Önceki Reenkarnasyonların Bilgisi Geri Getirilebilir Mi?

Soru: Bizler önceki reenkarnasyon süresince bir şeyler öğrendik ve şimdi buraya yeni şeyler öğrenmek için tekrar geldik. Ama bildiğimiz ve anladığımız şeylerin hepsi geri alındı. Bu bilgileri geri getirmek için bir hakkımız var mı?

Cevap: Eğer Kabala çalışıyorsanız, önceki bilgileriniz size hızlı bir şekilde geri dönecektir. Sizler, bunları sizin anladığınız gerçekler gibi hissetmeye ve algılamaya başlayacaksınız.

Bu, bizim neslimizdeki modern çocukların, nasıl on ila yirmi yüzyıl önce dünyayı keşfeden çocuklara kıyasla her türlü teknolojiyi ve bilgiyi hızlı bir şekilde benimseyip kavraması gibidir.

Endişelenmeyin, her şey geri dönecek. Bu bilerek yapıldı, böylece her seferinde sizler ruhunuzu yeniden algılayacaksınız.

COVID-19’dan Korkmayın

Facebook Sayfamdan Michael Laitman 3/25/20

Koronavirüs, bize tekerlek üzerindeki bir hamster gibi koşmayı bırakmamızı ve yeni bir düşünme şekli geliştirmeye başlamamızı söylemek için geldi.

Koronavirüs, virüs değildir. Bize ne kadar korkunç bir dünya yarattığımızı ve içinde ne kadar acı çektiğimizi gösteren, doğadan bir lütuftur.

Yıllarca, yarattığımız her şeyi, bizi yetiştiren her şeyi yok ediyorduk ve bugün, kesinlikle başlamış olacak bir dünya savaşı yerine, doğa bize küçük bir virüs verdi, böylece hız kestik ve ne hale geldiğimizi fark ettik.

Bugünlerde, çok fazla korkularımız var. Enfekte olmaktan ve ölmekten korkuyoruz, finansal varlıklarımızı kaybetmekten korkuyoruz ve bizim, çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği hakkında endişeliyiz. Küresel salgın tüm dünyayı dehşete düşürüp felç etti, insanları evlerine bağladı.

Yeni Koronavirüs gerçekliğine nasıl uyum sağlamalıyız?

Kesinlikle sakin olmalıyız. Biz her zaman yarışta koşmak için inşa edilmedik. Nihai amacımız, ne için yaşadığımızı edinmektir.

Koronavirüs’ün sahip olduğu özel rolü anlamamız gerekir. Önceki temellerimizi sarsmak için geldi, böylece onları değiştirebilir ve hayatlarımızda birbirimize olumlu bağlar kurarak, daha fazla anlam keşfedebiliriz.

Tüm korkularımızı geride bırakmalıyız ve kendimizi Koronavirüs’ten nasıl korunacağımız konusunda endişelenmek yerine, bu verilen zamanı doğru şekilde nasıl kullanacağımızla ve doğru sonuçları nasıl çıkaracağımızla ilgilenmeliyiz.

Koronavirüs bizi “temizlemekte”. Birbirimize karşı egoist tutumlarımızın bizi nasıl sınırlandırdığını ve hayali hedeflerin peşinden koştuğumuzu göstermektedir. Bu nedenle, Koronavirüs bize egomuzun üzerine yükselme, dünyayı içsel yapımızdan, ruhumuzdan hissetme ve tamamen farklı, sonsuz, bütün ve eksiksiz bir gerçeklikle uyanma şansı vermektedir.

Burada ve şimdi, bu hayatta, sonsuzluk durumuna ulaşmak için bir adım atmaya hazırız ve gördüğümüz gibi, doğa bunu yapmamıza yardımcı oluyor.

Acı Çekme Nedenini Fark Etme

Soru: Kabala bireyleri nasıl değiştirir? Bu nasıl meydana gelir?

Cevap: Kabala özgecil ve manevi güçlerin bu dünyaya nasıl indiğini açıklayan bir bilgeliktir. İhsan etme ve sevginin bu nitelikleri, dünyevi olanların tamamen zıttıdır. Onlar yavaş yavaş insanlığa yakınlaşır ve bizlerin acı çekme nedeni budur.

Kişi diyebilir ki bizler acı çekiyoruz çünkü Yaradan bize yakınlaşıyor. Bizler O’ndan ne kadar zıt olduğumuzu hissediyoruz ve bu yüzden kötü hissediyoruz. İhsan etme, sevgi ve birleşmenin nitelikleri, bize yakınlaşırken, bizler doğamız gereği bunu istemiyoruz. Bu, bizlerin tüm hayatımız boyunca karşılaştığı bir problemdir.

Bizler bunu fark etmediğimiz için başımıza dünyada ne gelirse gelsin, manevi yükseliş için bir uyanış olarak değil, bizleri iten ve aşağılayan olaylar gibi hissedilir.

Eğer bizler acılarımızın kökenini, manevi güçler bize yakınlaştığı için acı çektiğimiz gerçeğini fark etseydik, buna göre de gittikçe daha fazla bu manevi güçlere, ihsan etme, sevgi ve birleşme niteliklerine benzer olsaydık, o zaman onları doğru bir şekilde algılardık, onlarla bağ içinde olurduk ve onların tamamen farklı niteliklere, manevi derecelere yükselmemize nasıl yardımcı olduklarını hissederdik.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 2

“Kötüyü dağıtın; onlar için ve dünya için daha iyidir”

Yorum: Birçok hükümetin Koronavirüse karşı aldığı önlemler, kelimenin tam anlamıyla insanların hayatlarını felç etti.

Cevabım: Hükümetler vatandaşları için çok korkuyorlar.  Onların, nüfusun sağlığından ve ekonomiden sorumlu olduklarını anlamalıyız.  Ve ekonomiler tamamen ilişkilerimize ve uluslararası ticarete bağlıdır.  Bu hükümetler için büyük bir baş ağrısıdır.  Tüm bağları kesmeye bile karar verdilerse,  bu başka seçeneklerinin olmadığı anlamına gelir.

Örneğin, geçen gün ABD Başkanı Trump,  Amerika Birleşik Devletleri’nden Avrupa’ya tüm uçuşları iptal ettiğini açıkladı.  Bunun ABD havacılık endüstrisi için ne anlama geldiğini anlıyor musunuz?  Elbette, özellikle yaklaşmakta olan bir seçim olduğu için buna dikkat ediyor.

Muhtemelen o, abartmadığımı doğrulayan verilere sahip.  Daha hoşgörülü bir karar vermek isterdi ama açıkça uçuşları durdurmak zorunda olduğu bilgisine sahip.

Yorum: Yaşadığım ülkede de aynı şey oluyor.  İsrail tamamen tecrit edilmiş durumda.  Ülkeyi terk edemezsiniz.  Sadece bu gerçeğin,  dört milyar şekelinin kaybına neden olduğunu duydum, geri kalandan bahsetmiyorum bile.

Cevabım: Bazı insanlar bunun bir abartı olduğunu düşünüyor.  Bence bu durum hafife alındı.

Soru: Virüsle savaşmanın tek yolunun izolasyonla olduğu ortaya çıktı.  Ancak bu, bizi sürekli olarak bir araya getirmeye, entegre olmaya iten doğa yasalarının eğilimine aykırıdır.  Bunu nasıl açıklayabilirsin?

Cevap: Çok basittir.  Eski bir Kabalistik kaynakta yazılmıştır, “Kötüyü dağıtın;  onlar için ve dünya için daha iyi. ”  Ya da tam tersi  “Doğruları toplayın;  onlar için ve dünya için daha iyi. ”

Soru:  Bizim günahımız nedir?

Cevap: Gerçekten doğru bir şekilde bağ kurmamamızdır. Bağımızda birbirimizin iyiliğini istemiyoruz, bu sebepten dolayı, buna gerçek bir birlik diyemeyiz. Bu yalnızca diğerleri pahasına fayda sağlama arzusu olarak adlandırılabilir.

Bu nedenle, gelişimimizde, doğa bu tür birleşme, ticaret ve benzeri girişimleri olumlu, doğru ve bizim için belirlediği daha birleşik bir duruma götürme girişimlerini kabul edemez. Böyle bir bağlantının bize ve tüm evrene zarar verdiğini düşünür. Bu nedenle, bize virüsler ve hoş olmayan aşırılıklar şeklinde zor bir zaman verir. Bu darbeler, birbirimize karşı tutumumuzu değiştirene kadar devam edecektir.

Düşüş, İlerlemek İçin Bir Motivasyondur

Soru: Eğer kişi kendi başına ilerlerse inişlerden kaçınabileceğini söylediniz. Kendi başınıza ilerlemek ne demektir?

Cevap: Eğer her doygunluğun/memnuniyetin yetersiz olduğunu düşünüyorsanız ve hemen yeni bir memnuniyet arıyorsanız, eskisini bir eksiklik, bir tür düşüş olarak hissedeceksiniz.

Diyelim ki büyük bir bilgiye ulaşmak istiyorum. Her zaman yükseliyorum, sürekli bunun için çabalıyorum, ama hala ulaşamıyorum. Bu nedenle kendim için, ulaşmak istediğim büyük değerli dereceyi kazanmam gerekir.

Ve o zaman, içlerindeki bir şeyi algılasam bile, tüm ara dereceleri dikkate alacağım, çünkü bu edinim beni doldurmayacak, sadece ilerlemeye teşvik edecektir.

Soru: Yükselmesinin imkansız olduğu düşüşler var mıdır?

Cevap: Hayır. Yaradan böyle davranmaz. Aksine, O, bir insanın yükselmesine yardımcı olur.

Viral Yol

Koronavirüs bana egoizmimi; onu nerede ehlileştirmem ve doğru bir şekilde meşgul etmem gerektiğini göstermektedir

Ve virüsün üzerime koyduğu kısıtlamaları kullanarak, sağlık departmanının ve hükümetin talimatlarını takip ederek, Yaradan’a, O’nun tedavi programını yerine getirmeye hazır olduğumu ve bunun vasıtasıyla toplumda yeni ilişkilere ulaşmak istediğimi gösteririm. Aslında bu şekilde onlara doğru ilerlerim.

Bunu yapmayı deneyin ve sizi içeriden nasıl organize edeceğini, sizi düzelteceğini ve yönlendireceğini göreceksiniz. İnsanlar salgını, virüsü,  hükümetleri ya da doktorları suçlamıyorlar. Bizi tüm bu kısıtlamalarla O’na götüren, kesin yola yönlendiren Yaradan’dır. Şu anda olan budur.

Twitter’da Düşüncelerim / 30 Mart 2020

Koronavirüs, gereksiz çöpler dışında bizden hiçbir şey almadı. Bu dünyanın egosundan kaçış aşamalarını bu şekilde tamamlıyoruz. Virüs, üstesinden gelmemize, egoist kölelikten çıkmamıza, Yaradan’a yaklaşmamıza ve manevi dünyanın ifşası hedefine ulaşmamıza yardımcı olur.

Ki bu virüsü ilaç yapar!

Onunla birlikte, İsrail Topraklarına gireceğim – Yaradan’ın uğruna niyeti

Alma arzum virüs tarafından kesildikten sonra ve ben onu daha fazla kullanamazken , ihsan etme kuvvetinin verilmesini isteyebilirim. Işık sanki beni egodan (Mısır) dışarı çıkartır. Ve şimdi ihsan etme arzusunu almayı isteyebilirim.

Ama biz bu safhadan kaçıyoruz, Kızıl Deniz’i geçiyoruz ve birleşiyoruz!

Mısır’dan kaçmak, dostlarımı hissettiğim ve kendimi hissetmediğimde 10’luya (gruba) girmek demektir. İlk olarak, dostlardan ne kadar kopuk olduğumu keşfederim. Bu Mısırdır – aramızda beni bir dostu hissetmemden alıkoyan duvar.

Eğer birleşmezsek, egoya “diri diri gömüleceğiz”.

Egodan (Mısır) kaçtıktan sonra, Sina Dağı’nın (nefret dağı) etrafında karşılıklı bir garanti olan Arvut’u inşa ederiz. Kolektif muazzam egomuzu bir dağ gibi hissederiz. Yaratan dağın tepesinde ve biz eteklerindeyiz.

Herkese sadece bunun bir ilaç olduğunu açıklamalıyız!

Bizler çok şanslıyız: Koronavirüs ile Yaradan bizi etkili, yumuşak ve en eğitici yöntemle O’na çekiyor! O’na özlem duyanlar olarak, İsra-El’i ve tüm insanlığı. Daha önce hiç Yaratan tarafından bu kadar açık ve hedeflenmiş bir eylem olmamıştı.

Egoizmin şiddetli okyanusundaki sala, ancak herkesin kendisi yerine başkalarını kurtarması şartıyla tutunabiliriz! O zaman bizi birbirine bağlayan cankurtaran halatını hissedeceğiz! – bu bizim Yaratanımız!

Yaratan’a sadece dostlarınızı desteklemek istiyorsanız tutunabilirsiniz. Birbirimizi desteklememiz şartıyla tüm endişeler ve sorunlar derhal ortadan kalkar. Birbirimizi tutarak, Yaratan’ı birliğimizde ifşa ederiz.

İşte bu şekilde tedavi olacağız…

Şimdi koronavirüs salgını sırasında Yaratan bizi mesafeyle ayırmak istiyor. “Birbirinize yaklaşmayın! İki kişiden fazlası bir araya gelemez!” Ta ki ne kadar bölünmüş olduğumuzu anlayana kadar. İyi duygularla, yürekten birliğe duyulan ihtiyaç içimizde birikmelidir.

Dünyamızda iyi ve kötüyü deneyimleriz. Manevi dünyada her ikisini de hissederiz ve bu ikisi dengededirler. Ve böylece içimizde sonsuzluk hissi yaratırlar. Aramızdaki itilişe, çekim eklememiz ve bunları dengeli bir şekilde (orta çizgide) kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor.

Koronavirüs Geçmiş Pandemilerle Nasıl Karşılaştırılır?

Günümüzde insanlık, daha önce hiç olmadığı kadar birbirine bağımlıdır ve dolayısıyla Koronavirüsün küresel sosyo-ekonomik etkisi geçmiş pandemilerden önemli ölçüde farklıdır.

Avrupa’daki ve dünyanın diğer bölgelerindeki geçmiş pandemilerin diğer kıtalar ve uluslar üzerinde hiçbir etkisi olmamışsa da, Koronavirüs ile olan durum tamamen farklıdır.

Bugün bizler,  dünya çapında kültürel, ekonomik ve ticari olarak birbirine bağlıyız.

Bu nedenle, Koronavirüs hepimizi etkilemektedir.

Gezegenin bir bölümünden diğerine oldukça hızlı bir şekilde yayıldı, kurmuş olduğumuz bağlantıları kopartamadığımız için de ondan kaçışımız yoktur.

Bu nedenle, Koronavirüs pandemisinin geçmiş pandemilerden tamamen farklı dikkat çektiğini görüyoruz çünkü  bugün olduğumuz kadar, hiçbir zaman bağlı olmadık.

Dahası, dünyadaki birçoğumuz karantinaya alınmış ve evimizde kalma talimatı verilmiş olsa da, birbirimizden nasıl ayrılamayacağımızı görüyoruz. Küresel bağımızdan ayrılmanın nasıl bir şey olacağını hayal etmek imkansız hale geldi.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 1

Doğanın Amacı ve Küresel Salgın

Soru: Kabala’nın bakış açısından, doğa akla sahip midir? Bize olan her şey, tüm bu darbeler, hepsi planlanmış mıdır? Bir üst akıl var mıdır, yoksa bu gizli doğa mıdır?

Cevap: Doğa kesinlikle akıllıdır. Gelişmenin bir başlangıcı ve sonu vardır yani cansız, bitkisel, hayvansal ve insan doğasının gelişimi için bir plan vardır ve kesinlikle uygulanır.

Bununla birlikte, onun uygulanması sırasında cansız, bitkisel, hayvansal ve insan doğası bu plana katıldığı için her türlü sorun ortaya çıkar. İnsan doğası, en yüksek olanı olarak, her türlü dalgalanmalara, her iki yönde de değişikliklere maruz kalır.

İnsan özgür iradeye sahiptir, kendini değiştirebilir, doğaya benzer veya pek benzer olmayabilir. Buna göre, hareketinin yolunu değiştirir. Yine de, aynı şekilde, hareketi aynı noktaya, aynı amaca yöneliktir.

Soru: Doğa yasaları insan ve toplum seviyesinde belirlenmemiş midir?

Cevap: Bir kişinin özgür iradesi vardır, bu da ona A noktasından B noktasına farklı şekillerde gelme fırsatı verildiği anlamına gelir.

Soru: Öyleyse nihai amaç hala belli midir?

Cevap: Sadece nihai amaç değil, tüm yolumuz bellidir. Küçük bölümlere ayrılabilir ve her birinde daha hoş veya daha hoş karşılanmayan şekilde hareket edebiliriz.

Soru: Yolun şu andaki aşamasında küresel bir salgın – Koronavirüs ortaya çıktı. Hepimiz buna benzer pek çok virüs olduğunu ve bunların çok daha tehlikeli olduklarını biliyoruz.

Bu durumun tarihimizdeki diğer olaylardan nasıl farklıdır? Bu, günümüzde daha bağımlı, ayrılmaz olduğumuz ve doğal olarak bunun izlerini bıraktığı için midir?

Cevap: Evet. Eskiden Avrupa’daki ve dünyanın diğer bölgelerindeki salgınlar diğer kıtaları ve ülkeleri etkilemediyse de, durum şimdi böyle değildir. Bugün, kültür, ekonomi, dünya ticareti ve diğer her şeyle o kadar bağlantılıyız ki, birleşik insanlık olmaktan kaçınamayız.

Bu nedenle, virüsler hepimizi etkiler, yavaş yavaş dünyanın bir ucundan diğer ucuna yayılır. Ve kaçamayız, aramızdaki bağları koparamayız.

Yorum: Bu durumun tuhaflığı şu anki bağımlılığımız ve en önemlisi hükümetler tarafından dayatılan orantısız kısıtlamalardır. Sonuçta, çeşitli salgınlar vardı, ama kimse onlarda bu şekilde davranmadı.

Benim Cevabım: Bu, daha önce birbirimize bu kadar bağlı olmadığımız zamandı. Günümüzde, bu bağlantı mutlak hale geldi. Bunun nerede var olmadığını hayal etmek zor. Virüs nedeniyle, kendimizi birbirimizden uzaklaştırmamız ve her insanın kendisini diğerlerinden izole etmesi gerektiği ortaya çıkıyor, bu da bugünkü dünyada imkansızdır.

Koronavirüs Bağlantılı Kaygının Üstesinden Nasıl Gelinir?

Koronavirüs dönemini, doğanın insanlığı eksiksiz ve uyumlu bir bağa yükseltme planına nasıl uyduğunu ve ayrıca bize ben merkezli yaklaşımlarımızın kusurunu göstermek için nasıl ortaya çıktığını öğrenmek adına kullanırsak, bunu yaptığımız yerde birbirimize nasıl daha iyi bağlanabileceğimizi düşünebiliriz, o zaman bu pandemi sırasında kaygının üstesinden gelmek için sağlam bir temele sahip olacağız.

