Daily Archives: Haziran 22, 2023

Son Sürgünden Çıkmanın Eşiğinde

Babil, Mısır ve İran’dan art arda sürgün edildikten sonra, son dereceye yükselişin koşullarını, yani tüm insanlığın mevcut küresel krizinden çıkış yolunu bulduğumuz bir durumdayız.

Şimdi modern küresel felaketler tüm insanlığın önünde tezahür ediyor. Henüz tam olarak tezahür etmediler, ancak şimdiden onların biraz farkına varmaya başladık ve yaklaştıklarını hissediyoruz. Tehdit edici “tsunamiler” üzerimize geliyor. İnsanlar çılgın, düşüncesiz egoist eylemleriyle nasıl bir Pandora’nın Kutusu’nu açtıklarını anlamaya başlıyorlar.

Bugün Kabala metodolojisini eyleme geçirmeliyiz. Bu konuda yapabileceğim bir şey olduğu için mutluyum ve insanlara ne yapmakla yükümlü olduğumuzu, hangi durumda olduğumuzu, bunun nasıl bir dünya olduğunu ve ne gibi fırsatlara sahip olduğumuzu açıklayabilirim.

Bu yöntemi, bir laboratuvarda olduğu gibi, kendi içimizde keşfedebildiğimiz ve daha sonra tüm dünyaya sunabildiğimiz, etkili olduğunu gösterebildiğimiz, pratik olarak nasıl çalışılacağını gösterebildiğimiz, tüm insanlığa örnek olabildiğimiz ve mümkün olan en kısa sürede nazik, hızlı bir şekilde üst güç durumuna yani ihsan etme ve sevgi niteliğine geri döndürebildiğimiz için mutluyum.

Tüm Koşullar İçimizdedir

Soru: Şimdiki zamanda hiçbir şeyin gerçekleşmemesi ilginçtir. En azından bizim için. Gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz ve düşündüğümüz her şey geçmişin bir ürünüdür.

Işığın bize ulaşması zaman aldığından, gördüğümüz her şey geçmişte kalmıştır. Diyelim ki ışığın Güneş’ten Dünya’ya ulaşması sekiz dakika sürüyor, o halde şu anda hiçbir şeyin olmadığı ama her şeyin çoktan olup bittiği bir resimde yaşadığımız ortaya çıkıyor. Bu ifadeye katılıyor musunuz?

Cevap: Elbette, bir ışık ışınının Güneş’ten Dünya’ya kaç dakikada geldiği fiziksel bir yasadır.

Soru:  En yakın yıldızdan gelen ışığın bize ulaşmak için dört yıl yol kat ettiği söyleniyor. Yani gördüğümüz şey aslında çoktan gerçekleşmiştir. Eğer manevi durumlardan bahsediyorsak, o zaman tüm koşullar da önceden belirlenmiştir ve sadece bizimle ilgili olarak mı ortaya çıkar?

Cevap: Manevi dünyada hız yoktur. Bu nedenle, olmuş, olmakta olan ve olacak olan tüm durumlar ve olaylar bizim içimizde meydana gelir. Hepsi zaten vardır, sadece bir kişiyle ilişkili olarak açığa çıkarlar.

Soru: Örneğin, bir yıl içinde gerçekleşmesi gereken bir tür savaş zaten yapım aşamasında mı var?

Cevap: Var ve gerçekleşebilir. Ancak gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bizim eylemlerimize de bağlıdır.

Kendinizden Özgürleşmek

Yorum: Bir ders sırasında kendinizle hesaplaşmamanızın harika bir şey olduğunu söylemiştiniz.

Benim Cevabım: Hesaplamalar sadece grupla ve insanlıkla ilgili olmalıdır. Kendinizle ne gibi hesaplaşmalarınız olabilir? Bu da aynı aldatma sistemine dahildir; sanki ben varım gibi ama Yaradan’dan başkası yok.

Bizler, O’nu hissetmesi gereken tek bir ortak Kli, Malhut yaratırız. Bu nedenle benim şahsiyetim yoktur. Ben sadece küresel maneviyata hizmet eden yardımcı bir unsurum.

Soru: Kişi her şeyi kendisi için faydalı olana dayanarak yapar: “Bu benim için faydalıdır ve bu değildir.” Bir Kabalist bunun tam tersini mi yapar: “Bunu kendi iyiliğim için yapmıyor olmam ne kadar harika”?

Cevap: Elbette, bir Kabalist her şeyi Yaradan’ın rızası için yaptığı için sevinir. Bu nedenle, burada kendimizi ayarlamak çok önemlidir. Eğer etrafınızdaki dostlarınız böyle düşünür ve böyle ilerlerse, bundan daha iyi ne olabilir ki?

Metodik, sakin ve yavaş yavaş kendimizi bir enstrüman gibi akort etmeye çalışmalıyız. Aylar geçebilir, hatta belki birkaç yıl ama tüm bu süre boyunca kendinizi uyumlamak için girişimlerde bulunmalısınız.

Zohar Kitabı’na Göre İlk Alıştırma

Bir kavşakta durduğunuzu hayal edin: Sola giderseniz kendi iyiliğiniz için, sağa giderseniz Yaradan’ın rızası için. İhsan etme yönünde ilerlemek için doğru niyeti nasıl seçebilirsiniz?

İhsan etmek için özlem duymalı ve her şekilde ona ulaşmaya çalışmalıyız. O zaman Yaradan bizi her zaman ıslah edecek ve bunu nasıl yapacağımızı öğretecektir. Önemli olan dostlarla birlikte hareket etmektir ve bize Yaradan’a yakınlaşma hissi verecek aramızdaki bağ biçimlerini aramaktır.

Öyle bir birlik yaratalım ki, içsel bağımız Yaradan’ın formunu, O’nun niteliğini ve karakterini bize ifşa edebilsin. Günden güne bu yönde ilerledikçe, Yaradan’ın kim olduğunu ve bizim kim olduğumuzu, bizi ayıran mesafenin ne olduğunu ve O’na biraz daha yakınlaşmak için ne yapmamız gerektiğini daha iyi anlamaya başlayacağız.

Her gün, bağ kurmayı arzuladığımız her an, bağımızın formunun birbirimize karşılıklı ihsan ederek giderek daha gerçek hale gelip gelmediğini kontrol etmeliyiz. Zohar’ın bize verdiği ilk alıştırma budur: onluda bağ kurmak ve Şehina’nın formuna yaklaşan karşılıklı ihsan etmeye ve karşılıklı bağa ulaşmak.

Bu fiziksel mesafe anlamına gelmez, daha ziyade içsel, manevi bir yakınlık hissi anlamına gelir.

Ancak bu doğru niyete kendi başımıza ulaşmamız gerekmez; önemli olan onu aramaktır. En önemli şey arayış, sorular, ona ulaşamadığımız için duyduğumuz içsel pişmanlıktır. Bundan, arzu edilen hedefe ulaşmamıza yardımcı olacak bir dua doğacaktır.

Yaradan, bizim için arzuyu düzenlemelidir ve O, aynı zamanda arzunun yerine getirilmesini, arzuya verilecek cevabı da düzenler. Bizim sadece arıyor olmamız gerekir.