Daily Archives: Şubat 18, 2024

İki Seviye: Hanuka ve Purim

Soru: Yaradan neden sadece bir günlük mum yakmaya yetecek yağın, sekiz gün boyunca dayandığı Hanuka mucizesini ifşa etti?

Cevap: Yağ, ihsan etme niteliği olan Bina ışığını sembolize eder. Bu nedenle Hanuka’da manevi ıslah almayı kutlarız.

Egoist arzumuz, başkalarına ihsan etme adına özgecil bir ihsan etme arzusuna dönüştüğünde, bu Hanuka’dır.

Bir sonraki seviye, son ıslahı (Gmar Tikkun) temsil eden Purim ile sembolize edilen, artık başkalarının iyiliği için almaktır.

Bu nedenle Hanuka’da, aramızda bağ kurmayı yani ihsan etme Kelim’ini almayı isteriz ve Purim’de ise zaten Yaradan’la bağ kurarız.

Mesih Nesilinin En Başında

Dünyamız, Yaradan’ın, yaratılanlara özel bir ifşasının olacağı Mesih’in günlerine yaklaşıyor. Yaradan’ın bilgisiyle yani üst ışıkla dolmak, kaderinde var olan Mesih neslinin en başında yaşıyoruz.

Fakat “Işığın avantajı, karanlıktan gelir” denir. Dolayısıyla, dünya karanlığa gömülürken, hissettiğimiz karanlık ne kadar büyük olursa, ışığın ifşasını talep etmek için onu ifşa etme arzumuz ve çabamız da o kadar güçlü olacaktır.

Sonuçta karanlık olmadığında, ışığa karşı özel bir arzumuz da olmaz. Günümüz dünyasında ortaya çıkmaya başlayan karanlık, ışığı ifşa etme arzumuzun meydana gelişinin başlangıcıdır. Sonunda, gencinden yaşlısına tüm insanlar, ortak bir birlik içinde, bizi ayakta tutan ve onun seviyesine yükselmemiz için bizi hazırlayan üst gücü, Yaradan’ı ifşa etmeleri, O’nu tanımaları, O’nu hissetmeleri ve O’na bağlanmaları gerektiğini anlayacaklardır.

Yaradan’ın, iyilik yapan iyi anlayışıyla bize karşı olan esas gücünü edineceğiz ve onunla bütünleşmek isteyeceğiz. Ve sonra insanlar, başka bir doğaya sahip, nazik ve iyilik yapan yaratılanlara dönüşecekler ve Yaradan’ın edinimiyle dolacaklar. O zaman Yaradan’ın, yaratılanlara ihsan etme niyetini algılayabileceğiz; bağ kuracağız ve bu formda O’na kendi tarafımızdan ihsan ederek karşılık verebileceğiz.

Hayatınızı Boşa Harcamayın

Kabala bilgeliğinde, üst dünyanın, üst ruhun parçalanmasını ve onun derece derece kırılma ve yıkım yoluyla, dünyamıza basamaklandırılışını inceleriz.

Dünyamızın en son seviyesi, ıslah edilemeyen seviyedir. Bunu, hayvansal yaşamın birçok döngüsü boyunca, yalnızca bedenimizde var olarak ıslah ederiz. Bedene, sadece ondan başlamak ve ruhun ilk seviyesine yükselmek için ihtiyacımız var.

İşte bu yüzden var olmalıyız. Neden kendimi bu üst sonsuz mükemmel hedefe engel olacak, tamamen gereksiz şeylerle donatayım ki? Gerçekten sadece gerekli, anlamlı, kullanışlı, rahat ve iyi olana, beni en çok arzuladığım hedefe ulaşmaktan alıkoymayacak bir şeye ihtiyacım var.

Bu arzu edilendir çünkü orada nihayet mükemmelliğe ve sonsuzluğa ulaşabilirim ve bu dünyayla, onun dehşetiyle, şiddetiyle, pisliğiyle ve yalanlarıyla olan bağımı bırakabilirim. Bununla uğraşmanın amacı nedir?

Bu yüzden gazeteler, hükümet, politika, iftira, kibir ve diğer her şey hakkında düşünen ve bağıran herkesten ayrı olmak benim için çok kolay. İnsanlar için üzülüyorum! Dünyayı, hayatlarını, tüm zamanlarını, enerjilerini buna harcıyorlar! Onlara bakıyorum ve Knesset’te ya da parlamentoda bağırıyorlar, birbirlerini azarlıyorlar, sanki bir şeye karar vereceklerini sanıyorlar.

Kimse hiçbir şeyi çözmeyecek. Bu, bir kum havuzunda oynamaya benzer.

Bu hayvansal beden size verilmişken, onun normal ve rahat bir şekilde var olabilmesi için, ihtiyaç duyduğu kadarını ona sağlayın ki, sizi meşgul etmesin. Modern bir insan olarak, ortalama normal seviyede, banyo, gaz, buzdolabı, klima, araba, vb. gibi şeylere ihtiyacınız var. Eğer bugün yeryüzündeki her şeyi herkese dağıtsaydık, seviyemiz ortalamanın çok üzerinde olurdu. Ancak buna ihtiyacımız yok; herkese normal bir ortalama seviye vermemiz gerekiyor.

Geriye kalan her şey yalnızca herkesin gelişimine yönelik olmalıdır. Doğa ile dengeye ulaşmak için, herkes çalışmalı, bu kum havuzundan nasıl çıkılacağını ve nasıl normal yetişkinler olunacağını öğrenmelidir.

 

Dünya, Onu Algılamaya Gücümüzün Yettiği İle Sınırlıdır

Onludaki bağın, birlikte olmanın bizim için kolay ve keyifli olduğu eski sınıf arkadaşlarıyla veya diğer uzun süreli arkadaşlarla olan, basit arkadaşlıkla aynı olduğunu düşünüyoruz.

Ama onlu kesinlikle bununla aynı değildir. Onludaki dostlarla bağ kurarak manevi bir Kli (kap) inşa ederiz. Bu sayede Yaradan’ı, iyilik yapan iyiyi, bağımıza çekeriz ve durumumuzu ıslah eden O’dur.

Bu nedenle onludaki bağ, sadece dostane bir bağ değildir, her şeyi ıslah edebilecek tek güç olan daha yüksek bir manevi gücün bağımıza çekilmesidir.

Ve eğer bugün savaşları ve acılarıyla önümüzde görünen dünyanın resmini, uygulamada değiştirmek ve Yaradan’a yaklaşmak istiyorsak, o zaman “Dost sevgisinden Yaradan sevgisine.” dendiği gibi, dostlarımıza yaklaşmamız gerekir.

Ve o zaman, bizim bağımız içinde, Yaradan ifşa olacak ve dünyanın durumunun nasıl değiştiğini hissedeceğiz.

Etrafımızda gördüğümüz tüm durumlar, aslında bizim kişisel, içsel durumlarımızdır. Dünyada gerçekten neler olup bittiğini görmüyoruz, ancak yalnızca algılamaya gücümüzün yettiği şeyleri görüyoruz.

Ve eğer dünyada sadece yargının gücünün değil, sevgi ve merhametin de hüküm sürdüğünü görmek istiyorsak, bunu birliğimizin ve Yaradan’a duamızın gücüyle yapabiliriz. Yargının gücü, yalnızca son ıslahın en son aşamasında tamamen ortadan kalkacaktır. Önemli olan, bu dünyanın hissiyatından, en düşük gerçeklikten hemen yükselmek ve Yaradan’ın bizi daha yükseğe yükseltmek için, her şeyi bizim yararımıza yaptığını hissetmektir.