Daily Archives: Temmuz 22, 2020

Yeni Hayat 1102 – Uluslararası Arenada Saldırganlık

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

İsrail, tüm dünyaya hükmetmek ve herkesi kendi iyiliği için sömürmek isteyen çok saldırgan bir ulus olarak algılanıyor. İsrail güvenlik istiyorsa, insanlar arasındaki yeni ilişkilerin araştırılmasına ve geliştirilmesine yatırım yapmalıdır. Dünyadaki bağ seviyesi, Yahudiler arasındaki bağ seviyesine bağlıdır. Her şeyin nasıl yönetileceğini biz belirliyoruz. Kabala insanlara birbirleriyle doğru bir şekilde nasıl bağ kuracaklarını öğretir.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1102-uluslararasi-arenada-saldirganlik/

Büyüleyici Bir Perspektif

Soru: Sonunda, bizi bir virüs aracılığıyla bir olmaya zorladıktan sonra, bağ kurma metoduna ihtiyacımız var mı yoksa bu darbeler birlik olmak için yeterli mi?

Cevap: Hayır, bu yeterli değil. Darbeler altında, sadece başlangıçta, metodolojiye getirildiğinizde ilerleyebilirsiniz. Daha sonra kendinizi ilerletmek istersiniz.

Bu nedenle, darbeler olmadan hareket, sizin kalıcı durumunuz olacaktır. Dahası, bu, darbelerin etkisi altında değil, gelecekteki iyi durumlara-ileriye yönelik özleminize olan çekiciliğin etkisi altında ortaya çıkacaktır.

Bağ metodumuzda hala öğrenecek çok şeyimiz var ve sonra anlayışımızda, duygularımızda, kendimize ve dünyaya olan güvenimizde, tam anlamıyla sürekli olarak nasıl yükselebileceğimizi göreceğiz. Bu o kadar heyecan verici bir ihtimal ki vazgeçmemelisiniz.

Soru: Bir kişi bir sonraki darbeleri beklemeden, acı çekmeden iyi bir şekilde ilerlemek için ne yapmalıdır?

Cevap: Ne yapılması gerektiğini öğrenmeli. En azından küçük bir grup insanla olabildiğince bütünsel olarak birbirine bağlı olmalı çünkü bu henüz tüm dünyayla mümkün değildir.

Bu şekilde kişi, darbelerden kaçınır. Ve ilaveten, bu bütünsel ilişkiye herkesi çekmeye ve birliğe çektiği kişilerle birlikte daha da yükseğe ilerlemeye çalışın.

Manevi Uyanış Ne Kadar Zaman Alır? (Quora)

Her insanın manevi uyanışı için geçen süre, hepimizin parçası olduğumuz kolektif sistemin durumuna, gittikçe daha da birleşmiş bir duruma dönüşen ve bu sistemde nasıl ihtiyaç duyulduğumuza bağlıdır.

Kişi, kolektif sistemin küçük bir parçasıdır (Kabala Bilgeliğinde “Adam HaRishon’un ruhu” olarak adlandırılır). Bu sistem, her insanın bu dünyadaki görünümünü ve nihai birleşmiş koşulumuza doğru gelişimini belirler.

İlk manevi uyanışımız istemsiz olarak gerçekleşir.  Bize yaşamın anlamı ve amacı hakkında sorular olarak ifade edilen “kalpteki nokta” adı verilen maneviyat arzusu verilir.  Bu tür sorular, bizi, onların yerine getirilmesi için bir yol bulana kadar, farklı çevrelere yönlendirir.

Bu yolda iken, o zaman sadece elimizde ne varsa yapmamız gerekir ve sonra daha fazla manevi uyanış almak için gereken zaman artık bize bağlı değildir.

Manevi yol; bilgi, anlayış ve nihayetin de edinim aşamalarına ayrılır.

Duyularımızda maneviyatın elde edinilmesi en uzun zamanı alır.

Manevi edinim, sadece sistemin aklını anlamak demek değil, aynı zamanda onunla bir ortak gibi çalışarak, tüm bağlantılarını tamamen içselleştirmek demektir.

Böyle bir duruma ulaşmak demek, parçası olduğumuz kolektif sistemle uyum içinde olmak, onun uyumuna katkıda bulunarak sistemden faydalanmak ve ruhumuzun kökünü keşfetmek demektir.

Koronavirüs – İçsel Yakınlaşmaya Doğru Bir İtiş

Soru: Bugün doğa bizi Koronavirüs vasıtasıyla ayırıyor. Teoride, içsel doğamızı göz önünde bulundurduğumuzda, bundan haz almamız gerekiyor gibi görünüyor çünkü herkes bireyselliğini göstermek için kendine özgü olmak ister.

Öte yandan, iletişim için çabalıyoruz, karantinadan çıkmak ve hayata eskisi gibi başlamak istiyoruz. Bu çatışmanın özü nedir?

Cevap: Öncelikle, dönemimizin hali hazırda Koronavirüs sonrası olduğuna inanmıyorum. Onu henüz geride bırakmadık ve ne zaman geride bırakacağımız bilinmiyor.

Koronavirüs mutasyona uğramakta, bütün virüsler ürer ve çoğalır, ortaya çıkar ve kaybolur. İnsanlar tekrar hastalanıyor gibi görünecek, ama aslında bu virüsün biraz farklı varyasyonları kendilerini bu şekilde gösterecekler. Çok yakında değil ama yine de virüsle ayrılacağız.

Öte yandan, virüs bizleri çok fazla ayırdı. Yavaş yavaş, fiziksel olarak birbirimize yakın olmaktan bizleri vazgeçirdi. Şu anda halka açık yerlerde: postanede, marketlerde, gişede vb. sıranın nasıl olduğunu görüyorum. Kimse birbirini sıkıştırmıyor. Aksine, herkes birbirine dayanmadan, mesafeli durmaya çalışıyor.

Genel itibariyle, bu övgüye değerdir çünkü geçmişte birbirimizin tepesine binme istekliliğimiz, kötü, nezaketsizdi ve birbirimize yakın olduğumuza dair yanlış bir fikir dışında, hiçbir şey vermedi.

Bugünkü durum daha kibar ve yardımseverdir. Bu arka plana karşısında, birbiriniz arasında gerçek bir yakınlaşma geliştirebilir ve gerçekten daha yakın olabileceğinizi, ancak içsel olarak, daha yararlı, sosyal, fakat farklı –  daha hassas, vücudun dışsal hareketlerinden değil, kalpten gelen bir dalgada olabileceğinizi hissedebilirsiniz.

Bu nedenle, Koronavirüs iletişimlerinden birçok olumlu, sağlıklı belirtiler görüyorum. Sonuçta virüs, içsel olarak yaklaşmamız gerektiğini göstermeli ve sonrasında aradığımız şifayı bulacağız.

Bu, arzularımızın gelişiminde yeni bir evrimsel aşamadır.