Category Archives: Kabala

Kabalistik Terimler: “MAN”, “Mahsom”

MAN, Mei Nukvin’in (dişi sular) kısaltmasıdır. Kabala’da her zaman kadın arzu ile, erkek ihsan etmeyle ilişkilidir. Kadın alma arzusudur, erkek verme arzusudur. Bu nedenle dişi sular, aşağıdan Yaradan’a doğru arzunun yükselmesi anlamına gelir. Dahası, onlar Yaradan’ı bu arzuların yaratılmasına, ıslah edilmesine ve yerine getirilmesine başlamaya teşvik ederler. Bu durumda, aşağıdan yukarıya doğru olan talepler, dua veya MAN olarak adlandırılır.

Soru: Bu çölde bahsedilen MAN (manna) mı?

Cevap: Bu, Tora’nın,  her sabah insanların onu alıp, ondan beslediğini söylediği MAN (Manna)’dır.

Soru: Kabala’da çok sık Mahsom [bariyer] terimi kullanılmakta. Bunun anlamı nedir?

Cevap: Mahsom, bir insanın sadece bizim dünyamızın hissiyatından, üst dünyanın hissiyatına giden yol boyunca geçmesi gereken bir koşuldur. Başka bir deyişle bu, bizim ve manevi dünya arasındaki sınır çizgisidir, bir tür psikolojik/ruhsal engeldir.

Uzaktaki Başka Yerlere Seyahat

Soru: Artık seyahat, moda ve güncel zevklere ihtiyaç olmadığını söylüyoruz. Bunun yerine insanlara ne vereceğiz? Onlara ne söyleyeceğiz? Nelerden zevk alacaklar?

Cevap: Sizlere tamamen farklı bir düzeyde – manevi düzeyde – seyahat etmeyi öneriyorum. Bu küçük, karmaşık, dumanlı gezegeni görmek yerine,  kendiniz seyahat edebilecek, her yere uçabileceksiniz ve her seviyede dilediğiniz gibi dünyadan dünyaya geçebileceksiniz. Bedenin dışındaki yaşamın ne anlama geldiğini hissedebilirsiniz. Hepsi size bağlıdır.

Koronavirüs, doğayı hissetmek için bir sonraki varoluş seviyesine yükselmemize yardımcı olan bir ilaçtır. Bu yüzden korkmayın, sözde kaybınızı telafi edecek bir şey var.

Tüm kıtaları ve onlarca ülkeyi kendim ziyaret ettim ve sonunda hiçbir şeyin kalmadığını söyleyebilirim. Bütün bunlar sadece kendinizi doldurmanız ve unutmanız için gereklidir. Göreceksin, birkaç ay içinde hatırlamayacaksınız bile. Uzaktaki başka bilinmeyen yerler tarafından cezp edileceksiniz.

Soru: Peki dışarıdan insanlar bunu duyacaklar mı?

Cevap: Duyacaklar! Virüs bunu yapacak, biz değil. Bu, size ne söylediğime bağlı değil. Sadece sizi önceden bilgilendiriyorum. İnsanlarda, onların tamamen farklı uzak yerlere doğru nasıl çekildiklerini göreceksiniz.

Twitter’da Düşüncelerim / 19 Haziran 2020

Gizlilik gerekli bir koşuldur. Onsuz hiçbir şey edinilemez. Her şey gizlilikten edinilir: “Ve akşam vardı ve sabah vardı – bir gün.” İlk önce, On Sefirot’u bir araya getirerek başkalarıyla bir bağ inşa ettiğimiz, bir arzu, önem oluşturduğumuz sırada bir gizlilik olmalıdır.

Aksi takdirde her ikisi de kaybolacak ve bir insan bir canavar olacak.

Gizliliğe ve onu korumaya özen gösterirsek ama üzerinde ifşayı dilersek, o zaman mantık üstü inanç ediniriz. Gizlilik ve ifşa gereklidir, bu yüzden ifşa, gizliliği yok etmeyecek fakat birbirlerini destekleyecekler.

Maneviyatın hiçbir formu olmadığı için hiçbir şeyi doğal formunda ifşa edemeyiz ve bu nedenle onu verilen önem formunda görürüz. Yaradan’ı ifşa etmek için ne kadar çok çalışırsam, O’nu ifşa etmenin imkansız olduğuna ikna olurum.

Çünkü onu yaratan bendim.

Yaradan’ı önem ışığında ifşa ederim. Önem kısıtlama, masah ve yansıyan ışık gibidir. Yaradan’ı ışığımda, tutumumda, önemimde ifşa ederim. Bu nedenle bu resim kaybolmaz ancak sürekli kalır – ve buna eklemeye devam edebilirim.

