Egoizm Patladığında

Soru: Alçakgönüllülük, kendini küçümsemekle aynı mıdır? Alçakgönüllülük ile kendini küçümsemek arasında bir fark var mı?

Cevap: Alçakgönüllülük ve aşağılama aynı değildir. Ancak, bunu analiz etmek için henüz çok erken. Bizim için en önemli şey, olan şeyleri yukarıdan, Yaradan’dan geliyor gibi almaya çalışmaktır özellikle de egoizmim arttığında ve sinirlenmeye başladığımda ve hoşnutsuzluğumu açığa vurduğumda.

Bu, bir kişinin Yaradan’a karşı olduğu ve esasen “Yönetiminizden memnun değilim” demek anlamına gelir. Bu bir sorundur. Orada alçakgönüllülük yoktur; Yaradan’ın her şeyi yönettiği, “O’ndan başkası yok” duygusu yoktur.

“Evet, Yaradan her şeyi kontrol eder, O’ndan başkası yoktur ve ben O’na karşıyım!” Bu, egoizmin saf bir tezahürüdür. Burada, hoşnutsuzluğu bir şekilde iptal etmeye çalışmamalıyız ama onun üstüne çıkmaya çalışmalıyız: “Orada olmamasını istemiyorum, aksi halde sıfıra ineceğim. Hayır! Ben bunun üstüne çıkacağım ve bu şekilde egomdan daha yüksekte olacağım.”

Çalışmayı denemek için gereken şey budur. Ben daha fazla konuşmuyorum. Fakat içimizdeki egoizmin tezahürünü bu şekilde tedavi etmeye başlamamız çok önemlidir. En önemli şey hoşnutsuzluğunuzun üstüne çıkmanızdır.

Soru: Eğer Yaradan’a değil de, kendime, egoizmime kızdığımı hissedersem. Ne yapmalıyım?

Cevap: Eğer kızgınsanız, Yaradan’dan memnun kalmazsınız. Hepsi bu.

O zaman kendinizi kontrol edin ve ne yapacağınıza karar verin. Olan her şeyden memnun kalana kadar, egoizminizin üstüne çıkmayacaksınız ve sadece bu dünya düzeyinde kalacaksınız.

When Egoism Erupts

 

Harfler Vasıtasıyla Varlıkların Özünü Bilmek

Soru: Harfler vasıtasıyla varlıkların özünü anlamak, ne demektir?

Cevap: Öncelikle her bir harfi, hangi öğelerden oluştuğunu anlamak gerekir.

Ayrıntılara derinlemesine girmeden, her bir harf, Hohma ve Hasadim ışığının, almanın ve vermenin, onların arasındaki çeşitlilik ve karşılıklı uyumun belirli bir birleşimidir.

Başka bir deyişle, bir şey almak için ne kadar verebilirim? Ya da tam tersi, nasıl alabilirim ve bunun için ne vermeliyim? Aynı görünseler de, bunlar farklı şeylerdir. Bu, hangisinin önde olduğuna bağlıdır.

İkincisi, harfler birbiri ardına gelişigüzel takip edemez. Birlikte bulunamayan harfler vardır, belli bir sıraya sahip olmaları gerekir.

Harfler ışığı temsil ederler. Manevi sistemin yapısına göre beş Sefirot vardır: Keter, Hohma, Bina, ZA ve Malhut. Bina’nın ortasına kadar harf yoktur, sadece soyut ışık vardır.

Bina’nın ortasından ve üstünden başlayarak, üst ışık Kelim’e (kaplara), arzulara girer. Bu nedenle, Bina’nın alt kısmında dokuz, ZA’de dokuz, Malhut’ta dört olmak üzere, toplamda yirmi iki harf vardır.

Daha fazla ya da daha az olamazlar çünkü Bina’dan Malhut’a kadar Sefirot sayısı, yani her Sefira belirli bir harfe karşılık gelir. Ayrıca, farklı seviyelerde, Sefirot farklı harflerle gösterilebilir. Tüm gelişmeyi yukarıdan aşağıya doğru tamamlamak için, kelimelerin sonuna yerleştirilen beş ek harf (Manzepach) daha vardır.

Gematria’ya (harflerin sayısal değeri) göre Aleph’den Tet’e kadar ilk dokuz harf tek birimlerdir, Yod’dan Tzadik’e kadar onlukları ve son dört harf Kuf, Reish, Shin ve Tav da yüzlükleri temsil eder.

Know The Essence Of Things Through Letters

 

Arzu Değişir, Düşünceler Değişir

Soru: Bir arzu beni kapladığında, onun hakkında durmadan düşünebilirim. Arzu aniden daha yüksek bir düşünce seviyesini nasıl etkileyebilir?

Cevap: Arzu değişir, düşünceler değişir. Yeni arzuma nasıl hizmet edeceğimi düşünmeye başlıyorum.

Soru: Arzu değişene kadar düşünce değişmez mi?

Cevap: Tabii ki. Boş bir kafayla,  hiçbir şey düşünmeden, içinde dolaşan dalgalar dışında hiçbir şey olmadan ne kadar zaman harcıyoruz. Bir şey için bir arzu ortaya çıkar çıkmaz, işte budur, zaten onu nasıl ve ne zaman yerine getireceğimi düşünmeye başlıyorum.

Desire Changes, Thoughts Change

 

Böylece Acılık, Tatlılık Olur

Soru: Maddesel yanılsamanın tadının acı mı tatlı mı olacağını ne belirler? Kontrol edebilir misin?

Cevap: Sadece yukarıdan, Yaradan’dan geldiğini kabul ederek kontrol edilebilir ve bu nedenle herhangi bir acılık, tatlılık olur.

Gerçi realitede, evrende hiç tatlı bir şey yoktur.  O kötüdür, salt acılık, salt tuz, biber, asittir. Ancak, bu hisseleri Yaradan ile ilişkilendirmeye başladığınızda, tatlılıkla iç içe olurlar.

Aynı acı, tuzlu, ekşi ve diğer benzer durumlar, Yaradan’ın tatlılığıyla dolu hale gelir ve inanılmaz lezzetli olurlar! Buna benzer başka bir tatlılık yoktur.

Üst dünyanın tatlılığı, karşılıklı olarak birbirini tamamlayan iki karşıtlıktan oluşur. Bizim dünyamızda olduğu gibi: Diyelim ki tatlı ve ekşi bir şey var. Örneğin, çikolataya brendi veya votka eklenir. Onsuz, imkânsız, işe yaramayacaktır. Böyle bir şey olmalı yoksa tadı hissetmeyeceksiniz.

Soru: Veya dünyamızda Oscar ödülü veya Nobel Ödülü’nü almanın tatlılığı mı?

Cevap: Hayır, bunlar insanlar acı çektiği için eklenen, tamamen farklı tatlılık türleridir. Sonuçta, hala çaba harcamaktadırlar.

Not: Gerçekten, İsrail Oscar’ını alırken heykelciği elime aldım ve tüm hazzımın bittiğini hissettim. Uzaklaşıp gitti. Bu, sanki hiç bir şey için arzuya sahip olmamıştım gibiydi. Bir dakika ve hepsi kayboldu.

Yorumum: Sic transit gloria mundi! “Böylece geçiverir dünyanın ihtişamı!”

So That Bitterness Would Become Sweetness

 

Düşünce En Büyük Güçtür

Soru: Bizim dünyamızda bir düşünceyi ölçmek mümkün müdür? O elektromanyetik bir dalga mı yoksa başka bir şey midir?

Cevap: Düşüncelerimiz tamamen maddeden bağımsızdır. Doğal olarak, içimizde bazı maddesel tasvirler verirler. Beyin ensefalogramları vb. ile farklı potansiyelleri ölçebiliriz, ancak bunlar düşüncelerin kendileri değildir, düşüncelerde bir şey olduğunda, buna tepki veren maddesel taşıyıcıların bir sonucudur.

Düşünce, tüm dünyayı altüst edebileceğiniz en büyük güçtür. Bizim dünyamızın üstündedir ama buraya bir kontrol sinyali olarak iner.

Soru: Bu en görünmez olanın, en güçlü olduğu anlamına mı gelir?

Cevap: Kesinlikle. Örneğin, bir atom bombasında görülecek ne vardır? Bir kilogramlık az miktarda madde. Patladığında ona ne olur? Karşıt öğeleri, örneğin artı ve eksiyi birbiriyle bağlarsanız, hangi enerjiyi elde edersiniz ?!

Soru: Serbest bırakılan bu enerjiyi, bir düşünce ile karşılaştırabilir miyiz?

Cevap: Hayır, düşünce çok daha güçlüdür çünkü mesafe ve kuvvetle sınırlı değildir. Her şey yalnızca onu kullanan kişiye ve onu kullanış şekline bağlıdır.

Soru: Düşüncenin gücü olumsuz olabilir mi? Örneğin, nazar da bir düşünce midir?

Cevap: Evet, bunlar kullanılmaması gereken çok zararlı düşüncelerdir ama onlar vardır.

Soru: Maneviyatın, maddesellikten bağımsız olduğunu söyleriz. Fakat bir düşünce maddi olmamasına rağmen, yine de bizi etkiler. Bu tek yönlü bir etki midir?

Cevap: Hayır. Maneviyatın maddeselliği etkilemediğini söyleyerek, tamamen farklı bir şey kastederiz. Ancak, maddeselliği kontrol eden maneviyattır. Ruh değilse, maddeyi başka ne kontrol edebilir?

Soru: Bu, maddi olmayan düşüncelerin, maddeselliği kontrol ettiği anlamına mı gelir?

Cevap: Elbette. Dünyayı düşüncelerimizle ne kadar bozduğumuzu bilseydik, ne yapacağımızı hayal bile edemiyorum! İnsanların hangi fiziksel koşullara sahip olduklarına ve bedenlerinin ne kadar acı çektiğine bakın! Bu, sadece bizim kötü düşüncelerimiz yüzündendir.

Thought Is The Greatest Force

 

Kabala Bilimine İhtiyacım Var Mı?

Soru: Maddi hayatım için Kabala bilimine ihtiyacım olup olmadığını nasıl kontrol edebilirim?

Cevap: Maddi hayatınızda ne aradığınızı bilmiyorum.

Kabala bilimi, Yaradan’la, bizi yöneten doğanın üst gücü ile olan bağı ifşa etmek dışında,  bu hayatta size refah/konfor getirme anlamına gelmez. Kişi kendine “Nereden geliyorum? Ne için? Yaşamın anlamı nedir? ” diye bir soru sorarsa –  bu, kişinin bunu ifşa etmek istediği anlamına gelir.

Kabala, bir insana varlığımız, neden yaşadığımız ve öldüğümüz vb.ile ilgili sorulara cevapları verir. Bu dünyadaki hayatınızı daha iyi hale getirmek zorunda değildir. Bu onun amacı değildir.

Do I Need The Science of Kabbalah?

 

İyi Düşünceler Neye Bağlıdır?

Soru: Düşünceler yukarıdan geliyorsa, o zaman bana bağlı olan nedir ki, doğru ve güzel düşünceler bana gelsin?

Cevap: Bu sizin hazırlığınıza bağlıdır. Size yukarıdan gelen düşünce aslında ne iyidir ne de kötüdür. Sizin nasıl ayarlanmış olduğunuza bağlı olarak, sizi ya iyi ya da kötüye ikna eder. Sadece bu şekilde.

Yukarıdan belirli bir etki yoktur. Biz sadece bu şekilde söylüyoruz çünkü bizim için bu daha kolaydır. Bu etkiyi siz kendi içinizde belirlersiniz.

What Do Good Thoughts Depend On?

 

Diğerlerine Yardım Etmek İçin Yaradan Nasıl Kullanılır?

Soru: Yaradan’ı diğerlerine yardım etmek için nasıl kullanabiliriz?

Cevap: Bunu yapmak için ilkönce diğerleriyle, onların arzuları ve ihtiyaçları ile bağ kurmalıyız, bu arzuları ve ihtiyaçları içselleştirmeli, onları bizimmiş gibi kendi içimizde özümsemeliyiz.

Ancak daha sonra onları yerine getirmesi için Yaradan’a yalvarabiliriz.

Ve o zaman kendim vasıtasıyla, şimdi benim olan yeni edinilmiş yabancı arzularım vasıtasıyla ben zaten onları yerine getiririm. Bu, bu şekilde yürür.

How To Use The Creator To Help Others

 

Kabalistik Metinlerin Etkisi

Soru: Kabala bilimini çalışmanın amacı nedir?

Cevap: Baal HaSulam, Kabala’nın amacının, kesin Kabalistik tanımını verir: Yaradan’ın, dünyamızda kişiye ifşası.

Her dersin amacı, çalışılan materyale bağlıdır. Materyalin kendisi, Yaradan’ın ifşasına yaklaşmak, hedefe ulaşmakta kişiyi yönlendirmek için, insanı ayarlar. Bir müzik aleti gösteriden önce ayarlandığı gibi, insanın da Yaradan’a ulaşmak için benzer şekilde kendisini ayarlaması gerekir.

Soru: Bu daha çok kişiye mi yoksa bu veya o kitapta söylenenlere mi bağlıdır? Kabalistik kitaplarda mucizevî güçler var mıdır?

Cevap: Kitapların kendisinde, satırlar arasında veya harfler arasında değil ama metnin bir kişi üzerindeki etkisinde mucizevî bir güç var.

Gerçek şu ki kitap yazan Kabalistler, içsel edinimlerini anlattılar. Üst dünyayı ve Yaradan’ı hisseden insanlardan bahsediyoruz; kâğıt üzerinde ifade ettikleri her şey, onların manevi edinimleriyle bağlantılıdır. Bu nedenle, metinlerini okuduğumuzda, ister beğenelim ister beğenmeyelim, bizi etkilerler. Daha doğrusu, ışığın etkisi üzerimize iner ve yavaş yavaş bizi değiştirir.

Yorum: Dramatik bir hikâye okuduğumda, o da beni etkiler. Ağlayabilir ya da gülebilirim.

Benim Yorumum: Doğru, ama seni tamamen psikolojik olarak etkiler. Burada, hiçbir şey anlamadan okuyabilirsiniz, ancak yine de metin sizi etkiler ve yavaş yavaş içinizde bir şeylerin olduğunu hissetmeye başlarsınız.

Bu metinde ve içinizde bazı içsel güçlerin var olduğunu, sizi bir yere çeken içsel etkilerin, düşüncelerinizi ve duygularınızı özel bir şekilde ayarladığını/yapılandırdığını hissedersiniz. Ansızın biraz daha farklı, belki daha çok yönlü, daha amaçlı hale gelirsiniz. Tam olarak bu şekilde Kabalistik kaynakların etkisi bir kişi üzerinde tezahür eder.

The Impact Of Kabbalistic Texts

 

Kabala Çalışma Arzusu Neye Bağlıdır?

Soru: Kabala Bilgeliği’ni çalışma arzusu neye bağlıdır?

Cevap: Yaradan’a yönelik özlem/arzu, kişinin içinde ifşa olan Reşimo’ya (manevi  bilgi kaydı) bağlıdır. Bunlar sadece hayatın anlamı ve onun değersizliği ile ilgili sorular değildir çünkü cevapları tamamen maddesel olabilir.

Kişinin içinde,  yalnızca kendini doldurmanın ötesinde varoluşun özü hakkında baskı yapan bir soru ortaya çıkar. Nasıl yaşadığım, kendimi ne şekilde doldurduğum, sahip olduğum ve hayatımın ne zaman biteceği benim için önemli değildir. Onun içsel anlamını anlamam benim için önemlidir! Nereden geldi ve neden bana verildi? Bu yaşam olgusu nedir? Neyi temsil etmektedir?

Bu soru kişinin içinde ortaya çıktığında, gerçekten yaratılışın amacını keşfetmeye ihtiyacı vardır. Yani, Yaradan’ın Kendisi belirsizdir. Ancak, eğer plan, her şeyin yaratıldığı düşünce: “Hangi amaçla? Neden? Ne için? Nasıl? Kim tarafından” kişiyi çekerse, o, Kabala çalışmasına gelir ve içinde kalır.

Ancak, hayatın içsel anlamına daha az odaklanan diğer sorular yoluyla, tesadüfen Kabala’ya çekildiyse, kişi ayrılır. Bu nedenle, bin kişinin karanlık bir odaya girdiği ve yalnızca bir kişinin kaldığı ve Işığa çıktığı yazılmıştır.

What Does The Desire To Study Kabbalah Depend On?