Grup Arındıran bir Güçtür

Soru: Sürekli olarak sevgi ve ihsan etme üzerine nasıl odaklanabiliriz?

Yanıt: Sevgi ve ihsan etmek üzerine ancak kurtuluşumuz olan doğru bir çevrede odaklanabiliriz. Bu yardımın ne kadar etkili ve eşsiz olduğunu hayal bile edemeyiz, bu tıpkı her niteliğe ve ruhun her bağına kendimizi ayar edebileceğimiz  bir akord cihazı gibidir.

Bir yanda, genel ruha ait kırılmanın sayesinde tüm partiküllerin derinliklerine gömülmüş ihsan etme özellikleri varken diğer yanda bu ihsan etme niteliğinin uyanışını alan ve onunla çalışmaya ve birbirleri ile bağlanmaya başlamaya hazır kişiler vardır. Bağlanmaya ve bir olmaya hazır olmak bağlı oldukları topluluğu, kendini doğru yönde arındırmak ve güçlendirmek isteyenlerin olduğu manevi bir mekanizmaya çevirir.

Fakat bu topluluk sürekli olarak  daha başka nelerin geliştirilebileceğini aramalı ve temizlemelidir. Bu sürekli olan grup çalışmasıdır; herkes diğerleri ile olan bağlantı üzerinde çalışır.

Bütün toplu egoistik, tek birleşmiş topluluk ile yer değiştirir ve sonrasında herkesin içinde çözünmüş olduğu, bu tek sevmenin ve ihsan etmenin birleşmiş niteliği, birçoktan oluşmuş tek bir dev ünite, Üst Gücün yanına gelmesi sayesinde, arındırma gücü haline gelir. Yaradan’a benzer ve O’nunla, O’nun gücü ile, O’nun belirsiz varlığı ile ve sonrasında da O’nun açık ve net varlığı ile tam olarak Grup olarak adlandırılan bu sistem sayesinde formların eşitliği haline gelir.

Ve şimdi onun temsilcileri, bütün grubun gücünü taşıyanlar, halka gidip herkes ile bağlantı kurmak için çalışabilirler.
18 Şubat 2014’de yayımlandı

From KabTV “Sonsuzluk Kitabı’nın Sırları” 9/11/13

Kişisel ve Ortak Kurtuluşumuz

Sadece kendimiz için dua etme dürtüsünden, egoistik olarak taleplerde bulunmaktan, geçmişimizden dolayı mutlu olmamaktan ve yaşadıklarımızdan dolayı kendimizi suçlamaktan nasıl kurtularak özgürleşebiliriz? Herşeyden ötesi, bunu yaparken aslında Yaradan’ı suçlamış oluyoruz.

Geçmişte başımıza gelmiş olan herşey gerçekleşmesi gereken şeylerdi, Yaradan bunların olmasını sağladı. Ve bu yüzden aslında geçmişimizle mutsuz olduğumuzda bizleri bu koşulların içine koymuş olduğundan dolayı O’nu suçlamış oluyoruz.

Sadece gruba konsantre olduğumuz zaman, bu konsantrasyon, geçmişimize, şu anda yaşamakta olduklarımıza dair doğru olmayan yaklaşımımızdan, kendimiz için dua etmemizden,  özgürleşmemiz konusunda bizlere yardımcı olur.

Bu, doğru niyete sahip olabilmemiz için kendimize getirebileceğimiz tek yoldur. Ve bu şekilde, bizler bu ağın içerisindeyken, sisteme yakın bir şekilde kalmış olur ve bu ağı ters yönde çekmemiş oluruz. Herkes için dua etmeye konsantre olduğumuz  ve sürekli olarak bu koşulda kaldığımız zaman, bu bizleri kişisel olarak kurtarır ve tüm sistemin bizim sayemizde ilerlemesine yardımcı olur.

Sabahleyin gözümüzü açar açmaz ve akabinde her zaman için nasıl böyle bir arzuya sahip olabiliriz? Sadece bu! Aksi takdirde, diğer düşüncelerimiz, arzularımızdaki ve aklımızdaki hareketler negatif olacaktır ve bizleri amaçtan uzaklaştıracaktır.

