Category Archives: Kabala

Beden Olmadan Akıl Ve His Nasıl Var Olabilir?

Soru: Fiziksel bir beden olmadan akıl ve his nasıl var olabilir? Bu hissi ne algılayacak? Akıl nerede doğar ve nerede bulunur?

Cevap: His bir beden değildir. Bedenimiz sadece, sanki varmış gibi görünen bir maddedir. Bazı hareketler ve değişiklikler ona yansır ve kendimizi canlı hissederiz.

Realitede, Yaradan’ın düşüncesinde varız. Bu düşünceden başka hiçbir şey yoktur. Bütün evren, var olan her şey, sadece bir düşüncedir.

Gökbilimcilerle konuşun, astrofizikçilere sorun ve aynısını söyleyeceklerdir. Gök cisimleriyle çalışarak, bunun bir plan, bir düşünce olduğunu hissederler.

Kabala bilimi de aynı şeyi söylemektedir: madde yoktur, bizler bunu düşüncenin algısının bir sonucu olarak hissederiz.

How Can Mind And Feeling Exist Without A Body?

Gerçek Yaratılışı Hissetmek

Soru: Bir kabalistin beklentileri sıradan bir insandan daha sık mı yerine getirilir?

Cevap: Böyle şeyler karşılaştırılamaz. Bu, bir çocuğa, araştırma yapan, bütün gece ayakta kalan, sürekli inceleyen bilge babasının yerine geçmeyi isteyip istemediğini sormak gibidir. Bir çocuk bunu hayal edemez.

Söyleyebileceğim tek şey, bir kişi Kabala ile ciddi olarak meşgul olduğunda, gerçek çalışma sürecine girdiğidir. Kişi gerçek yaratılışı hissetmeye başlar.

Feeling The True Creation

Bnei Baruch’u Dünya Çapında Tek Bir Manevi Kap — Manevi Embriyo Yapmak

Üst yönetim, kendimizi tek bir manevi kap olarak hissetmemiz için bizleri tüm dünyadaki, tek dünya Kabalistik grubunda birleşmek için itmektedir. Bu amaçla, dillerdeki, zaman dilimlerindeki, düşünce tarzlarındaki, hazırlık seviyelerindeki, iletişimdeki teknik engeller vb. gibi farklılıklara rağmen, tüm farklılıkların üstesinden gelmek, birbirini anlamak ve hissetmek gerekir.

En önemlisi, üst yönetimin talebiyle evrensel birliğe doğru ilerlediğimiz ve onu adım adım, aşama aşama uyguladığımızı anlamaktır. Manevi dünyaya girdiğimiz ilk basamak embriyo olarak adlandırılır. Bu embriyo mükemmel olmalı, yani, kırılmış Adam HaRishon’un ortak ruhunun yapısına benzer olmalıdır.

Şimdi bu ruhun parçalarını tek bir ruha geri topluyoruz ve anlamalıyız ki bu embriyo birliğin ilk basamağıdır. Embriyo, tavizler, grupla ilgili olarak kendini iptal etmek üzerine kurulur. Kalpten katılım gereklidir, ancak kişi Yaradan’ın elindeki, kalbinin efendisi değildir. Bu yüzden Yaradan’ı nasıl etkileyeceğimizi öğrenmemiz gerekir, böylece O, kalplerimizi bir araya getirecektir. Bizler o zaman manevi bir embriyo olacağız.

Beraber oturmak ve çalışmak yeterli değildir – kalpleri bir şekilde birleştirmeniz gerekir ve bu en zor olanıdır. Dünya grubunun inşası bize yeni bir bağ kuvveti sağlamaktadır, çünkü üstesinden gelinmesi gereken birçok ilave engeller/müdahaleler ortaya çıkmakta. Grubumuzda, elimizden gelenin en iyisini yaptık, tüm fiziksel eylemleri gerçekleştirdik gibi görünüyor ve kalp, bizim gücümüz dahilinde değil. Ancak tüm Bnei Baruch Dünya Klisinde birleşmeye çalışarak, kalplerimizi açma, birbirimize duyduğumuz duyguları keskinleştirme yönünde bir adım daha atıyoruz.

Dünyadaki 80 grubun, farklı düşünce tarzlarına ve kültürlere sahip muazzam sayıda insanının böylesine geniş bir birleşimi nedeniyle, bizler uyanabilecek, birbirimize dokunabileceğiz ve üst sistemin içinde manevi bir embriyo olarak adlandırılacak olan, ortak bir Kli yaratma eksikliği izlenimini tamamlayacağız.

Tek ihtiyacımız olan, ruhun bizden ayrılmış parçalarını birbirine bağlamaktır. Ne de olsa, bir zamanlar mükemmel bir sistemin yapısı içinde tek bir ruh olarak, Adam HaRishon olarak var olduk. Ancak, bu sistem kırıldı ve şimdi Kutsallığın sonsuza dek bu kusursuz manevi bedende hüküm sürmesi için kendimizden çıkmamız ve kayıp parçaları kendimize geri eklememiz gerekiyor.

Kulağa çok basit geliyor: kendinden çıkmak, esasen kendi organlarım olan ruhun dışarıdaki, tüm parçalarını toplamak ve onları bana geri eklemek. O zaman, bu bağda Adam HaRishon’un yapısına benzer şekilde, bu Kli’yi dolduran Yaradan’ı ifşa edeceğiz.

Üç eylem yapmam gerekir ve gerisini Yaradan bitirecek:

Kendimden çıkmak

Ruhumun ayrılmış parçalarını toplamak

Bu organları kendi bedenime yerleştirmek, böylece tek beden haline gelsinler.

En zor şey, içsel olarak bağlanmak ve onları içime yerleştirmek için bu organlardan gerçekten yoksun olduğumu hissetmektir. Şu anda altıncı bir parmağa ihtiyaç hissetmediğim gibi onlara ihtiyacım olduğunu hissetmemekteyim.

Making Worldwide Bnei Baruch One Spiritual Vessel—The Spiritual Embryo

Cennet Mahkemesiyle Yüz Yüze Gelme

Soru: Benim için para kazanmak, diğer insanları avlamak demektir. Pazarlama ve reklamcılık bunun üzerine kuruludur: bir kişiye gereksiz şeyler satmak, onu para harcamaya ikna etmek için her aracı kullanmak.

Sizi dinlerken, bazen hepimizin bir olduğunu kabul ediyorum ve başkalarını kullanarak muhtemelen kendimize zarar veriyoruz. Peki, nasıl para kazanabiliriz?

Cevap: Şimdi temiz bir vicdanla para kazanabilirsiniz çünkü zaten aslında kendinizi kandırdığını anlıyorsunuz.

Prensipte, eğer bir kişi gerçekten cennet mahkemesinin huzuruna/önüne çıksaydı, söyleyecek hiçbir şeyi olmazdı ve mahkemenin cevap verecek hiç bir şeyi olmazdı. Hiç kimsenin bir iddiası olmazdı – ne Yaradan’ın kişiye ne de kişinin Yaradan’a – çünkü bizim dünyamızda hiç kimse bir şey yapmaz. Gerçekte, bunlar bizim eylemlerimiz değildir.

Bizim tarafımızdan sadece bir eylem olabilir: Yaradan’ı edinmek için gruba karşı ciddi bir yönelme. O zaman, Yaradan`ın ifşasını hızlandırmak için egoizmimize rağmen, grubun kuvvetini gerçekten kullanırız. Bu bizim eklememizdir.

Soru: Cennet mahkemesi var mı?

Cevap: Elbette. Bu, içinde var olduğumuz bir integral bağlantılar sistemidir. Bu, ona katkıda bulunduğunuz ve ya tersine ondan aldığınız şeyleri yargılayan sistemdir. Siz kendi kendinizin yargıcı ve avukatısınız.

