Doğru MAN (Dua) Neye Dayanır?

Soru: Doğru MAN (dua) neye dayanır? Onun temellerini nasıl hissedebiliriz?

Cevap: Çok basit, MAN kendiniz için olamaz. Bir dost için olabilir ve tüm grup için olması daha da iyidir. Arzum yerine, sizin arzunuzu alırım ve sizin için talep etmeye başlarım, hepsi bu.

Tüm grup bunu yaparsa iyi bir şeydir. Kişinin kendisini hapisten kurtaramayacağı, ancak sadece dostlarının onu özgürleştirebileceği söylenir. Her birimiz diğer herkesi hapishaneden çıkardığımız için, bu her birimiz için aynıdır. Egoist hapishaneden ancak dostlarımız bizim için dua ederse kurtulabiliriz.

Dua etmek, Yaradan’dan, dostlarımı ıslah etmesini istemek demektir ve herkes bunu yapmalıdır. Onlu içinde, dokuz dostum için istersem, ben mutlaka onuncu olacağım. Kendim için istememe gerek yoktur çünkü dokuz Sefirot her şeyi belirler ve Malhut onlardan türetilmiştir.

Bu nedenle, kişiye verilen her şey, istemesi için değil, istemesin diye verilir. Buna “kendi üzerine yükselme”, kendini kısıtlama (tzimtzum) denir. İlk dokuz Sefirot’u yani dostlarımın tüm arzularını almalıyım. Kendimi bu şekilde yeniden inşa edersem, kendimden Yaradan’a dönebilecek bir birlik yaratırım. Bu, Partzuf olarak adlandırılır.

Sürekli Yaradan’a Dönmek

Soru: Sürekli Yaradan’a dönmek mi yoksa bunu çok zor anlarda yapmak mı doğrudur?

Cevap:  Her zaman uygun olduğundan, her zaman O’na dönmemiz için bir nedenimiz olduğundan emin olmalıyız.

Soru: Bunun için bir neden mi arıyoruz?

Cevap: Bunu aramayın, gerçekten ilerleyin ve o zaman daima Yaradan’a dönmeniz için nedenleriniz olacaktır. O, sürekli hitap edilmekle ilgilenir.

Soru: Ve milyarlarca insanın tüm isteklerini aynı anda kabul edebiliyor mu?

Cevap: Sanırım öyle. Bizler, O’nun tam kontrolü altındayız ve her şey sadece bizim arzularımıza, taleplerimize bağlıdır.

Çocuklara Mutlu Olmayı Nasıl Öğretebiliriz?

Soru: Çocuklara mutlu olmayı nasıl öğretebiliriz? Ve onlara Kabala ile ilgili bir şeyler öğretmeye değer mi?

Cevap: Doğal olarak çocuklara mutlu olmayı öğretmek istiyoruz ve onlara öğretebiliriz. Bir çocuğa: “Zorba olma, başkalarına vurma, kibar ol, terbiyeli ol,” vb. şeyler deriz çünkü bu şekilde onun daha iyi koşulları garanti altına alındığını biliriz.

Çocuklarımızı, onlara bağ kurma yöntemini öğretebileceğimiz yaşa gelene kadar, bu şekilde eğitmeliyiz. Ve sonra kesinlikle iyi bir yaşam için garantileri olacaktır.

2020 Yeni Bir İnsanlığın Doğum Yılı

İnsanlık 2020’yi çok garip ve sıra dışı olarak hatırlayacak. Üstümüze bir darbe gibi düştü ve tüm hayatımızı tamamen durdurdu. Yaşam, insan egoizminin azami kullanımı ile iş, eğlence ve seyahatle ilgili yerleşik rutinlere göre devam ediyordu.

Birdenbire Koronavirüs gibi bir darbe geldi ve evden çıkmamıza, dünyayı dolaşmamıza veya eğlenmemize izin vermedi. Tiyatrolar, sinemalar, parklar, restoranlar ve barlar kapalıydı. Koronavirüs, birbirimizi izlediğimiz ve ayak uydurmaya çalıştığımız yaşam yarışını kesintiye uğrattı.

Bu, bir bara, sinemaya, tiyatroya ya da seyahat etmeye doğal bir arzu duyduğum anlamına gelmez. Bununla birlikte, başkalarının ne yaptığına baktım ve başkalarından daha kötü olmama doğal arzum gereğince, onları kopyaladım – sürü hissi bu. Ama bu sürüyü kim yönetiyordu? Parası ve gücü olan, bizden para kazanmak için bizi konserlere, barlara, restoranlara ve dünyanın farklı yerlerine gezilere göndermek isteyen insanlar.

