Category Archives: Dost

Dostları En Yüce Olarak Görmek

Soru: Rabaş, herkesin dostlarının yüceliğini görmesi gerektiğini çünkü ancak bu şekilde onlardan bir değer alabileceğimizi yazar. Mantık ötesi inanç denen yeni bir konsept ortaya atar. Dostlarının yüceliğini göremiyor olsan bile bu inançla ilerlemelisin. Bu nasıl mümkün olabilir? Sonuçta kişinin duyguları üzerinde hiçbir kontrolü yok.

Cevap: Gerçek şu ki, her birimiz diğerinden gizlenmiş durumdadır. Bir başkasını tam ifşa koşulunda göremeyiz. Bu yüzden tek bir tavsiye vardır. Seninle manevi yolda birlikte oldukları için dostlarını takdir etmeli, onlara saygı duymalısın ve onları mümkün olduğu kadar çok yükseltmelisin.

Gruptaki dostlarımıza bu şekilde davranmamız gerekir. Birlikte çalışan ve duygularını paylaşan tercihen on kişiden oluşan bir grup.

Kişi dostunu bu şekilde yüceltebildiği, onu kendi üzerinde tutup yükseltebildiği ölçüde, kendi üzerine de çıkar. Başkalarından güçler alır ve aynı zamanda kendisi de kendi gücünü bu tencereye koyar. O zaman herkesle birlikte manevi olarak yükselir.

Dostlarınıza En Yüce ve En Önemli Kişilermiş Gibi Saygı Gösterin

Her ne kadar yüce bir kişi gibi görünse de, yine de eylemlerine bakmalı ve “Beni yüce yapan nedir?” diye düşünmelidir (Maor VaŞemeş, Ekev).

Soru: Bir kişinin saygı duyulduğu şeyi bulması gerektiği söylenir. Bu, onluya saygı görmek için gittiğim anlamına mı geliyor?

Cevap: Gruba saygı için değil, kendini dostlarının yanına yerleştirmek için gelirsin, böylece sen onların en küçüğü olursun ve onlar da her şeyde en yüce olurlar. Ve onlara karşı böyle bir içsel tutuma sahip olduğunda, Yaradan’dan belirli bir miktarda manevi enerji almaya başlayabilirsin.

Soru: Ama eğer bunu yapamazsam ve kendimi en küçük olarak görmek zorunda kalırsam, dostlarıma karşı duyduğum kızgınlıktan nasıl kurtulabilirim?

Cevap: Tam tersine, sana bu koşulları sağladıkları için onlara sözlü olarak değil ama içsel olarak teşekkür etmelisin ve kendini daha da aşağıya koyabilirsin. İşte o zaman halı kaplı bir yol, sizi bekler.

Hepiniz Yaradan’ın insanlıkta yarattığı değerli parçalarsınız çünkü sizler, Yaradan’a en yakın olanlarsınız ve tüm insanlığa O’ndan üst ışığı getiriyorsunuz. Bu nedenle, dostlarınıza en yüce ve en önemli kişilermiş gibi saygı göstermelisiniz.

Manevi Yükselişin Mekanizması

Soru: Gruptaki bir dostun hatalarını açıkça gördüğümüz koşuldan, bunun üzerine yükseldiğimiz ve aniden dostun en iyi niteliklerini görmeye başladığımız koşula geçiş mekanizmasını anlamaya çalışıyorum. Bu nasıl gerçekleşiyor?

Cevap: Dostunun senden yukarıda olduğunu hayal etmelisin. Onun önünde eğiliyormuş ve ona saygılı davranıyormuş gibi; onun büyük olduğunu düşünürsün ve böylece ona bağlı kalmak istemeye başlarsın.

Sonra aranızda özel bir bağ oluşur çünkü onun seviyesine yükselmek isteyerek, ona yaklaşmak, tutunmak istersin ve aynısı onluda her biri için de geçerlidir. Böylece onlarla birlikte yükselirsin.

Dokuz dostun, sana tam olarak senin onlara davrandığın şekilde davranır. Böylelikle, kendini yükselten bir grup olan, Kabalistik bir onluya sahip olursun.

Soru: Bu neden olur?

Cevap: Onludaki herkes, bir parça üst enerji, üst ışık içerir. Eğer bu parçayı öne çıkarmak, yükseltmek istiyorsan ve dokuz dostunun hepsine kendinden daha yüce gibi davranırsan, o zaman onlara tutunursun ve onlar seni yükseltir. Ve herkes, herkesle ilişkili olarak, aynı şeyi yapar.

“Ben”in Tamamen Seyrelmesine Kadar

Soru: Dostumun önünde kendimi iptal etmek zorunda olmam ve dostun benim önümde sıfır olması ve herkesin aynı şeyi yapması ne anlama geliyor? Bu benim gördüğüm bir şey mi yoksa bunu gerçeklikte yapıyorlar mı?

Cevap: Herkes kendini başkalarına karşı iptal etmeye çalışır: sen dostların önünde iptal olursun, dostlar senin önünde iptal olur ve herkes herkesin önünde iptal olur ta ki “ben” aranızdaki boşlukta tamamen seyrelene kadar.

Dostların iptal olduğunu görmen için, sen kendini iptal etmek zorundasın. Onların kendi aralarında birleştiğini görmek için, sen onlarla bağ kurmak zorundasın. Sadece bu iki koşulun derecesine göre sen onları doğru bir şekilde göreceksin ve onlar da seni doğru bir şekilde görecek. Böylece birleşeceksiniz.

Arzunun Zayıflamasına İzin Vermeyin

Soru: Yolun başında, arzu güçlü ve netti ama zamanla azaldı ve canlılığını yitirdi. Sorun nedir?