Facing The Heavenly Court

İnsanların Özgür Seçimi Nedir?

Soru: Sıradan insanlar için özgür seçim nedir? Bilgi, güç veya farkındalık sahibi olmadan nasıl seçebilirler? Hangi temel üzerine özgür bir seçim yapabilirler? Maddesel göz her şeyi tersinden görür: Köpeklerin en güçlüsü koyun sürüsüne liderlik eder.

Cevap: Bu doğrudur. Ancak gerçek şu ki, sonuçta koyunlar bir grup halinde toplanabilir ve neticede köpeklere onları nasıl kontrol edeceklerini öğretebilirler.

Koyun sürülerini koruyan köpeklerin nasıl davrandıkları çok ilginçtir. Saatlerce kenarda oturur ve her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için sadece izlerler. Onlar hiçbir yere koşuşturmazlar ve görünürde hareket etmezler. Yalnızca çobandan bir sinyal aldıklarında koşar ve düzeni sağlarlar.

Koyunlar ve köpekler arasında kesinlikle net bir bağlantı var. Koyunlar, köpeklerin gözetiminde tamamen güvendedir ve net ve olumlu kontrolü hissederler. Köpeklerle çelişkileri yoktur, bu sadece koyunda bulunmayan gücün bir köpeğin içinde mevcut olmasıdır. Bu nedenle, birbirlerine ihtiyaç duyarlar.

Umut edelim ki, çobanımız bizi doğru yönlendirecek ve doğru bir şekilde grupta toplanmaya başlayacağız.

What Is People’s Freedom Of Choice?

Her şey Işığın Etkisine Bağlıdır

Rabaş, “Dostların Önemine Dair”: Kişi komşusunun çocuklarında hatalar görürken, kendi çocuklarında görmez. Ve birisi çocuklarındaki bazı hatalardan bahsettiği zaman, hemen dostuna direnç gösterir ve çocuklarının iyi taraflarını bildirmeye başlar.

Işık bizi etkiler ve böylece her şeyi inşa eder. Biz onun ellerinde bir madde, kil, oyun hamuruyuz. Parladığı açıya bağlı olarak, frekans ve rengine bağlı olarak, bizler bu kil parçasından, topraktan oluşuruz.

Tora’da yazıldığı gibi, Yaradan tamamen canlı olmayan maddeyi “tozdan aldı” ve onu şekillendirmeye başladı. Bu ana malzemedir.

Geri kalan her şey ışığa bağlıdır. Bu nedenle bizler, herhangi bir kötü veya iyi niteliği, eylem veya herhangi bir şeyi bir insana yükleyemeyiz! Sadece insanı etkileyen Işık miktarının yoğunluğu ve kalitesi, kişinin tüm özünü belirler.

Soru: Bunda özgür seçim nerede?

Cevap: Bunda özgürlük yoktur. Özgürlük, yalnızca Işığı bizi belirli bir çevrenin etkisi altında daha iyi ve daha yoğun bir şekilde etkilemeye zorlamaktadır.

Mevcut koşulum üzerinde etki edemem. Sadece çevre yoluyla, Işığın üzerimde daha güçlü bir etkisini çekebilirim ve o beni daha iyi için değiştirecektir. Özgür seçimim sadece bundadır ve bir şekilde bir şeyleri değiştirmenin tek yolu budur.

Ancak, bunun için istekli olmazsam, ışığın etkisi bana kötü ve berbat gibi gelecektir. Bu acının yoludur.

Oysa, çevrenin etkisi altında ileri atılırsam, o zaman egoistlikten özgeciliğe, gelecekteki tüm dönüşümlerim arzu edilebilir olacaktır. O zaman aynı yol benim için iyi olacaktır – Işığın Yolu.

İstenen ve gerçek arasındaki fark, grupta doğru bir şekilde oluşturulmalıdır ve ondan sonra çekilen ışık arzularımızı yerine getirecektir.

