Category Archives: Yaradan

Nefretin Üstünde, Sevgiyle

Soru: Kabala’daki ilerlememizin hızını ne belirler? Hızın ne olduğunu bilmeli ve nasıl ilerlediğimizi hissetmeli miyiz?

Cevap: Birbirimize ne kadar yakınlaşırsak ve aramızdaki bağı, bizi ayıran egoist güçlerin üzerine kurarsak o kadar hızlı ilerleriz. İçimizdeki egoizm, büyümeye, bölmeye ve birbirimizden uzaklaştırmaya devam edecektir, bizler de üst ışığı çekmeli ve bu ışıkta, egoizmin üstünde, ihsan etme niteliği ile aramızda bağ kurmalıyız.

Görünüşe göre aşağıda, nefret dolu bir alanda ve yukarıda, bağ ve sevginin alanında olacağız. Bu iki zıt alan, Yaradan’ın içimizdeki ifşasının yoğunluğunu yaratacaktır.

Bu iki sistemi, iki alanı, iki seviyeyi inşa ettiğimiz koşula yakınlaşmalıyız.

Alt seviye,  egoist ilişkilerimiz ve arzularımız ve birbirimize duyduğumuz nefrete ait her şeyken, üst seviyede ilişkilerimizi farklı şekilde geliştiririz: birbirimize karşı sevgi ve özlem şeklinde.

Bu iki seviye arasında, onları birbiri üzerine doğru bir şekilde yerleştirerek, aralarındaki ortak kaynağı, Yaradan’ı ifşa etmeye başlarız.

Yapmamız gereken şey budur. Bizler şimdi buna yaklaşıyoruz.

Yaradan Tüm Duaları Duyar

Soru: Yaradan’ın tüm duaları duyduğu söylenir. Bunun anlamı nedir?

Cevap: Yaradan, bir kişinin hangi seviyede olduğuna veya kendini nasıl değerlendirdiğine bakmaksızın tüm duaları duyar: daha yüksek, daha düşük, ortada olması önemli değildir. Talebi Yaradan’ın niteliğine yaklaşmaksa, o zaman onu ıslah eden üst ışığı çağırır ve kişi yükselir.

Not: Bazı mutlak daha yüksek bir gücün, birincil bir kaynağın, enerjinin olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu enerjiyi, ona benzer olmayı arzularken uyandırabilirim. Ancak, bu gücün ne olduğunu bilmiyorum.

Benim Yorumum: Bunun için dua etmelisin; yani kim olduğunuzu ve onun ne tür bir enerji olduğunu, ne kadar farklı olduğunuzu ve ona nasıl dönüşeceğinizi, sizi etkilesin ve sizi ıslah etsin diye ona benzer olma arzunuzu nasıl artırabileceğinizi bulmanız gerekir.

Yaradan’ın Adamla Oyunu

Soru: Yaradan’ın Leviathan (balina) ile oynadığından bahsediliyor mu? Bunun anlamı nedir?

Cevap: Leviathan, tüm yaratılışı, milyarlarca insanı simgelemektedir.

Soru: Yani, tüm olaylar, içimden geçen her şey, hissettiğim her şey, Yaradan’ın benimle olan oyunu gibi mi?

Cevap: Elbette. Dünyayı, sizi Yaradan’a bağlayan bir şey olarak görmeye başlayabilmeniz için.

Soru: Ama neden insan, onunla oynayanın bu güç olduğunu, Yaradan olduğunu hissetmiyor?

Cevap: İnsan henüz bu seviyeye ulaşmadı. Bu koşula ulaşması gerekir. Bu arada dünyadan kendisine gelen her şeyden, var olmak için sadece en gerekli şeyleri kabul eder yani o, dünyamızdaki sıradan insanlar gibi normal bir şekilde yaşar.

Peki “normal” ne anlama gelmektedir? Eğer tüm istekleri üst dünyayı ve Yaradan’ı ifşa etmeyi amaçlıyorsa, o zaman farkında olmadan her şeyi doğal bir şekilde alır. Kendini sınırlamaz ancak sadece daha fazlasını istemez çünkü tüm düşünceleri fiziksel bedeninden daha yüksektir. Ve sonra Yaradan’a koşar ve O’nu hisseder

Yaradan’ın Önüne Nasıl Geçilir?

Soru: Her gün yeni bir hissiyat içindeyiz ve dünün edinimi, bugünün bilgisi haline geliyor. Bir sonraki koşula,  Yaradan beni zorlamaya başlamadan önce, birlikte çalışabileceğim yeni bir şeye nasıl ulaşabilirim?

Cevap: Sadece dostlarla bağ kurarak. O zaman yeni bir Kli, ortak arzularınızı birleştirmek ve böylece ilerlemek için yeni bir arzu geliştirirsiniz. Sadece bilgi ile ilerleyemezsiniz çünkü materyalin basmakalıp çalışılması, uygulamada hiçbir şey vermez.

Aranızdaki bağın yararı için hareket etmeniz gerekiyor ve o zaman Yaradan sizi, sizin karşılıklı bağınızı etkileyecektir. Böylece, dostlarla bağdan, Yaradan ile bağa geleceksiniz ve O’nu ifşa etmeye başlayacaksınız. Ve eğer bunu yalnız yaparsanız, o zaman hiçbir şey elde edemezsiniz.

Bu binlerce Kabalistik kaynakta yazılmıştır.

Önümüzdeki 200 Yıllık Görev

Soru: Yaradan, neden O’nu edinmemize ihtiyaç duyar?

Cevap: Kişiyi,  O’nun formuna eşdeğer kılmak için,  kişiyi ve diğer herkesi, aynı anda değil ancak kademeli olarak O’nun seviyesine yükseltmek için.  Bu hedefe önümüzdeki 200 yıl içinde ulaşmalıyız.

Soru: Bu, Yaradan’a,  “O’nun sureti ve O’nun benzerliği” nde,  benzerlik göstermek zorunda olduğumuz anlamına mı geliyor?

Cevap: O’nun sureti ve O’nun benzerliğinde demek,  Yaradan olarak adlandırılan, doğanın en üst niteliği gibi, aynı ihsan etme ve sevgi formunu, başkalarıyla bağlantıyı ifade eder.

Soru: Fiziksel bedenlerimizin içindeyken,  bu gelişim seviyesine ulaşmak zorunda mıyız?

Cevap: Evet. Elbette bu kolay değildir, bu karmaşık ve yüce bir görevdir ancak bunun için çabalamalıyız.

Twitter’da Düşüncelerim / 23 Nisan 2020

Yaratan, fiziksel bir görüntü değil, ihsan etme ve sevgi gücüdür. Aramızda yaşamalı. Buna kurtuluş (egodan), Mısır’dan çıkış denir. Birliğin gücü tüm sınırların üzerinde çalışır.. Dünyayı şeffaf, tek bir bütün olarak hissedeceğiz herkesin birbiriyle birleştiği ve Yaradan’ın içinde olduğu yerde.

Mısır’dan çıkış, egodan aramızdaki sevgiye çıkıştır. Asılsız nefretten çıkmak ve açık bir kalple birbirimize yüzümüzü dönmek istiyoruz. Bu genel sevgi olarak ifşa olur, Mısır’dan İsrail topraklarına çıkış – “Yaratan’a doğru” hedeflenen bir arzuya

Virüs ne kadar tutsak olduğumuzu, egoya batmış olduğumuzu, haz alma isteğinde köle benzeri bağımlılığımızı gösteriyor. Egomuzun tüm taleplerini yerine getirmeyi kabullendik ve bunun farkında değiliz. Egoizm arzularımız ve düşüncelerimize hükmeder, kölelik tam da bunu ifade eder.

Tüm gerçekliği ve içindeki Yaratan’ı hissedeceğiz.

Birlik gücü tüm ülkelerin ve sınırların üzerinde çalışır. Evler ve evrenin bölümleri arasında sınırsız, dünyayı saydam olarak hissedeceğiz. Her şey bir bütün olarak hissedilecek, her biri birbirine bağlı ve herkes onun içinde.

Eğer şimdi biz dünyayı değiştirmezsek, virüs bizi tekrar ziyaret eder mi? … Neyi değiştiriyoruz?

Karantinadan ayrılırken düşünün: sizinle birlikte apaçık dünyaya ne götürmek istersiniz? Karantinadan ayrıldığınızda girdiğiniz dünyayı nasıl hissetmek istersiniz? Belki başkaları da aynı şekilde hissediyordur ve siz dış dünyayı değiştirebiliyorsunuzdur?

Manevi Enerji İle Beslenmek

Soru: Birkaç yıl Kabala bilgeliğini çalıştıktan sonra, daha mutlu olanlar ve çalışmada daha iyisini yapanlar var ama öte yandan, daha mutsuz hale gelenler var ve fizikselliklerinde hiçbir şey onları mutlu etmiyor. Bu, kişinin karakterine mi bağlı yoksa kişinin gelişim düzeyiyle mi ilgilidir ve kişi aşama aşama mı değişir?

Cevap: Kişi birçok farklı koşullardan geçer, bu yüzden bu soruya tek kesin bir cevap veremem. Hepimiz sürekli değişiyoruz. Her şey içinde yaşadığımız topluma bağlıdır. Sürekli yükseliş ve düşüşler geçiriyoruz.  Dahası, kendimizi dikkatli bir şekilde korursak ve yükseliş ve düşüş durumlarına girmemiz gerektiğini bilirsek, bir düşüş durumundayken bize yardım edecek ve bizi ciddi bir şekilde destekleyecek ve herhangi bir düşüş durumundan bizi bir yükseliş durumuna çekecek doğru toplumu kurmalıyız. Bu, her şeyin topluma bağlı olduğu anlamına gelir.

Soru: Durum buysa, kişi gelecekte ne bekleyeceğini bildiği için, düşüş durumunda bile mutlu olabilir mi?

Cevap: Tabii ki. Gelecekte yükselmek için düşüşün size verildiğini anlarsanız, iniş sırasında mutlulukta hiçbir sorun yoktur. Sistem bir kondansatör veya diğer her hangi toplama cihazı gibi çalışır. Belli bir manevi düzende faaliyet gösteriyorsunuz, bir şeyler biriktiriyorsunuz ve sonra her şey yok oluyor ve bu yüzden onun tarafından beslenebilmek için topluma bağlanmalısınız.

Bu dönem bittiğinde tekrar yükselmeye, tekrar edinmeye ve toplamaya vb. başlayacaksınız.

Bu, farklı dönemlere göre çevreye manevi enerji vermeniz ya da çevrenin bunu size vermesi gerektiği anlamına gelir. Ve böylece, bu art arda gelen dönemlerde, bu sinüs eğrisinde ilerleyeceksiniz.

Arzuları Tekrar Değerlendirmek

Açıklama: Kabala çalışmaya başladıktan sonra, hayatımda birçok şey değişti. Önem verdiklerimi ve arzularımı tekrar değerlendirdim.

Benim Yanıtım: Özünde, Kabala çalışmaya başlayan biri, bu hayattan beklentilerini normal bir şekilde, en az seviyeye doğru azaltmaya hazırdır. Yiyecek, barınak ve aile, herkesin bedensel seviyedeki ihtiyaçlarıdır.

Sizler bedensel amaçlarınız için koşuşturmamalısınız. Mümkün olduğunca, önünüzde göreceğiniz mükemmel ve ebedi koşulun edinimi için özlem duymalısınız.

Diğer her şey geçicidir ve her koşulda unutulup gidecektir. Bu bakımdan, Kabala bilgeliği, kişinin dünyamızda elde edebileceği değerlere karşı kendini doğru bir şekilde konumlandırmasına yardımcı olur.

Arzu Olgunlaşana Kadar

Soru: Kalpteki nokta, içinde uyandığında bir insanda iki zıt arzu nasıl bir arada var olur? Sonuçta bu, kişinin daha önce hissettiği şeyden tamamen farklıdır ve bu dünyayla hemen hemen hiçbir ilgisi yoktur.

Cevap: Onunla hiçbir ilgisi yoktur. Bu duygu, beklenmedik bir şekilde, tıpkı herhangi bir manevi seviyenin fark edilemez şekilde tezahür ettiği gibi ortaya çıkar.

Ve şu an zaten belirli bir edinim, belirli bir bağ ve hatta Yaradan ile az çok bilinçli bir ilişki içindesiniz ve yeni bir şey hissediyorsunuz. Dahası, her edinim ilk kez gerçekleşiyormuş gibi ortaya çıkar.

Soru: Neden biri diğerini takip etmiyor? Neden bir düşüş olmalı?

Cevap: Bunun nedeni, oturup titrek kareleri izlediğiniz bir filmde olduğu gibi olmamasıdır. Arzunuzu ve hazırlığınızı her kareye eklemelisiniz. Arzu tamamen olgunlaşana kadar her türlü koşuldan geçersiniz.

Utanç Adamı Geliştirir

Soru: Misafirliğe davet edildiğimi varsayalım. Ziyarete geleceğim ve onunla masada oturacağım diye ev sahibiyle anlaştım. Ama ona yemeğini reddettiğimi nasıl söyleyebilirim?

Cevap: Bu gerçekten bir sorun. Ancak, masadan hiçbir şey alamayacağınız bir koşula geliyorsunuz. Utanç niteliği sizin içinizde gelişir.

Bu dünyevi bir utanç değildir, ancak üstesinden gelemeyeceğiniz harika bir duygudur. Sizi sarar ve ev sahibinden herhangi bir şey kabul etmenize izin vermez.

Soru: Bu utançla bundan sonra ne yapmalıyım?

Cevap: Bundan sonra ne olacak, henüz çalışmadık. Ama bizi yönlendiren ve geliştiren utançtır.