Eğer bu şekilde gelişirsek, kesinlikle inişlerimiz ve negatif dürtülerimiz olacaktır, fakat sadece bu şekilde onları daha büyük bir ileri hareketle doldurabilirim. Başka bir deyişle, eğer sürekli olarak diğerleri için dua ederek gelişirsem onları da geliştirerek, sonrasında tüm negatif dürtüler sadece daha ileri gelişimime doğru yönlendirilecek  ve gitmem gereken bu yönü ve nasıl hareket etmem gerektiğini anlayacağım.

Bu benim hareketimin tarzını ve şeklini belirleyecektir. Sonrasında Yaradan bana yardım edecektir: biraz sola, biraz sağa, başkası hakkında düşün, şunu bunu iste, v.b. Eğer doğru bir şekilde gelişirsem o zaman O’nun talimatlarını kesinlikle hissetmeye başlayacağım.

Dünya Zohar Kongresi Haftasından  “İntegral Eğitim Kongresi” Üçüncü Gün 4/2/14, Çalıştay 5

17 Şubat 2014’de yayımlandı.

Edinmiş Olduğunuz Seviyeyi Kaybetmeyin

Soru: Artık kongremiz tamamlandı ve ben sanki daha evvelki seviyeme geri gidiyormuşum gibi hissediyorum ve bunun gerçekleşmesini hiç istemiyorum. Yapmış olduğum ve düşünmüş olduğum herşeyin Yaradan’a memnunluk vermek olması için ne yapmam gerekir?

Cevap: Hayatlarımızı Yaradan organize etti ve hiçbirşey bize bağlı değil. Aynısı, politikacılar, ekonomistler, akrabalarımız hatta bizim için de geçerli. Yaradan, kasıtlı olarak hayatlarımızı hissetmekte olduğumuz şekilde ayarlar ki, bu belli koşullardan bizler O’nun eşsizliğini, bütünlüğünü ifşa edebilelim.

Hala bizler ile buradayken, kongreden ayrılıp, normal hayatınıza döndüğünüzü hissediyor olmanız gerçeği, güzel bir işaret değil. Kazanmış olduğunuz seviyeyi kaybetmemek ve ona dişleriniz ile asılmak adına, elinizden gelen tüm güçle kendinizi ısıtmak için herşeyi yapmalısınız.

Bunun zor olduğunu anlıyorum ve hatta bunun imkansız olduğunu da biliyorum ancak bunu başarmak için göstereceğiniz en ufak bir çaba bile manevi olarak yükselmenize yardım edecektir ve bu da sizin net kazancınız olacaktır. Özellikle, hala Eğitim Merkezimizdeyken ve günlük rutin işleriniz üzerinizde baskı oluşturmamışken en azından seviyenizi kaybetmemek adına buna mümkün olan her yoldan direnç göstermelisiniz.

Ben de Rabaş’layken Körfez Savaşı sırasında Irak, İsrail’i bombalarken ve çalışmış olduğumuz yerin 500-700m  yakınına füzeler düşerken benzer alıştırmaları yapmıştım. Hiç hoş olmayan bir durumdu fakat kişi sürekli olarak, iyi durumlar karşısında da, kötü durumlar karşısında da, Yaradan ile arasındaki bağa tutunmaya çalışmak zorundadır. Yani, hangi koşulda olduğunuzdan bağımsız olarak hatta bu hiçbirşey hissetmediğiniz bir koşul dahi olabilir, sürekli olarak aklınızda,  Yaradan ile sürekli temasta olacağınız küçük bir alan tutmaya çalışın.

18 Şubat 2014’de yayımlandı.

Kabala ve Sufizm

Soru : Kabala bilgeliği ile Sufizm arasındaki benzerlik nelerdir ve nerede birbirlerinden uzaklaşırlar?

Cevap : Sufizm Kabala bilgeliğine zıt değildir. İkisi de aynı şeyden bahseder. Ancak Sufizm yaradılışın inşa edilmesi tekniğini, yaradılışın sistemini ve idaresini anlatmaz. Kitlelere daha çok adapte olmuştur çünkü insani ve manevi problemlerin çözümü hakkında konuşur ama dünyamız seviyesinde.

Sufizm üst dünyanın yapısını Kabala bilgeliğinde  kayda geçirildiği gibi kesin bir şekilde anlatmaz. Sefira, Partzufim, Olamot, Or, NRNHY;KHB;ZON;Tzimtzum; Masah; Or Hozer ve geri kalan diğer tüm kavramlar. Yalnızca Kabala bilgeliğinde “semavi mekaniği”nin verilmiş bir anlatımı vardır.

Prensipte, buna hiçbir ihtiyacınız olmadığını söyleyebilirsiniz. Aslında bu böyle değildir. Üst Dünyayı edinmeye başlayınca, bu mekanikler ihtiyaç olmaya başlar. İçinizde  sadece duygularınıza veya yönlendirmelere dayanarak düzen ve arınma yapamazsınız. Sizin için yol gösterici bir insandan içsel bir karaktere dönüşmüştür. Yüzleri görmezsiniz onun yerine Yaradan’ı hissedersiniz. Daha sonra daha derin tanımlara ve hislere ihtiyaç duyarsınız, daha ince ve daha ölçülü safhalarla çalışmak zorundasınız.

Sufizm konusunda bir uzman değilim ama bana Kabala’nın bir parçası gibi geliyor. Ve eğer doğru Sufizm’in içine daha derin bir biçimde girersek, o zaman bölünmenin nerede olduğunu keşfetmek mümkün olabilir. Aslına göre, Sufizm kişiyi amaca yönelten doğru bir çalışmadır ancak belirli bir sınıra kadar.

Hepimizde egonun farlı seviyeleri var. Sufizm egonun derin seviyelerinde durur. Büyük bir egoya sahip insanlar için, Sufizm yeterli değildir, kendilerine karşı daha büyük bir silaha ihtiyaçları vardır. Bu nedenle Kabala bilgeliğine ihtiyaç duyarlar.

Ne yazık ki, Sufizm gelişimini belirli bir süre için durdurdu. Bugün Islam dünyasında istenilmemektedir. Bu büyük bir utançtır çünkü bir zamanlar Sufizm sayesinde Yahudiler ve Müslümanlar arasında bir bağ vardı.

Soru: Sufilerin arasında arkadaşlarım var. Onlara gelişimlerinin bu yolla ne şekilde değişebileceğini anlatabilir miyim?

Cevap: Bence Sufizmle uğraşanları Kabala bilgeliğiyle etkilemek için zaman harcamaya değmez. Biz zorlamaya karşıyız. Bizde giriş ve çıkış serbesttir. Gelebilir, dinleyebilir ve gidebilirler, burada bir zorlama yoktur. Ama ben olsam onlara popüler bir Kabala kitabı verirdim ve onlar da benzerlikler nerede ve ayrı olan noktalar ne görürülerdi.

Prensipte Kabala bilgeliği Tora’nın içsel kısmıdır ve Kuran’ın birçok bölümü Tora’ya dayanır. Tora tüm dinlerin temelini oluşturur. Bu yüzden burada herhangi bir çelişki yoktur.

Uzun Zamandır Beklenen Konuğun Gelişi için Hazırlık

Henüz karşılıklı güvence kavramının tüm parçalarını çözmeye çalışıyoruz. Bu güvencenin kefili Yaradan’dır, Üst Güç. Ve bu güç her eylemde ortaya çıkarılmalıdır:  her eylemin başlangıcında, ortasında ve sonunda. Yaradan çok “kıskanç “tır ve eğer O’nu unutursak, bizi anında terk eder ve hemen yere düşeriz çünkü tüm ilerleyişimizin sebebi yalnızca O’dur.

Peki fark nedir? Sonuç olarak, Yaradan tüm doğayı destekler: cansız, bitkisel ve hayvansal seviyeleri. Ama orada O’nunla olan ilişkimize bilinçli olarak iştirak etmek zorunda değiliz. Ancak gelişimimizin insan seviyesinde, her an Yaradan’a yöneltilmeliyiz. Aksi takdirde, eğer Yaradan’a benzer olma (Dome) rüyasını görmüyorsa, Adam ne tür bir adam olabilir ki?