Everything Depends On The Influence Of The Light

Antik Çağlarda Yeniden Eğitim

Soru: Kabalistlerin dönemi boyunca, suç işleyen bir kişi için yeniden eğitim nerede gerçekleştirilirdi? Hapishanede mi?

Cevap: Kabala bilgeliği ve Tora`ya göre hapishaneler yoktu. Üst yönetim sistemine dayanarak, her birimiz basit bir şekilde kontrol edildiğinde, bir insanı özgürlükten mahrum etmek yasaktır!

Eğer Tora kitabını açarsanız, var olan tek hapishanenin Firavun’a ait olduğunu göreceksiniz. İnsanlar onun içine atılırdı ve efendi dilediği sürece orada kalırdı.

Oysa Kabala, hepimiz için tek bir Efendi olduğunu ve Firavun ve ölümlülerde dahil herkesin onun önünde eşit olduğunu söylüyor. Bu nedenle, bir kişinin diğerini yargılaması imkansızdır.

Yani, antik çağda insanlar arasında bulunan hakimler, herkese hangi manevi ıslahları yapmaları gerektiğine karar verirlerdi, çünkü insanlar bunu anlamadıkları için hatalar yapıyordu.

Soru: O zamanda, suçluların sığındığı şehirleri var mıydı?

Cevap: Sığınma şehirleri farklı bir şeydir. Eğer bir kişi yanlışını telafi edene kadar toplumdan izole edilmesi gereken bir suç işlediyse, yaşadığı ve çalıştığı sığınak şehrine gönderilirdi. Oradan altı sene sonra serbest bırakılırdı.

Ayrıca, Tora’ya göre, yedinci yılda tüm borçları geri ödeme emri vardır. Ellinci yılda, her şey iptal edilir ve önceki sahibine geri döner, örneğin: arazi, ev, vb.

Yani, her şey insanın hayatındaki bir şeye bağlı hissetmemesi veya bir başkasına mecbur kalmaması için düzenlenmiştir. Bu onun için her şeyin geçici olduğu, her şeyin havada asılı olduğu, mutlak hiçbir şeyin olmadığı bir psikolojik katman yaratacaktır: arazi benim değil, ev benim değil. Maddeselliğe hiçbir bağlılık yoktur. Her şey, yalnızca her an, kendisi ve üst güç arasında kurduğu yola bağlıdır.

Reeducation In Ancient Times

Yaradan’ın Dilini Anlayabilir Miyiz?

Soru: Yaradan’ın dili nedir?

Cevap: Yaradan’ın dili, Partzuf’un orta çizgisi anlamına gelen “kutsal dil” denilen, ihsan etme dilidir.

Soru: Yaradan’ın bir kişiyle nasıl konuştuğunu anlamak mümkün müdür?

Cevap: Orta çizgide. Alma ile ihsan etme nitelikleri arasında doğru etkileşime geldiğinizde, ihsan etme dilini elde edersiniz, çünkü egoist nitelikler özgecil niteliklere dönüşmeye başlar. Sonra, edindiğiniz ihsan etme niteliği sayesinde, Yaradan’ın dilini kendi (egoist) içinizden anlamaya başlarsınız ve O’nunla konuşmaya başlarsınız.

Dünyada gerçekleşen her şeyin, hangi sebeplere dayanarak, hangi sonuçlar için gerçekleştiğini görürsünüz.

Soru: Herhangi bir küresel değişiklik, örneğin, ısınma veya krizler de Yaradan’ın dili midir?

Cevap: Kesinlikle her şey.

Soru: O`nun bana ne söylemek istediğini nasıl anlayabilirim?

Cevap: Yaradan’ın seviyesinde olmalısınız. Bizim dünyamızda ne dediklerini duyabilirsiniz, yani dalgaları yakalayabilirsiniz. Ancak, manevi dünyada, dalgaları yakalamak bu dalgaların frekansında olmak demektir.

