Manevi Koşulun Kaybı

Yorum: İkinci Tapınağın yıkılmasından sonra Yahudiler manevi koşullarını koruyamadılar ve farklı ülkelere dağıldılar.

Benim Yanıtım: Bunlar artık Yahudi değil, daha önce on kabilenin ayrıldığı kayıp bir ulustu. Ülkeden ülkeye geçen iki kabile kaldı. Barınmalarına izin verilen yerlerde onlarca ya da yüzlerce yıl yerleştiler ve tekrar yola koyuldular.

Bu dikkat çekicidir. Tarihte bir ülkeden birdenbire kovulan böyle bir ulus yoktur. Bütün bir ulusun, yüzbinlerce insanın bir araya gelip başka bir ülkeye gittiği bir karşılaştırma düşünemiyorum.

Soru: Peki Yahudiler bununla nasıl bir ilişki kurdular?

Cevap: Önemli olan sahip olduklarımızı korumak ve muhafaza etmektir çünkü biz tek bir ulus olmalıyız.

Yorum: Bununla birlikte, Yahudiler bir arada olmalarına rağmen, hala maneviyattan yoksundurlar.

Benim yanıtım: Var ama eskisi gibi aynı seviyede değil. Maneviyat anlayışı – Yaradan’la bağ ve insanlarda var olan bir misyon – hepsi oradaydı, ancak bunun açık bir tezahürü yoktu.

Yazdıkları kitaplara bakın. Bir üst dünya olduğu, Yaradan’a ulaşma ve O’nun için çalışma anlayışını tamamen kaybetmediler. Bu kitapları alın ve okuyun. Ondan uzak olduklarını biliyorlardı.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed

Önceki yazı: