Üst Dünyayı Birlikte İfşa Edin

Soru: Bir dostun, kendisinin üzerine yükseldiğini, onlu içinde aramızdaki bağı ve Yaradan’ın ifşasını hissettiğini varsayalım. Diğer dost, şu anda bunu hissetmemektedir, farklı düşüncelere sahiptir.

Bu aynı anda mı yoksa sırayla mı olmalıdır; örneğin, bugün – biri, yarın – bir diğeri, yarından sonraki gün – ben şeklinde?

Cevap: Hep birlikte birliği hissetmeye başlayana kadar, herkes bunu farklı zamanlarda hissedecek ve ancak o zaman, Yaradan Kendisini birliğin içinde ifşa etmeye başlayacaktır. Kendi içinizde sürekli olarak, bu kolektif birlik içinde yaşadığınız o noktaya gelmelisiniz. Bu gruptur.

Sonuçta grup sadece yan yana oturan on kişi değildir. Grup, onların egoizmlerinden ayırdıkları şeydir; onun üstünde olmak, bunun içinde birleşmek ve O’na ihsan etmek için Yaradan’ı hissetmek, kendilerinin dışına çıkmak, birlikte bir olmayı hissetmek isterler. Şimdi, sanki O’na on tane gül buketi veriyormuş gibi, her şeyi O’na ihsan etmek için, O’nun nerede olduğunu arıyorlar.

Zohar Kitabı’nda, bu durum dikenler arasındaki bir güle benzetilir. Gül (İbranice: Shoshana) Malhut’tur. Shoshana, “dişleri tekmelemek” kelimesinden gelir çünkü tıpkı bir insanın dişlerine vurulması gibi, kendinizden çıkmak çok zordur. Dikenler, birbirleriyle bağ kuramayacağınız diğer niteliklerdir. Genel olarak, bu büyük bir iştir.

Ama bunun bugün seninle, yarın başka bir dostla, daha sonra bir üçüncü dostla, vb. olması mümkün olamaz. Üzerinde sürekli olarak birlikte çalıştığınız bir koşula gelmek zorundasınız ve topluluğunuz ve onun Yaradan’a olan yönü sizin için en önemli şeydir. Bu, varlığınızın, hayatınızın özüdür. Sadece bunun için yaşamaya değer. Geriye kalan her şey, öneme küçük bir katkı gibidir!

Soru: Onludaki günlük çalışmamızda, her birimizin bu konuda nasıl hissettiğini ve buna nasıl gelineceğini tartışabilir miyiz?

Cevap: Genel olarak yapabilirsiniz. Sadece birbirinize sevgiyle yaklaşmaya çalışın çünkü bir dost onluyla nasıl bağ kurmak isteğinden bahsederse, o zaman herkesin bunu hafife almamaya çok dikkat etmesi gerekir çünkü grubun müşterek çabalarını iptal edebilirsiniz.

Reveal The Upper World Together

 

Kabala İpuçları – 12/30/18

Soru: “Bir an” nedir?

Cevap: Bir an bir kapanıştır, Zivug de Hakaa’nın (çarpışarak çiftleşme) noktasıdır yani Yaradan’ın yaratılana olan niyetinin ve yaratılanın Yaradan’a olan niyetinin temas noktasıdır. Aralarında bu karşılıklı temas meydana geldiğinde: Benimle O ve O’nunla ben, işte bu özel temas “an” olarak adlandırılır.

Soru: Tam bir manevi koşulun döngüsü bir yıldır. Bir yıl neden oluşmuştur?

Cevap: Fiziksel bir yıl, fiziksel dönüşlerini tamamladıklarında Dünya’nın, Ayın ve Güneşin tam bir döngüsünden oluşur. Bu döngülerin her birinin ne kadar zaman alacağını ve birbirlerine nasıl bağlı olduklarını hesaplamak mümkündür. Bu astronomidir.

Soru: Hangi zamana göre hayatlarımızı düzgün bir şekilde ölçmeliyiz?

Cevap: İçsel zamana göre. Böyle yapın ki daima Yaradan’a doğru yönlendirilmiş olacaksınız. Bunu Şamati kitabından ve diğer makalelerden öğrenmekteyiz. Bunu yaparsanız, hayatınızı gerçekten fark edeceksiniz.

Soru: Cehalet ve zaman yasalarına uymamak, fiziksel veya manevi yaşamımızı ve onun akışını ve gelişimini nasıl etkiler?

Cevap: Bu, çabalarınıza bağlı olarak, yüksek yönetimin sizi az çok yönlendirdiği bütün bir sistemdir. Ayrıca, bu aynı zamanda ruhunuzun yapısına, ruhların geri kalanının gerçekleştirilmesine ve ıslahına ne kadar katılabileceği ve katılması gerektiğine de bağlıdır. Bu kolay değildir.

Soru: Neden bir kongrede zaman binlerce kez sıkıştırılır ve üç gün “sıkıştırılmış” yıllar gibidir?

Cevap: Sıkıştırılmış olan zaman değildir, ancak algının yoğunluğu artar. Bir kongre boyunca algıladığınız şey, tüm bir çalışma yılına eşittir. Bu doğaldır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 12/30/18

 

Kabala İpuçları, 12/9/18

Soru: Kabala’ya göre doğru arzu nedir? Diğer tüm arzular unutulup gittiğinde veya önemsizleştiğinde kalan mıdır?

Cevap: Hiçbir şey unutulup gitmez, hiçbir şey kaybolmaz; sadece her arzunun önemi artar veya azalır.

Soru: Bir onlu yanlış gelişebilir mi?

Cevap: Elbette. Yanlış gelişmek için binlerce yol ve doğru şekilde gelişmek için sadece bir yol var. Onlunun yanlış gelişme tehlikesi her zaman mevcuttur.

Soru: Kişiyi manevi yolda kim ya da ne test ediyor?

Cevap: Kişinin manevi gelişiminin her aşamasında, belirli bir tarzda, belirli bir dereceye ayarlanması gerektiği için, bu Yaradan’ın nitelikleridir. İnsan, gelişim aşamalarından geçerken sürekli olarak kendini adapte etmeli ve Yaradan’ın niteliklerine uyum sağlamalıdır.

Soru: İki çizgiyi aynı anda tutmayı ve bunlardan birine düşmemeyi öğrenmek, nasıl mümkündür?

Cevap: Grubun içinde egoizminizle gruba zarar vermeyecek şekilde, kendinizi fark edin ve o zaman dengeyi hissedeceksiniz ve bu koşulu koruyacaksınız.

Soru: Bir arkadaşımla birlikte giriş kursunu bitirip, arkadaşım misafir olarak kalırken ben bir onluya girersem, arkadaşımla nasıl ilişki kurmalıyım: Bir dost olarak mı yoksa misafir olarak mı?

Cevap: Misafir olarak onunla ilişki kurun. Sadece gruba katıldığı dereceye göre sizin arkadaşınızdır.

Soru: Manevi yoldaki olayların gelişimi için farklı doğru senaryolar var mı? Yaradan’ın sizden istediği aynı şeyi nasıl istersiniz?

Cevap: Yaradan sizden sadece bir şey ister: gruba mümkün olduğunca yaklaşmanız. O zaman, O, grubun içinde ifşa edilebilecektir. Deneyin, O’nun tüm beklediği bu.

Soru: Yaratıcı bir etkinliği Kabala bilgeliği ile birleştirmek mümkün müdür?

Cevap: Etkinlik etkinliktir ve Kabala Kabala’dır. Birini diğeriyle karıştırmayın. Size hiç bir şey vermeyecektir. Orada burada kafanız karışacaktır. Dahası, sonunda her ikisinde de başarısız olacaksınız.

Soru: Kişi dostlardan nasıl teşekkür kabul etmeli?

Cevap: Bunu size olan sevgilerinin tezahürü olarak kabul edin,  bu da onlarla aynı şekilde ilişki kurmanız gerektiği anlamına gelir. Aynı zamanda, Yaradan’a teşekkür edin çünkü eğer O bunu istemeseydi, olmazdı.

Blitz Of Kabbalah Tips – 12/9/18

 

Kabala İpuçları – 12/16/18

Soru: Sağ ve sol çizgi, alma ve ihsan etme arasındaki fark nedir? Denge, önem veya başka bir şey mi?

Cevap: Gerçekten de denge önemlidir, sol ve sağ çizgiyi eşit olarak algıladığımda, onları benim üzerimde dengelemek için, onları kendimden soyutlarım. Ruhumu bu şekilde onlardan inşa ederim.

Soru: Bir Kabalist’in önerilerini, çelişkili gibi geldiği zaman nasıl uygularım?

Cevap: Bana bu tür örnekler verin ve neden çelişkili olduklarını size söyleyeyim. Çelişkili/aykırı gelebilirler ancak her zaman birbirlerini tamamlarlar. Onları içinize dahil ederseniz, anlayacaksınız.

Soru: Arzu ve niyet her zaman çatışmada mıdır?

Cevap: Bu zaten belli bir seviyedir. Bazı arzular niyetlerin tersi ise ve kişi bunu anlarsa, o zaman ne yapacağını bilir. Kişi zaten ilerliyordur.

Soru: Kişi Kabala Bilgeliği’ni çalışırken, ortaya çıkan duyguları anlamak isterken; fantezilere ve felsefeye girmekten nasıl kaçınabilir?

Cevap: Yöntemi bir grupta uygularsanız, bunun sizin başınıza gelme ihtimali yoktur. Bununla birlikte, başka bir şekilde ilerlemeye çalışmanın bile bir anlamı yoktur çünkü bu sizi başka bir yöne götürecek ve hiçbir şey başaramayacaksınız.

Soru: Bir arzuyu veya düşünceyi tartmak istediğimde, terazinin ikinci kefesine ne koymalıyım?

Cevap: Biz ve Yaradan arasındaki birliği koyun.

Soru: İnsanların en çok hangi niteliklere ihtiyacı vardır?

Cevap: Her şeyden önce kişinin kendi bilgi eksikliğini, önemsizliğini ve zayıflığını fark etmesi gerekir. Her şeydeki önemsizliğinizi ve Yaradan’a tam bağımlılığınızı anladığınız bir duruma ulaşmak, en yüksek nokta budur. Çünkü gerçek budur. Geri kalan her şey önemsiz, çocukça egoizmdir.

Soru: Kişi düşünce ve konuşmayı nasıl dengeler?

Cevap: Bu bizim dünyamızın bir yöntemi olduğundan Kabala Bilgeliği ile hiçbir ilişkisi yoktur; çünkü manevi düşünce ve konuşma, bizim sözel ve düşünme mekanizmalarımıza uygun değildir.

Blitz Of Kabbalah Tips – 12/16/18

 

Hangisi Daha Güçlüdür: Zaman Mı Sabır Mı?

Soru: Instagram’da şöyle yazmışsınız: “Eğer siz değişirseniz, dünya değişecek. Ve eğer kendinizi değiştirmezseniz, dünyadan değişiklik talep etmeyin. Kendinizi geliştirin ve her şey değişecek. ”

“Dünya, başkalarının değişimine değil sadece kişinin değişimine bağlıdır. Onların değişmemeleri gerektiğini anlayacaksınız. Tüm dünya tamamen düzeltilmiş durumdadır.”

Bu süreçler gerçekleşirken, hangisi daha güçlüdür: zaman mı sabır mı?

Cevap: Zaman bize bağlı olmayan bir şey gibidir. Sabır ise bize bağlı olan bir şeydir. Ancak, sabrımızın yardımıyla zamanı değiştirebilir, hızlandırabilir veya yavaşlatabiliriz. Bu nedenle, en önemli şeyin dünyaya yönelik tutumumuz olduğuna, mümkün olduğunca çabuk bir şekilde değişmemize inanıyorum ve sonra dünyanın hızla iyi yönde değiştiğini göreceğiz.

Soru: Sonuçta, görünen o ki zaman bize mi tabi olacak?

Cevap: Zaman bize tabi olacak ve kendi değişimlerimize bağlı olarak,  dünyayı değiştirmek bize tabi olacak.

Soru: Sabırla ilgisi nedir?

Cevap: Sabır, hiçbir şeye katlanmak zorunda olmadığımız, bir şeylerin değişmesini beklemek zorunda olmadığımız anlamına gelir. Biz, kendimizi değiştirmeliyiz.

What Is Stronger: Time Or Patience?

 

Işık ile Bağ

İnsan gelişiminde iki basamak vardır: en yüksek ve en düşük. Üstelik bizler (BİZ) yüksek olanı temsil etmekteyiz çünkü kalpteki noktaya sahibiz. Gelişim için endişeleniriz; onun önemini hisseder ve anlarız; umursarız; kayıtsız değilizdir; kendimizle ilgili bilmediğimiz, Işık ile bir bağa sahibizdir.

Öte yandan, insanlığın Işık ile doğrudan bir bağı yoktur ve insanlar medeniyetimiz çerçevesinde yaşamakta ve yiyecek, cinsellik, aile, para, onur, güç ve bilgi için ortak ihtiyaçlara dikkat ederler. Başka hiçbir şeye ihtiyaçları yoktur.

Ancak, günümüzde özel bir durum vardır: Dünya krizin içine girmektedir.  Neredeyse herkes bunu hissetmekte ve hiçbir şey yapamamaktadır. Burada bu krize, içimizde beliren, aile kurumunu sarsan, çocukların eğitimini yok eden, insanlar arasındaki ilişkilerde empatiden bizi yoksun bırakan ve bizi zayıflatan, Işığın sürekli yaklaşımının neden olduğunu anlamalıyız. Genel olarak krizin birçok yönü, bizi eski refah ve eski umutların “parmaklarımızın arasından su gibi kayıp gittiği” bir noktaya getiriyor. Bu oluyor çünkü gittikçe daha fazla ifşa olan Işık ile bağlantılı olarak, bizler bağ içine giremiyoruz.

Bu yüzden insanlara ulaşmak ve neden kendilerini kötü hissettiklerini açıklamak için bir sebebimiz var. Baal HaSulam bu konuda, insanlara ulaşmak ve onlara durumu nasıl düzelteceklerini, krizle nasıl başa çıkacaklarını söylemek için “önderler krallığı” olmalıyız, diye yazar. Sonuçta bunun çıkışı, integral eğitim (∫) yöntemiyle birlik (Σ) içindedir.

Eğer birleşirsek, kriz yok olacaktır çünkü birliğimizin içinde Işığı ifşa etmeye başlayacağız. Şu anda biz ona uygun değiliz biziz; o daha da gizlenmiştir ve sonuç olarak, büyüyen karanlığı hissediyoruz. Eğer Işığa uygun hale gelirsek, o zaman onu asıl niteliğinde tezahür ettiririz, hayatı iyilikle aydınlatırız, bu da aramızdaki tüm bağları inşa eder ve bizi tamamlar.

Bunun için sadece iki basit fırsatımız vardır:

  • Ya birleşmek, Işığa benzer olmak, böylece o bizim içimizde ifşa olur;
  • Ya da birleşmemek, o zaman yine de ifşa olacaktır, ancak onun zamanında, o ve bizim aramızda artan uzaklaşmanın sebep olduğu acı ve ıstırabın yolunda.

Bununla birlikte, insanlığın kendisi, ıslah metodunu anlayamaz veya bir şey hissedemez çünkü en önemli şeye, kalpteki noktaya sahip değildir.  Bu nedenle bu bize bağlıdır: kalpteki noktadan dolayı, Işık ile bir bağa sahibiz. Bu yüzden kesinlikle o ve insanlığın tümü arasında bir bağlantı hattı olmak zorundayız.

Dahası Adem’den bugüne kadar geçen tüm nesiller boyunca, Kabalistler sadece belirli grupları yarattılarsa da, günümüzde bu yeterli değildir. Geçmişte, grubun manevi gücü Işığı ifşa etmek için yeterliydi. Grupların yalnızca birkaç erkekten veya düzinelerce, yüzlerce veya binlerce kişiden oluştuğu çeşitli zamanlar olmuştur. Ancak, küçük gruplarımızı diğer herkesle birleştirmek zorundayız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bizler, grubumuz, tüm insanlığı hesaba katmazsak Işık ile bağı edinemeyiz. Çok büyük bir arzumuz var, ancak henüz onu fark edemiyoruz. Yıllar geçiyor ve bizler görünüşe bakılırsa “yararsız” gibiyiz. Gruplarımızda, kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan bir köpek gibiyiz. Çok fazla çaba var ve çok az etki var.

Neden? Çünkü biz ihtiyaç, eksiklik duygusu yoksunuyuz. Işığa ulaşabileceğimiz o büyük eksiye sahip değiliz. Ve ne kadar büyük bir gayretle çalışıyor olursak olalım, buna sahip olmayacağız.

Bu yüzden gruplar yıllarca “havanda su dövüyorlar”. Tüm insanlığın onlara bağlı olmaları gerekir, birdenbire milyarlarca insan değil, ancak bu yönde çalışmaya başlamak gereklidir. “Kitlelere gitmeleri” ve onları bize bağlamaları gerekiyor.

O zaman karşılık olarak büyük bir arzu ve büyük bir ihtiyaç elde edeceğiz. Evet, bu sıradan ihtiyaçlara dayanan, sadece basit bir  “dünyasal” doğal ihtiyaçtır; ancak bunu manevi bir dürtüye dönüştürürüz ve manevi tatmin için Yaradan’a talep ederiz. Onların arzularını yükseltir ve isteriz: “Bize Işık ver! Bize birlik ver!” Bu manevi arzu, yanıt olarak bizi etkileyen Işığı uyandırır, içimizde ifşa olur ve onu insanlara getiririz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Böylece, bu Işık tüm sorunları çözer. Dünyamızda insanlar arasındaki bağdan başka hiçbir eksikliğimiz yok. Doğru karşılıklı bağ sayesinde her şeyi düzeltebileceğiz. Tek şey, aramızdaki ilişkileri doğru bir şekilde inşa etmektir.

Connection With The Light

 

Kabala İpuçları, 12/23/18

Soru: İnanç niteliği ( Hasadim ), bilgelik niteliği ( Hohma ) haline nasıl gelir? Manevi bir nitelik birinden diğerine dönüşebilir mi?

Cevap: Hayır. İnanç niteliği, ihsan etme niteliğidir ve ihsan etme niteliğine sahipsem ve o yeterince güçlüyse, o zaman zaten onun içinde,  Hohma Işığı olarak adlandırılan, Yaradan’ın hissiyatını alabilirim.

Soru: “İnanç yok” diyorsunuz. Ancak: “öğretmene inanç, dosta inanç, kitaplara inanç, Yaradan’a inanç” hakkında konuşmuyor muyuz?

Cevap: Bu, Kabala’nın bahsettiği inançla aynı değildir. Kabala’da inanç, yaratabileceğim ve eylem yapabileceğim güçtür. Yaradan gibi olmak için bir fırsattır.

Soru:  Yeni bir öğrenci, Kabala bilgeliği hakkında nasıl bilgi sahibi olur? Kaynaklardan: Rabaş, Baal HaSulam ve sizin kitaplarınızı okumak daha mı iyidir?

Cevap: Üst Dünyaları Edinmek adlı kitabımı okumanızı tavsiye ederim. Birincil kaynak olarak görmememe rağmen, bunun Kabala ile tanışmak için en uygun kitap olduğunu düşünüyorum. Bir dereceye kadar, bu kitap Şamati kitabının daha kolay bir çevirisidir.

Soru: Bir kişinin gelişimi, farkındalık ve hislerdeyse ve o kişi 10, 12, 14 veya 17 yaşında öldüyse, o zaman bir sonraki enkarnasyonda, o kişinin farkındalığı ve hisleri aynı yaşta mı kalır? Bu bir ruh mu yoksa maneviyat mı olurdu?

Cevap: Bir insanın bu hayatta yaşadığı hiç bir şey kaybolmaz ve kişi yoluna devam eder.

Soru: Maddi ihtiyaçlarımı sağlamak için bu dünyada kendimi nasıl gerçekleştireceğimi anlamıyorum. Karanlıkta olduğumu hissediyorum. Tüm çabamı, bunun bana gerçekten anlayış getireceği inancıyla bir grup bulmaya ve çalışmaya yönlendirmem, benim için zaman harcamaya değer mi?

Cevap: Bir insanın, kendisini ve ailesini normal bir şekilde, herhangi bir lüks olmadan, desteklemesini ve zamanının geri kalanını manevi gelişmeye adamasını sağlayacak bir meslek edinmesi gerektiğine inanıyorum. Bu kesinlikle en uygun yaşam olacaktır.

Soru: Kabala’nın bakış açısından “akıl” nedir?

Cevap: Kabala’nın bakış açısından akılHasadim Işığını dolduran Hohma Işığıdır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 12/23/18

 

Düşüş Koşullarını Takdir Etme

Soru: Dostlarla çalışmaya gayret ediyoruz,  onluya girmek için ihsan etmek istiyoruz. Maneviyat için büyük arzu duyduğumuz ve tüm düşüncelerimizin ona yönelik olduğu yönünde bir his vardır.

Sonra aniden bu hissiyat kaybolur; her şeyi unuturuz ve bu koşuldan hiçbir şey kalmaz. Bu neden oluyor?

Cevap: Bunun nedeni egoizminizin sadece küçük bir kısmının size ifşa olmasıdır ki yukarıya yükselirsiniz ve en azından maneviyatta olup bitenlere kulak vermeye başlarsınız. Daha büyük bir egoizmi ifşa etmek için onu eklemek zorundasınız. Bu nedenle, egoizm size eklenmiştir ve buna bir düşüş hissi eşlik eder.

Diyelim ki belli bir koşuldan geçiyoruz, grup hakkında konuşuyoruz, bir şeyler hissediyoruz. Bir sonraki seviyeye yükselmek için, ek bir egoizm parçasına ihtiyacımız var. İlk egoistik seviyemizde 10 kg egoizmimiz varsa, o zaman 10 kilogram daha eklenir. Bu egoizm henüz ıslah olmadığından, eksi 10’un düşüşünü hissederiz.

Ama aslında bu bir artıdır. Egoizm olmadan büyümek mümkün mü? Şimdi, grup içinde çalışırken, bu egoizmi yükselişe çeviririm ve böylece bir sonraki basamağa çıkarım.

Bu nedenle, düşüş koşullarından geçeriz ve onları takdir etmeliyiz! En önemli şey, egoizmimizi takdir etmektir. Orada olmasaydı yükselemezdik, Yaradan’ı hissedemezdik. Bizim eksi sonsuzluk koşuluna ulaşmamız gerekir.

Sonsuzluk dünyasının bütün Malhut’unu, tüm muazzam Kli’yi (ruhun kabını), Yaradan’ın yarattığı her şeyi hissetmeliyiz. Ulaşmamız gereken büyük egoizmi hayal edebiliyor musunuz? Aksi halde bizler kendimizi, Yaradan’a karşı hissetmeyeceğiz. Sonuçta O’nun ile olan bağ yalnızca bizim egomuzdan geçmektedir.

Firavun’un, İsrail’i, yani Yaradan’a yönelen insanları, onlara egoizmlerini veren Yaradan’a yakınlaştırdığı söylenir. Bu nedenle, ifşa olan egoizmi en etkin biçimde uygulamak için düşüşün bütün koşullarının üstesinden gelebilmeliyiz.

Appreciate States Of Descent

 

 

Kabalistik Kitapların Özelliği

Soru: Mistisizm veya dini mucizeler olmadan, Kabalistler tarafından yazılmış kitapları okumanın, niyetimizi düzeltmeye ve kişinin içsel durumunu değiştirmeye yardımcı olduğunu bilimsel olarak nasıl açıklayabiliriz?

Cevap: Mistisizm veya dinin bununla ne alakası var? İkisi de Kabala’nın bir parçası değildir.

Kabalistik kitapları okumak, sizi içsel olarak bir hedefe yönlendirmeye yardımcı olur çünkü onlar, ruhunuzun ona doğru nasıl hedeflenmesi gerektiğinden bahsederler.  Bir müzik aletini akort ederiz, aynı şekilde Kabalistik kitapları okuyarak kendimizi akort ederiz.

Bu diyapozon (akort çatalı), kitaplardan gelir. Onları okumayı deneyin ve bunu hissedeceksiniz. Hiçbir şekilde, her hangi dini emirlerle, yükümlülüklerle veya çeşitli mistik kafa karışıklıklarıyla onu sağır etmemelisiniz.

The Property Of Kabbalistic Books

 

Bir İnsan İçin Önceden Belirlenmiş Olan Nedir?

Soru: Acı veya cezanın bir kişi için önceden belirlenmiş olması ve Kabala’nın ışığının yardımıyla kişinin onları iptal etmesi olabilir mi?

Cevap: Her insan için önceden belirlenmiş olan acı ve ceza değildir, kişinin ruhunun noktasından önce gelen, ileriye yönelik belli bir yoldur. Bu yol ya iyi ya da kötü olabilir ama bu kişinin seçimidir.

Soru: Sonuç olarak acı çekmek, kişi için faydalı mıdır?

Cevap: Hiç kimsenin bir an bile acı çekmesine gerek yok. Yaradan iyidir ve sadece iyiliği arzular. Bu nedenle acının her saniyesi, hesabımıza O’na karşı gitme olarak kaydedilir. Eğer O’nunla aynı düşüncede olmak istiyorsak ıstırap hissiyatından olabildiğince çabuk kurtulmalıyız.

Soru: Ne bizi daha çok geliştirir: ihtiyaçların eksikliğinden acı çekmek mi yoksa haz için özlem mi?

Cevap: Sadece hedefe, gerçeğe doğru ilerlemek için çabalamak, haz almak ya da acı çekmekten kaçınmak değil.

What Is Predetermined For A Person?