Twitter’da Düşüncelerim / 7 Nisan 2020

Koronavirüs, insanlığı safhasının tam bir revizyonunu üstlenmeye uyandıran bir güçtür. Tam bir devrimin eşiğindeyiz. İlk kez, insanlık manevi bir devrime maruz kalıyor. İnsanlığı değiştirecek olan, ıslah eden ışığı çekmeliyiz.

Virüs bizi birliğe götüren değişikliklere hazırlıyor, bu yüzden herkes doğanın üst gücünü küçükten büyüğe tanıyacak ve tüm uluslar ortak bir “ibadethanede” toplanacak – yani herkes ortak bir arzuda birleşecek, karşılıklı birlik Yaradan’ın evi olarak adlandırılır.

Doğa bize virüs aracılığıyla : “Dünyanın etrafında egoizmin içinde birleşerek integral bir forma ulaştın, tek bir Ego-insanlık oldun! Ve şimdi sana, tek bir bedene istinaden, iyi olmadığını virüs ile ifşa etmeye başlayacağım.” diyor. Kendinizi egoizmden iyileştirmeye başlayın!

Şimdilik acının (Beito), doğal gelişimin yolu ile gelişiyoruz. Ancak Kabala’nın talimatlarını yerine getirip ne yapmamız gerektiğini anladığımızda zamanın hızlanmasıyla bir yol var (Ahishena) ve nasıl tek birleşik insanlık olunacağını öğrenerek birbirimizle iyi ilişkiler kurarız.

Koronavirüs bize egoizmimiz ile integral doğa (özgecilik) arasındaki eşitsizliği gösteriyor. Gitgide iyileşmeye başlayın! Egoizm bizi tek bir insanlığa dönüştürüyor ve içindeki kötülüğün açığa vurulması, doğanın darbeleri (hayvansal seviyede – virüsler) şeklinde bizi egoizmin ıslahına götürecek.

Koronavirüs’ün işaret ettiği şey budur!

Egoizmden nasıl çıkacağız? Kendimizden, kendimizi tatmin etme arzumuzdan, birbirimizle olan bağımıza, her birinin artık kendine dikkat etmediği -ancak sadece aramızda olan şeye dikkat ettiği yere doğru çıkarız. Manevi alan aramızda!

Doğa İnsanoğluna Ne Öğretmekte? (Quora)

Doğa bizi birbirimize bağlı ve bağımlı tek bir sistemin parçası olduğumuzu anlamaya yönlendiriyor, bu nedenle doğanın mükemmelliğini ve sonsuzluğunu keşfetmek için birbirimizle daha güçlü bir bağ kurma seviyesine ulaşmaya ihtiyacımız var.

Hepimiz doğal olarak egoist yapıdayız.  Bunun anlamı, tüm düşüncelerimizin ve eylemlerimizin, çevremizdeki herhangi bir şey ve herkes pahasına, haz alma arzusu tarafından harekete geçirilmesidir.

Egoistler olarak, her birimiz dar bir gerçeklik algılamaktayız.  Kendimizi diğer insanlardan ve olaylardan ayrı olarak hissetmekteyiz, öncelikle her biri geçici hazların peşinde sürekli bir yarış olan,  kendi kişisel sorunlarımızla ilgilenmekteyiz.

Ayrıca, egoistler olarak kendimizi yönetme şeklimiz, doğanın kendini yönetme şekli ile gittikçe artan bir şekilde çatışmaktadır.

İnsanın egoistik yapısının aksine doğa, herkesi birbirine bağlamayı ve her şeyi ahenkli tek bir bütün haline getirmeyi amaçlar. Ahenkli bir bütün, her bir parçanın beslenmesi için ihtiyaç duyduğu şeyi alacak şekilde hareket eder ve sağlıklı bir insan vücudunun hücrelerinin ve organlarının işleyişine benzer şekilde,  bütünün faydasına olacak şekilde verir.

Egoist yapımız artan bir şekilde doğanın özgecil yapısıyla çatışırken, gittikçe daha fazla darbeler alıyoruz. Doğadan gelen darbeler; şu anda Koronavirüs ile deneyimlediğimiz küresel salgın olarak,  büyük ekolojik felaketlerden depresyona, kaygı, stres, yalnızlık, boşluk, anlamsızlık ve uzun yıllardan beri bizi ayıran diğer bu tür olumsuz hislerin olduğu, kişisel duygularımızın her birine kadar, sayısız diğer şekillerde ortaya çıkabilir.

Doğanın bize gönderdiği darbelerin amacı nedir?  Doğa bize gönderdiği tüm acılar ve sorunlar yoluyla bize ne öğretmeye çalışıyor?

Bütün bunlar bir anlığına durup hayatımızı, onun amacını, neden acı çektiğimizi düşünmeye ve gittiğimiz yönü yeniden düşünmeye başlamamız içindir.

O zaman bu tür bir içsel gözlemi, kendimizi, acılarımızın sebeplerinin gizlendiği şimdiki egoistik varoluş biçimimizden, acılarımızın nedenlerinin ifşa olduğu, daha bağlantılı ve özgecil bir varoluş biçimine yükseltmek için kullanabiliriz.

Kabala bilgeliği bize şu yeteneği verir: doğanın gizli, bağlantılı ve özgecil yasalarını keşfetmek ve kendimizi bu yasalarla dengelemek. Doğa, bize darbeler göndererek nihayetinde hayatlarımızı yaşama şeklimizi gözden geçirmemiz, bugüne kadar olduğu gibi egoist olarak yaşamaya devam etmenin başarısızlığını fark etmemiz gerektiğini öğretir ve birbirimize karşı tutumumuzu, egoist olandan özgeciliğe dönüştürerek,  her zaman kendi faydasına çalışmak yerine başkalarına fayda sağlamaya çalışarak,  doğa ile dengeye geliriz ve böylece uyumlu, bütün ve ebedi bir varoluş yaşarız.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 5

Koronavirüs için Çare

Soru: Bugüne kadar,  Koronavirüs için tek çare izolasyon mu?

Cevap: Çok açık olmasa da, daha öncesinde de birbirimizle benzer ilişkiler içindeydik. Tutunacak hiçbir şeyimiz yoktu. Herkese işaret edecek ve onunla değil, bununla iletişim kurmayı seçecek bir tür cihazım olsaydı, o zaman öyle yapardım. Prensip olarak, virüs olmasa bile, tüm yaşamımız boyunca; bununla iletişim kurabilir miyim, kuramaz mıyım ve hangi mesafeden yapabilirim diye, birbirimize bakarız.

Soru: Karantinada evde tek başına oturan bir kişi kendine hangi soruları sormalıdır?   Yüz binler hatta milyonlar zaten bu durumda.

Cevap: Bu virüs birbirimize ne kadar kötü davrandığımızı gösteriyor.  İlişkilerimizi mutlaka değiştirmeliyiz, o zaman dünyadaki iyi ve hoş olan her şey derhal geri gelecektir.

Soru: Kişinin kendine böyle sorular sorabileceğinden ve birbirimize kötü davrandığımız sonucuna varacağından emin misiniz?  Bir virüs bu tür düşüncelere neden olabilir mi?

Cevap: Kabala’da, özellikle de “Peygamberler” kitabında, insanların birbirlerini yedikleri zaman, insanlığın korkunç durumlara gelebileceği anlatılmıştır.  Bu yüzden bu durumu da düşünmeliyiz.  Bugün hâlâ kendimizi değiştirebileceğimiz ve bunun olmasına izin vermeyeceğimiz güzel ve cömert bir koşul içindeyiz.

Koronavirüs Ne Zaman Yok Olacak?

Koronavirüs’ün yayılmasının nedeni nedir? Bizler, bunun doğanın bir reaksiyonu olduğunu anlamalıyız. Doğa bizi ayrılmaz bir sistemde olduğumuzu anlamamız için zorlamaktadır.

Bu ayrılmaz sistemin yasalarına, sistemin tüm bölümlerini birbirine bağlayan temel karşılıklı sorumluluk yasasına uymazsak, o zaman sistem darbelerle karşılık verir.

Şimdiye kadar bu, sadece Koronavirüs salgınının başlangıcıdır, onu ve birbirimizle yanlış bağlarımızın bir işareti olarak ortaya çıkmamış olan diğer virüsleri kabullenmeliyiz.

Tüm parçaların birbirine bağlı olduğu, bütünleşik doğa sisteminde var olduğumuzu öğrenmeliyiz ve tüm sistemde tek bir yıkıcı güç vardır – insan!

Kendimizi ıslah etmeliyiz çünkü ilişkilerimiz virüs yok olacak kadar iyi oluncaya dek, doğa bizleri tekrar birbirimizle olan ilişkilerimizi geliştirmeye zorlayacaktır.

Kabala Neden Önde Gelen Bir Dünya Dini Değildir?

Soru: Tüm dünya dinlerinin ana fikri, insanları ortak bir fikirde birleştirmek ve onları daha yüksek bir güce yükseltmekse, neden Kabala bu 6.000 yılda önde gelen dünya dini haline gelmedi?

Cevap: Kabala bilimi 6.000 yıl önce ve dinlerin temelleri de Eski Babil’de 3.500 yıl önce ortaya çıktı. Hıristiyanlık yaklaşık 2000 yıl önce ve İslam 600 yıl sonra ortaya çıktı.

Kabala bilimi bir din değildir. Buna inanmanıza gerek yoktur, sadece bunu gerçekleştirmeniz gerekiyor. Dinlerin ortaya çıkmasının nedeni ise Kabala biliminin gizlenmiş olmasıydı.

Kabala asılsız hiçbir şeyi onaylamaz; o, kişiyi, hakkında konuştuğu şeyi ifşa etmeye ve bulmaya teşvik eder. Bu Hochmat a-Kabala (Kabala bilgeliği), yani bilgelik adı verilen bir bilimdir. Kutsal eylemlerden, söylemlerden veya başka bir şeyden oluşmaz.

İnanmanız gerektiğini söylemez. İnanmak denen bir koşula gelmelisiniz. Ancak bu inanç, ihsan etme koşuludur, kişinin egoizminin üstüne yükselmesidir, dinlerin bahsettiği inanç değildir.

Yani Kabala’nın dinlerle hiçbir ilgisi yoktur. Bu yüzden kim olduğunuz veya ne olduğunuz önemli değildir. Uyruk ve cinsiyet önemli değildir. Esas mesele, nerede ve ne için yaşadığınızı bilme arzusudur.  Kabala insanları hiçbir şekilde ayırmaz. Kim isterse gelir ve ona girer.

Salgın Sonrası Dünya Nasıl Olacak?

Koronavirüs salgınından sonra dünya farklı ve yeni olacak. Virüs bizlerden tüm çöpleri temizlemek için geldi. Doğada zararlı hiçbir şey yoktur. Virüs, iyiliğin ortaya çıkması için yer açar.

İnşa ettiğimiz insan toplumunu dolduran tüm çöpler yıkanıp temizlenecek ve ilişkilerimizi nezaket ve sevgi ile doldurma fırsatı sunacak, çocuklarımız ve torunlarımız için güzel ve parlak bir dünya inşa edecek.

Bunu yapabileceğimizi, tüm nefreti ve rekabeti yeni dünyaya yani dünyayı yok edip iklim felaketlerinden ve savaşlardan ölüme mahkum ettiğimiz davranışa sürüklemeyeceğimizi umalım. Şu anda yeni bir dünya inşa edebiliyoruz.

Hükümetler şimdi geçmişe dönmeyi umarak milyarlarca dolar yatırım yapıyorlar. Ama Yaradan eski durumumuza dönmemizi yasakladı. Bunun hiç bir ülke için iyi olacağını düşünmüyorum. Sonuçta, virüsten önce bile, savaş, finansal ve endüstriyel çöküş tehdidiyle karşı karşıyaydık. Amerika, Rusya, Çin ve Avrupa arasındaki çatışma büyümüştü.

Eski dünyaya dönmemeliyiz; vatandaşlar, ülkeler, ordu, finans, sanayi veya ticaret için iyi bir şey yoktu. Tüm kaynakları sömürerek dünyayı harap ettik. Dünün dünyasına dönmeyi düşünmeye bile izin vermemeliyiz; bunu sadece bir deli düşünebilir.

Kimse böyle bir hayattan hoşlanmıyordu; kendimizi iyi gidiyormuş gibi kandırdık. Halbuki bu konuda iyi olan neydi? Hayatta ne gördük? Şimdi insan toplumunu tıkandığı tüm çöplerden temizleme zamanıdır. Okyanusları plastik ve radyoaktif atıklarla doldururken, insan toplumunu da batırdık.

Yeni bir dünya inşa etmeliyiz, iyi bir dünya. Bu virüs nerede olduğumuzu düşünmemize ve anlamamıza yardımcı olsun. Bizi daha önce tehdit eden sorunlarla karşılaştırıldığında, bugünkü salgın hiçbir şey değildir. Bu bizi böylesine nazik bir şekilde ıslah eden Yaradan’ın büyük bir merhametidir.

Asla eski dünyaya dönmeyin – sadece ileriye doğru, günde on saat çalışmaya gerek olmayan, trafik sıkışıklığında zaman kaybetmeyen, terk edilmiş çocukların olmadığı ve sürekli borç içinde yaşamın olmayacağı yeni bir dünyaya doğru çabalayın. Hep birlikte bir adım ileri gidelim ve eski dünyaya dönmeyelim. Sadece ileriye nasıl hareket edebileceğimizi ve her şeyden önce yeni ilişkiler hakkında düşünelim.

Şimdi evlerimizde karantinadayız ve birbirimizle yeni bir şekilde bağ kurmaya başlamak için yeni insanlar olarak çıkmalıyız. Yeni yol nedir? Evde kalmaya zorlanırken, yeni bir dünyada, yeni bir toplumda yaşamak için iyi, yeni bir yetiştirme tarzı elde edeceğiz. Herkes bunun gerekli olduğunu anlıyor, hadi bunu yapalım. Aksi halde, çocuklarımıza ve torunlarımıza nasıl bir dünya bırakacağız?

Manevi Bayramlar, Bölüm 7

Purim, Ruhun Tamamen Islahıdır

İki tür ıslah vardır: almanın yokluğu, Hanuka seviyesine ulaşmak ve Hanuka’dan Purim’e kadar, başkalarının iyiliği için alma, bir sonraki seviyeye ulaşmaktır.

Purim, kişinin egoist arzularını kendisi için değil, başkalarının iyiliği için kullanılmasıdır.

Tüm sahip olduklarımı, kalbimdeki ve zihnimdeki tüm nitelikleri, duygu ve düşüncelerimi, dünyaya, kendimden dışa doğru yöneltebilirim. Yapmamız gereken budur. Bir sonraki en yüksek dereceye – Purim olarak adlandırılan ruhun tamamen ıslahına bu şekilde ulaşırız.

“Purim “, ” Pur (çok) ” kelimesinden gelir. Sanki çok şeyi atıyorsundur çünkü ulaştığın seviyede her şey aklın üstünde,  sadece tam ihsanda gerçekleşir.

Soru: Neden Purim olayları yaklaşık 2.500 yıl önce ve Hanuka M.Ö. ikinci yüzyılda meydana geldi? Bu tam tersi olmalıydı gibi geliyor.

Cevap: Önemli değil.

Soru: Tarihsel olaylar bununla ilişkili mi?

Cevap: Hayır. Dahası, hepsi yukarıdan aşağıya doğru basamaklandırılır ve bizim zamanımızda aşağıdan yukarıya doğru yükselir. Bu geriye doğru bir saymaktır.

Twitter’da Düşüncelerim / 6 Nisan 2020

Burada üst güce ihtiyacımız var ve AB liderliği buna sahip değil! Virüs “birleşik Avrupa” yı bitirecek!

Koronavirüs salgını, AB’nin yararsızlığını göstermiştir. En üstte bundan faydalananlar hariç. Ulusal egoizmin bağ ve dayanışma hakkındaki çözümler ile iyileştirilemeyeceği anlaşıldı.

Eski dünya öldü, artık yok! Yeni bir dünyaya varacağız ve yeni insanlar olacağız. Bu basit bir süreç değil, ama çoktan başladı. Ve Koronavirüs bir taç olana kadar durmayacak (“korona” birçok dilde “taç” anlamına gelir, Keter) bizi çeşitli formlarda ve tüm seviyelerde Yaradan’la bağa götürerek.

Bugün, üst güç bütün ulusları birliğe, egonun iptaline, farklılıkların yok olmasına, egoist bir düzenden özgecil bir düzene doğru yönlendiriyor. Mesih’in çağına giriyoruz – Bizi Yaradan’ın yarattığı egodan ve doğası özgecilliğe çeken üst güç. Mesih; Moshech- çekmek kelimesinden.

Bir kez tek bir bütün olduğumuzu hissettiğimizde, bireysel ölümü hissetmeye son vereceğiz…

Hislerimizde yaşıyoruz. Eğer ilişkilerimiz egoistik ise, buna bu dünyada yaşam denir. Özgecil olurlarsa, sevgi, birlik üzerine kurulmuşlarsa – bu manevi, üst sistem, geleceğin dünyası olacak.

Üst güç (Yaradan), dünyayı ıslah etme, tüm gerçekliği değiştirmek ve herkesi tek bir beden olarak ilişkilendirmek için Koronavirüsü kullanıyor. Bu harika eylem, bizi birleştirmek, bir sisteme, bir insanlığa, tek kalbe sahip bir adama dönüştürmek içindir, böylece Yaradan’ı ifşa edebiliriz.

Böylece doğa bizi karşılıklı anlayış ve endişe konusunda eğitmeye başladı!

Kendimizi birbirimize isteksiz bir bağlılıkta buluyoruz: Başkaları tarafından enfekte olabilirim, ya bunun tersi. Virüs, aramızdaki kötü bağın bir göstergesidir. Bizi başkalarını umursamaya ve onların da bizi umursamasına zorlayacak.

Virüs bize dünyayı-doğayı dengeden çıkardığımızı gösteriyor.

Koronavirüs ilişkilerimizin arkasındaki gerçeği ifşa ediyor. Eğer farklı bir şekilde, doğa ile uyum içinde, egonun üzerine çıkarak birbirimizle iyi ilişkilerde yaşayabileceğimizi anlarsak, hızla salgından çıkabiliriz.

Koronavirüs Realiteyi Değiştiriyor, Bölüm 4

İnsanlığın Gelişim Aşamaları: Çaresizlik ve Korku

Soru: Duyusal gelişimimizde hangi aşamalardan geçmeliyiz?  Örneğin; önce kayıtsızlık, sonra korku, sonra çaresizlik, vb.

Cevap: Çaresizlik çok iyi işler.  Tüm olanlardan sonra, çaresiz olduğunuzu ve aniden tek bir çıkış yolunuz olduğunu hissetmeye başladığınız zaman yani birbirinizi destekleme durumuna gelindiğinde, başka hiçbir şey gerekli değildir.

Bizler tamamen bizi çevreleyen doğaya bağımlıyız.  Doğa tek bir şey dışında bizimle her şeyi yapabilir: Birbirimize yakınlaşırsak, onunla daha iyi bağ kurmaya geleceğiz ve o zaman birbirimize, doğa bizim üzerimizde, biz doğanın üzerinde karşılıklı olarak hareket edeceğiz.   O zaman birbirimiz arasında ve doğa ile pozitif bağlarla bütünleşik olarak bağlanacağız.

Yorum: Birçok insanla iletişim kuruyorum ve umursamazlık aşamasının bittiğini görüyorum.  Çin’de Koronavirüs ilk ortaya çıktığında, yurtdışında tamamen umursamazlık vardı.  Şimdi bir korku aşaması var çünkü bu artık birçok ülkeye ulaştı.

Cevabım: Bunun hâlihazırda korku aşaması olduğunu düşünmüyorum.  Her şeyden önce, insanların hâlâ yiyecekleri var.

Korku, yakın zamanda yiyeceklerin biteceğini, tıbbi hizmetlerin artık pek çok hastayla baş edemediğini, işimi ve diğer her şeyi bir yana bırakın bana, komşularıma ne olacağını bilemediğimi gördüğüm zamandır.

Buna ek olarak, insanlara ödeme yapmak için fonlarımız tükenecek ve kimse bu parayı mağazalarda kabul etmeyecek çünkü satılacak hiçbir şey olmayacak, yani ücretle alınacak hiçbir şey olmayacak.

Bir kişi bu durumları korku dolu gözlerle görebildiğinde, genellikle kişi “Evet, evet, başkalarıyla olumlu etkileşimi kabul ediyorum!” demeye hazırdır.

Salgın, Ceza Değil Şifadır

Tarih boyunca, iyi ve iyilik yapan Yaradan’dan birçok dikkat işaretleri aldık. Ancak, Yaradan’ın zıddı olan egoistik nitelikler içinde var olarak, bu sevgi ve özenin tezahürlerini darbeler olarak algıladık ve değişme ihtiyacını hissetmedik.

Sevgi dolu ebeveynler, kendilerini dinlemeyen, sadece oyun oynamak isteyen ve ebeveyninin kendinden nefret ettiğini düşünen çocuklarını öğrenmeye bu şekilde iterler.

Krizler, savaşlar, afetler, salgın hastalıklar gibi dünyada olan şey tam olarak budur, insanlığın yaşadığı acı çekmenin yolu. Bunun nedeni, her zaman iyi ve iyilik getiren Yaradan’ın yönetimini yani kendimizi bu yönetime uyarlamayı reddettiğimiz içindir.

Ebeveynlerini dinlemeyen ve her zaman saklanıp onlarla tartışan çocuklar gibi Yaradan’ın talimatlarından kaçmak istedik. Bu yüzden hayatımız bugüne kadar çok acıydı.

Ama şimdi benzeri olmayan özel bir darbe yaşıyoruz. Bu, tüm dünyayı, tüm insanlığı sakinleştirmeye ve bizi bir bütün haline getirmeye geliyor. Ebeveynlerin sabrını yitirip çocuklarına “Yeter artık, şimdi sakin ol!” dediği gibi. Ve o kadar katı bir eylemde bulunurlar ki, çocuklar sakinleşirler.

Üst yönetim, aşağı iniyor ve bize giderek daha fazla yaklaşıyor, bizimle yakından, bireysel ve doğrudan ilgilenmeye başlıyor.

İnsanlık neden bu darbeyi bu kadar sert aldı? Koronavirüs neden bizi bu kadar korkutuyor? Her yıl her ülkede ölen ve dünyaya gelen birçok insana alışkınız. Neden bu virüsten bu kadar korkuyoruz?

Yüz yıllar içinde dünyanın tüm nüfusunun değişeceğini biliyoruz: herkes ölecek ve yeni insanlar doğacak ancak bundan bir trajedi yaratmıyoruz. Ancak virüs, psikolojik bir darbedir. Gizli bir beladır aramızda, onu görmüyor ya da hissetmiyoruz ve bizi nereden vuracağını bilmiyoruz.

Halbuki virüs, bizlerin birbirimizden uzaklaşmamızı ve evi terk etmememizi emrederek gerçekte bizim yararımıza hareket etmektedir. Sanki bize “Birbirinize güzel davranamıyorsanız, evde kalın! Ve eğer biraz iyilik ortaya çıkarsa, dışarı çıkabilirsiniz, ama aranızda on metrelik bir mesafe bırakabilirsiniz.” diyor.

Virüs bize gerçek ilişkilerimizi gösteriyor: birlikte kalamadığımızı ve eğer bağ kurarsak, egoist olduğumuz için birbirimize virüsü geçirdiğimizi. Bu virüs üst yönetimin ifşasıdır.

Virüs insanları egoizmleri ölçüsünde birbirinden ayırır. Onları her türlü işe yaramaz, doğal olmayan şeylerle uğraşmak yerine evde kalmaya zorlar. Bize sahip olabileceğimiz daha iyi bir bağ olduğunu gösterir. Ve bu bize zarar vermek ve öldürmek için değil, hayatımızı doğru bir şekilde düzenlememiz için geldi. Bu, bizi merhametle eğiten Yaradan’ın elidir.

Salgın ceza değil şifadır. Virüs, egoizmin körüklediği ilişkilerimizde kazanma, başarılı olma ve başkalarını kişisel kazanç için kullanma arzusunu soğutur. Bütün yarışı durdurur.