Monthly Archives: Mart 2022

“Dünya Barışı İçin Dua Eden Kadınlar”

Facebook Sayfamdan, Michael Laitman 27/02/22

Dünyanın dört bir yanındaki öğrencilerimden binden fazla kadın, dünya barışı için ortak bir dua yükseltmek amacıyla,  Zoom toplantısında bir araya geldi. Kadınlar doğal olarak Üst Güce daha yakındır.

Onlar duyarlıdırlar ve dünyanın acısını, insanlığın acısını hissederler ve dünyayı mükemmelleştirmek ve düşmanlıkları yatıştırmak için bir araya gelebilirler.

Sevgili kadınlar, ortak duanızı yükseltmeye devam edin. Hepimiz sizlere bağlıyız!

Yaradan’a Doğrudan Derece

Rabaş, “Madde 17”: Ancak, topluma bağlı değilse, yani onları takdir etmiyorsa, toplumun etkisini alması mümkün değildir. Yapabildiği ölçüde, herhangi bir çalışma yapmadan, sadece topluma bağlı kalarak onlardan etki alabilir.

Bu, herhangi bir çaba harcamadan anlamına gelir. Yapamayacağım bir çabayı göstermem gerekmiyor. Gruba karşı olan tavrımın bağlı olduğu çabayı göstermem gerekiyor. Yükselişimiz sadece grup içindeki bağımızın ölçüsünde gerçekleşir. Ve bağ, grubun büyüklüğüne bağlıdır.

Dostları takdirim ve onlara teslimiyetim ölçüsünde, onlarla olan bağım ölçüsünde manevi dünyaya, manevi niteliklere girerim. Bencilliğimi iptal edip dostlarımı kendime bağladıkça, Yaradan’a benzer hale gelirim ve her şey önüme açılır. Bu her derecede böyledir.

Kendimiz üzerinde bu şekilde çalışmalıyız: grupla bağ, Yaradan ile bağ. Çünkü grupla bağ bir Kli‘nin (kap) inşasıdır ve Yaradan ile bağ bu Kli‘nin ışıkla doldurulmasıdır. Ve ilerleriz! Bir sonraki derecede, aynı şey olur: grupla bağ, Yaradan ile bağ ve biz ilerleriz! Ve bu şekilde sürekli gelişiriz.

Soru: Dostlarımızı kendimizden daha büyük görmemizin miktarı, egomuza acı çektirmek için gerekli mi? Yaradan’ı ifşa edene kadar bu acının yoğunlaşması için daha fazla mı devam etmemiz gerekiyor?

Cevap: Bunun size acı çektirmemesi gerektiği fikrine kendinizi alıştırmalısınız, tam tersine, bunu size yaptığı için Yaradan’a şükran duymalısınız ve burada üzerinde yükselebileceğiniz doğrudan bir dereceniz olduğu için, O’ndan talep edebilirsiniz.

Gruba ne kadar yaklaşırsanız, Yaradan’a da o kadar yaklaşırsınız. Kendinizi ne kadar alçaltırsanız, onlara o kadar yaklaşabilirsiniz. Burada dua etmeli ve Yaradan’dan onların önemini sizin gözünüzde yükseltmesini istemelisiniz, o zaman bu sizin için artık zor olmayacak.

Maneviyattan Başka Bir Şey Yok

Soru: Birkaç gün önce bir derste gururdan bahsetmiştik. “Ben de çok gururlu bir insanım” dediniz. Şimdi dostların büyüklüğünden bahsediyoruz. Gruptaki dostlar yüceltilecekse, o zaman gruptaki nasıl bir gururdan bahsediyoruz?

Cevap: Gurur, kendimi dostlarımdan daha aşağı görmemi engelleyen şeydir.

Soru: Kişi uzun yıllardır yolda olup gururunu yenemiyorsa, bu nitelik ile bir grupta nasıl çalışmalıyım? Sonuçta, maneviyatla hiç ilgisi yok. Ona doğa tarafından verilir.

Cevap: Tüm nitelikler manevidir, sadece artı veya eksi olarak. Maneviyattan başka bir şey yoktur. Sadece hayal edebileceğimiz herhangi bir nitelik manevidir. Ve bir şeye anti-manevi desek bile, “anti” olmasına rağmen maneviyatla ilgilidir.

Yaradan’ın ihsan etme niteliği dışında hiçbir şey yoktur. Kendini gösteren her şey, hatta O’na karşı olsa bile, hala tek bir standarda göre ölçülmektedir—Yaradan.

Ve uygun ve zıt olan nitelikleri açıkça ayırt ettiğimizden emin olmalıyız. Ve her şey iyi olacaktır.

Şu anda öğrendiğimiz dersleri derinlemesine çalışın. Üst dünyanın kapılarını sizin için net bir şekilde açacaklar. Her şeyin nasıl karşılığını verdiğini göreceksiniz. Zaten bizim dünyamızda değerli hiçbir şey yok. Ve manevi dünya gelecek ve her şeyi dolduracaktır.

Ana Şey Birliğe Ulaşmaktır

Soru: İhsan etme eylemlerinin bize egoistçe haz verdiğini hissettiğimizde, ihsan etme arzumuzu kısıtlamalı mıyız?

Cevap: Bağ ile çelişmiyorsa, hiçbir durumda ihsan etme arzusunu kısıtlamamalıyız.

Eğer niteliklerimle olan bağımla baş edemeyeceğimi hissedersem, onları kısıtlarım, ancak birlik içinde kalabildiğim ölçüde. En önemli şey birliktir, birliği edinmektir, birliğe ulaşmaktır. Ve hangi seviyeye ulaşıldığı da çok önemli değildir.

Onun en minimal düzeyinde olsa bile, biz zaten manevi dünyadayız ve Yaradan’a aramızda ifşa olma fırsatını zaten veriyoruz.

Sadece Yaradan Yardım Ederse

“Tüm eylemlerimizi Senin için yani Yaradan uğruna gerçekleştirebilmemiz için, Yaradan’dan bize güç vermesini talep ederiz. Aksi takdirde yani bize yardım etmezse, tüm eylemlerimiz sadece kendi menfaatimiz için olacaktır. Aksi takdirde, Sen bize yardım etmezsen, tüm eylemlerimiz yalnızca kendi yararımız için olacaktır.” (Rabaş, “Çalışmada ‘Erdemlilerin  İyi İşleri, Nesillerdir’ Nedir?”)

Geleceğe karşı tutumumuz, kendi yararımıza mı yoksa Yaradan uğruna mı olup olmadığı fark etmeksizin, yalnızca Yaradan’ın yardımına bağlıdır.

Eğer O bize yardım etmezse, egoist doğamız içinde her şeyi otomatik olarak yapacağız ve dünyamızın sınırları içinde yaşayacağız ve bu düşüncelerin ötesine geçmenin mümkün olduğunu bile fark etmeden sadece kendimiz hakkında düşüneceğiz. Bu, doğadaki en düşük, olabilecek en kötü durumdur.

Ve tam tersi, eğer  Yaradan ışığını üzerimizde parlatırsa, bağ kurmamıza yardımcı olur ve aramızdaki uzaklığı, boşluğu, reddetmeyi ve mesafeyi doldurmaya başlarsa, o zaman birbirimizi tam olarak O’nun aramızdaki varlığının yapacağı şekilde hissetmeye başlayacağız.

Başlangıç durumumuz çorbadaki ekmek dilimleri veya sebze parçalarıyla karşılaştırılabilir. Çorba, aramızdaki tüm mesafeleri doldurması gereken Yaradan’ın ışığı gibidir, biz de onun içinde olacağız. Buna, aramızdaki her şeyi dolduracak olan Yaradan’ın varlığı olan “Şehina’yı yaratmak” denir.

Buna bağlı olarak, birbirimize olan yaklaşımımız değişiyor. İçimizde hala egoist olarak, birbirimize zıt kalsak da, birbirimize ışığın, Yaradan’ın üzerimizdeki etkisine uyumlu olarak davranırız.

Egoizmimize bir kısıtlama getirerek ve egoyu ihsan etmeye, sevgi ve bağa dönüştürecek bir perde bularak, böylece birbirimizle 625 kat daha fazla bağ kurarız. Tüm eylemlerimizin artık kendi iyiliğimiz için değil, Yaradan ile aramızdaki herkesle olan bağımız uğruna olduğu ortaya çıkar.

Fakat eğer Yaradan’dan bize gücüyle yardım etmesini, herkesin niyetini almaktan ihsan etmeye, uzak olmaktan bağa ıslah etmesini isteyemezsek, o zaman hiçbir şey bize yardım edemez. Biz kendimiz birbirimize karşı tek bir doğru adım bile atamayacağız. Hiçbir şekilde! Sadece Yaradan yardım ederse!