Artık her şey bitti ve bir daha asla eskisi gibi olamayacağız. Eski yaşam biçimine dönmek mümkün gibi görünse bile, işe yaramayacaktır. Bir yolculuğa çıksak bile, daha önce yaptığımız gibi tadını çıkaramayız. Bir restorana ya da bara gitsek ve hepsinin artık aynı olmadığını, bir şekilde sefil ve anlamsız olduğunu görürüz.

Ve dahası, her yerde bu şekilde olacak. Doğa bizi yetiştiriyor ve yaşama, doğal kaynaklara ve insan toplumuna karşı farklı bir tavır sergilemeyi öğretiyor. Yavaş yavaş, 2020’deki Koronavirüs salgınının yeni bir insanlık türünü doğuran eşsiz bir dönem olduğunu fark ediyoruz.

2020 yılı, direksiyonsuz veya frensiz bir araba sürüyormuş gibi geçti. Direksiyonun kontrolünü nasıl tekrar ele alabiliriz? Öncelikle Koronavirüsün insanın elinde olmadığını, yukarıdan geldiğini anlamalıyız. Bu yüzden, her şey bize sormadan aniden oluştu. Üst güç ve doğanın gücü bize her yönden baskı uyguladı ve tüm insan yaşamını yeni bir şekilde yeniden düzenledi.

2020, içinde yeni değerlere göre yaşayacağımız, yeni bir dünyanın kapısı oldu. Birbirimize nasıl yakınlaşacağımızı öğrenmek, yakınlaşmak, hayatımızın amacını ve anlamlarını bulmak bizim için önemlisi olacaktır. Bu dersleri geçmeli ve gerçekleştirmeliyiz. Aramızda ortaya çıkan özel bağı henüz hissetmiyoruz. Bu hem birbirleriyle hem de doğayla, yeni ilişkilerle bağ kuracak yeni bir insanlık türü olacaktır.

Güzel bir hayat olacak. Bu darbeyi ilaç olarak algılamak gerekiyor çünkü yazıldığı gibi “Yaradan’ın darbeleri iyileşir”. Bu iyileşme zaten oluyor ve çok başarılı.

Twitter’da Düşüncelerim / 13 Ocak 2021

Sürekli ortaya çıkan rahatsızlıklara seviniyorum, çünkü tam olarak onların üzerinde, tekrar tekrar dostlarla ve onların aracılığıyla – Yaradan ile bağ kurmaya çalışıyorum. Egoizmin bitmesini istemiyorum.

Onun var olduğunu görmekten mutluyum ve onun üzerinde tavrımı / Yaradan’a olan sevgimi gösterebilirim.

Herkese Özel Bir Mucize Diliyorum!

Hepimize özel bir mucize diliyorum! Yeni yılda, gerçekten büyük, büyük bir mucize. Tek bir mucize! Böylelikle hayatlarımızın üzerine yükselelim ve en azından bunun ne için olduğu hakkında biraz bilgi edinelim. O zaman hepimiz iyi hissedeceğiz. Hepimizin bir amacı olacak. Neden çocukları doğurduğumuzu, onları büyüttüğümüzü ve onları neye yönlendirdiğimizi bileceğiz.

Yapmamız gereken tek şey, içinde var olduğumuz dünyayı ifşa etmektir. Kendimizi değiştirmek için, doğanın bize ne yaptığını, bizden ne istediğini, ne olmamız gerektiğini anlamak gerekir. Hadi deneyelim! Bunu düşünelim ve bir şeyleri değiştirmeye çalışalım.

Umarım 2020 yılında aldığımız darbenin hemen hemen birinci yılı olan 2021 yılı, bir tür aydınlanma yılı olacak. Bunu hepimize diliyorum. Mutlu bir yıla, gerçekten yeni bir yıla!

Neden Yaradan İle Bir Anlaşmaya Varamıyoruz?

Soru: Neden Yaradan ile bir anlaşmaya varamıyoruz?

Cevap: Bu, anlaşmaya varmak istediğiniz şeye bağlıdır. Eğer O’nun size iyilik yapmasını ve ayrıcalıklar vermesini istiyorsanız, bu gerçekleşmez. Hepimiz çok katı bir karşılıklı bağ sisteminin içindeyiz. Bu sistemde:  “Neden benimle oynuyorsun? Neden bana bu kadar uzun süre kötü davranıyorsun? Bak ne kadar acı çekiyorum !? ” gibi talepler olamaz. Bunların hiç biri yardımcı olmaz. Sonuçta, insanlığın nasıl Yaradan’a yalvarmaya çalıştığını ve sanki bizden bu tür fedakârlıklar bekliyormuş gibi, O’na kurbanlar sunduğunu görüyorsunuz. İşe yaramıyor.

