Daily Archives: Nisan 25, 2012

Her yerde ve Her Zaman Oynayın

Soru: Gelişimimizi hızlandırmak adına zaten maneviyattaymışız gibi yapmamızı tavsiye edermisiniz? Bunu nasıl yaparız?

Yanıt: Çocuklar ile nasıl oynarız? Onlara işlerin nasıl yapıldığını gösteririz. Onlar büyük olmak isterler ve oynarlar! Ve bizler de sıkça onlarla oynarız.

Aynısını yapmamız gereklidir. Herşeyin doğası, kişinin tüm gelişimi sadece oyun üzerine kuruludur. Şimdi bile, Yaratan’a denk olan bizler, büyük insanlar, oynuyoruz. Bir derece yükselmek ve O’na eşit olmak istiyoruz. Bu davranışın saygısızlığını hayal edebiliyor musunuz? Evet, böyle olmak istiyorum!

Bir çocuk olarak doktor, sürücü ya da kovboy olmak istediğimde, -miş gibi yaptım. Şimdi de oynuyoruz. Her nereye giderseniz, oynamak gerçekten bir sonraki dereceye yükselmek için olan metottur. Kişi oynamayı bırakır bırakmaz yaşlanmaya başlar. Bu yüzden şimdi bile kim olduğumu bilmiyor ya da anlamıyor, neden gruba ihtiyacım var gerçeğinden utanmadan oynamaya ihtiyacım var. -miş gibi yapmalı ve oynamalıyız ve sonrasında herşeyi başaracağız.

Çaba gösteren ve aynı Üst Işığı çağıran bir çocuk gibiyiz; en sonunda, aynı kuvvet hepimizi geliştirir. Sadece biz şimdi bunun için, içimizde bir sonraki seviyeyi geliştirmek için dilek dileyebiliriz, bizim dünyamızdan değil, üst doğadan alırız, örneğine bağlı olarak

Vilnius  Konferansı 23 Mart 2012 Ders 2

Kabalistlerin Adımlarının Peşinden Üst Dünyaya

Makaleleri okurken yazarın düşüncesini takip etmeyi öğrenmeli, hocalarımızın tarif ettikleri koşullara girmeyi özlemlemeliyiz. Kişi sürükleyici bir film izlediğinde tüm dünyayı unutur ve perdedeki kahramanlarla birlikte olur, onların geçtiği herşeyi deneyimler.

Bizlerin de metinleri okurken ilişkili olmamız gereken durum budur. Kendimizi iptal etmeli ve yazara bağlanmalıyız, makaleyi yazmış olduğu zamandaki konumlarına ve onun düşüncesine bağlanmalı ve sabit bir şekilde onun düşüncesiyle akmalıyız, kendimizi bunun içinde tutmalıyız. Sanki yokmuşum gibi yani bu kitaplara ve bu kitapların yazarlarına bağlanmışım gibi.

Hocalarımıza ulaşmanın başka bir yolu yoktur.  Bu esnada, ben öğrencilerde bu kısımda gönüllülük görmüyorum. Hatta dersten önce, metni okumadan önce, özel birşeyler yapmak üzere olduğumuzu düşünmeliyiz. Bir Kabalist tarafından yazılmış olan bir metni okuyarak veya dinleyerek onun düşüncelerine bağlanmak için sürekli çabalar harcayarak, Yaratana tutunuruz.

Herhangi başka birşey veya herhangi hesaplamalar düşünmemeliyiz sadece basitçe Kabalistle aynı dalgada akmalıyız. Metnin ne dediğini anlamış olmam veya olmamam önemli değil. Yetişkin birinin kollarındaki bir bebek gibi hissederim. Birisi beni kolluyor ve bana özen gösteriyor. Böylelikle, yavaş yavaş büyümeye herşeyin nasıl ve neden olduğunu anlamaya başlarım.

İlkönce,  basit bir şekilde ne olduğunu keşfederim ve daha sonraları sebeplerini anlayacağım. Makaleleri okurken bu yaklaşım özellikle gereklidir.

22.04.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 1. Bölümünden, Rabaş’ın Yazıları