“Beyaz Rengin Manevi Anlamı Nedir?” (Quora)

İlk olarak, beyaz, bir renk değildir çünkü hiçbir şeyi emmez. Bir renk bir şeyi emer, ancak beyazın kavramı dışarıdan hiçbir şey almamasıdır.

Bu nedenle, beyaz yokmuş gibi hissedilir. Beyaz görünüşte şeffaftır. Hiçbir şey talep etmez ve kendine hiç dikkat çekmez.

Birbirimize ve doğaya karşı tutumlarımızı buna göre ayarlasaydık yani kendimiz için bir şey alma talebimiz olmasaydı, kendimizi bugün karşılaştığımız sorunlardan arınmış, uyumlu ve huzurlu bir dünyada yaşarken bulurduk.

Başka bir deyişle, doğadan, onun herhangi bir seviyesinden – cansız, bitkisel, hayvansal ve insan – hiçbir şey istemediğimizde ve yalnızca herkesin yararını istediğimizde, o zaman bu, beyaz gibi davrandığımız anlamına gelir.

Böyle bir durumda bizi ne ayakta tutar? O zaman, var olmak için tam olarak ihtiyacımız olanı herkesten ve doğadan aldığımızı görürüz. Daha sonra elde ettiğimiz fazlalıkları başkalarının ve doğanın yararına kullanırız.

Daha sonra kendimizi başkalarına hizmetimizde geliştiririz; bu, toplumun karşılıklı olarak bu tür yöntemlere göre faaliyet göstermesi durumunda mümkündür — toplumun her bir üyesinin diğerlerine, onların ihtiyaçlarına nasıl hizmet edeceğini düşündüğü yerde.

Beyazın manevi anlamı budur. Buna karşılık, siyahın manevi anlamı benmerkezciliktir, bize başkalarına fayda sağlamaktan ziyade kendi yararımıza öncelik vererek hayatımızı mahvettiğimizi göstermek için.

Hayatımızın siyah tarafını görmek gerekir, çünkü eğer onu göremezsek, o zaman onu beyaza dönüştürmek istemeyiz yani ben-merkezli doğamızda yaşamayı, düzeltme gerektiren büyük bir sorun olarak hissetmiyorsak, ben-merkezli doğamızdan yeni bir özgecil, uyumlu ve barışçıl gerçekliğe yükselemeyiz.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: