Daily Archives: Aralık 8, 2020

“Negatif Düşünceden Nasıl Kurtulabilirsiniz?” (Quora)

Olumsuz düşünceden ve ondan kaynaklanan tüm sorun ve krizlerden kurtulmak için, tüm düşüncelerimizin önünde ve ötesinde var olan temel düşünceye (doğayı: cansız, bitkisel, hayvansal ve insan seviyelerinde yöneten düşünce) bağlanmalıyız.

Her şeyi kapsayan bu yüce düşünceye nasıl erişebiliriz?

Aramızda doğru bir bağ kurma yöntemiyle.

Mevcut durumumuzda, tüm arzularımız üzerinde egoist bir niyet barındırarak olumsuz düşünceler ve etkiler yayarız. Bu egoist niyet, kar, statü ve kontrol için başkalarını sömüren sayısız “virüs” olarak ifade edilir. Egoist bir çalışma tarzına göre ne kadar çok düşünür ve hareket edersek, bu virüsleri başkalarına o kadar çok yayarız ve sonuç olarak, dünyamızda giderek daha fazla olumsuz fenomen bulunur.

Egoizmimiz toplumu etkiler, toplumda mutasyona uğrar ve sonra bize çok daha büyük bir güçle geri döner. Çok geçmeden, egoist bağlarımızın giderek daha olumsuz ve nefret dolu hale geldiği, bozulmuş yaşam koşullarına acı verici bir şekilde katlanırız.

Günümüzde, nefretin, acımasız rekabetçiliğin, kıskançlığın, şehvetin, gururun, kontrolün ve kişisel tatminimize hizmet eden herhangi bir şeyi ve herhangi birini sömürmeye yönelik sürekli artan bir dürtü gibi çeşitli mutasyonları deneyimliyoruz.

Bu kadar çok olumsuz düşünceyle ilgili sorun, daha tatmin olmuş hale gelme hedeflerimizin bizi gittikçe daha fazla atlatmasıdır ve bu koşullar altında ne bizim ne de başkalarının gerçekten zevk alamadığını görürüz.

Egolarımız, başkalarının pahasına kişisel olarak fayda sağlamaya devam edersek, kimsenin kazanmayacağı ve kendimizi giderek daha çaresiz bulacağımız sonucuna varmamız için gelişir.

O halde olumsuz düşünme biçimlerimizi nasıl değiştirebiliriz ve farklı bir olumlu gelişme biçimini nasıl teşvik edebiliriz?

“Nefret ettiğinizi başkalarına yapmayın” ve “Komşunu kendin gibi sev” ilkelerine uygun olarak, böyle bir sisteme dönüştürmenin yollarını aramalıyız. Başka bir deyişle, birbirleriyle olumlu bağ kurarak ve üyelerini egoist dürtülerin üzerinde olumlu düşünmeye ve davranmaya destekleyen, teşvik eden ve yükselten bir toplum yaratmaya yatırım yaparak, o zaman düşüncemizi olumlu bir şekilde dönüştüreceğiz. Dünyaya ve başkalarına iyilik yapma örneklerine değer vererek ve bunlara saygı duyarak, başkalarını nasıl olumlu etkileyeceğine dair düşünceler toplumda yayılmaya başlayacak, sonrasında bireysel ve materyalist hedeflere değer vermekten ve bunlara saygı duymaktan kaynaklanan olumsuz düşüncelerin yerini alacaktır.

Birbirimize yaydığımız “virüsler” daha sonra pozitif hale gelecektir. Birbirimize aktardığımız düşünceler, virüs olarak kabul edilir çünkü farkında olmadan bize nüfuz ederler. Bu sanki diğer insanlara iyi niyetlere odaklanarak rehberlik etmemiz ve bu niyetlerin de onları olumlu yönde etkilemeye hizmet etmesi gibidir. Bizler o zaman dünyayı daha iyi ve sağlıklı bir yer haline getiririz.

Her birimiz evrenin belirli bir kıvılcımına ev sahipliği yapmaktayız ve bu kıvılcımın sorumluluğunu alma ve uyumlu insan bağlarını teşvik eden ve destekleyen bir toplum yaratarak onu etkileme fırsatına sahibiz.

Twitter’da Düşüncelerim / 8 Aralık 2020

 

Yaradan’dan başka bir güç yoktur – bu, insanın da hiçbir güce sahip olmadığı anlamına gelir ve bir kişi dün kendi başına bir şey yaptığını düşünmekte yanılır yani dünyayı sadece Yaradan’ın kontrol ettiğine inanmıyor demektir. Kişi olanlardan pişman olmamalı …

Kişi her zaman Yaradan’a tutunmaya çalışmalıdır ki tüm düşünceleri Yaradan hakkında olsun. En kötü durumda bile, Yaradan’ın yolunu takip etmesini engelleyen başka bir güç olduğunu düşünerek Yaradan’ın alanını terk etmemelidir – çünkü her şey Yaradan’dan gelir.

