Daily Archives: Aralık 25, 2020

Kendinden Çıkmak Ne Anlama Gelir?

Soru: Izdırap, arzulanan şey ile sahip olduğumuz şey arasındaki farktan kaynaklanır. Sahip olduğumuz şeyi doğru bir şekilde takdir etmeyi nasıl öğrenebiliriz?

Cevap: Bunu yapmak için, kendimizden çıkmanın ne anlama geldiğini yavaş yavaş anlamalıyız.

Bu, gruptaki dostlarınızla olan ilişkiniz sizin için kendiniz ile ilgili hissettiğinizden daha önemli hale geldiğinde ve onlarla olan bağınız kişisel ilgi alanlarınızdan daha önemli hale geldiğinde gerçekleşir.

Arkadaşla bağlantı bu kadar önemli hale gelirse, bu, kendinin üzerine çıkman ve dolayısıyla kendinden çıkman anlamına gelir. O ölçüde Yaradan’ın aramızda olduğunu hissedebiliriz.

O var mı? O, kesinlikle var, şu anda bile! Sadece kendinizden çıkmanız gerekiyor ve O’nu hissedeceksiniz.

Her Şey Sadece İyilik İçin

Soru: Yanlış yol, duygularımı etkileyebilir mi? Örneğin, tam bir egoistim ve kimseyi görmek ya da duymak istemiyorum. Öyleyse, sistemin işitme duyumu, dikkatle dinleme yeteneğimi ve hatta görme yeteneğimi aldığını varsayalım, onun için başkalarıyla daha dikkatle ilişki kuracağım, dudak okuyacağım vs.

Cevap: Sistemin sizinle ne yaptığına dikkat etmeniz gerekmez çünkü tüm bunların neden sizin için hazırlandığını bilmiyorsunuz. Sizin iyiliğiniz için olduğunu, ancak daha sonra göreceksiniz. Her şeyi, sadece dostlarınızla bağ kurmak ve Kabala bilgeliğini çalışarak, bu bağın içinde, üst dünyayı ifşa etmek için yapmanız gerekir.

Belki de şu anda üst dünyanın aranızda nasıl ifşa olabileceğini anlamıyorsunuz, ama aranızdaki karşılıklı eylemler ağını yaratmaya başladığınızda, bu, üst ışığın, üst sistemin, üst bilginin, üst hissiyatın daha sonra ifşa olacağı yer anlamına gelen, ruhun kabı olacaktır.

Bu şekilde, bağın içinde üst dünyayı ifşa etmeye başlayacak, benlikten kopacak ve genel sistemde var olacaksınız.

Manevi Gelişimin Temel Prensibi

Soru: Manevi gelişimin temel prensibi, Yaradan’ı her saniye hatırlamak mı yoksa bu bir zorunluluk değil mi?

Cevap: Manevi gelişimin temel prensibi, her şeyi istisnasız olarak Yaradan’a bağlamaktır çünkü “O’ndan başkası yoktur” ve içimizdeki her şey O’nun tarafından yaratılmıştır ve yönetilmektedir.

Sadece Yaradan ile doğrudan temasımız var ve bu bağlantı bizi etkilemektedir. Ama O’na bağlanmak için onluda birleşmemiz gerekir ve o zaman, onludan,  O’nunla karşılıklı ve etkileşimli olarak hareket edebileceğiz.

Soru: Grubun manevi gelişimini nasıl ölçebiliriz?

Cevap:  Grubun manevi gelişimi, dostlar arasındaki karşılıklı garanti, karşılıklı bağ ve karşılıklı destek seviyelerine ve birbirlerine olan bağlılıklarının seviyesine göre ölçülür. Manevi dünyada eşsiz bir bütün olduğunuzu anlamalısınız. Kendinizi bu şekilde dikkatle incelersiniz.

Neden Hanuka’ya Mucize Denir?

Hanuka bayramı özel bir zamandır. Görüyorsunuz ki, dünyamız manevi dünyanın bir yansımasıdır ve çalışmalarımız nedeniyle çeşitli manevi yenilenme ve ıslah sembollerini içerir.

Bu nedenle, yıl boyunca, ruhu inşa etmede, parçalanmış Adam HaRişon’un ortak ruhu olan manevi kabı eski haline getirmede, ilerlememizin sembolleri olarak bu dünyada iyi zamanlar ve özel durumlar yaşıyoruz.

Bu yolda, en bozuk durumdan tamamen ıslah olmuş duruma doğru, önemli noktaları geçiyoruz: Yeni Yıl (Roş HaŞana) olarak adlandırılan ıslahın başlangıcı, ardından parçalanmanın farkına varılması: Kefaret Günü (Yom Kippur) ve saran ışıkla ıslah: Sukot. Bu yoldaki bir sonraki durak, ihsan etme aşaması olan Bina durumuna yükselmeyi simgeleyen Hanuka’dır.

Bu bayramları bu dünyada kutluyoruz, ancak elbette tüm tezahürleri manevi seviyede gerçekleşiyor. Mantık ötesi inanca tam anlamıyla ulaşırsak, buna Hanuka denir ve ihsan etmek için almaya daha da yükselirsek, bu Purimdir.

Her insan ve tüm dünya, Adem’in tek ruhunun kırılmasını ıslah ederek, ıslahlarında bu durumlardan geçmelidir, çünkü bizler o ruhun parçalarıyız.

Hanuka’ya ‘mucize’ denir çünkü yukarıdan yardım almadan, Yaradan’ın gücü olmadan birbirimizle bağ kuramayız. Bu bağ, bir mucize gibi maddesel doğanın üzerinde gerçekleşir.

Maddesel doğa,  sadece ayrılığa, mesafeye, kendi otoritesine çekilen egoizmdir, alma arzusudur. Manevi doğa, tersine, bağ kurma ve kendini iptal etme arzusundadır. Bu nedenle, Hanuka’ya, mucize, Bina’nın gücünü edinmek deniyor.

Mucizeyi, elde etmek uğruna hiçbir şey yapmamış olduğumuz bir şey olarak düşünürdük: Çalışmadım ve birden bire piyangodan bir milyon kazandım – bu bir mucize! Ve o milyonu çalışıp kazanmış olsaydım, bunun bir mucize olduğunu düşünmezdim.

Ancak, manevi çalışmada çok çaba sarf ederiz, bağ kurmaya çalışırız, birçok eylemde bulunuruz ve sonra manevi ifşa mucizesi ile ödüllendiriliriz. Buna mucize denir, çünkü bu gerçekleşene kadar neye ulaşacağımızı bilmeyiz. Sadece bu gerçekleştiğinde anlarız: “Demek bu manevi dünya; bunun böyle olduğunu düşünmemiştim! Bu hiç hayal ettiğim gibi değil! ” deriz. Bu yüzden buna mucize denir, ancak çok çalışmayı gerektirmektedir.