile aşağıya uzanır. Ve bu yüzden dünyamızda, dünya grubu ile, onlu ile, derslerle bağ içindeyiz, Bnei Baruch sistemindeyiz.

Tamamen düşsem ve maneviyattan kopsam bile, manevi sistemle: onlu ile, derslerle, hâlâ maddesel bir bağlantım vardır. Onlu ile bu maddesel bağı hissettiğim ve Yaradan beni tamamen dışarı atana kadar ona bağlı kaldığım sürece, arzumun eksikliğine, nefret ve reddetmeye rağmen, yine de maneviyattan düşmüş sayılırım, yani manevi bir koşulun içindeyim ve ondan yükselmeye başlayabilirim.

Bu nedenle denilir ki: “Erdemli olan bin kez düşer ve yükselir.” Düşüşlere alışmalısınız, panik de yapmayın. Yaradan, her zaman ilacı darbeyle birlikte verir. Gruptaki biri düşüşteyse, o zaman kesinlikle, düşmeyen ve yardım edebilecek olanlar olacaktır. Ve ayrıca, Gabay ve Şaatz var – herhangi bir koşulda, gruptaki bağla ilgilenmekten ve onu hızla yükseltmekten sorumlu kişiler. Her şey grubun doğru organizasyonuna bağlıdır.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed