Category Archives: Birlik

Ölümden Sonra Hayat Var!

Koronavirüs salgını, tüm insanlık için ortak bir komplikasyona neden oluyor: amacı, umudu ve çabanın ödülünü kaybetmekten kaynaklanan tükenmişlik. Bir kişi bilinçaltında uğruna yaşayacak hiçbir şey olmadığını hisseder ve ilgisizlik, depresyon ve umutsuzluğa gömülür. Tüm dünya uykuya dalıyor gibi görünüyor.

Bundan önce hepimiz bir yarışın içinde oynuyorduk, inşa ediyor, yıkıyorduk, çocuklar gibi sürekli hareket ediyorduk. Bugün bu oyunlara devam etmek zaten imkansız ve insanlar ne yapacaklarını ve ne için yapacaklarını anlamıyorlar. Çok fazla kısıtlamalar var. Bu nedenle, herkes ilgisizlik ve umutsuzluk tarafından ele geçirilir; hareket edecek güç yok, enerji yok, hedef yok.

Yaradan, daha önce denediğimiz gibi kendimiz için yaşamanın bir anlamı olmadığını göstermek istiyor olabilir mi? Aslında, bu kendini kandırmaktı çünkü kimse gerçekten kendisi için yaşamıyordu, ona öyle geliyordu. Şimdi umutsuzluğun dışında, birbirimizi düşünmeye başlarsak, bu konuda birbirimize destek olacağız ve Yaradan da bizi destekleyecektir.

Bu yolla, egoizmimizin ölümünden sonra hayat olduğunu göreceğiz! Bize memnuniyet, yaşama motivasyonu ve büyük enerji verebilecek başka, sonsuz ve mükemmel, güzel bir hayat.

Twitter’da Düşüncelerim / 10 Kasım 2020

Şimdi ve gelecekte ışık yoksa – bu, yeni bir safhayla karşı karşıya olduğumda, her zaman tam bir sıfırla başlayan, bir sonraki dereceye geçişin bir işaretidir. Kişi gözlerini kapatmalı ve gruba daha fazla yatırım yapmalı, birlikten başka hiçbir şey düşünmemeli.

Birliğin sonucu olarak yukarıdan yeni ışık gelir ve beni doldurur. Yeni bir safhaya yeni bir dereceye doğru bir atılım yaptığımı ve ilerlediğimi hissederim. “Ve akşam vardı ve sabah vardı – bir gün.” Gün karanlıkla başlar. Önce akşam olacak, sonra bir gün olarak sabah gelecek.

Twitter’da Düşüncelerim / 6 Kasım 2020

İnanç, bir kişinin kendi görüşünden Yaradan’ınkine yükselmesi demektir. Bizim görüşümüz bilgidir. Her derece, doğamın talep ettiği şeyle, karanlıkla başlar, ancak ben Yaradan’ın görüşüne arzu duyarım ve her seferinde yükselmeliyim.

İstediğimi düşünmüyorum veya yapmıyorum fakat Yaradan’ın istediği gibi yapıyorum.

Yaradan, sevgi ve ihsan etme niteliğidir. O’nun arzusunu yerine getirerek, kendim ve Yaradan arasında grup, onlu, tüm insanlık aracılığıyla bir iletişim sistemi kuruyorum. Kendimi düşünmüyorum ya da kendim için istemiyorum yalnızca sadece başkaları için: onların hedefi unutmamaları ya da hedeften kopmamaları için. Aklımı ve kalbimi onlara yönlendiriyorum.

Herkes kendisi yerine başkalarını önemserse, kendimizi Koronavirüsten ve diğer tüm sorunlardan kurtararak acı yolundan maneviyatın yoluna, ışığın yoluna geçeceğiz. Birlik hakkında düşünmeye başlarsak, dünyadaki her şey otomatik olarak yoluna girecektir.

Sadece düşüncelerimizi düzeltmemiz gerekiyor.

“Her şey düşüncede çözülecektir.” Böylece, bir kart destesini karıştırır gibi, şu anda kasıtlı olarak hayatımızı karıştıran tüm doğa güçlerini dengeleyeceğiz. Her şey, yalnızca bu dünyanın en yüksek seviyesi olan insan seviyesindeki arzumuza bağlıdır.

Gerçek insan güçlerimizi, Evrende bizden gizlenen her şeyi hissedeceğiz: kara delikler ve karanlık madde, dünyanın yaratılmasından önce hareket eden ve onu yaratan tüm güçler. Yaratılışın derinliklerine inmeye ve nerede olduğumuzu hissetmeye başlayacağız.

Bu fantezi değil, gerçek bilimdir: Kabala.

Her şey, her insanın kendisi hakkında değil, komşusu hakkında, herkes hakkında düşünmesi ve böylece daha yüksek bir dereceye kadar yükselmesiyle başlar. Kendinden çıkmak, Yaradan’a girmek demektir, çünkü O, egoist düşüncelerimizin ve arzularımızın üzerinde var olur.

Mantık üstü inanç, bir sonraki manevi seviyeye erişme yoludur, daha da yükseğe.

21. Yüzyıl Öğrencileri Ve Geleceğin Liderleri İçin Gerekli Beceriler Nelerdir? (Quora)

Geleceğin liderlerinin, insanları, farklılıklarının ve uyuşmazlıklarının ötesinde nasıl birleştireceklerini bilmeleri gerekecek. Elbette bu, geçmişte olduğu gibi, insanların iradelerine karşı güç kullanmak anlamına gelmez. Bunun yerine, kesinlikle herkesi birleştirmek isteyen liderlere ihtiyacımız olacak.

Günümüzde “bize karşı onlar” senaryolarında yaşadığımız için, tüm insanları birleştirmenin birincil önemini anlamak zordur. Bununla birlikte, daha fazla gelişmeyle, doğanın içimizde ve dışımızda nasıl çalıştığını anlamada yeni zirvelere ulaşmamız ve bunu yaparak, insan doğamızın üzerine nasıl yükseleceğimizi ve başkalarıyla nasıl olumlu bağ kuracağımızı anlamamız gerekecek.

Birbirimizle olan pozitif bağımız, bizleri, doğanın mükemmel bir şekilde bağlantılı ve özgecil niteliği ile uyumlu hale getirecek ve doğa ile denge kurarak yepyeni bir yaşam tarzı deneyimleyeceğiz – şu anda hayal edemediğimiz zevkleri, mutluluk, sağlık, güven ve güvenlik.

Geleceğin liderleri, başkalarıyla olumlu bir şekilde bağ kurmanın yanı sıra, başkalarının da aynı şeyi yapmasına rehberlik edebilmek için, egoist doğalarının üzerine çıkma konusunda bilgi, bilgelik ve deneyimle donatılmalıdır.

Onlar, doğanın özgecil ve bütünsel doğasını, amacını ve değerini algılamalı ve hissetmeliler, insanlığın geçirdiği süreci ve ulaştığımız insani gelişimdeki önemi anlamalılar: biz insanlar için farklılıklarımızın ve bölünmelerimizin üzerinde birleşerek, doğa ile denge kurmamızın zamanı geldi.

Geleceğin liderleri, insanları bölücü dürtülerinin üzerinde birleşmeye yönlendirebilecek yolları deneyimlemeli ve insanın kurnaz egosunun üzerinde başkalarıyla bağ kurma sürecine yardımcı olmak için, gerekli gücü nasıl çekeceklerini bilmelidir.

Hayatta kalmamızı sağlayan temel ihtiyaçlar dışında, insan doğası egoisttir, başkaları pahasına haz alma arzusu iken, bizi çevreleyen doğa ise özgecildir ve her şeyi ve herkesi birbirine bağlamak için çalışır. Bu nedenle, bağımızda, doğamızı egoistten özgeciliğe çevirmemiz gerekecek ve bunu yaparak, çevreleyen doğanın birbirine olan bağlılığına ve karşılıklı bağımlılığına benzeyeceğiz.

Bu nedenle geleceğin liderlerinin, insanları egoistten özgeciliğe, nefret dolu olmaktan sevmeye ve ayrılık yaratandan pozitif bir şekilde bağ kurmaya doğru dönüşüm geçirmeleri için, rehberlik edebilmeleri gerekecektir. Dahası, başkalarıyla pozitif bağ içinde insan egosunun üzerine çıkacakları ve başkalarına karşı fedakârlık, ilgi, alaka ve sorumluluk yansıtacakları için, bu durumda sadece kendi ülkeleri, bölgeleri, şehirleriyle veya doğrudan yönettikleri diğer gruplarla değil, tüm insanlıkla ilgileneceklerdir. İnsanlığın, farklılıklarının ve bölünmelerinin üzerinde bir bütün olarak birleşmesine özen göstererek ve doğrudan kendi sorumluluk alanlarını insanlığın mükemmel bağının daha geniş sınırlarına yerleştirme yoluyla -hücrelerin ve organların, kendi konakçı organizmalarının içinde işlevleri gibi- o zaman dünya, doğa ile dengeye girmemizden kaynaklanan mükemmelliği keşfetme yolunda olacaktır.

Aile İçi Şiddeti Bitirmenin Yolları Nelerdir? (Quora)

Aile içi şiddeti sürekli olarak sona erdirmenin tek yolu, hayatta kalabilmemiz için günümüzde ihtiyaç duyduğumuz ciddi eğitimi uygulamaktır: Egoist insan doğamızın her an üzerimizde nasıl işlediğini, içimizde ve bir bütün olarak insanlıkta nasıl büyüdüğünü, bölücülük, nefret ve şiddet gibi fenomenleri nasıl ortaya çıkardığını, geçmiş eğitimimizin artık yerine getiremediği yeni yöntemlere ihtiyacın nasıl zirve yaptığını ve aile içi şiddet gibi korkunç durumlarda patlamanın nasıl durdurulacağını öğrendiğimiz yeni bir eğitim türü.

Her insanda şiddet eğilimleri vardır.  Aile içi şiddetin çoğu, erkeklerin kadınları şiddetle taciz ettiği düşünülürken, bugün annelerin de çocuklarını şiddetle taciz ettikleri ve hatta tam tersine çocukların annelerine karşı bunu yaptıkları gibi durumları da görüyoruz.

Doğa bizleri neden çoğumuzu kendi aile üyelerimize saldıracak kadar vahşi bir duruma getirdi?

Egoist doğamızın kötü bir eğilim olduğu sonucuna varmamız için.  Başkalarının pahasına haz alma arzusu olan egomuz, nihayetinde ona fayda sağlamayan herhangi birinden veya herhangi bir şeyden nefret eder.

Üstelik günümüzde her zamankinden daha fazla, aile içi şiddet, insanlarda biriken muazzam nefretin önemli bir örneğini oluşturuyor ve bunların hepsi nefreti – net olarak hiçbir olumlu sonuca yol açmayan – bir kenara bırakıp birbirimizi sevmeye başlamamız içindir.

Bu nedenle, şiddet ve ıstırap ne kadar fazla olursa, umutsuz bir değişim çığlığına ulaşmak için o kadar fazla potansiyel kazanırız: doğamızı egoist ve nefret dolu olmaktan, özgecil ve sevgi dolu olmaya dönüştürmek.

Bu, bize doğanın – insan doğası dahil – nasıl çalıştığını ve içimizde istem dışı olarak ortaya çıkan nefretin ötesinde, birbirimize nasıl olumlu tavırlar geliştirebileceğimizi öğretmeye odaklanan yeni bir eğitim biçiminin öneminin devreye girdiği yerdir.

Bağlarımızı zenginleştiren böylesi bir eğitimle insanlığa büyük ıslahlar getirebileceğimiz konusunda iyimserim.  Onlarca yıldır kendimi bağları zenginleştiren eğitime adadım ve doğam gereği çok egoist ve otoriter olsam da, insan doğasının nasıl çalıştığını öğrenerek ve onunla birlikte olumlu özgecilik, sevgi ve önemseme örnekleriyle dolu olumlu bir çevre çizerek,  sonra günden güne daha iyi bir insan olmak için sürekli umut ve motivasyon geliştiriyorum.

Aile içi şiddetin ve bugün dünyamızda giderek artan diğer birçok nefret dolu patlamaların sonunu görmek istiyorsak, topluma yaymamız gereken türden bir dürtüdür bu.

Birliğe Katılmak İçin Diğerlerinin Onayını Alın

Soru: Tora’daki “Gidin ve birbirinizden edinin” ifadesi ne anlama geliyor?

Cevap: Bu, birbirimizle doğru formatta birleşerek, aramızdaki özgecil bağda, ihsan etme ve karşılıklı sevgi nitelikleri içinde, evrenin daha yüksek katmanlarını ifşa etmeye başladığımız bir duruma ulaşmamız anlamına gelir.

Başka bir kişiden benimle birlikte böyle bir birliğe katılma rızasını alıyorum ki bu bize bir sonraki doğa seviyesi hakkında bir hissiyat verecektir.

Twitter’da Düşüncelerim / 4 Kasım 2020

Dünyada panik var – çünkü insanlar nasıl davranmaları gerektiğini anlamıyorlar. Ancak çözüm basit: Sadece birbirinize yaklaşın, herkesi birbirinden uzaklaştıran egoizme karşı gelin. Ve en önemlisi, eylemlerde yaklaşmak değil, pandemi özellikle onları durduruyor, ama düşüncelerde – niyetlerde. O zaman her şey güzel olacak!

Ve sürekli olarak ihsan etmeyi, dostlarla bağ kurmayı kendi düşüncelerinin üstüne koyarak işletmeye çalışır. Yaradan’ın dilediği gibi düşünün – ve O’nu hissetmeye başlayacaksınız.

Manevi dünya, mantık inanç ölçüsünde açığa çıkar – yani, kişi egoizmi-bilgiyi Yaradan’ın iradesinin, inancının altında resmettiğinde.

Twitter’da Düşüncelerim / 1 Kasım 2020

Maskelerin, sizin enfeksiyon kapmasından kaçınmaya değil, mikroplarınızı başkalarına geçirmekten kaçınmaya yardımcı olduğunu söylüyorlar – Doğa bilinçsizce bize doğru ilişkileri böyle dayatıyor.

Doğrusu, insanlar bilinçsizler ve farkında değiller, ama bu da etkilidir ve karşıtlığın farkına varmamızı sağlayacak …

Neden Anlaşmazlıkların Üzerine Çıkmalıyız?

Soru: Doğada, özellikle hayvanlar aleminde çeşitli çatışmalar vardır. Neden insan seviyesinde anlaşmazlıkların üzerine çıkmalıyız? Bırakın doğayla yaşayalım!

Cevap: Bizler, İnsan (Adem) seviyesine yükselmiş olan, hayvanlar aleminin torunlarıyız. Egoizmimiz bile hayvanlarınki ile aynı değildir. İçgüdüsel olarak onlara sahipler, onlara doğaları gereği verilmiştir ve değiştiremezler. Onlar çoğu şeyi sadece kendi faydaları için yapabilirler.

Dolayısıyla hayvan seviyesi bize örnek olamaz. İnsan sosyal bir hayvandır. Sosyal açıdan yararlı olabilmesi için kendini ıslah etmesi gerekir. Burada yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Bunu yapmalıyız; aksi takdirde bir geleceğimiz olmayacak.

Yorum: Ama bizler doğanın bir parçasıyız …

Cevabım: Sadece hayvan bedenimize göre doğanın parçasıyız ama egoizmimize göre değiliz. İçimizdeki bu iki seviyeyi karıştırmayın.

Doğanın İyi Öğrencileri Olun

Ancak tüm insanlar tam bir ıslaha ulaştıktan ve son basamağa yükseldikten sonra, egoizmimiz içinde algıladığımız bu dünya, duyumlarımızdan kaybolmaya başlayacaktır. Hala egoist arzu içinde olan insanlar ve gruplar, Adam HaRishon’un ortak ruhunun parçaları olduğu sürece, hepimiz bu dünyanın çerçevesi içinde olduğumuzu hissedeceğiz.

Fiziksel bedenlerde doğmaya ve ölmeye devam edeceğiz ve haz alma arzusunu ihsan etme olarak, ıslah etmenin son aşamasına girene kadar bu çemberden ayrılamayacağız. Ve sonra bu dünya duyularımızdan kaybolmaya başlayacak çünkü egoist arzu yok olacak ve ihsan uğruna niyetine dönüşecek. Ve bu dünya erimeye başlayacak.

Kabalist Şimon gibi yüzde yüz ıslah olabilirim, ancak dünyanın geri kalanı, Adam HaRishon’un ortak bütün Kli’si, henüz ıslah olmadığından, kaçınılmaz olarak bu maddi dünyanın ortak hissinde onlarla birlikte olacağım.

Geçmişin tüm büyük Kabalistleri, büyük erdemlileri, her şeyi sadece ihsan etmek için yaptılar, ama onlar kırık Kli ile bağdaydılar ve bu yüzden bu dünyayı hissettiler. Örneğin, Baal HaSulam tam bir kişisel ıslaha erişti, ancak bu onu diğer insanlarla olan bağının sonucu olan, ciddi hastalık ve ölümden korumadı.

Bu, tüm Kli’mizin genel ıslahı elde etmesine kadar devam edecektir. Bu süreç şimdi, tüm ortak Kli ortaya çıktığında ve tüm insanlık ıslah olduğunda başlar. Bu, bize karşı tutumu ve gerçekliğe yaklaşımımızı tamamen değiştirir. Yeni bir programa katılıyoruz ve eski durumda var olamayacağız.

Koronavirüsün, herkes diğerlerinden ayrı ayrı kendi başının çaresine bakarken, tüm insanlığı ne kadar çabuk önceki durumdan yeni bir duruma geçirdiğini görün. Virüs herkesi vurmaktadır, böylece kendimizi bağlı hissederiz. Bu bağ kötü olsa da, daha sonra onu düzeltmeye çalışacağız. Ve her şeyin ötesinde, hepimizin ortak bir sorunu olduğunu hissediyoruz.

Bu sorun bizi o kadar etkiliyor ki hepimizin acı çektiğini hissettiriyor. Ortak talihsizlik karşısında, aramızda ayrım yapmayı bırakacağız çünkü herkes acı çekiyor, herkes hastalanıyor, herkes ölüyor, herkes çaresiz ve bu sorunlardan nasıl kurtulacağını bilmiyor.

Virüs bizleri eşit bir temelde birbirine bağlar, birini yukarı birini aşağıya koymaz.  Onun amacı, bizi aynı derecede eşitlemektir. Bu nedenle sadece bizim birliğimiz, doğru ve tek ilaçtır.

Yaradan bize mutlak iyilikle davranır ama bizler kötüyü hissederiz çünkü durumumuzu O’na göre hizalamayız. Bu sanki çok çalışması gereken bir öğrenciyim ama çalışmaya çabalamıyormuşum gibidir. Bu nedenle darbeler ve cezalar alırım.

Bizler tek bir yönetim altındayız ve O’na yakınlaşmaya ve O’nun isteklerini yerine getirmeye başlamalıyız. Her aşamada onun önündeysek ve istekleri yerine getirirsek, o zaman çok daha yükseğe ilerlerken kendimizi iyi hissederiz.

Ancak istekleri yerine getirmek istemiyorsak ve bizim için asıl mesele, gösterilerde biraz gürültü yapmak ve hiçbir şeyi değiştirmeden yurtdışında eğlenmek için uçmaksa, o zaman daha da kötü hissedeceğiz. Doğa, babamız ve annemiz gibi bize öğretmeye çalışır, ancak bizler sadece eğlenmek isteyen inatçı bir çocuk gibi hiçbir şey duymayız.

Ve bu bir problemdir çünkü doğanın taleplerini dinlememiz ve bunlara karşılık vermemiz gerekiyor. Aksi takdirde, doğa bizi bir sonraki sınıfa aktaracak ve darbeler daha da ciddileşecek ve daha çok acı çekeceğiz. Bizi bekleyen başlıca darbeler, bizi yok edecek iklimsel felaketleridir. Tüm hastalıklardan ve açlıktan acı çekmek zorunda kalacağız.

Doğa, programa göre hareket eder ve bizler, birbirlerini doğru anlamaları ve bizim aracılığımızla bağ kurmaları için, Yaradan ile yaratılanlar arasında bağ kurmakla yükümlüyüz. Bu sorunun farkında mıyız ve düzeltmeye çalışıyoruz muyuz? Bu en önemli şeydir.