Daily Archives: Temmuz 29, 2020

Twitter’da Düşüncelerim / 29 Temmuz 2020

Toplumsal bir değişimden değil, onun temellerinden birinin değişiminden geçiyoruz, egoizmden alturizme.

Koronavirüs, egoizme dayanan bir toplumun insan bağına dayalı bir topluma dönüşmesine “komşunuzu sevmemize” yol açarak eşlik eder. Bu değişiklik doğanın özünde var, olmalı ve şimdi oluyor.

Şimdi yeni bir toplum doğuyor. Bu tıpkı ana rahmindeki fetüsün gelişimi gibidir: bir şey fetusu geliştirir, baş aşağı çevirir (dünya görüşünü değiştirir) ve zorla yeni bir dünyaya atar. Bunu fark etmeli ve kendi doğumumuzda yer almalıyız.

Yeni Hayat 1107 – Kendini Gerçekleştirme

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Tal Mandelbaum ben Moshe ile söyleşide

Kabala bilgeliğine göre, kendini gerçekleştirme, tüm realiteyi yöneten üst gücü yönetme kapasitesine ulaşmak anlamına gelir. Maddi başarılara dayanan diğer metotların aksine, insan tüm yaşamın kaynağını bilir ve mükemmellik ve sonsuzluğu yaşar.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1107-kendini-gerceklestirme/

Bu Dünyada Yaşarken Cennete Ulaşın

Soru: Bağın hazzı bizim için cazip gelmiyor.  Neden?  Arzuların piramidine göre, bunun tam tersi olmalıdır.

Herkesin çemberlerde oturacağını ve sosyalleşeceğini söylediğinizde, kulağa şaka gibi geliyor.  Örneğin, cennet ve cehennem hakkındaki anekdotlarda cehennemde, hayatın şiddetli olduğu ve cennette her şeyin çok pastoral, sakin olduğu söylenir: huzurlu, keyifli, “manevi”.  Bu neden böyle?

Cevap: Bu bizim cennet ve cehennem hakkındaki fikrimiz değil, Kabala görüşüne göre cennet, insanlığın evrensel bağlantısı ve Şehina olarak adlandırılan, doğanın mükemmel, birleşmiş gücünün edinilmesidir.

Denir ki “Erdemliler oturur (yani onlar Katnut [küçüklük] koşulu içindedirler) ve birleşirler, Şehina’nın (birliğin görkeminin, mükemmelliğin, doğanın evrenselliğinin) tadını çıkarırlar.”  Bu, yaratılışın deneyimleyebileceği en büyük haz ölçüsüdür.

Ben kimseyi bana çekmeye çalışmıyorum.  İnsanların yaşamalarına ve sahip olduklarının tadını çıkarmasına izin verin.

Ama en azından bir insanın, hala bu dünyada yaşarken anlayabileceği gerçek bakış açısını ifade etmek istiyorum.  Bu insanın gücü dâhilindedir.  Ve ona bunu teklif ediyorum.

Soru: Bu, doğa tarafından, insanların bu tür tekliflerle cezbedilmemesi için özel olarak mı böyle yapılır?

Cevap: Kesinlikle.  Böylelikle bilinçli olarak buna doğru geliyoruz, gerçeği ortaya çıkarmak için soruyoruz, talep ediyoruz ve yatırım yapıyoruz.

Eyn Sof (Sonsuzluk) – Yaradan’ın Yaratılan Varlıklara Karşı Tutumu

Baal HaSulam, Şamati 3: “Manevi Edinim Meselesi”:  Eyn Sof yaratılışın düşüncesidir. Bu: “O’nun yaratılanlarına iyilik yapma arzusudur.” Bu koşula Eyn Sof denir ve Atzmuto ile ruhlar arasındaki iletişim noktası budur. Biz bu iletişimi: “Yaratılanları mutlu etme arzusu” olarak algılıyoruz.

Eyn Sof, Yaradan’ın yaratılan varlıklara karşı tutumu olarak belirlenir. Yaradan, O’nun yaratıklarına memnuniyet verme ve onlara sonsuz, bütün ve mutlak haz verme arzusunda sonsuzdur.

Yaratılan varlık bunu ancak nitelik ve nicelikten haz alma arzusu olduğu ölçüde anlayabilir. Kişi Yaradan’dan alır ve O’nun kişiye karşı tutumunu ve kendisinin Yaradan’a karşı tutumunu belirler.

Böylece, “Biz Seni yaptıklarınızdan biliriz” yani sadece O’nun içimizdeki eylemleriyle ilgili bazı şeyler dışında, Yaradan hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz. Bu eylemlerden O’na dair izlenimimizi oluştururuz.

Manevi dünyada olan insanlar, Yaradan’ı iyilik yapan İyi olarak hissederler ve O’na iyi olan her şeyin kaynağı derler. Öte yandan, doğru edinime henüz ulaşmamış olan bizler,  O’nu nasıl tanımlayacağımızı bilmiyoruz. Her biri O’nu her an farklı tanımlar.

Soru: Yaradan’ın iyi olduğunu söylüyorsunuz. Bu zaten O’nu edinenler için Yaradan’ın adı mıdır?

Cevap: O’nu edinenler için öyle. “iyilik yapan İyi” Yaradan’ın gerçek adıdır. Bu Yaradan’ın bir izlenimidir ve O’na özlem duyarak O’nu bu şekilde ifşa ederiz.

Kabalistik Terimler: “Gimar Tikkun”

Gimar Tikkun, egoyu zıt niteliğe dönüştürdüğümüz zaman, egoizmin, ihsan etme ve sevgiye tam ve son ıslahıdır.

Burada Kabala bilimi yardımımıza gelir. Bu metodolojinin yardımıyla üst ışık, egoist arzuyu yavaş yavaş yeni arzulara yükseltir: ihsan etme, sevgi ve başkalarıyla bağ kurma. Bu, özümüzün tersi yönünde ciddi bir değişikliktir.

Soru: Bunun dünyanın benmerkezci algısından, dünyanın bütünsel algısına bir değişim olduğunu söyleyebilir miyiz?

Cevap: Tabii ki.