Tüm egoist arzuların, özgecil bir bağ sistemi içinde tamamen doğru, sağlıklı bir karşılıklı bağ sistemi vardır. Bu sistemi mümkün olan en iyi şekilde öğrenmemiz, anlamamız ve sonra onun içinde var olmamız ve onu bu dünyada yaşarken ifşa etmemiz gerekiyor.

Zohar Kitabının Gizli Etkisi

Soru: Zohar Kitabı’nı dinleyiciler ile birlikte okuduğumuzda, bu onları etkiler mi?

Cevap: Onlara belli bir izlenim, belli bir imaj verir.

İçlerinde bir şeyin ne kadar değiştiğini bile hissetmezler. Bu hikâyelerle,  onların içinde, sahip olduklarından şüphelenmedikleri gizli nitelikler uyandırırız.

Zohar Kitabı’nın gizli etkisi budur. İçinizin en derinlerinde var olan şeylerden bahseder ve içinizde bu içsel nitelikleri uyandırır. Aniden şunu hissetmeye başlarsınız: “İçimde bir şeyler oluyor, bu Kitap içimde bir şeyler yapıyor.” Ne yaptığını anlamazsınız ama içinizde bir hareket hissedersiniz, içinizde bir şeyler değişir.

Soru: Bu olumlu bir sonuç mudur? Burada olumsuz duygu tehlikesi yok mudur?

Cevap: Kesinlikle yoktur! Şimdi tüm dünyanın değişmesi gereken bir durumdayız. Bu Kitap bizim rehberimizdir çünkü bizler o olmasa bile değişeceğiz ama doğanın çok sert etkileri altında.

Yaradan’ı Memnun Etmek

Soru: İfade ettiğimiz en olumlu duygulardan biri sevinçtir. Sandviç yemenin, dostlarla arkadaşlık yaşamanın ya da Olimpiyatlarda madalya kazanmanın hazzını, tek kelimeyle ifade ediyoruz: sevinç.

Bir Kabaliste sevinç veren şey nedir?

Cevap: Kabalist, Yaradan ile benzerliğe ulaşabildiğinde sevinç duyar, çünkü insanlar aracılığıyla O’nun üzerinde iyi bir etki yaratır ve iyi bir eylem ortaya koyar.

Bu genellikle şu şekilde yapılır: ne kadar çok insan birbiriyle bağ kurarsa, üst ışığı alma, birbirleriyle birliktelikte Yaradan’ın daha yüksek hissiyatı ve O’nu ifşa etme fırsatları o kadar büyük olur.  O zaman aralarında sevinç ortaya çıkar çünkü Yaradan’ı kendi bağlarında hissederler ve O’ndan nasıl haz aldıklarını ve O’na nasıl memnuniyet verdiklerini hissederler.

Yani, bir Kabalistin hissettiği sevinç, Yaradan’ı memnun etmesi gerçeğinden gelir.

Yaradan, prensipte bizden hiçbir şeye ihtiyaç duymayan, doğanın en yüksek pozitif gücü demektir. O’nun mutlu olduğunu hisseden sadece biziz. Bu gücün bizi doldurmasını sağlamak için birleşiriz.

Hızlı Kabala İpuçları – 10/7/20

Soru: Sanal bir topluluk ile manevi bir topluluk arasındaki fark nedir?

Cevap: Sanal bir topluluğun birçok farklı hedefi vardır. Manevi topluluk ise çok net, farklı ve büyük öğretmenleri tarafından belirlenen tek bir hedefin peşindedir. Ve biz öğrenciler olarak bu hedefe doğru ilerliyoruz.

Soru: Twitter, Facebook ve YouTube gibi sosyal ağların sahiplerine ne önerirsiniz?

Cevap: İnsanlara, birbirleriyle en açık iletişim içinde olma fırsatı vermek için, sosyal ağların gelişimini doğru yöne yönlendirmelerini tavsiye ederim ve insanlık bunu çabucak anlayacaktır.

Ama günümüzde bu ağlar, insanların doğru şekilde bağlanmasını engelleyecek şekilde çalışıyor. Doğanın güçlerinin, insanları doğru hedefe yönlendirmesine izin vermelidirler. Ama müdahale ederler ve bu onların en büyük kötülüğüdür.

Soru: İnsanlar arasındaki iletişimi geliştirmek için ne tür bir teknoloji önerebilirsiniz? Hiç fikriniz var mı?

Cevap: Hayır. Bence tüm fikirler ihtiyaç duyulur duyulmaz ortaya çıkacaktır.