Daily Archives: Şubat 28, 2024

Onluda Bağı Nasıl Koruyabiliriz?

Soru: Onluda sürekli olarak bağı nasıl tutabiliriz? Bazen bir saat kadar sürüyor, bazen de bir saniyede kayboluyor. Ne yapabiliriz?

Cevap: Eğer bağ bir saniye içinde kayboluyorsa, hemen yeniden kurmanız gerekir. Çocuğunu evde bırakan genç bir anne gibi, sürekli bunu düşünür ve tüm düşünceleri sadece ona neler olduğu ve onun nasıl olduğuyla ilgilidir.

Onlu ile ilgili olarak, bizler de böyle düşünmeliyiz. Düşünceleriniz, arzularınız ve kucaklaşmanızla onu her zaman bir arada tutun.

 

Yaradan Sevgisinin Dünyasında

Tora’nın ikinci emri, Yaradan’a olan sevginin emridir. Bu, Yaradan’ı tüm dünyayı ve tüm insanlığı tutan mutlak iyi bir güç olarak hissetmemiz, edinmemiz ve tanımlamamız anlamına gelir. Bu nedenle Yaradan’a daha yakın olmak istiyorsak, O’nun gibi herkese iyilikle davranmalıyız.

Yaradan bir kişinin ruhunu elinden alsa bile, kişinin yine de O’nu sevmesi gerektiği söylenir. Başka bir değişle, doğada sizin anlayışınıza göre yanlış görünen bir şey görseniz bile, bunun, sizin gerçeği bu şekilde algılamanız olduğunu anlamalısınız.

Yaradan’ın tüm yasaları iyidir ve Yaradan’ın yaratılan varlıklara olan mutlak sevgisi tarafından belirlenir.

Gerçeği Edinme

Soru: Gerçeğin edinimi, bir kişiye geldiği zaman, o kişide ne olur? Edinim nedir?

Cevap: Edinim, Yaradan’ın mutlak bir hissidir. Hissettiğimiz her şey yalnızca Yaradan’dır. O’ndan başkası yoktur.

Yorum: O, bizi düşük bir seviyeye indirdiği zaman, farkındalık her zaman büyük bir rol oynar. Ancak bu bile yükselmemize yardımcı olmaz. Yardım eden şey, O’nun önünde bir çeşit suçluluk hissidir.

Cevabım: Yaradan’a karşı suçluluk hissine kapılmanıza gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu bizim O’na sevgi duymamızı engelleyecektir.

Mümkün olduğu kadar birbirimize ve Yaradan’a yakınlaşmalıyız. Yükselmemize yardımcı olacak en önemli şey budur.

İki Kişilik Bir Dilek

Soru: Eğer Yaradan bir erkeğe ve bir kadına kalp yoluyla bir bağlantı verirse, o zaman her biri diğeri için her şeyi yapmaya hazır olur mu?

Cevap: Her şey için ne kadar hazır olduklarını bilmiyorum ama birlikte olmak için birbirleriyle yarı yolda buluşurlarsa ve her biri eşinin kendisinden istediğini yaparsa, o zaman Yaradan’ın ifşa olduğu ortak bir arzu oluştururlar.

Soru: Ama Yaradan da onlara bu arzuyu verir değil mi?

Cevap: Hayır, bu arzuyu kendileri yaratmalıdırlar. Her birinin kendi arzusu vardır, bu yüzden birbirlerine bağlanmaları gerekir ki her ikisi için de tek bir arzuları olsun ve bu arzuda herhangi bir farklılık hissetmesinler.

Bu öyle bir birleşme olmalıdır ki, birlik duygusundan başka bir şey kalmadığında, birbirleri için arzu duymalıdırlar.

Neden Tora’da 613 Emir Varken Zohar’da Sadece 14 Emir Vardır?

Bunun nedeni Zohar’ın tamamen farklı bir derecelendirme sistemine sahip olmasıdır çünkü 14 temel emrin her biri birkaç emre daha bölünmüştür.

Bu bize üzerinde çalışmamız gereken çok sayıda talimat gibi görünebilir ama aslında oldukça basittirler. Tüm emirler doğanın yasalarına nasıl uyabileceğimiz ve doğayı, toplumu ve kendimizi nasıl olumlu yönde etkileyebileceğimiz üzerine kuruludur.

Emirler, insan yapımı icatlar değildir. Kabalistler tarafından doğanın içsel yasalarına ve güçlerine ulaşmalarından yola çıkılarak yazılmışlardır. Eğer kendimizi bu yasalara adapte etmek istiyorsak, kendimizi belli bir şekilde yönetmemiz gerekir.

Doğanın yasaları, ihsan etme yasalarıdır. Bizim niteliklerimiz ise bunun tam tersidir. Emirler cansız, bitkisel ve hayvansal seviyelerde yüzeye çıkan arzuları doğa yasalarıyla denge içinde nasıl yönlendirebileceğimize dair doğanın talimatlarıdır.

Manevi Temas Fiziksel Sınırların Ötesindedir

Soru: Fiziksel temas olmadan, birbirimizin manevi hissine uzaktan ulaşmak mümkün müdür?

Cevap: Bizler çok küçüğüz, çok sınırlıyız ve çok eksiğiz. Bu nedenle şimdilik fiziksel temasa hala ihtiyacımız var. Ancak eğer öğrencilerim gerçekten egoist sınırlamaların ötesine geçebilirlerse, nerede olacağımızın bir önemi kalmayacak.

O zaman, ben ölürsem, yine onlarla birlikte olacağım. Tıpkı ARİ’nin ölmeden önce öğrencilerine söylediği gibi: “Eğer üst dünyaya ulaşırsanız, size öğreteceğim. Bu nedenle çaba gösterin.”

O, tüm öğrencileri arasında yalnızca Chaim Vital’in Kabala çalışmasına devam edebileceğini yazdı. Geriye kalanlar çalışmamalıydı bile, çünkü onu anlamadılar ve bu dünyanın duyularının ötesine geçemediler. Bu nedenle ARİ’nin metodunu bize anlatan ve aktaran tek öğrencisi Chaim Vital’di.

Dolayısıyla en önemli şey, dünyamızın bu çerçevesinin dışına çıkmaktır. Bundan sonra insan diğer algılama metotlarından bahsedebilir.