Kendimizi yeni doğaya, Yaradan’a dönüştürmek için kozmik bir görevle karşı karşıya olduğumuzu hala anlamıyoruz. Sadece er ya da geç ortadan kaybolacak olan virüs ile karşı karşıya değiliz.  İlk görevimiz, neler olduğu konusunda ciddi olmaktır.

Bu, tüm hayatımızda değişikliklere yol açacaktır …

İşyerlerinin% 80’i onlara ihtiyaç olmadığından kapanacaktır. Bu muhtemelen bu çok büyük kayıplarla kaotik bir süreç olabilir – ya da hayati önemde olmayan işletmeleri azaltmak için kendi rasyonel kararımızı vereceğiz ve onları önceden desteklemeyi durduracağız.

Kabalistik Terimler: “Üst Dünya”, “Manevi Edinim”

Soru: Manevi dünya neden “üst” olarak adlandırılıyor?

Cevap: Biz buna üst diyoruz çünkü o, bizim niteliklerimizin üstündedir. Bizim niteliklerimiz alma nitelikleridir ve bu nedenle egoist arzularımıza ve onların yerine getirilmesine çok bağımlıyız.

Ve üst dünya, bunlar başkalarını verme, yerine getirme, sevme ve destekleme arzusundan oluşan niteliklerdir. Onlar (nitelikler) bağımsız oldukları için, özlerinde özgür oldukları için üst olarak adlandırılırlar.

Ayrıca, kendi özellikleri içinde Yaradan’a daha yakındırlar. O, mutlak ihsan ve sevgidir. Ve bu nedenle, O’na daha yakın olan her şeyi, üstümüzde olarak yani kök nedene daha yakın olarak tanımlarız.

Soru: Üst dünyadan bahsetmişken, buna genellikle manevi diyoruz. “Manevi” kelimesi ne anlama geliyor?

Cevap: Üst dünyaya manevi denir çünkü maddi değildir.

Soru: “Manevi dünya” ile “üst dünya” terimleri arasında bir fark var mı?

Cevap: Hayır, bunlar yaygın, açıkça belirtilmemiş isimlerdir.

Soru: Manevi edinim nedir?

Cevap: Doğanın, Yaradan ile eşit ölçüde, ihsan etme niteliği içinde idrak edilmesine manevi edinim denir.

Her Şey Kesinlikle Adildir

Soru: Maneviyatta bir kural vardır: daha kötü, daha iyi. Başlangıç koşulları ne kadar zorsa, manevi ilerlemenin o kadar iyi olduğu doğru mu?

Cevap: Öyledir diyemem. İnsanlara sadece böyle görünüyor çünkü neyin daha iyi ya da daha kötü olduğunu ölçemiyorlar. Kıskançlık, her zaman çimeni diğer tarafta daha yeşil olarak gösterir. Buna dikkat etmeye gerek yok. Bu kesinlikle mesele değil.

Kendinizi ıslah ettiğinizde ve her şeyi doğru bir şekilde görmeye başladığınızda, Yaradan ile ilgili;  “Bunu neden yapıyor, ama bende var mı? Bu kişi neden daha kolay sahip oldu, ben ise daha zor sahip oldum? Neden 2.000 yıl önce değil de, tam olarak son nesil zamanında doğdum? ” vb. herhangi bir şikâyetiniz olmayacaktır. Her şeyin kesinlikle doğru düzenlendiğini göreceksiniz.

Tek Güç: Doğa / Yaradan

Soru: İnsanların bağlanabilecek tek şey sadece O ise, Yaradan’dan bahsetmeden birleşme çağrısının anlamı nedir?

Cevap: Kimse O’na inanmazsa, O’nu anlamazsa ve O’nu bilmezse, Yaradan hakkında konuşmanın anlamı nedir?

Yaradan ne anlama gelmektedir? Bizim içinde bulunduğumuz bütünsel, birbiriyle bağlı doğamız, Yaradan’dır. Yoksa bütünsel, fiziksel, kesin matematiksel yasalarıyla doğa konusundan mı bahsediyordunuz? Ya da Yaradan’dan en yüksek güç olarak mı bahsediyorsunuz? Her iki kavram da aynıdır.

Yaradan, bir bulutun üzerinde bir yerde oturan, bir şeyler yapan ve daha sonra onu yaratan bir tanrı değildir. Yaradan, tüm dünyaları ve bir insanın bu dünyalara yükselişinin tüm aşamalarını içeren muazzam, ebedi, mükemmel ve sonsuz doğanın tamamıdır.

Bu nedenle kişi, Kabalistik ifadeleri dünyevi formlarında hayal etmek zorunda değildir. Aksine, doğa ya da Yaradan her zaman bir ve aynıdır. Kabala başka türlü açıklamada bulunmaz. Kabala’yı çalışın ve bu güçlerle nasıl ilişki kuracağınızı göreceksiniz.