Yaradan’ın eylemlerini anlamak istiyorsanız, O’nun seviyesine yükselmelisiniz.

Soru: Yaradan, O’nu anlayabilmemiz için bizimle konuşamaz mıydı?

Cevap: Ve neden yerçekimi yasasını 5000 yıl önce değil de 18. yüzyılda ifşa ettik? Yaradan’ı anlamak için gelişim gereklidir. Sizler bunu şimdi başarabilirsiniz. Bu tamamen kişiye bağlıdır. Eğer bu seviyeye yükselirse, onu bugün edinecektir, zamanı geride bırakacaktır. Bugün, insanların başka bir 200 yılda ulaşabilecekleri söylenen koşullarda yaşayabilirsiniz.

Bizim dünyamızdakiyle aynıdır – bir çocuk, bir yetişkin, bilge bir insan – farklı insanlar farklı anlarlar.

Soru: Son ıslah, başıma gelen her şeyi anladığımda mıdır?

Cevap: Sadece anlamıyorsun, hepsi senindir, hepsi senin içindedir!

Can We Understand The Language Of The Creator?

Ölüm Korkusu

Soru: Yaratan’ı haklı çıkarıyorum, ancak haklı çıkaramayacağım tek şey fiziksel ölüm. Ne yapmalıyım?

Cevap: Eğer ölüm korkusu olmasaydı, bu dünyada büyük bir karışıklık yaratırdık. Ölümsüz olduğumuzu hayal edin. Bir insan kendine ve başkalarına ne kadar çok zarara neden olurdu? Sonra her gün, bir Anka kuşu gibi, tekrar doğar/ayağa kalkar ve her şey tekrardan yine aynı olurdu. Bu korkunç!

Ölüm kurtuluştur. Ölüm korkusu olmasa, bir insan hiçbir şey yapmazdı. Çok hızlı bir şekilde kendini ölüme götürürdü.

Ölüm korkusu, bir insanı yaşamın anlamı hakkında düşünmeye zorlayarak yardım eder; “Ne için? Ne? Neden? Hangi hesapla/sebeple hayatımı sonlandırırım? Bundan başka bir şey var mı?”

En önemli soru: “Ne için yaşıyoruz?”

Not: Ama her nasılsa kimse bunun hakkında sormaz.

Yorumum: Bilinçaltında, herkes yapar! Çocuklar bile bu soruya sahiptir.

Soru: İnsanları, ölümün başka bir koşula geçiş olduğunu açıklayarak eğitmek mümkün müdür?

Cevap: Tabii ki. Psikolojik olarak bir insana her şeyi yapabilirsiniz, o ölümden korkmayacaktır.

The Fear Of Death

Yaradan`a Karşı Bir Şey Yapmak Ne Demektir?

Soru: Yaradan’a karşı bir şey yapmak, O`nun yaratılan varlıkları memnun etme arzusuna karşı anlamına mı gelmektedir?

Cevap: Bunu söyleyebilirsiniz veya O’nun tekliğine katılmadığınızı söyleyebilirsiniz. O var ve siz varsınız. Burası, insanlar dışında kimsenin var olmadığını iddia eden mutlak ateistlere ve yüksek güçten başka kimsenin olmadığını söyleyen insanlara ve onların arasındaki geri kalan her şeye bölünmenin ortaya çıktığı yerdir. İnsanın kendisi, gerçekten neyin içinde olduğunu anlamamakta. Bütün dinler ve inançlar bu iki nokta arasında yoğunlaşmıştır.

Kabala, bilinçsizce var olduğumuzu söylemektedir.

İnsanlık geliştikçe, sadece bizim var olduğumuz ve Yaradan’ın tamamen psikolojik bir tablo olduğu düşünülüyordu. Ama şimdi gitgide Yaradan’ı ifşa etmek, O’nu anlamak ve O’na ulaşmak ihtiyacına geliyoruz.

What Does It Mean To Do Something Against The Creator?