Koronavirüs bağlantılı kaygının üstesinden gelmek, virüsün burada kalıcı olduğu endişeleriyle yüzleşmeyi gerektirir ki kendimizi ondan nasıl koruyacağımız öğrenmemiz gerekir zira tedavinin bulunması oldukça karmaşık olacak ve pandemi için bir çözüme ulaşarak, birdenbire daha zararlı olan, hatta hazırlıksız olduğumuz aynı virüsün mutasyonu bile olabilecek yeni bir tane bile keşfedebiliriz.

Bu Endişelerin Dile Getirilmesi, Koronavirüs Bağlantılı Kaygıların Üstesinden Gelmemize Nasıl Yardımcı Olabilir?

Bu tür endişeleri dile getirmek hiç sorun olmamalı. Kendimizi bu kaygılardan uzaklaştırmak yerine, hepsinin üstündeki nihai çareyi vurgularsak: ki bu süreyi birbirine olumlu bir şekilde bağlanmak için kullanarak – verdiğimiz önemi sürekli olarak kendimize nasıl fayda sağlayabileceğimizi aramaktan başkalarına fayda sağlamayı amaçlamaya nasıl değiştirebileceğimizi araştırmak- doğanın pozitif bağ, sevgi ve ihsan etme gücünü uyandıracağız. Ve doğanın gücü her şeyi “dezenfekte etme” gücüne sahip.

Başkalarına Nasıl Katkıda Bulunacağını Düşünmek Kaygıyı Aşmanın Anahtarı

Bir düşünün: kendiniz hakkında endişelenmeyi bırakıp başkalarına odaklanırsanız – onlara nasıl yardım edeceğiniz, onlara nasıl katkıda bulunabileceğiniz ve ruh hallerini yükselteceğinize – o zaman içinizde kaygı duyabileceğiniz bir “boşluk” olmazdı. Dahası, gerçekte virüslere ve diğer zararlı güçlere karşı korunur olurdunuz, çünkü hepsi kendi çıkarları için egoist kaygıya bağlanırlar.

Kısacası, başkalarına karşı daha düşünceli ve sorumlu olarak doğaya daha çok benzeriz. Bu nedenle, bu salgın sırasında zamanımızın mümkün olan en iyi kullanımı, tutumlarımızı birbirimize göre ayarlamak, iç topuzlarımızı kendimize fayda sağlamaktan başkalarına fayda sağlamaya çevirmek olurdu ve daha sonra doğayla dengeye gelmemizin sonucunda ifşa edeceğimiz pozitif bağ, yaşamlarımıza uyum, mutluluk ve huzur getirecektir.

Asıl Sorunumuz Bizim Değil- Doğanın Kontrolde Olduğunu Görmektir

Asıl sorunumuz, doğanın nasıl kontrolde olduğunu görmeyi başaramamızdır ki doğa kurulmuş bir düşünce ve plandır, bizler onun bizim üstlenmemiz için ortaya koyduğu sürece göre gelişen parçalarız. Aksine, bizler olağanüstü bilgi ve zekaya sahip olduğumuza inanıyoruz.

Böyle bir yasaya uyarsak, o zaman doğadan pozitif bir tepki deneyimleyeceğiz: denge, uyum, barış, sevgi, birlik ve mutluluk.

Doğanın bütünlüğünü eşleştirmekte başarısız olursak o zaman kişisel, sosyal ve ekolojik ölçekler üzerinde giderek daha fazla olumsuz geri bildirimler hissedeceğiz, virüslerden, iklim değişikliği ve doğal afetlerden savaşlara, yabancı düşmanlığına ve sivil huzursuzluğa kadar depresyon, stres, madde bağımlılığı, intihar olaylarının artışı ve diğer birçok olumsuz fenomenle birlikte.

Bu nedenle  girdiğimiz bu Koronavirüs dönemini bizim bilgeliğimizin sınırlı olduğunu, doğanın bilgeliğinin uçsuz bucaksız olduğunu fark ederek akıllıca kullanacağımızı umuyorum ki tutumlarımızı onları doğaya yakınlaştırarak ayarlamaya başlamayı akıllıca yapacağız.