Kişi dostların Yaradan’a daha yakın olduğunu görür. O Yaradan ile aynı hizada değilken, O’ndan tamamen kopuktur. Bazen Yaradan için bir uyanış alsa bile, Yaradan’ın birliğinden anında kopar. Ancak, bu onu Yaradan’a bağlılıkta bir çözüm talep etmeye zorlar.

Bağ ancak egoizmin üstüne çıkma ölçüsünde mümkündür. Ya da dağılır. Bunu dünyamızdaki tüm birliklerde görürüz. Bu nedenle, önce egomuzun üstüne yükseliriz ve bu ölçüde tek bir bütün halinde birleşiriz.

Dahası, egoizm aramızda kalır ancak fakat güçlendirici bir bağ rol oynar.

Herkesin bireysel, doğuştan gelen nitelikleri büyük bir değerdir ve değiştirilmemeli veya bozulmamalıdır. Aksine, dünyadaki her insanı doğal niteliklerini sürdürmesi için korumalıyız. Yaradan’ın hepimizi birleştirmesi, ihsan etme gücünü çekmek için birlikte çalışmalıyız.

Yaradan bizi birleştirir ve mükemmel kılar. Dünyayı O’nun ortakları olmamız için yarattı: Farklılıklarımızı ve ihsan etme gücüne duyulan ihtiyacı ortaya çıkarmak, Yaradan’dan gelip tüm boşlukları doldurmasını, karşıtları birleştirmesini ve tüm artılar ve eksilerin mükemmel birliğini hissetmemize izin vermesini istememiz için.

Dostlar kalbime girerse, Yaradan’ın her birinin arkasında durduğunu göreceğim. Önümde ıslah olmuş niteliklerim olarak görünürler, ancak egoizmimde onları kusurlu olarak görürüm. Onların doğrudan kalbime girmesine izin verirsem, kendimi ıslah edeceğim.

Kendimi dostlara ve onlar aracılığıyla Yaradan’a karşı iyi bir tavıra uyumlu hale getirirsem; kendimi gitar telleri, seslerinde tam bir uyum için çabalayan bir müzik aleti gibi ayarlarım. Kendimi bu şekilde ayarlayarak, grupla uyum içinde ses çıkarırım ve tek bir ruh çalar gibi çalmaya başlarım.

 

Fiziksel Temasın Yerini Alma

Soru: Sanal toplulukların fiziksel temasın yerini alabileceğini düşünüyor musunuz?

Cevap: Hiç şüphesiz. Her şey, her bir kişinin bir modeme, bir bilgisayara bağlanacağı ve böylece iletişim kaynakları aracılığıyla tüm insanlığa bağlanacağı bir yönde ilerliyor.

Soru: Bu, fiziksel dünyaya olan ihtiyacın ortadan kalkmaya başlayacağı anlamına mı geliyor?

Cevap: Elbette. Neden başka birine bakmam gerekiyor? Ondan birkaç metre uzakta veya birkaç kilometre uzakta oturmam benim için ne fark eder? Bu beni nasıl sınırlandırır? Sınırlandırmaz.

Duygular, kalpler, akıllar ve ortak hedeflerle bağlı olmamız gerektiğini anlarsam ve bunu birbirimize sağlarsak ve doğru bir şekilde ifade edip aktarırsak, o zaman internet dahil tüm mekanik iletişim türleri değerini kaybeder.

Kendin İçin Dua

Yorum: Kabala, bir kişi kendisi için (prensipte, bu sıradan bir insan için doğaldır) dua ettiğinde, bunun bir günah olduğunu söyler.

Cevabım: Kişi kendisi hakkında düşünürse, kendini diğerlerinden ayırır ve onlara yaklaşmaz. Doğal olarak bu, onu Yaradan’dan uzaklaştırır çünkü Yaradan hepimizi, ayrı bireylere bölünmeden önce olduğumuz gibi, tek bir ortak bütünde birleşmiş olarak görür.

Soru: Yaradan Kendisini düşünmez mi? Böyle düşünceleri yok mu?

Cevap: Birincisi, O, Kendisi hakkında düşünmez. İkincisi, her bir kişiyi düşünmez çünkü bizi bir bütün olarak hisseder.

Soru: Diyelim ki bir kişiye bakıyorum. O milyarlarca hücreden oluşmaktadır. Bir hücreye hitap etmiyorum, bir surete hitap ediyorum. Bunun gibi, Yaradan bizi bireysel olarak görmüyor mu?

Cevap: Hiçbir şekilde! Tek bir kişi ile en ufak bir hesap bile yapmaz. O, bizleri, kendimizi birbirimizden ayrı, Kendisine zıt olarak var olduğumuzu hissettiğimiz egoist bir nitelik içinde yarattı.

Soru: Peki, bundan ne anlamalıyım? Yaradan’ın beni hiç dikkate almadığını mı? Varlığımı bile bilmiyor mu?

Cevap: O’nun bilip bilmemesi tamamen başka bir konudur. O, diğerlerine yakınlaşarak O’na yakınlaşma eylemi dışında, kişisel eylemlerinizi hesaba katmaz.

Ruhun Müziği

İlerleme ancak onlu içinde mümkündür. Her şeyi egoizmim aracılığıyla görürüm ve bu nedenle her şey onu nasıl ıslah edeceğime bağlıdır. Bu yüzden Yaradan, Adam HaRishon’un ortak ruhunu parçalara ayırdı, böylece egoizmime rağmen çalışıp dostlarıma yakınlaşabilir ve algımı düzeltebilirim.

Dostlar kalbime girecek ve ben her birinin arkasında Yaradan olduğunu göreceğim. Onlar önümde ıslah olmuş niteliklerim olarak görünürler, ama egoizmim içinde onları bozuk olarak görürüm. Onları tam olarak kalbime getirmeye çalışırsam, kendimi ıslah edeceğim.

Kendimi, onluya, dünyaya, tüm gerçekliğe ve bunun aracılığıyla Yaradan’a karşı olan tutumumu ıslah etmesi gereken tek kişi benim.

Yaradan bana dostları verir ve şöyle der: “Onları seç, bu senin iyi kaderin, onlar aracılığıyla ruhunu ifşa edeceksin.” Ve ben bu kaderi kabul etmeli ve dostlarımı kalbimde ve aklımda birleştirmeliyim. Bu, iyi kaderi seçtiğim ve bir ruh edindiğim anlamına gelecektir.

Kendimi dostlarıma ve onlar aracılığıyla Yaradan’a karşı iyi olacak şekilde ayarlarsam, o zaman kendimi bir müzik aleti gibi ayarlarım, tıpkı gitar telleri gibi, seslerinde tam bir uyum elde ederim. Bu, grupla uyum içinde olmak için kendimi nasıl ayarlamam ve ortak bir arzu, tek bir ruh olarak, onlar ile çalmaya başlamam gerektiğidir.

Bu şekilde, tüm İsrail halkının arzularını birleştirerek ilahilerini yazan Kral Davut gibi, ortak duamızı bir araya getirebileceğiz. Bizler, dışsal eylemlerden değil, içsel bağdan bahsediyoruz. Dışsal eylemler yalnızca dikkatimizi dağıtır ve ıslahımızı yavaşlatır.

Dışsal Eylemler ve İçsel Niyetler

Soru: Kabala’nın, kendi bakış açısından eylem olan niyeti incelemeye ele aldığını biliyorum. Bir eylem yoluyla niyetin ne kadar iyi olduğunu belirlemek her zaman mümkün olmadığına göre, niyet ve eylem nasıl birleştirilmelidir?

Cevap: Bir insanı, niyetine uygun davranması için eğitmeliyiz. Sonrasında dışsal eylemleri yoluyla, içsel niyetini anlamaya başlayabiliriz.

Soru: Yine de bir kişiyi eylemleriyle değerlendirmeli miyiz?

Cevap: Yapamayız. Niyetinin ne olduğunu gerçekten bilmiyoruz.

Rabaş bunun çok güzel bir örneğini verir: Bir çocuk yerde histerik bir şekilde yuvarlanıp ağlar ve babası hiçbir şey yapmadan yakınında durur. Yoldan geçenler sorar: “Çocuğa neden bu şekilde davranıyorsunuz?” Baba cevap verir: “Küçük oğlum gözünü kaşımak için iğne istiyor. Onu doktora götürmeye hazırım ama gitmek istemiyor.”

Bu örnekte, dışsal bir eylemin, dışarıdan anlaşılmasının hiçbir şey anlatmadığını görmekteyiz.

Soru: Yani niyet bizden gizlidir. İnsan ahlakını dışsal eylemlerle belirleyemeyiz. Peki çözüm nedir?

Cevap: Çözüm, insanların içsel arzularını, niyetlerini ve eylemlerini bu dünyada gördüğümüz gibi dışarıdan değil, içeriden hissedebildiğimiz bir koşula gelmektir. Bunu yapmak için, üst dünya seviyesine yükselmemiz gerekir ve böylece kişinin fiziksel eylemlerini değil niyetlerini görebiliriz.

Soru: Kişisel olarak, bir kişinin dışsal eylemlerine asla bakmaz mısınız? Sizin için önemli değiller mi?

Cevap: Benim için önemli olan bir kişinin dışsal eylemleridir, çünkü bu eylemlerin herkesi etkilediği ve doğru yöne çektiği bir ıslah döneminde yaşıyoruz. Bu nedenle, başkalarına doğru yolu ne ölçüde gösterdiklerini doğrulamanız gerekir.