Görevinizden Vazgeçmeyin

Soru: Eğer Yaradan hepimize bir virüs verdiyse, o zaman O’ndan bu virüsü alıp götürmesini veya bu virüsü iyileştirmesini istemenin anlamı nedir? Bu, Yaradan’ın dünyamızdaki yönetiminin mükemmelliği ile doğrudan uyuşmazlık içinde değil midir?

Cevap: Hayır. Yaradan özellikle kötülüğü yarattı. Denir ki “Ben alma arzusunu yarattım ve onun ıslahı için üst ışığı verdim” böylece bizler, kötülüğün ifşası ve onun ıslahı sistemiyle, O’nun gibi olmayı öğreniriz.

Bu görevi asla terk etmemeliyiz, aksi takdirde bu dünyada böcekler olarak kalacağız ve başka bir şey olmayacağız.

Doğru İlerleme İçin Koşullar

Soru: Kişi uzun bir süre bir Klipa (kabuk) içinde olabilir ve yanlışlıkla ilerlediğini, ıslah olduğunu ve sadece kendi yolunun doğru yol olduğunu düşünebilir mi? Böyle bir durumda kendime veya bir dostuma nasıl yardımcı olabilirim?

Cevap: Sadece Zohar Kitabı’nı, Ari, Baal HaSulam ve Rabash’ın yazılarını ve hatta belki de Baal HaSulam ve Rabash’ın yazılarına dayandığı için benim kitaplarım gibi Kabalistik kaynaklardan çalışan bir grubun üyesiyseniz, gerçekten Kabala ilmini çalışıyorsunuzdur.

Bu kaynakları bir grupla birlikte çalışarak, doğru ve sürekli bir şekilde ilerlersiniz ve kesinlikle hedefe ulaşırsınız.

Kabalistik Terimler: “Aviut”

Aviut, kişiyi Yaradan’dan ayıran bencil bir arzudur. Bu arzunun üstesinden gelinmelidir ancak yok edilmemelidir. Kişi, Dünya’yı baş aşağı çevirebileceğiniz bir kol gibi, onu doğru bir şekilde kullanarak onun üzerine yükselmek zorundadır.

Bu nedenle, olağan koşul içindeki egoizme ve onun bizi Yaradan’dan ayırdığı zamana Aviut, arzunun kalınlığı/yoğunluğu denir. Onu doğru bir şekilde kullandığımızda o zaman Aviut, aydınlatmak ve diğer taraftan Yaradan’ı fark etmemize, çalışmamıza ve yakınlaşmamıza yardımcı olmak için Zakut’a dönüşür.

Soru: Aviut, bayağılık, arzularımızın ölçüsü müdür? Dört safhaya mı ayrılmıştır?

Cevap: Evet. Onlar, cansız, bitkisel, hayvansal ve insan seviyelerine ayrılırlar.

Soru: Kabalistik terminolojiyi tercüme etmemek tavsiye edilir mi? Örneğin, Aviut olarak bayağılık, vb.

Cevap: Elbette. Tıpta Latince, müzikte İtalyanca terimlerin makul görüldüğü gibi, Kabala’da da Kabalistik terimler makuldür. Sadece tanımı hatırlamanız gerekir.

Sevgi Ve Nefretin Barış İçinde Bir Arada Var Olması

Yorum: Manevi dünyada bir his asla yok olmaz. Aksine, sevgi ve nefretin iki zıt duygusu hep birliktedir.

Benim Yorumum: Birbirlerini karşılıklı olarak tamamlarlar ve bu nedenle kaybolmazlar.

Yorum: Ve dünyamızda, her zaman tek bir koşulun içindeyiz, ya sevgi ya da nefret.

Benim Yorumum: Elbette, çünkü onlar birlikte iseler, birbirlerini yok ederler ve karşılıklı olarak birbirlerini dışlarlar.

Soru: Manevi dünyada, sevgi ve nefret karşılıklı olarak nasıl bir arada var olabilir?

Cevap: Bu çok basittir. Özüme ait olan kendim için haz alma arzum için nefret ve şimdi kendimin bir başkasına ihsan etme isteği gerçeğine karşı sevgi vardır.

Gerçek şu ki, manevi Kli (kab); arzu, kısıtlama ve perdenin oluşumu üzerine inşa edilir yani niyet, kendi iyiliğiniz için değil, sevdiğiniz kişinin memnuniyeti içindir. Kab, tek bir organizma olması gereken, beş safhadan oluşur ve bu nedenle mutlak, sonsuz, sınırsız, sürekli artan haz olarak hissedebilir.