“Yalanların Ve Dezenformasyonun Yayılmasını Nasıl Daha İyi Kontrol Edebileceğimizi Düşünüyorsunuz?” (Quora)

Tüm yalanların ve dezenformasyonun kaynağının, doğanın kendisinden kök aldığını yani beynimizin, kalbimizin ve ellerimizin üst gücün kontrolünde olduğunu; yalanların ve dezenformasyonun yayılmasının nedeninin, genellikle düşündüğümüz gibi belli kişi ve gruplardan kaynaklanmadığını anlayarak.

“Bizim dünyamız” denen bir sistemde yani tamamen hatalı bilgi koşulunda yaratıldık. Böyle bir sisteme sokulmamızın sebebi, eninde sonunda şu anda yaşadığımız gibi yaşamaktan yorulmak ve mümkün olan her şekilde bu sistemden çıkmaya çalışmaktır.

Bununla ilgili Kabalist Yehuda Aşlag’ın (Baal HaSulam) “Zohar Kitabına Giriş” adlı makalesinde, bizi bir turpun içindeki kurtçuğa benzettiği bir kıssa vardır:

Turpun içinde doğan bir kurtçuk […] orada yaşar ve Yaradan’ın dünyasının, içinde doğduğu turp kadar acı, karanlık ve küçük olduğunu düşünür. Ancak turpun kabuğunu kırıp dışarı çıktığında şaşkınlıkla şöyle der: “Tüm dünyayı içinde doğduğum turpun büyüklüğü kadar sanıyordum ve şimdi önümde kocaman, çok güzel ve harikulade bir dünya görüyorum!”

Soru şudur: İçinde bulunduğumuz bu acı, karanlık ve küçük dünyadan nasıl çıkabilir ve gerçek dünyayı görebiliriz?

Milyarlarca ruhtan olgunlaşan özel ruhlar vardır. Onlar, çağrıyı kurtçuk gibi algılayabilir ve turpun çıkışına doğru hareket edebilirler.  Üstelik bu küçük dünyamızdan çıkış sürecimiz de yukarıdan yönetilir, zira kurtçuk turptan çıkmak istemez, sadece sıcak ve rahat olduğu yerde kalmak ister. Daha sonra bu küçük ve karanlık dünyadan çıktığımızda, hayatımızda hiçbir şey yapmadığımızı görerek tamamen kontrol altında olduğumuzu anlıyoruz. Gelişimimiz boyunca yaptığımız her şey, bilimsel buluşlarımız, teknolojilerimiz, kültürlerimiz, savaşlarımız vb. etrafımızda belli bir çürüyen tabaka biriktirmemiz içindir.

İşte böyle bir noktada fark ediyoruz ki, sözde “turp”un içindeyken küçük zevkler peşinde koşuyor ve böyle bir doğa içinde yaşamaya ve gelişmeye devam etmek ve böylece etrafımızda çürüyen bir katman oluşturmak istediğimiz küçük egoist doğamızdan başka hiçbir şey tarafından yönlendirilmiyoruz.

Bu sistemin yaratılışının arkasındaki üst güç isterse;  o zaman bizi ondan yardım istemeye yönlendirerek içine doğduğumuz bu küçük karanlık dünyadan çıkmamız için yönlendirir. Ve eğer turpun içinden geçen bir grup “kurtçuk” gibi, grubumuzdan ortaya çıkan gerçek bir istek geliştirirsek, o zaman isteğimize bir yanıt alırız.

Dünyadaki tüm yalan ve dezenformasyonların yanı sıra, şu iki nedenden dolayı Yaradan’ın kendisi hakkında da birçok yalan ve dezenformasyon vardır:

1: Çünkü Yaradan her şeyi ve herkesi kontrol eder ve

2: Çünkü O’nun kim ya da ne olduğu ya da ne yaptığı hakkında hiçbir şey bilmiyoruz.

Bu nedenle, görüldüğü üzere mide bulandırıcı bir şekilde ne istiyorsak onu yapıyoruz ve her zaman egoist doğamızın bize her durumda en haz verici olarak gösterdiği şeye doğru ilerliyoruz. Gerçeğin kendisi, etrafımızda biriken tükettiklerimiz ve salgıladıklarımız içindeki çürüme tabakasının içindedir. Bu çürüyen katman etrafımızda ne kadar çok toplanırsa, nispeten hızlı bir şekilde geçmemiz gereken durumları aşmamıza ve içinde yeni, taze ve bizim için tamamen beklenmedik bir şeyin olduğu durumu ayırt etmeye başlamamıza o kadar yardımcı olur. Böylece diğer tüm durumlardan seçim yapabilir ve bu şekilde yeni bir varoluş seviyesi oluşturabiliriz.

Geleceğimiz, küçük ve karanlık dünyamızdan çıktığımızda ortaya çıkacak olan gerçek dünyadadır ve bu çok daha geniş, parlak ve gerçek dünyaya girmek için küçük ve karanlık dünyamızdan çıkma arzusunu geliştirmemiz gerekir.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Sonraki yazı: