“Covid Henüz Hiçbir Yere Gitmiyor” (Linkedin)

Covid-19 ile bir yıldan fazla süren savaşmanın ardından aşılar artık kullanımda ve dağıtımları hız kazanıyor. Birçok eyalet, kısıtlamaların bir kısmını veya tamamını kaldırdığından, nihayet salgından çıkıyoruz gibi görünüyor.

Yine de, sonuca varmak için biraz fazla hızlı olduğumuzu düşünüyorum. Hala birbirimizle nasıl ilişki kurmamız gerektiğinin bilincinde değiliz ve sınırları kaldırmaya yönelik düşüncesiz yarış çok olumsuz bir tepki üretebilir. Özellikle de birbirimize ne kadar yakın ya da uzak olmamız gerektiğini hala hissetmediğimiz için, henüz ormanın dışına çıkmış değiliz.

Virüs çok çeviktir, kolay ve hızlı bir şekilde mutasyona uğrar ve şimdi ilk göründüğünden çok daha fazla bulaşıcı. Birbirimizden ne kadar uzakta olmamız gerektiğini (bu kişiden iki adım uzakta ve o kişiden on adım uzakta) hissetmediğimizden kendimizi nasıl idare edeceğimizi bilmiyoruz.

Ayrıca aşılar işe yarasa bile, onlar yüzde yüz aşılamazlar ve yalnızca altı ay kadar etkilidirler. Bu nedenle, kutlama için bir neden göremiyorum.

Sayısız kereler söylediğim gibi, doğa bizden daha akıllıdır; davranışımızı yeniden gözden geçirmemizi talep eder. Bu yüzden bize Koronavirüsü gönderdi ve virüs biz doğanın talebine uyana kadar (çeşitli şekillerde) bizi rahatsız etmeye devam edecek.

Şu anda, kısıtlamaları ne zaman kaldırsak, daha önce; bencilce ve birbirimize veya çevreye önem vermeden yaşadığımız hale geri dönüyoruz. İşte tam da bu yüzden salgın patlak verdi; bizi ilişkilerimizi dönüştürmeye zorlamak için. Kısıtlamaları her kaldırdığımızda önceki yaşam biçimimize geri dönersek, virüs her seferinde daha öldürücü ve şiddetli şekilde geri gelmeye devam edecek. Ancak aramızdaki zorunlu mesafeyi olumlu ilişkiler kurmak, karşılıklı bağımlılığımızı öğrenmek ve birbirimizi önemseme gerekliliğini öğrenmek için kullanmaya başladığımızda, kendimizi daha dikkatli bir şekilde yönetebileceğiz ve bizi, birbirimize zarar vermekten alıkoyan bir virüse ihtiyacımız olmayacak.

Bunu yapmak için, mesafemizi koruyarak kendimizi değil, uzak durduğumuz kişileri koruduğumuzu düşünmeye başlamalıyız. Yani eğer bizler kolektif şekilde, kendimizi enfekte olarak gördüğümüz (asemptomatik olsa bile) ve başkalarına bulaştırmamak için birbirimizden uzak durmamız gerektiği gibi bir düşünce tarzı geliştirirsek, o zaman birbirimize bulaştırmayı bitirmiş oluruz. Bunu yaparsak, birkaç hafta içinde virüs yok olacak. Ama daha da önemlisi, karşılıklı sorumluluk konusundaki ilk egzersizimizi başarmış olacağız.

Bu egzersiz, ancak karşılıklı sorumluluk yoluyla güvenli ve başarılı bir toplum inşa edebileceğimizi gösterecek ve şu anda aşırı bireysellik ve narsisizm nedeniyle sahip olduğumuz hürmet yerine, bu düşünce tarzını geliştirmek isteyeceğiz.

Fiziksel (ve duygusal) sağlığımız, sosyal sağlığımıza daha önce olduğundan daha fazla bağlı. Sağlıklı olmak istiyorsak, önce toplumumuzu bozulmuş egoizmden iyileştirmeliyiz. Farklılıklarımızı takdir etmeyi ve yavaş yavaş bunlardan dolayı sevinmeyi öğrenmeliyiz. İnsan toplumunun çeşitliliğinin, onun gücü için gerekli olduğunu ve farklı düşünen, farklı bakan ve farklı hareket eden insanlar olmadan, hiç kimsenin gelişip başarılı olamayacağını anlamaya gelmeliyiz çünkü sadece farklı insanlarla temas ve iletişim yoluyla gelişiyoruz. Bunu anladığımızda dengeli, sağlıklı bir toplum inşa edebileceğiz ve virüs gerçekten yok olacak.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed