Bizim Dışımız, Sadece Yaradan’dır

Soru: Eğer dediğiniz gibi, başkaları yoksa ve benim dışımdaki her şey sadece duygularımın yanılsamasıysa, komşumu neden sevmeliyim?

Cevap: Sizin dışınızdaki her şey, sizinkinden farklı, karşıt özelliklerde görünen Yaradan’dır. Özellikle itici olarak tezahür ederler, çünkü onlar üzerinde kişi, sadece size hoş görünen şeyleri değil, tüm bilgiyi emebilen, yeni anti-egoist kabını (Kli) inşa etmek zorundadır.

Şu anda hissettiklerinizden ne kadar algıladığınızı düşünün. Hoşunuza gitmeyen, sevmediğiniz her şeyi otomatik olarak reddedersiniz. Kişi hem dışsal hem de içsel hoş olmayan şeylerden uzaklaşır.

Ve çok daha fazlası bizden gizlenmiştir, çünkü egoizmimiz başlangıçta bunu istemez. Bu nedenle, gerçekten var olanı algılamıyoruz.

Outside Of Us Is Only The Creator

Öğretmen ve Öğrenciler

Soru: Hangi yolla bir Kabalist olarak kendinizi öğrencilere ve gruba adapte ediyorsunuz? Kendinizi nasıl bağlar ve iptal edersiniz?

Cevap: Ve kendimizi yeni doğanlara ve çocuklara büyüdükçe ve daha fazla yetişkin hale geldiklerinde nasıl adapte ederiz? Onlar bize uyum sağlamıyorlar ama biz onlara her zaman uyum sağlıyoruz. Derler ki küçük bir çocuk ailenin reisidir, çünkü aile onun için yaşar.

Neden bir gruba ihtiyacım var: bana hizmet etmeleri için mi yoksa onlara hizmet etmem için mi? Ben Öğrencileri bir sonraki seviyeye yükseltmeliyim.

Soru: Siz, bir öğretmen olarak, grubun, öğrencilerin sizi doğru bir şekilde algılayıp algılamadığını açıkça görüyor musunuz?

Cevap: Öğrencilerimi kendi içimde “yumurta üstündeki tavuk” gibi tutuyorum. Onları doyururum, kontrol eder, kısa bir tasmada tutarım, belli tepkilere, bazı etkilere neden olur, tepkilerini izlerim ve buna bağlı olarak kendimi değiştiririm – onları değil. Kabalada öğretmen öğrencilere, öğrencilerin öğretmene olduklarından daha fazla adapte olmalıdır.

Soru: Öğrencileri içinizde tuttuğunuzda, Yaradan aracılığıyla onlarla iletişim kuruyor musunuz yoksa manevi Partzuf’unuzun içinde rahmindeki bir çocuk gibi miler?

Cevap: Bu Yaradan’ın içinde demektir, çünkü öğrencilerimi taşıdığım “rahim” adı verilen sistem benim içimdeki Yaradan’dır. Sadece O’nun içinde bir sonraki ruhlar doğarlar.

Teacher And Students

Kabala İpuçları – 2/18/18

Soru: Kendimi düşünmek veya başkalarını düşünmek arasındaki fark nedir? Her durumda, ben düşünen biri miyim?

Cevap: Tabi ki, ben düşünen biriyim. Sonuçta var olmaktan vazgeçmiyorum. Fark, var olduğum yer, hayvansal bedende veya ruhumda, benim dışımdadır, başkalarındadır.

Soru: Birlik beni, tüketici toplumun değerlerinin güçlü etkisinden nasıl koruyabilir?

Cevap: Eğer grup benim için daha geniş bir toplumdan, hatta dünyadan daha önemliyse, o zaman grup beni saran dünyanın etkisinden korur. Ancak, dünya benim için küçük grubumdan daha önemliyse, o zaman onun etkisi altındayımdır ve hiç kimse manevi geleceğim için kefil bile olamaz.

Soru: Bir karı koca arasında manevi birlik olabilir mi?

Cevap: Kesinlikle. Ancak, bir grup genellikle erkek ve kadın bölümlerine ayrılır. Bir çift evde birlikte öğrenebilir ve okuyabilir. Dahası, bir koca, dünyada başkasına benzemeyen karısına manevi olarak kendini açabilir.

Soru: Yaradan neden beni utandıran durumlar yaratıyor?

Cevap: Yaradan, egonuzu biraz dizginlemek için bu şekilde hareket eder ve bunun nesi kötü? Seni utandıran nedir? Hoş olmayan ve utanç verici durumlarda keşfedilmekten korkuyor musunuz? Tüm bunlar alçakgönüllü olmanıza ve kendinizi eğmenize yardımcı olmak içindir.

Soru: “O, bilgiyi artırandır, acıyı artırandır”ın anlamı nedir? Bu, ne tür bir acıdan bahsediyor?

Cevap: Eğer bilgiyi arttırır, ancak ihsan etme sistemi ile dengelemezseniz, başka bir deyişle, eğer Hohma Işığı (Bilgelik) Hasadim Işığının içinde (Merhamet) kıyafetlenmezse, o zaman Işık yerine karanlık ortaya çıkar.

Soru: Ego dışında hiçbir şeye sahip değilsem, egomu nasıl iptal edebilirim? Bu kendini aldatma değil midir?

Cevap: İşte bu yüzden dostlarla bağda var oluruz, böylece egom onlara yardım etmek için kullanılacaktır ve onların egosu bana yardım etmek için kullanılacaktır. Bunun gibi birbiriyle herkes arasında karşılıklı birleşim, anti-egoist bir alan yaratır.

Soru: Örneğin bir çalıştayı dinleyerek veya Zohar Kitabı gibi bir kitap okuyarak kendimi anti-egoist bir alana sokabilir miyim?

Cevap: Hayır, kendinizi bu şekilde herhangi bir yere sokamazsınız. Bunu sadece dostlarınızın yardımı ile yapabilirsiniz. Bunun size ne kadar imkansız ve karmaşık görünebildiği önemli değil, başka bir yolu yoktur.

Soru: Grupta her şeyi ve birliği yöneten, yüksek güç arasında ne tür bir bağlantı vardır?

Cevap: Aynı şeydir. Yaradan’ı nerede tanımlarsınız, O’nu hissedersiniz, O’nun hakkındaki vizyonunuzu düzeltirsiniz ve O’nunla bağa gelirsiniz? Sadece grup içinde. Sadece sizin aranızda yarattığınız doğru nitelikler sayesinde.

Blitz Of Kabbalah Tips – 2/18/18

Roş Haşanah Hakkında Bilmediğiniz 15 Anlayış

5778 yıldır, İbrani yılının başlangıcı olan Roş HaŞanah’yı kutluyoruz. Bu yıl gerçekten nasıl yenilenebilir ve gerçeklik algımızı nasıl değiştirebiliriz ki gelecek yıl, kayda değer bir şekilde daha iyi olsun? İşte 15 akıl değiştiren anlayış.

  1. Bir Dönüm Noktasında Dünya

Yirmi birinci yüzyılda her şeyi başardık/elde ettik. Yine de, hem birey olarak hem de toplum olarak bizi bezdiren sorunları ve rahatsızlıkları ortadan kaldıramayız. Siyasi istikrarsızlık, sosyal bölünme, terörizm ve güvenlik tehditleri, iklim dengesizliği, kitle göçü ve daha fazlası, dünyanın karşı karşıya olduğu küresel karmaşıklığa işaret eden belirtilerden sadece birkaçıdır. Binlerce yıldır, çevremizdeki dünyayı sayısız yolla düzeltmeye çalışıyoruz. Ama temeldeki gerçekler, barışçıl ve mutlu bir hayat için formülü kıramadığımızı kanıtlıyor. Umut ışığı, insanların mevcut paradigmayı sorgulamaya başlaması ve hayata yeni bir yaklaşım getirmesidir.

  1. Dünya İçsel Dünyamızın Aynasıdır

Manevi realitenin bütün yapısını çok detaylı bir şekilde tarif eden Kabalist Ari onu şöyle özetlemiştir: “İnsan küçük bir dünyadır; dünya büyük bir insandır.” Başka bir deyişle, tüm dünya, insanın içsel dünyasının bir yansımasıdır, o, insanın içsel niteliklerinin sonuçlarını yansıtır. Eğer realiteyi nasıl doğru algılayacağımızı öğrenirsek, dünyada meydana gelenler ile içimizde olanlar arasındaki bağlantıyı bulacağız. Böylece, insanı değiştirerek, dünyayı değiştirebiliriz.

  1. İnsanlar Arzu Vasıtasıyla Motive Olurlar

İnsanlığın gelişimini yönlendiren güç, haz alma arzusudur. Bu arzu hem nitelikte hem de nicelikte büyür. İnsan arzusunun gelişiminin basamağı, yemek, cinsellik, aile ve barınma için olan temel fiziksel arzularla başlar, para, şeref, güç ve bilgi yönünde insani sosyal arzular ile devam eder ve manevi tamamlanma arzusunda zirveye ulaşır.

  1. Egoistik Arzu, İnsan Algısını Şekillendirir

İnsan arzusunun gelişiminin belli bir aşamasında, insanlar birbirleri pahasına haz almak isterler. Kabala, bu doğal gelişim aşamasını “egoizm” olarak adlandırır. İnsandaki artan egoistik arzu, onun gerçeklik algısını şekillendirir. Sonuç olarak, insan dış dünyayı giderek artan bir kriz içinde görüyor, insanın insana kurt olduğu bir dünya.

  1. Çıkmazdaki İnsan Egosu

Egoist arzu, dünyadan haz almak için çok sayıda olasılık görür. O sürekli daha fazla hazzın peşindedir. Ama insan defalarca hayal kırıklığına uğrar, sanki arzu, hayal kırıklığı ve hüsrana neden olan memnuniyetsizlikle karşılaşır. Zamanla, acı deneyim insanlık içinde birikir ve her kuşak, bir öncekinden daha hızlı cesaretini kaybeder. Bu, 21. Yüz yılda uyuşturucu talebindeki çok hızlı yükselişin ve depresyon olgusunun, yetersizliğin önde gelen nedeni haline gelmesinin sebebidir.

  1. Dünyayı Değiştirmek İçin – İnsanı Değiştir

İçgüdüsel olarak, etrafımızdaki dünyayı düzeltmek isteriz, çünkü sorunlarımızın ortaya çıktığı yer burasıdır. Ama bu bir yanılsamadır. Sorunlarımızın kaynağı, içsel dünyamızda büyüyen egodur. Tıpkı bir aracın gösterge panosu, hız, yakıt vb. sürücü verilerini gösterdiği gibi, dünya insana, kendisinin içsel nitelikleri hakkında bilgilensin diye, çeşitli veriler sunar. Bu nedenle, eğer egoizmimizi, başkalarına karşı olan olumsuz tavrımızı düzeltirsek “gösterge panosu” bize mükemmel bir dünya sunacak – içsel dünyamızın bir kopyasını.

  1. İnsan Diğerleriyle Olan İlişkilerinde Değişir

Kendisine davranıyor gibi başkalarına davrandığı zaman, insanın gerçekliğe karşı tutumu değişir. Kişinin arkadaşlarına olumlu davranışı, doğanın diğer seviyelerine de olumlu bir tutum getirmektedir; cansız, bitkisel ve hayvansal. İşte bu yüzden Kabala bilgelerinin meşhur özdeyişi “komşunu kendin gibi sevdir”. Bu, davranış ya da ahlak ile ilgili değil, daha ziyade gerçeklik algımızdaki temel değişim için bir araçtır. Çevremizdeki tüm realite parçalarını bir bütün olarak algılama çabasında, içimizde yeni bir algı oluşturan doğal gücü uyandırırız. Başka bir deyişle, kendini geliştiren bir kişi, doğrudan etrafındaki dünyayı geliştirir.

  1. Her Kriz Algılarımızı Ayarlar

Hem birey olarak hem de toplum olarak, bizi bezdiren tüm sorunların ardındaki amaç şudur; bizler egomuzun ıslahına dikkat edeceğiz, birbirimize karşı tavrımızı iyileştireceğiz/ düzelteceğiz. Bunu ihmal ettiğimiz sürece, realite, gerçekliği algılayışımızı ayarlamak için bizi daha fazla zorlayacak/sıkıştıracaktır.

  1. Algıdaki Değişim İçin Olumlu Yol

Gerçekliği algılayışımızı değiştirmek için keyifli, verimli ve hızlı bir yol; farkındalığı arttırmak için bir eğitim sürecidir. Bu süreçte, kişi, dünyayı kendi içsel niteliklerinin bir kopyası olarak görmeyi ve hissetmeyi öğrenir. Adım adım, kişi, gerçeklik algısını krizler vasıtasıyla değil, bilinçli ve bağımsız olarak yükseltebilir.

  1. Sanal Dünya, Yeni Bir Gerçeklik Algısı İçin Bizi Hazırlıyor

Dünyanın küçük bir küresel köye dönüşmesi, hepimizin birbirine bağlı ve bağımlı olduğumuzu anlamamıza yardımcı oluyor. Bireyde olan şey, tüm dünyayı etkiler. Artan bağlılığın yanı sıra sanal ağlar ve teknolojiler de katlanarak gelişiyor. Onlar bizi fiziksel dünyanın zincirlerinden serbest bırakmakta ve bizi, insanlığın içimizdeki içsel bir öz olduğu düşüncesine alıştırmaktalar. Örneğin, insanlar sanal olarak iletişim kurduklarında, iletişim kurdukları kişi veya grubun içsel bir karakterini oluştururlar.

  1. Arzunun Küçücük Bir Değişimi – Dünyada Büyük Bir Değişim

Gerçeklik algımızı değiştirmek, entelektüel inceleme veya derin bir öz-analiz gerektirir gibi gelebilir ancak durum böyle değildir. Arzu, bizim algılayışımızı şekillendiren şey olduğundan, tüm ihtiyaç duyulan şey, arzunun gerçek bir değişimidir, yani, kalpten – duygusal bir değişim. Bu, insanlar arasındaki birliğe olan duyarlılığımızı artıran basit eylemlerin, algımızı odaklayabileceği ve böylece dünyanın daha parlak bir resmini yansıtabileceği anlamına gelir.

  1. Realitenin Parçalarını Birleştirmek Yaradan’ın İfşasına Yol Açar

“Komşunu kendin gibi sev” üzerine düzenli bir çalışma, yani realitenin tüm parçalarını bir bütün olarak kavrama çabası, realiteyi işleten tek gücü bize ifşa eder. Realitenin temeli olan güç, cansız, bitkisel, hayvansal ve insanı uyumlu tek sisteme bağlar. Bu, nasıl yavaş yavaş aynı gücün her şeyi realitede nasıl etkilediğini hissetmeye başladığımızdır.

  1. Dünya İçimizdedir: Einstein’ın Ardından Bir Sonraki Devrim

İnsanlık, hayata ve tüm realiteye yaklaşımda muazzam ve derin bir değişimle karşı karşıyadır. Tıpkı insanlığın, güneşin dünya etrafında döndüğüne inandığı ve Kopernik’in aksini kanıtladığı gibi ve tıpkı Einstein’ın realiteyi, gözlemciye bağlı olan göreceli bir resim olarak yeniden tanımladığı gibi – gelişimin bir sonraki devrimci aşaması bize realitenin, insanın içsel benliğinin bir izdüşümü olduğunu gösterecektir.

  1. Realite Kavramını Değiştirmede Öncüler

Yeni bir gerçeklik algısı kazanmış olanlara “Kabalistler” denir. Realitenin tam bir algısına dayanan sosyal bir hayata öncülük eden ilk Kabalist grubu, yıllar boyunca “İsrail halkı” haline geldi. O zamandan beri Yahudi halkının rolü, insanlık için bir örnek olarak, realitenin birleşik algısı içinde yaşayan bir topluma örnek teşkil etmekti. Bu, İsrail halkının gerçek öğretisidir ve bu, dünyanın Yahudi halkına karşı açıklanamayan hissiyatının sebebidir.

  1. Roş HaŞanah Değişim İçin Bir Fırsattır

Roş HaŞanah, insandaki bir değişimin başlangıcı, onun realite algısında bir değişiklik anlamına gelir. Bu nedenle, önümüzdeki bayram, bu yıl yeni bir realiteyi algılamak için zihinlerimizi ve kalplerimizi değiştirmeye karar vermemiz için mükemmel fırsatı simgeliyor.

Mutlu Rosh HaShanah!

#RoshHashanah

Dr Michael Laitman, Kadın Eşitlik Günü Hakkında

Olasılık şudur ki, bir sonraki CEO’nuz bir kadın olacak ve bir sonraki (erkek) kongre üyesi, bir (kadın) kongre üyesi olacak.

Binlerce yıl süren baskıdan sonra, dünyadaki kadınlar toplumun her alanında kilit pozisyonlarda bulunuyorlar. Günümüzdeki kadınların meteorit yükselişinin kökü nedir ve bu insan toplumuna nerede öncülük eder?

Sürekli gelişen insan arzusu, hem erkeklerin hem de kadınların gelişimini yönlendirir. Geçtiğimiz 60 yıl boyunca, kadınların arzusunda göze çarpan bir değişime şahit olduk. Kadınlar ev idaresine ve çocuk bakımına daha ve daha az dâhil olmayı istemekte ve toplumun diğer alanlarındaki katılımlarını giderek genişletmektedirler.

Aynı zamanda, dünya daha fazla eşitliğe doğru ilerliyor ve kadınlar daha önce sadece erkekler tarafından doldurulmuş rol ve sorumluluklar üstleniyorlar. Teknoloji de kadınların zamanını özgürleştirmede önemli bir rol oynamaktadır. Çocuk bezi ve bebek maması, anneler için muazzam bir yardım olduğu gibi, ortaya çıkan robotlar ve yapay zeka çözümleri de ev idaresinin yükünü hiç görmediğimiz bir düzeye indirecek.

Fakat kadınların yüksek bağlantılı dünyaya sorunsuz bir şekilde entegre olmalarına şaşmamak gerek. Dünya birbirine daha bağımlı hale geldikçe, kadınların benzersiz niteliklerini pratiğe dökmelerini istedikleri gibi, dünya kadınların müdahalesini talep etmektedir.

Bir kadının karakteri çok daha sorumluluk sahibi, istikrarlı ve tutarlıdır. O, birçok değişim ve uzun vadeli zorluklarla başa çıkabilme yeteneğine sahiptir -bir embriyo taşıma ve içinde hayat geliştirme konusundaki doğal yeteneğinden gelen bir nitelik. Öte yandan bir erkek, kısa süreli hamlelerde daha iyidir.

Bir kadın, çok sayıda görevi üstlenebileceği gibi başarılı bir şekilde de yürütür. Öte yandan, bir erkek, dar bir amaca yönelik doğrusal süreçlerde daha başarılıdır. Bu nedenle, örneğin çoğu bilimsel buluş, erkek beyni vasıtasıyla ortaya çıkar.

Erkekler ve kadınlar hayattaki başarısızlığa karşı tutumlarında da farklıdır. Mecazi anlamda, bir adam demir kadar güçlü olabilir ve yine bir darbe onu kırabilir. Kadının eğilmesi daha kolaydır -ama esnek bir ağaç dalı gibi, kırılması daha zordur. Birbirlerinin niteliklerinin karşılıklı olarak tamamlanması, yeni çağda sağlıklı bir toplum oluşturmanın anahtarıdır.

Kadınların, toplum liderliğinde ve diğer insan yaşam sistemlerinde bütünleşmesi gerekli hale gelmektedir. Anne nitelikleri kişisel evden, küresel eve doğru genişlemektedir. Kadın doğası, destekleyici ve kucaklayıcı bir ortam yaratma güdüsü, toplumda, insanlar arasında bağlanma için sağlıklı ve uygun koşullar yaratmada belli olacaktır. Sadece kadınların tasarlayabildiği ve yönetebildiği böyle bir ortam olmadan, erkekler çocuklar gibi kavga etmeye devam edeceklerdir.

https://www.facebook.com/222830511153565/posts/1370766033026668/

Yaradan’ın Neden Memnuniyete İhtiyacı Var?

Facebook’tan Soru: Yaradan’ın neden memnuniyete ihtiyacı var? Kendi kendine yeterli değil mi?

Cevap: Ebeveynler ve çocuklar hakkında da aynısı söylenebilir. Çocuklarınızla bağ kuruyorsunuz, onları doğurdunuz, onlar sizin için çok önemli. Bu doğaldır ve O’nun bize karşı olan tavrına uygun olarak Yaradan’dan bize gelir.

Soru: Ama bunu geri vermek, O’na memnuniyet vermek görevimiz değil mi?

Cevap: Eğer bir çocuk ebeveynlerine nasıl davranacağını doğru bir şekilde anlarsa, o zaman ebeveynler ondan haz alacaklardır. Ve sonra kesinlikle yanıltmayacaktır, çünkü aksi takdirde bu hayatta rehbere sahip olmayacaktır. Bu nedenle, kendini ailesine haz vermek için ayarlayarak, kendisi için daima en uygun şekilde hareket edecektir.

Ve böylece Yaradan ile beraberiz: O’na memnuniyet vermek, kendimiz için doğru olanı yapmak için bir rehberdir.

Why Does The Creator Need Contentment?

Tüm Nesillerin Sonu

Soru: “Tüm nesillerin sonu” nedir? Fiziksel yaşamın sonu ya da özel bir kişisel koşul mudur?

Cevap: Tüm nesillerin sonu, zirvesine ulaştığımızda, manevi merdivende yükselişin sonudur.

Soru: Son nesil aşamasında olduğumuz ne anlama geliyor?

Cevap: Son nesil aşamasında olmak, manevi merdivenden çıkışa yaklaşmak ve ona son kuşak olarak yükselmek demektir.

The End Of All Generations

Kabala Çalışması – Sınırlamalar Olmadan

Soru: Kabala çalışması kim içindir?

Cevap: İstisnasız herkes için, çünkü bu dünyada doğan herkes ebedi/sonsuz koşuluna erişebilir ve bu maddesel hayatta onlara verilen fırsattan yararlanarak, onun içinde kalabilir.

Soru: İnsanların çoğunluğu için bu yüce bilgeliği çalışmak için ne gibi bir ihtiyaç olabilir?

Cevap: İhtiyaç, hayatın anlamını/amacını anlamak ve ona ulaşmak, bu dünyadaki ölümden önce bile bir sonraki varoluş seviyesine yükselmektir.

The Study Of Kabbalah—Without Limitations

Yaradan İle Bağlantı

Soru: Yaratıcı’nın kıskançlığı nedir? Eğer Yaradan’ın bir parçasıysam, kendimi nasıl kıskanırım ve kime göre kıskanırım?

Cevap: Kendinizi Yaradan’la özdeşleştirmeyi başaramadığınız ölçüde, kıskançlık için bir fırsat vardır. Yaradan kıskançtır. Sadece O’na bakmamızı ister. Eğer O‘na dikkat etmeyi bırakırsak, aramızdaki maksimum bağlantıyı yeniden kurmak için O’nun bize karşı tavrı dramatik bir şekilde değişir.

Soru: Yaradan’ın herhangi bir niteliği veya duyguları var mıdır?

Cevap: Kişi Yaradan’a çeşitli davranışsal nitelikler belirler/atar. Kişi Yaradan’ı mutlak olarak algılayamaz, çünkü kişi onu kavrayamaz. Bu nedenle bize göre, Yaradan, O’na kendimizi ekleyebildiğimiz ve karşılıklı bağ içinde olacağımız bir muhatap, arkadaş, ortak, öğretmen olarak hissetmeye başlayacağımız bir şekilde kendisini gösterir.

Soru: Bir Kabalist, Yaradan ile sürekli iletişim kuruyorsa başkalarını nasıl algılar?

Cevap: Size bir sır vereceğim. Başkaları yoktur. Ben tek başıma varım.

Soru: Öteki yalnız değil mi?

Cevap: Hayır, yalnız değil. Herkes benim içimde.

Soru: Yaradan ile bağlantı, nelerden meydana gelir: sorular, diyaloglar, ağlamalar, argümanlar?

Cevap: Yaradan ile bağlantı, yapışma noktasına kadar sürekli ve sürekli artan temas arayışı üzerine inşa edilmiştir. Diğer her şey, tam bir bağ için gerekli olan bir teşvik, bilgi olarak algılanır.

Communication With The Creator

Kabala İpuçları – 2/11/18, Bölüm 2

Soru: Eylemlerimi sürekli analiz etmeyi durdurmak nasıl mümkün olabilir?

Cevap: Neden yapacaksın? Sürekli analiz zorunludur. Bununla birlikte, tüm eylemlerimizi Yaradan’a bağlamalıyız: O’nunkini bana ve benimkini O’na ve böylece iki çizgide çalışıyoruz.

Soru: Otomatik olarak egoistik ve hayvansal bir şekilde değil de farklı bir biçimde tepki gösterme yeteneğini nasıl geliştiririz?

Cevap: Bilinçli olarak hareket ettiğinizde, otomatik olarak değil, manevi hale gelirsiniz, o zaman ruhsal bir tepki vereceksiniz. O zamana kadar kimseniz o olacaksınız. Kendinizi kontrol edebilmeyi ümit etmeyin. Yaradan her şeyi kontrol eder.

Soru: Yira’a Shlema’a –mükemmel/tam huşu/korku/dehşet- çevrilen “Kudüs” (Yeru Şalayim) ne anlama gelmektedir?

Cevap: Bu, Keter’in seviyesine ulaşan Bina’nın niteliğidir.

Soru: Kendini keşfetme sürecinde en yaygın hata nedir?

Cevap: Kişi yalnızca Yaradan’ı bildiğinde ve Yaradan’ı anladığında kendini bilir, kişi kendini yansıtma üzerinde çalışır. Bu nedenle, kişi “Domeh” (benzer) kelimesinden gelen Adem olarak adlandırılır. Yani, kişinin Yaradan’a benzediği derecede, kişi Yaradan’ı keşfeder, bu derecede kendimi Yaradan içinde görürüm ve kendimi aynada gibi görürüm.

Soru: Mahsom’dan (bariyer) geçmek için ortalama olarak kaç yıllık içsel çalışma gerekir?

Cevap: Yıllar önemli değildir, On Sefirot’un Çalışmasına Giriş’de, Baal HaSulam en az beş yıl gerektirdiğini yazmıştır. Ancak, tüm çabalarımızla bile, 10-15 yıldan daha az süremeyeceğini düşünüyorum. Bu, bir kişide birçok özelliğin içsel bir ıslahıdır.

Blitz Of Kabbalah Tips – 2/11/18, Part 2