Cevap: Sorun dostlarının desteğini hissetmemendir, bu yüzden senin arzun yalnız kalır ve güçsüzleşir.

Soru: Yaradan’ın büyüklüğünü ve mükemmelliğini görme arzusunun sürekliliğini güçlendirmek için ne gibi pratik tavsiyeler verebilirsiniz?

Cevap: Dua et, sadece bu arzuya sahip olmayı iste.

Ölü Koşulundan Çıkmak

Soru: Genel arzunun dışına atılmış gibi göründüğümüz bu ölü koşulundan nasıl çıkarız?

Cevap: Dua et, iste ve bedeninin tüm parçalarıyla gruba, dostlara tutun.

Soru: Yani sadece onluya değil, daha geniş bir çevreye de tutunabilir miyim?

Cevap: Daha geniş bir çevreye tutunmak mümkündür ama onluda bu zorunludur.

Soru: Ama ne kadar geniş olursa o kadar kolay olmaz mı?

Cevap: Bence orada kaybolursun. Onluda başlamak en iyisidir.

Sorularınızı Yaradan’a Yükseltin

Soru: Yaradan’a döndüğünüz zaman, bir ilham ve rahatlama hissi oluyor, bazen de tam tersine bir tatminsizlik ve boşluk hissi oluyor.

Bu ne anlama gelir?

Cevap: Bu, Yaradan’dan memnun olmadığınız anlamına gelir.

Soru: Dünyada olup bitenler karşısında kendimi depresyonda hissediyorsam, bu mantık ötesi inancım olmadığı anlamına mı geliyor? Olumlu olana nasıl geçebilirim?

Cevap: Dostlarınızla bağ kurun ve başınızı Yaradan’a doğru kaldırın, ancak fiziksel olarak değil. O’nun yanıtlaması talebiyle, sadece sorularınızı Yaradan’a yükseltin.

Yaradan’ı Göz Önünde Bulundurun

Soru: Onludaki bağları düzeltmemiz ve dostlarımız için dua etmemiz gerektiğini söylüyorsunuz. Eğer davranışları sizi rahatsız ediyorsa dostlar için nasıl dua edebilirsiniz ki?

Cevap: Bu harika! Bu, dua edecek bir yeriniz olduğu anlamına gelir ve Yaradan’dan, dostlarınıza karşı doğru tutuma sahip olmayı isteyin ki, bu sayede onlara düşmanca hisler beslemenize rağmen, onları sürekli bağışlayıp haklı çıkarabilin.

Soru: Sanki Yaradan yokmuş gibi göründüğünde ve dostlarınızı ıslah edilmemiş olarak gördüğünüzde, Yaradan’la bağımızı nasıl koruyabiliriz?

Cevap: Bu, bir annenin küçük çocuklarını bir odada bırakıp dışarı çıkması ve kapıyı arkasından kapatmasına benzer; ancak o, çocuklarını uzaktan izleyip neler olduğunu aslında görüyordur. Sizin durumunuz da böyledir.

Yaradan’ın sürekli aramızda, içimizde, çevremizde olduğunu unuttuğunuzu ve bu gerçeği hiçbir koşulda geride bırakmamamız gerektiğini hissediyorsunuz. Dolayısıyla, burada Yaradan’ı gözden kaçırmamak için, sürekli dikkatli olmaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Aksi takdirde, gerçek dünyadan ve gerçek duygulardan uzaklaşırız.

 

Yaradan’ın Yüceliğinden İzlenim

Soru: Yaradan’ın yüceliğinin, O’nun verdiklerinin olması ne demektir?

Cevap: Yaradan başka bir şey vermemelidir. Eğer O, sizde Kendi yüceliğini arttırırsa, o zaman sizi bu şekilde manevi olarak yükseltir ve sizin artık başka hiçbir şeye ihtiyacınız kalmaz.

Tüm sorularınıza cevap verebilecek, çalıştıklarımızı daha derinlemesine anlayabilecek ve mantık ötesi bir inançla ilerleme fırsatına sahip olacaksınız. Böylece yavaş yavaş üst dünyanın hissiyatına ulaşacaksınız.

Ama oturup beklemeyin. Eğer Yaradan’ın yüceliğine dair bir izlenim edinmek istiyorsanız, o zaman ne olursa olsun harekete geçmelisiniz. En önemli şey, bunu dostlarınızla yakınlaşarak yapmaktır.

Duada Birbirimize Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Soru: Ben kendimde hissediyorum ve dostlarımda da görüyorum ki derste, özellikle de bazı makaleleri okuduğumuzda tamamen bitap düşüyoruz.

Bağ kurmayı ve dua etmeyi denediğimde, gücüm –ki çok azı kalmış oluyor- derhal benden alınıyor. Kendim için istemediğim zaman ise hemen devre kapanıyor ve uykuya dalıyorum. Düşüncelerimizde ve dualarımızda birbirimize nasıl yardımcı olabiliriz?

Cevap: Bu doğru bir koşuldur. Çünkü henüz başkaları için isteme ve dua etme hissiyatına sahip değilsiniz. Ama eğer her türlü zorluğa rağmen sürekli isterseniz, bunun mümkün olduğunu keşfedecek ve bir cevap alacaksınız.

Eğer birbirinizle bağa gelir ve birbirinizi kucaklarsanız, ne kadar çok ortak bir manevi dünyanın önünüzde açıldığını göreceksiniz. Korkmayacaksınız, hiçbir konuda kafanız karışmayacak, her şey açık ve net olacak.

Esas mesele, sadece birbirimize karşı açık olmamızdır, kalplerimizi açmaktır. Bu, elbette, eğitim gerektiriyor ancak tüm bunlar bize yakındır.