Daha Geniş Çevrelerin Sorumluluğunu Üstlenmek

Tüm evren tek bir noktadan gelir. Bu nedenle, ihsanın üst gücü, Yaradan, yaratılan varlıkların bağının içinde ifşa olur. Yaradan, tüm yaratılışın merkezi noktasıdır. Kabala Bilgeliği, insanın elde ettiği üst gücün tüm edinimlerinden ortaya çıkmıştır. Kabalistlerin tavsiyelerine uyarsak, aynı ifşalara ulaşabiliriz. Kabala, Yaradan’ın ifşasıyla ilgilenen gerçek, pratik bir bilgeliktir.

Bizler sadece Yaradan’dan aldığımız şeyi görebiliriz ve bu tüm bilgeliğimizin temelidir. Yaradan’ı ifşa etmemizi engelleyen şeyi şu şekilde keşfederiz: bizi sınırlayan egoizmimizi, haz alma arzusunu. İlk başta, egoizmde herhangi bir engel hissetmeyiz. Ancak, bize etki eden üst kuvveti fark etmeye ve hissetmeye çalıştığımızda ve engeli, O’nu kalbimiz ve zihnimizle algılayamadığımızı hissettiğimizde,  o zaman sebebin Yaradan’ı ifşa etmeye direnen egoist güçte olduğunu anlarız.

Ancak ıslahtan sonra, egoizmin gücü kötülükten, zararlı olmaktan ve gizlenmeden tam tersine, ifşanın gücüne dönüşür ve bizim yardımcımız haline gelir. Bu egoizmi kısıtlayarak, bir perdeyle örterek ve yansıyan ışığı yükselterek, Yaradan’ı bu ışık altında ifşa edebiliriz: ihsan etme, sevgi ve bağın niteliğini – doğamız gereği sahip olmadığımız tüm özellikler.

Bu nedenle, gizlenme gücü ifşanın gücü haline gelir, reddetme gücü bağın gücü haline gelir ve kendimizi Yaradan’ın önünde dururken buluruz. Aynı zamanda, aldığımız tüm ıslahlardan sonra O’na benzer hale geldiğimizi anlarız. Yaradan’la olan bağımız bu şekilde ortaya çıkar. Yavaş yavaş mükemmellik derecelerine ulaştıkça, Yaradan’ı bilmeye geliriz ve bununla uyumlu olarak, tüm ışığın, tüm ortak ruhun her birimizin içinde parladığını hissederiz.

Bu nedenle, reddetmenin gücü gereklidir; sonuçta, bunun nedeni tüm ifşanın daha sonra gerçekleşmesidir.

Düşmekten korkarsam, bağımızı yenilemenin yollarını her zaman dikkate almalıyım. Eylemsizliğin gücü burada işe yaramaz. Çaba göstermeyi bırakır bırakmaz derhal dururum. Yani aynı koşulda kalmak için bile, her saniye yenilemeyi düşünmek zorundayım. Daha da önemlisi, bu durumu güçlendirmek istiyorsam, sürekli sevgi, bağ eklemenin ve yeni bir tat, ek bir güç hissetmek için başkalarını uyandırmanın yollarını aramalıyım.

Düşüşten korkuyorum, çaba sarf etmeye devam ediyorum ve her saniye biraz daha fazla hava, daha fazla tat hissediyorum. Bu, sürekli olarak eklediğiniz ve tattığınız çok önemli bir duygudur.

Grubun ilerlemesi hakkında düşündüğüm ölçüde, maneviyattaki ilerlememi hızlandırırım. Manevi kabımı Kli ) giderek daha fazla genişleterek ve tüm insanlığı kapsayana kadar daha geniş ve daha geniş çevrelerle ilgilenerek daha daha hızlı hareket ederim. Bu çok basit bir sistemdir; tek sorun, egoizmin harekete geçmemize izin vermemesidir.

Koronavirus – Doğadaki Dengesizliğin Bir Sonucu

Koronavirüs salgını ile bağlantılı olarak, İsrail Sağlık Bakanlığı, her birimizi “karşılıklı garanti” yasalarına uymaya çağıran 11 davranış kuralı yayınlamıştır. Bu, herkesi etkileyen küresel bir felaket olduğundan dolayı, birbirimizi düşünmeliyiz, buna garanti denir.

Şu andaki karşılıklı garantimiz ise birbirimize yaklaşmamak ve böyle yaparak komşularımızı önemsemektir. Diğer herkesi gerçekten önemsiyorsak ve davranışlarımızla ortak faydaya katkıda bulunduğumuzu anlarsak,  salgını çok hızlı bir şekilde durduracağız.

Dikkat çeken Koronavirüs,  gelecekteki felaketlere kıyasla aslında bir çocuğun oyuncağı gibi görünüyor.  Örneğin, Dünya’nın manyetik kutuplarının kademeli olarak değişimi, buzul çağının geri döneceği, keskin bir değişime yol açma tehdidinde bulunmaktadır.

Olayların daha da büyümesine kıyasla hiçbir şey olmayan bir tür virüs hakkında neden bu kadar endişeliyiz? Ancak gerçek şu ki, Koronavirüs herkese kişisel olarak isabet ediyor. Ve eğer buzul yaklaşıyorsa veya okyanus birkaç metre yükseliyorsa, vücut ısımı veya nabzımı kontrol ederek bu etkiyi şahsen hissetmeyeceğim.

Her şey kişinin hislerine bağlıdır.  Çekirge sürüleri girip,  tüm mahsulü tarlalardan yiyip bitirirse, o zaman bir dükkana geldiğimizde çekirge dışında başka bir ürün görmeyeceğiz: şekerli çekirge, tuzlu çekirge vb. Ancak o zaman endişeleneceğiz.

Bu süreçte, odak Koronavirüs üzerindedir.  Hastalık birinden diğerine geçtiği için, zayıflığımızı ve şimdi olumsuz bir şekilde tezahür eden birbirimizle olan bağlantımızı insanlığa gösteriyor. Ayrıca gösterir ki bilinçli ve düşünceli biçimde beraber hareket etmek istersek, birbirimizi virüsten koruyabiliriz.

Salgın bizi tüm çöplerden de arındırıyor: gereksiz şeyleri yaparak ileri ve geri uçmayı bırakmış olduk. Salgın bir yıl daha devam ederse, o zaman hayatlarımız sakinleşecek ve sadece gerekli faaliyetleri yapacağız.

Kimse alışverişe, kıyafet almaya koşmayacak.  Herkes sadece sağlıklı olmak için huzur içinde yaşayacaktır. Virüs bizi kilitler ve iyi çocuklar oluruz. Bunun bir virus değil ama yukarıdan bir yardım olduğu anlaşılır.

Salgın siyaseti etkileyecek ve tüm tutkuları boğacak çünkü hepimiz talihsizlik içinde kardeşsek neden savaşmalıyız ki. Kime hükmetmeye çalışmalılar- en önemli olanın eşiğinde yaşayan insanlar üzerinde mi?

Ve sonra yeni darbeler gelecek: çekirge bulutları, sivrisinekler, fareler.  Çok büyük sayıda oldukları için onlarla savaşamayacağız. Ve böylece hayatımız yavaş yavaş farklı bir görünüm alacak: bundan, nasıl farklı bir biçimde yaşayacağımızı öğreneceğiz. Gerçekten de, bugün insan toplumu daha çok finansal bir baloncuk gibidir: her iki şirketten biri yatırım fonudur.

Doğa yasalarına göre, cansız, bitkisel veya hayvansal seviyede hiçbir canlı, var olmak için gerekenden fazlasını tüketmez. Yırtıcıları, bir leoparı veya bir kurdu avını parçalayıp yerken görüyoruz, ancak bunu hayatta kalmak için yaparlar ve gereğinden fazlasını almazlar.

Ve insan da yaşamalı, sadece gerekli şeyleri tüketmeli, kalanı toplumun faydasına sunmalıdır ve tam olarak onun için gerçekten iyi olan şey budur ve toplumu her türlü aptalca şeyle karıştırmamalıdır.

İnsan toplumu, hayvansal seviyeye karşılık gelen böyle bir maddi yaşam biçimine gelmek zorundadır. Hayvansal beden, diğer tüm hayvanlar gibi yaşamalıdır yani sadece hayatta kalmak için tüketmelidir. Ve artık doğadan hiçbir şey almanıza gerek yoktur, diğer her şey sadece manevi eylemlere, Yaradan’ın çalışmasına yönlendirilmelidir.

Ürünler üretiyoruz,  %90’ına kimsenin ihtiyacı yok. Her şey zincir halinde düzenlenir, burada her biri kendi parçasını üretir ve diğerine aktarır ve zincirin en sonu her şeyi atar, böylece tüm süreç yeniden başlatılabilir.

Bütün modern dünya bu şekilde inşa edilmiştir, aksi takdirde kazanamayacağız. Bizler sırf dünyadaki tüm doğal kaynakları zorla alarak kazanmaktayız. Böyle yaşayamazsınız, çevreyi yok ediyoruz.

Bizi her an yönlendiren egoizm, bizi tahammül etmesi zaten imkansız olan bir yaşama sevk etti. Biz kendimiz, kendi mezarımızı kazıyoruz.  Ölüm meleği kılıcın kenarında bir damla zehir tutar ve itaatkâr bir şekilde yutar ve ölürsün.

Çıkış yolu nedir?  Kabala’nın söylediklerini çalışmaktır, düşüncelerimizi düzeltmektir ve bu düşüncelerle dünyayı düzeltebileceğiz. Doğru düşüncelere sahip birçok insan olduğunda, o zaman onları maddi eylemlere dönüştürmek mümkün olacaktır. Ama düşüncelerimizin kendisi zaten iş yapmaktadır!

Topluma vermek, her şeyden önce doğa yasalarına uymak için gerçek ihsan etmenin ne anlama geldiğini ve toplumun ne şekilde var olması gerektiğini öğrenmektir. Her şey düşüncede çözüm bulur.

İnsanın kendisi, çabaları ve kendi kendini sınırlama yoluyla, hayvanların yaşadığı duruma yani yaşam için hayati önem taşıyandan daha fazlasını tüketmeme durumuna ulaşmalıdır. Ve enerjimizin ve zihnimizin geri kalanını kendi aramızdaki birleşmeye yönlendirmeliyiz.

Koronavirüs salgını ve diğer tüm problemler hayatımızdaki dengesizliğin bir sonucudur.  Maddi düzeyde hayvanlar gibi yaşasaydık, hayvansal bedenimiz için gereğinden fazla tüketmeseydik ve tüm manevi çabalarımızı Yaradan’ı anlamaya yönlendirmiş olsaydık, o zaman hayat güzel olurdu.

Ama biz egoizmimizle tüm dünyaya hükmetmeye, dünyanın içini boşaltmaya ve ondan tüm doğal kaynaklarını zorla almaya çabalayarak bir bozukluğa neden oluyoruz. Ve bu nedenle doğa, dengesizleşir, tüm bu sorunlar kendini gösterir: koronavirüs formundaki biyolojik problemler veya volkanik patlamalar, depremler veya tsunamiler. Tüm bu felaketler, bizim doğada yarattığımız dengesizlikten kaynaklanmaktadır.

Kabala biliminin öğrettiği gibi, kendimizi doğayı sadece gerekli ölçüde kullanmakla sınırlamalıyız. Ve diğer bütün etkili güçler, zaman, büyük bir zihin ve kişinin sahip olduğu arzu, sadece toplumu ıslah etmek, onu Yaradan’ın ifşası için bir araç haline getirmek için kullanılır.

Bugünlerde insan toplumu Yaradan’ın ifşasına zıt yönde hareket ediyor ve bu sebeple doğal olarak tüm bu sorunlara neden oluyoruz ve Koronavirüs sadece başlangıçtır!

Zaten içinde yaşadığımız Mesih dönemi, bize birçok yeni ifşalar getirmelidir.  Umalım ki çabalarımız sayesinde, bu ifşalar iyi olsun ama şu ana kadar, ne yazık ki şüpheli…

İnsan toplumunun uyumsuzluğun neden olduğu tüm virüslerin nedenini, dengeden oluşan doğanın genel yasası ile hızlı bir şekilde öğrenmeye ve aktarmaya çalışalım. Bu basit fiziktir, inanç değil doğa yasasıdır.

Koronavirüsü Ne Yenecek ?

Koronavirüsü neyin yeneceğini konuşmadan önce Koronavirüs ile ilgili söylenen tüm sebeplerin ötesinde daha derin bir sebebin olduğunu anlamalıyız: Koronavirüs pandemisi, insanlığın kişisel çıkar gözeten hesaplamalarına dayanan negatif ilişkilerine doğanın cevabıdır.

Rekabetçi, materyalist ve bireyci yaşam tarzlarımızı kapsayan bu negatif bağlar kişisel, sosyal ve uluslararası ölçeklerde gittikçe artan bir gerilim yaratıyordu.

Bu nedenle bizim daha büyük bir darbeye doğru gitmemizi durdurmak için doğadan bir çeşit darbenin gelmesi gerekiyordu yoksa dünya savaşı kadar yıkıcı olabilecek daha büyük bir darbeye neden olabilirdik.

Bu yüzden Koronavirüs biz pozitif bağ kurmaya, birbirimize karşı egoistçe, sömürücü ve manipülatif tutumumuzu özgecil, destekleyici ve cesaret verici bir tutum ile değiştirmeye hazır olana kadar durmayacak.

Bu olduğu takdirde insanlar arasındaki pozitif bağ doğa ile bir güçler dengesi yaratacaktır. Sonra, birbirimizle ilişkilerimizin ne kadar olumsuz olduğunu göstermek için ortaya çıkan Koronavirüs ortadan kalkacak.

Nihayetinde Koronavirüsü yenmek için ihtiyacımız olan, birbirimize karşı tutumumuzu hizaya getirmek ve ilişkilerimizi olumsuzdan olumluya doğru düzeltmektir.

Bunun için Koronavirüsün birbirimize olan olumsuz egoist tutumlarımızı açığa çıkardığını görmeliyiz ve aramızda gelişmiş olan içsel uzaklığımızın üstesinden gelebilirsek, o zaman virüsü ve hayatımızdaki başka pek çok olumsuz olayları ve problemleri sonlandırabiliriz.

 

Twitter’da Düşüncelerim / 22 Mart 2020

Bütün dünya #Koronavirüs‘e karşı bir çare oluşturulmasını bekliyor. Kusursuz çözüm, tüm egoistik “virüslerin” üzerinde küresel birliğimizdir. Deneyelim ya da en azından bunun hakkında bir düşünelim…

Virüs bize gizlenmesi, T”A’de kısıtlanması ve ihsan etmeye, bağa dönüştürülmesi gereken egoizmimizi gösteriyor.

Pesah (Mısır’dan göçün öyküsü – egoizm) safhamızla ne kadar örtüşüyor. Doğa bize, onun üzerinde üst dünyanın niteliğine nasıl yükseleceğimizi öğretir – ihsan etmeye ve aramızdaki bağa.

Hükümetler her durumda, her vatandaşa yaşam masrafları için belirli bir meblağ ödemek zorundadır. Kabala’ya göre, bu, herkes için zorunlu bir eğitim kursuna doğrudan bağlı olmalıdır – yeni toplum ve onun kuralları-yasaları hakkında eğitim.

Koronavirüsün Nesi Eşsiz?

Şu anda yaşadığımız koronavirüs salgını tarihe çok benzersiz bir dönem olarak geçecek. Dünyanın dört bir yanında acil durum ve ekonomik ve sosyal yapılarımızın felci, küçük ve az görünür bir virüs yüzünden ortaya çıktı.

Koronavirüsün sağlık riskleri dışında, insan toplumunun inşa edildiği sistemleri tehlikeye atıyor. Ekonomik ve sosyal statü arasında, basit bir işçi veya başkan olsun ayırım yapmıyor.

Güçlü ekonomik ve sosyal yapılarımız olduğunu düşünsek, mikroskobik bir virüsün ayaklarımızın altından halıyı çekebileceğini çabucak gördük. Sol, sağ ve merkez ülkeler sınırlarını kapatıyor ve vatandaşlarının gerekli ihtiyaçları için ayrılmak dışında evde kalmasını istiyor.

Bu nedenle, küçük bir virüsün nasıl ortaya çıktığını ve aramızdaki materyalist bağlantıları, para kazanma, sömürmeye ve rekabet etmeye dayalı bağlantıları nasıl kopardığını görüyoruz.

Koronavirüs: İnsanın Doğayla Dengesizliği Örneği

Doğa sürekli dengeyi yeniden sağlamayı amaçlıyor: herkesin ortak yararını göz önünde bulundurarak iyi yağlanmış bir bağımlılık durumu. Öte yandan egoist doğamız, insan egosu kendine fayda sağlamak için herkesi ve her şeyi kullanmaya çalışırken karşılıklı düşünceye karşı çıkıyor.

Benzersiz yüksekliklere egoist bağlantılarımızı sürerek bu virüsü getirdiğimizi takip ediyor. Sonuç olarak, egoist bağlantılarımızı kopartacak güce sahip biyolojik parçacık ortaya çıktı.

Koronavirüsü dışında modern dünyada kişisel, sosyal, küresel ve ekolojik ölçeklerde sayısız sorunla karşılaşıyoruz ve bunların hepsi başarımızı başkalarının yıkımı üzerine inşa etmeye çalışmamızdan kaynaklanıyor.

Son zamanlarda insan egosu tüm kısıtlamaları geçti. Doğanın integral mekanizması artık biz insanlar arasındaki sömürü, manipülasyon ve istismar seviyelerine katlanamıyordu ve böylece koronavirüsü ile tepki gösterdi.

Doğada insan seviyesi en etkili olanıdır. Alt animasyon, bitkisel ve hala seviyelerinde fiziksel ve biyolojik bağlantıları etkiler. Bu nedenle negatif insan bağlantıları, daha düşük seviyelerde biyolojik fenomenlerden insanlara karşı olumsuz geri bildirim kazandırır.

Ancak, salganlar dünyamızda yeni bir şey değil. Ego bugünden çok daha küçükken geçmişin diğer salgınlarında daha fazla ölümler yaşadık. Pandemikler o kadar acımasızdık ki tüm şehirlerin nüfusu ile bile attılar. Dahası koronavirüsün ölüm oranı nispeten düşük ve karşılaştırıldığında mevsimsel grip daha fazla hastalık ve ölüme neden olmuştur. Koronavirüsü hakkında bu kadar eşsiz olan nedir?

Koronavirüsün nesi Eşsiz?

Koronavirüsün benzersizliği, dünyamızda elde ettiğimiz en yüksek ilerlemelere rağmen hayatımızı nasıl düzene sokamadığımızı gösteriyor.

Tam malzeme refahı ile pozitif insan ilişkilerinden yoksun. Ve biz sadece kendimize veya daha doğrusu, her düşünce ve eylemimizin altında gizlenmiş egoist insan doğasına ispatlayabiliriz.

Koronavirüsün ortaya çıkması sayesinde doğa bize sadece egoyu tedavi etmemiz gerektiğini gösteriyor, ı. e., Dünyaya yaklaşımımızı ” başkaları bana nasıl fayda sağlayabilir?” ” başkalarına nasıl fayda sağlayabilirim?” olarak değiştirmemiz gerektiğini. Salgının arkasındaki en derin anlam budur.

Küresel ve integral bir dünyada yaşıyoruz ve koronavirüs salgını, birbirine bağımlı bir dünyada egoya dayalı bağlantılarımızın hatalı ve tehlikeli olduğunu açıklıyor.

Doğa bizi birbirimize olan tamamen bağımlılığımızın farkına getirdi. Bu idrak, sömürü, manipülasyon ve istismar ve istismar edenlerin yerine karşılıklı destek, teşvik ve değerlendirme davranışları ile birbirimizle ve doğayla nasıl farklı bağlantı kurabileceğimizi incelemek için zaman verilmektedir. Bu vardiyadaki zamanı etki ‘ e kadar kullanırsak, bu salgından yeni ve dengeli bir dünyaya çıkar ve küresel bağımlılığımızı uyumlu bir şekilde yaşayacağız.

 

Manevi Bayramlar, Bölüm 6

Yom Kippur’dan Hanuka’ya

Soru: Yom Kippur (Kefaret Günü) sırasında, kişi Yaradan’a benzer olmak istediğinden ve hiçbir şey almak istemediğinden, tüm arzuları üzerinde bir kısıtlama yapar. Sonra kişi yedi tür arzusunun hepsini ıslah eder ve sekizinci günde Tora’yı yani ışığı alır. Sonra Hanuka gelir, bu bayram neyi simgeler?

Cevap:  Hanuka, kişinin Bina niteliğine, tamamen ihsan etme niteliğine ulaştığı koşuldaki ıslahını sembolize eder. Kişi, Malhut’tan,  tamamen ihsan etmenin içinde olduğu ve hiçbir şey almaya ihtiyaç duymadığı,  Bina Sefira’sına yükselir.

Soru: Bu, kişinin Sukkot sırasında ilk yedi Sefirot’u ıslah ettiği ve şimdi Bina’ya yükseldiği anlamına mı gelmektedir?

Cevap: Hayır. Bunların hepsi semboliktir, özel ıslahlardır, tam yeterlilikte değildir. Tüm bayramlardan sonra, tam olarak Tora’yı (üst ışık) alarak, kişi kendini ıslah etmeye başlar.

Sukkot’un sonuna kadar, Shemini Atzeret’e kadar kişi, gerçekten ıslah olmuyor. Kişi üst ışığı kendi üzerine çekmek için tüm hazırlık çalışmalarını yapmıştır.

Sukkot bayramının sona ermesinden başlayarak, Shemini Atzeret’ten Hanuka’ya kadar, kişi kendini Bina niteliğinde, ihsan etme niteliği içinde ıslah eder.

Soru: Hanuka, Milattan Önce 2. yüzyılda meydana gelen tarihi bir olayı temsil eder: Makabiler ve Yunanlılar arasında ideolojik bir çatışma. Kabala’ya göre, Yunanlılar egoist arzularımızı, Makabiler ise özgecil arzularımızı temsil eder.

En ilginç şey Hanuka sırasında gerçekleşen mucizedir.  Peki bu nedir?

Cevap: Makkabiler, Başrahip (Kohen) mühürlü, genellikle Tapınakta kullanılan yağ içeren küçük bir kavanoz buldular.  Bu yağdan bir lamba yaktılar ve o Hanuka’nın yedi günü yandı.

Bu, Hanuka’nın mucizesi olarak kabul edilir ve eğer kişi kendini aşağıdan, doğru bir şekilde hazırlarsa ve hem yağ hem de mum olmaya hazırsa, Yaradan kişiyi tamamen ıslah eder ve kişi, Bina’nın üst ışığında kendi tam ıslahına ulaşır yani kişi tam ihsan etme seviyesine yükselir.

Soru: Bu, mumun, fitilin ve yağın, bir Kabalistin arzularıyla yaptığı belirli eylemleri sembolize ettiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet.  Ve Hanuka’nın kendisi, kişi ihsan etme niteliğinde kendi ıslahını bitirdiğinde ve ihsan etme uğruna alma niteliğindeki ıslaha, bir sonraki dereceye geçişte,  “Hanu-Koh” dır yani  bir moladır.

Koronavirüs Aşısı

Koronavirüs çoktan seksen ülkeye yayıldı ve bizlere, birbirimize ne kadar bağımlı olduğumuzu gösteriyor. Bu virüslerin hava veya fiziksel temas yoluyla bir kişiden diğerine nasıl bulaştığını araştırıyoruz.

Ama aslında, bu şekilde değil düşüncelerimiz yoluyla yayılıyorlar. Sonuçta, tek bir alanda birbirimize bağlıyız ve eğer sizin hakkınızda kötü düşünürsem, o zaman düşüncelerimle, içinizde her türlü tezahür ve sonuca neden olan düşünceleri uyandırırım.

Bu olgu, uluslararası güvenlikle uğraşan kişiler tarafından bilinir. Kabala bilimi, düşüncelerimizin, doğanın tüm güçlerinin ya en yıkıcı gücüne ya da en yardımsever gücüne sahip olduğunu açıklar. Ama ne yazık ki bizler sadece yıkıcı düşünceler kullanarak hareket ediyoruz.

Bu nedenle, ne koronavirüs ile mücadelede önleyici tedbirler ne de yeni antibiyotiklerin icadı bize yardımcı olacaktır. Bu virüs olmazsa, başka bir virüs ortaya çıkacaktır. Sonunda, insanlar arasındaki ilişkileri iyileştirmemiz gerektiğini anlamalıyız. İlişkilerimiz ve düşüncelerimiz iyi olursa, o zaman hiçbir virüs ortaya çıkmayacaktır.

Başkaları hakkındaki düşmanca düşünceler ya da uyuşmazlıklar, insanın bedenini sarar ve hastalık olarak kendini gösterir. Bu, kendimizi savunamayacağımız en üst düzeyde bir hastalıktır çünkü düşüncelerimiz üzerinde gücümüz yoktur. Kimin neyi düşündüğünü bilmiyoruz ve kendi düşüncelerimizi bile kontrol edemiyoruz.

Bu nedenle, bu büyük bir sorundur. Herkese karşı iyi olması için, düşüncelerinin nasıl kontrol edileceği kişiye öğretilmelidir. Tüm virüsleri yenebilmemizin tek yolu budur. Böyle bir ıslah için Kabala bilimine ihtiyacımız vardır; başka yolu yok.

Sonuçta, egoist insan doğası bizi sadece kendimiz hakkında düşünmeye iter. Bu nedenle, bir kişiye başkaları hakkında düşünmeyi öğretmek için, özel bir bilim, benzersiz bir metot ve bir grup çalışması gerekir. Çok basit görünüyor ama bu insan doğasının tam zıttıdır.

Kendimizi düzeltmeye başladığımızda, dünyanın bize bağlı olarak değiştiğini göreceğiz. Çevremizde, Üst ışık olarak adlandırılan ve tüm dünyayı mümkün olan en iyi şekilde hareket ettiren ve düzenleyen özel bir güç olduğunu hissetmeye başlayacağız. Bu güce gireriz ve içinde yaşarız ve herhangi bir koronavirüs veya diğer hastalıklardan korkmayız.

Yakın zamanda Tel Aviv’de büyük bir uluslararası Kabalistik kongre düzenledik. Her gün Sağlık Bakanlığı’nın kongreye katılmamızı yasaklayacağı korkusu vardı.

Sonuçta, bu büyük bir şehirde bir araya gelen, birlikte oturan, birbirine sarılan, aynı masada yemek yiyen, aynı havayı soluyan ve aynı odada üç gün geçiren, 5.000’den fazla insanla büyük bir toplantıydı. Tüm hava farklı virüslerle doluydu, ancak hiç kimse enfekte değildi.

Bunun nedeni aramızdaki bağ yoluyla en doğru ve etkili aşılamayı ve dezenfeksiyonu gerçekleştirmemizdir. Bu, insanlık için birliğin gücünün her şeyi nasıl temizlediğini, yerine getirdiğini ve kutsallaştırdığını gösteren bir örnek olabilir.

Tek bir düşüncede birleşmek istediğimiz gerçeği ile tek bir amaç uğruna, her biri kendi düşüncemizden oluşan bir kuvvet alanı yaratırız. Düşünce güçtür. Tüm güçlerimizi birbirine bağlayarak, fiziksel veya biyolojik olarak dünyadaki tüm alanların en yükseği olan bir güç alanı yaratırız.

Bu alanı kendimizin üzerine koyarsak ve hepimizin bu alana bağlanmak isteyerek ve hepimizin dost ve kardeş olarak “Tek kalp, tek adam” olmayı istersek, o zaman hiçbir şey bize zarar veremez.

Bu böyle çalışır, çünkü kişinin düşüncesi, onun yapabileceği en yüksek etkiyi oluşturur. Bu nedenle, altında bulunan tüm virüsleri daha düşük seviyelerde yok eder: Cansız, bitkisel ve hayvansal. Bu alan, birlikte tüm olumsuz faktörleri yok eden küresel bir pozitif güç yaratan sevgi ve birliği yayar.

Bu nedenle korkacak bir şey yok. Zehir içebiliriz ve manevi alanla doğru bağlantıyı hedeflersek, o zaman hiçbir şey bize zarar veremez. İnsanlar bizimle iyi iletişim kurarak kendilerini koruyabilirler ve daha sonra onları hastalıktan koruyacak bir antivirüs alırlar. Hepinize sağlık diliyorum!

 

Twitter’da Düşüncelerim / 20 Mart 2020

Neden tam olarak egoistik etkileşimlerimizle ölümcül bir virüsü birbirimize ilettiğimizi ve kötü enfeksiyonu nasıl iyi bir enfeksiyona dönüştürebileceğimizi ve yeni bir dünyaya nasıl ilerleyeceğimizi çözelim. Umarım bunu anlarız ve herkese anlatabiliriz.

Yaratan, egoizmi ıslah etmek için gittikçe daha etkili durumlar düzenlemektedir. Virüs bize her şeyi iyi ve yararlı iletmek yerine, hastalığı nasıl ilettiğimizi ve birbirimizi ölümüne nasıl mahkum ettiğimizi gösteriyor. Haydi birbirimize sevgiyi ileterek iyi bağlarla birleşelim!

#Coronavirüs ilişkilerimizin gerçekliğini ortaya koyuyor. Farklı, doğa ile uyum içinde, egonun üstüne yükselerek birbirimizle iyi ilişkiler içinde yaşayabileceğimizi fark edersek, hızlaca salgından çıkabiliriz. Virüs, dünya-doğasını dengeden çıkardığımızı gösteriyor.

Özgür seçime izin vermek için kalbin ağırlığı verilir. Küresel kriz, #coronavirüs salgınının bir sonucu olarak, iyiliğe doğru eğilerek iyi ve kötüyü dengelemek için özgür seçimine göre, Doğa’nın her insanla nasıl ilgilendiğini gösterir!

#Coronavirus‘un bize ne yapacağına dair birçok soru alıyorum.

Cevap basit: kimse bilmiyor!

#Kabala, egoizmimize rağmen bunun aramızda daha büyük bir bağa yol açacağını söylüyor. Islahlarını kolaylaştırmak isteyenler materyallerimizi incelemelidir!

Korona Virüs: Sosyal Altyapımızı Değiştirme Fırsatı

“Birbirimize yardım edip birbirimizi desteklersek, bu geçici süreyi yepyeni, dengeli ve uyumlu bir dünya haline getirmek için gereken her şeye sahip olacağız.”

Korona virüs salgınının başlamasından bu yana hayatımızdaki aksaklıklardan şikayet etmek için birçok neden bulabiliriz. Ancak, daha yakından bakarsak, sosyal altyapımızı daha iyi hale getirmek için nadir bir fırsatın ortasında olduğumuzu göreceğiz.

Korona virüsün dünya çapındaki dalgalanma etkileri bize benzersiz bir idrak testi sağlamıştır: Korona virüs salgını kriz ya da fırsat, hastalık ya da ilaç, virüs ya da aşı, evlerimizde izolasyon ya da insan bağının yeni evresi olarak görüp görmememiz, yalnızca bizim tutumumuza bağlıdır.

Doğa her şeyi ve herkesi daha fazla bağ için geliştirir. Gerçekte, doğanın varoluşsal niteliği içinde yüzeye çıkan tüm gözyaşlarını ve bölünmeleri onarmayı ve iyileştirmeyi amaçlamaktadır.

Aşırı tüketim, materyalist durum ve sömürücü güç için koşuyor olduğumuz paralel yarışlar, hayatımızı bu alanların birinde veya tümünde diğer kişileri geçecek şekilde kurduğumuz yerde, Korona virüsün başlamasıyla aniden durdu.

Eğer bir an için geri adım atıp insanlığı tek bir organizma olarak görürsek, o zaman Korona virüsün nasıl bir hastalık olarak değil de ilaç olarak geldiğini görebiliriz: insanlığın vücudunu onun hücrelerinin- yani bizlerin- egoist, tüketici ve materyalist bağımlılığından iyileştirmek için.

Bununla birlikte, her birimiz başkalarını harcama pahasına kendi çıkarlarımızın peşinde koştuğumuz yerde, buna göre çalışan sosyal altyapılar yaratıp bunlara bağlı kalarak, dar egoist lenslere bakmaya alıştığımızdan, Korona virüsün hayatımıza getirdiği kısıtlamaların olumlu etkisini görmeyi çok zor buluyoruz.

Karşıt zihniyetimiz nedeniyle doğanın olumlu etkisini olumsuz olarak algılıyoruz: doğa integral olarak, birbirine bağımlı tek bir bütün olarak işlev görürken, biz kendimizi diğer insanlardan ve doğadan ayrı varlıklar olarak görerek bireysel algılıyoruz.

Ayrıca, doğanın onu dikkatle ve kademeli olarak tam bir bağ ve öz denge safhasına yönlendirerek, her an tüm yaratılışın faydasına hareket ettiği yerde bizler karşıt bir şekilde hareket ediyoruz: bencil bir şekilde, sadece kendi menfaatimiz ve konforumuz için ihtiyaç duyduğumuz herkesi ve her şeyi hesaba katarak.

Dolayısıyla, doğada olumsuz bir eylem veya tutum yoktur. Negatif olarak algıladığımız şey, doğanın pozitif ve özgecil formuna karşı bizim negatif ve egoist formumuzdan kaynaklanmaktadır.

Bu nedenle, eğer bizler Korona virüsü bize ilacını veren doğa olarak – birbirimize daha olumlu bir şekilde bağlanmak ve yeni keşfedilen karşılıklı küresel bağımlılığımızı ümit verici bir şekilde gerçekleştirmek için bir fırsat olarak görürsek – o zaman hepimiz için mutlu ve sağlıklı bir dünya yaratabileceğiz.

Açıkça, başlangıçta aramızda kurduğumuz engelleri aşmanın zor olması bekleniyor. Ama eğer birbirimize yardım edip birbirimizi desteklersek, bu geçici süreyi yepyeni, dengeli ve uyumlu bir dünya haline getirmek için gereken her şeye sahip olacağız.

Eğer İlerlemek İstemezsem…

Soru: Manevi dünyaların derecelerine tırmanmak için bir ömür yeterli mi?

Cevap: Endişelenmeyin,  bu sizin göreviniz değil.  İyi ya da çok iyi olmayan bir yolla yükselmelisiniz.  Yol seçimi size bağlıdır.

Eğer uygularsanız, hızlı bir şekilde yükselecek ve yükseliş uğruna hayatınızın her anını kazanacaksınız.  Ve eğer tembelseniz, elbette ileriye itilirsiniz, hatta yalnız bırakılırsınız, o zaman da diğerlerine yetişmeniz gerekir.

Genel olarak, farklı olasılıklar vardır.  Kafanızı karıştırmamak için tek bir şey söyleyeceğim: düzenli dersler, bir gruba, ortak etkinliklerimize katılım;  normal, düzgün, güvenli bir yükseliş için gerekli minimum koşuldur.  Daha hızlı hareket etmek istiyorsanız, ek dersler, kurslar vb. vardır.  Daha da hızlı hareket etmek istiyorsanız, başka seçenekler de vardır.

Soru: Ya durmak istersem ve eğer dersem ki, “Birinci derece benim için yeterli, burada iyi hissediyorum.  İleri gidebilirsin ve ben burada duracağım. ”

Cevap: Her insanın manevi kökenine ulaşması gerekecektir.  Bu durum ona bağlı değildir.  Kimse sana bunun hakkında sormaz.  Size nasıl yükseleceğinize karar verebileceğiniz çok dar bir aralık verilir: kendi çabalarınızla ya da arkadan itilerek.

Çok ilginç bir mekanizma vardır.  Bu mekanizma kölelere muamele etmeye benzer ve basit bir prensipte çalışır: İyi çalışırsanız, darbeler almazsınız ancak tereddüt ederseniz hemen size vurmaya başlarlar.

Soru: Bu, yolun ortasında bir yerde durmanın imkansız olduğu anlamına mı geliyor?

Cevap: Durabilirsiniz, ancak darbeler alırsınız.  Yani umursamamazlık yapamazsınız.  Doğa kanunu ile ilgileniyoruz.  Bu nedenle, hiçbir talep yardımcı olmaz.  Size belirli koşullar verildiyse, bunları yerine getirmelisiniz.