Daily Archives: Temmuz 20, 2020

Yeni Hayat 1100 – İçsel Dengesizlik

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Tal Mandelbaum ben Moshe ile söyleşide

İnsan birçok güç, arzu, düşünce ve eğilimden oluşur ve dengede olduğunda kendini rahat hisseder. Yaşadığımız herhangi bir içsel çatışmaya, onun üzerine bir bağ köprüsü inşa etme fırsatı olarak bakmalıyız. Dengesizlik bazen sağlıksız olabilir ve başka bir zaman da gelişmemize yardımcı olabilir. Akıl ile kalp veya hisler ve düşünceler arasında çelişkili düşünceler, arzular, baskılar ve eğilimler yaşadığımızda,  merak etmeye değerdir. Yansıtarak, karşılaştırarak ve özetleyerek, her şeyin üstünde tek, daha yüksek, tamamlayıcı, dengeli bir bağ sistemi oluşturabiliriz.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1100-icsel-dengesizlik/

Özgecilik Nedir?

Soru: “Özgecil yön” nedir?

Cevap: Özgecilik egoizmin zıttıdır. Egoizm, her şeyin bana yönlendirildiği zamandır ve özgecilik her şeyin benden sevdiklerime, benim dışımda olana, tüm insanlığa doğru yönlendirildiği zamandır. Egoizm içe doğrudur; özgecilik dışa doğrudur.

Soru: Bunu nasıl öğrenirim?

Cevap: Bunu öğrenmek imkânsızdır. Bu özel bir çevre, Kabalistik bir çevre gerektirir. Bunu yapmak için, sizi doğada bir egoistten bir özgecile dönüştüren bazı güçlere neden olan, pratik/uygulamalı Kabala’yı çalışmalısınız. Onlar sizi tersine çevirirler. Karşıt düşüncelere, arzulara, eylemlere, niyetlere ve hedeflere sahip bir varlık haline gelirsiniz. Hepsi zıt yönde.

Soru: Eğer her şey bizi değiştiren güce bağlıysa, o zaman bana bağlı olan nedir?

Cevap: Arzu etmek. Daha fazlası değil. Farklı olmak isterim. Egoist güçlerin olumsuz, zararlı olduğuna:  beni ve diğer herkesi ölüme, yok olmaya götürdüklerine ikna olurum. Ve sadece özgecil güçler bizi yeniden canlandırabilir, kurtarabilir, bize yeni bir hayat verebilir.

Kabalistik Metinlerin Gücü

Şamati’deki tüm makalelerin okunması çok kolaydır, görünüşte oldukça açıktır ve analitik olarak işlenebilir. Akılcı bir insan için hiç sorun değildir.

Makalenin sunumunu değil, içsel anlamlarını anlamalıyız, bu da içsel anlamlarını hissetmek, görmek, duymak, anlamak, içlerinde açıklanan güçleri hissetmek anlamına gelir. Bir insanın özlem duyması gereken şey budur. Bu makalelere giren bir kişi, aslında onların söylediklerinden çok uzakta olduğunu görür. Bunun nedeni gerçek materyali hissetmiyor olmasıdır. Bu nitelikleri deneyimlemez ve var olduğumuz boyutta olmadıkları için, etrafındaki bu güçleri görmez.

Soru: Peki, bu makaleleri okumanın amacı nedir?

Cevap:  Bu makaleleri okuyarak, bizim üzerimizde bir şey olduğunu ve bunun bize nasıl bağlanabileceğini anlamaya başlarız. Kabalistik metinlerin içsel anlamlarına ulaşma özlemi, bizi manevi nesnelere doğru çeker ve yönlendirir. Bu da içimizde, bizi yavaş yavaş değiştiren ve makalenin bahsettiği şeyleri hissetmeye başladığımız yeni nitelikler yaratan, manevi güçleri uyandırır.

Birliğe Karşıtlık, Bölüm 1

Birbirinden Nefret Etmenin Nedeni

Soru: Yahudi halkının gelişim tarihi boyunca, aralarında her zaman nefret ortaya çıktı. Bu, Mısır’dan çıkan İsrail halkının Mısır’da “büyük karışma” (Erev Rav) ile karşı karşıya gelmesiyle başladı. Bu çatışma İsrail kabileleri arasında çölde devam etti.

M.Ö. 10. yüzyılın sonunda, İsrail Krallıkları ve Yahuda arasında bir bölünme başladı ve aralarında çekişmeye yol açtı. Daha sonra, iktidardaki seçkinler içinde patlak veren nefret, Birinci Tapınağın yıkılmasına yol açtı. Sonra Makabilerin Helenistik Yahudilerle savaşı, gruplara bölünme, Roma İmparatorluğu zamanında kardeş sevgisinin yıkılışı ve İkinci Tapınağın çöküşü oldu.

Ortaçağ İspanya’sında ilk engizisyon mahkemesi üyeleri Yahudilerdi. On altıncı yüzyılda, Yahudilerin en büyük Kabalist Ari’ye karşı olan ihmaller ve sert ifadeler belgelenmiştir. Yirminci yüzyılın başında Rav Kuk ve Baal HaSulam kitaplarının yayınlanması hakkında hahamlık yasağı vardı.

Bu liste uzayıp gider.

Bugün, yaklaşık 50 sağ ve sol blok parti sayısıyla, bu çatışma hali hazırda İsrail devletinin kendisinde görülmektedir. Yahudiler arasındaki nefretin nedeni nedir?

Cevap: Bu nefret ideolojik, doğal ve tamamen farklı seviyelerde beliriyor. Gerçek şu ki, İbrahim’in çağrısında, birlikte büyük bir grup oluşturan İsrail ulusu, tüm Babil halklarının temsilcilerinden toplandı.

İbrahim onları doğal kökenleri, karakterleri vb. nedenlerle aralarında olan tüm ayrılıkların üzerinde birliğe çağırdı. İnsanlar tek bir bütün, tek bir aile ya da tek kalpte tek adam olmak için çok ciddi bir şekilde kendi üzerlerinde çalıştılar. O günlerde her şey biraz farklıydı.

Bu şekilde kişisel egoizmlerini bastırmak ve başkalarıyla dostça bağ kurma seviyesine yükselmek için sürekli kendi içlerinde savaşarak yıllarca ilerlediler.

Böylece “Mısır sürgünü” veya esareti olarak adlandırılan, bir dönemden geçtiler. Egoizmleri o kadar yükseldi ki gerçekten birbirlerinden ayrıldılar; egoizm onları ayırdı. Bu, Firavun’un (egoizm) üzerlerinde hükmettiği “Mısır sürgünü”dür. Ancak daha sonra karşılıklı reddedilişin üstesinden gelmeyi başardılar, bu da Mısır’dan çıkmalarına ve farklı bir düzeyde bir sonraki birliklerine yol açtı.

Mısır sürgünü döneminde içlerinde gelişen egoizmin üzerine çıkmak için, yukarıdan yeni bir güç, üst ışık, Tora’nın ışığı, yani ihsan etme ve sevginin gücü, karşılıklılık ve çekim gücünü almak zorundaydılar.

Bunu aldılar ve birlikte kalmak için onunla çalışmaya başladılar. Her gün egoizmleri gittikçe büyüdü ve onlar da her seferinde onun üzerine geliştiler. Özgeciliğin, egoizmin üzerindeki kademeli gelişimi, nefretin üzerinde karşılıklı bağ, ulusun, “Tapınak” olarak adlandırılan, güç ve hacim birliğine yol açtı.

Buna ek olarak, koşulları İsrail Toprakları’na giriş olarak adlandırıldı. “Toprak”- “Eretz”, “Ratzon” kelimesinden gelir ve “arzu” anlamına gelir ve “İsrail”, Yaradan için çabalamak anlamına gelir.

Böyle bir bağ seviyesine yükseldikten sonra, kendi aralarında “Tapınak”- ortak bir ev, ortak bir kalp denilen bir ilişki kurabilirler. İçlerindeki egoizm sürekli olarak geliştiği için insanlar, çok kısa bir süre bu koşulun içindeydi. Buna direnemediler ve aralarındaki bağın çöküşü anlamına gelen, Tapınak yıkılana kadar, birbirlerinden ayrılmaya başladılar.

Bu konuyla ilgili daha fazla bilgi için,  Çok Dar Bir Köprü: Yahudi halkının kaderi ve Bir Demek Başak Gibi: Neden Birlik Ve Karşılıklı Sorumluluk Bu Zamanın Çağrısıdır, adlı kitaplarımı okuyunuz.

Birliğin Özü Ve Kökü, Bölüm 6

Zıtlıkların çeşitliliği ne getirir?

Soru: Anladığım kadarıyla, doğanın amacı, tüm parçalarını kutupsal zıtlıklarının durumuna göre geliştirmek ve sonra birleştirmektir. Böyle bir zıtlıktan ne kazanabiliriz?

Cevap: Olumsuz ve olumlu,  iki güç arasında var olarak, onları dengeye getirmeliyiz. İyi ve kötü yoktur. Onların doğru kombinasyonuna yol açan, zıt parçalar arasında sadece doğru denge vardır.

Soru: Salatada olduğu gibi mi: ne kadar çok malzemeye sahipse, o kadar lezzetlidir?

Cevap: Her şey başlangıçtan itibaren, doğa tarafından kanıtlanmıştır. İnsanlık geliştikçe, doğal olarak, bileşenlerin sayısı artar.

İnsanların nasıl geliştiğini görüyoruz, biri diğerine benzemiyor. Bununla birlikte, doğru bir şekilde etkileşim kurarken ne kadar çeşitli olursak, toplum ve gelişimimiz de o kadar zengin olacaktır.