Bu sayede, ilerleyişimizdeki eksik parça hakkında kaygılanmamız gereklidir: Yaradan hakkında! Birdenbire başarılı olamayabiliriz ve ilk başta birliğimizi korumak için bir şeylerin eksik olduğu hissiyatına sahip olacağız. Aslında, her zaman kırılmamızın ifşasıyla başlarız. Ancak Yaradan’ın her zaman her eylemin en başında ve en sonunda ve her anında olması şarttır.

O bizi garantinin kuvveti gibi bağlamalıdır, ıslah eden kuvvet, kendi önümüzde görmek istediğimiz bir örnek,  referans sistemi. O’nu her dostun içinde görürüm ve frambuaz topunun içinde.  Sadece O’nu O’nu ve O’nu görürüm.

Özünde, dostlarla ne için çalışıyoruz? Kendi aramızdaki Yaradan’ın ifşası için! O en önemlisidir, itibarlı konuktur, O’nun için bekleriz, O’nun gelişi için hazır oluruz! Kendi aramızda öyle bir bağ , öyle beklenti ve umutlar hazırlarız ki O gelsin!

Egonun Duvarı İle Yüzleşmek

Soru: Eğer, ben tam olarak egomun içine gömülüysem, etkilenebildiğim noktayı anlamıyorum.

Cevap: Bunu henüz açıklayamam; fakat bunun olduğunu şimdiden hissedebilirsin. Fiziksel duyularımız içerisinde tanımlayamadığımız bir çeşit geçit açılıyor. Bizim içerisine girebileceğimiz bir çeşit saklı bir yer var.

Senin önünde içerisine girebildiğin ve aniden açılan bir duvar var. Buna bir açılış ve maneviyatın içindeki bir kapı denir. Bu ne zaman gerçekleşir? Önündeki duvarı tanımlamak istemediğin zaman, bunun içerisinden gireceğin bir duvar olmadığına karar verirsin. O zaman sen ve Yaradan arasında duran egonu eğmek istediğinde zaten girersin. Bu demektir ki ortak garanti koşulunu kabul ediyorsundur.

31.12.13 Tarihli Günlük Kabala Dersi 1. Bölüm, Ders Başlığı: Kongreye Hazırlık

Hanuka Mucizesi

Mucize, bir hareket ve bir sonuç arasında anlamadığım bir bağdır; bu benim hareketimin aniden olması muhtemel olmayan ama beklenmedik büyük bir neticeye ulaşmasıdır. Bu bahsi geçen, ”çalıştım ve buldum.” sözlerinin tanımıdır. Çalışmalar esnasında çaba harcamamız ve kendi içimizde tartışılan her şeyi bulmaya çalışmamız gerekir. Fakat bulacağımız şey, onun hakkında konuşmamıza ve gerçekleşmesini beklememize rağmen, tamamıyla beklenmedik şekilde ortaya çıkacaktır. Buna eriştiğimizde, bu keşfettiğimizi doğru şekilde hayal etmemizin bile mümkün olamadığına şaşarız! İşte bu sebepten dolayı buna mucize deriz.

Işığını yakacağım yağın kabı nedir? Bu içimde bulunan ve kendi içimde bulmam gereken özelliklere  işaret eder. Yağ benim haz alma isteğimdir. Bunu nasıl yakacağımı anlamam gerekir; çaba ile uğraşarak içinde nasıl yeni bir fitil yaratacağımı ve bunun sonrasında fitilin nasıl dışarıya çıkacağını anlamam gerekir. Fitil benim arzumu doğrudan kullanmaya, kendim için alma arzuma karşıt olmamdır; ben bunu Işığa eşdeğer hareket tarzı ile kullanmak isterim. İşte bu yüzden arzumun dışına fitili, yani buna dahil olan alma arzumun ufak bir parçasını dışarıya çıkarırım. Fakat bunu kendimi Işığa eşdeğer şekilde yapacak biçimde ve egomu iptal edecek kadar yaparım. Ben bunu diğerleri uğruna kullanmaya hazırımdır.

Şimdilik ben yalnızca ince ve küçük bir fitili ihsan etmeyi isterim; ve ben devamlı şekilde kontrol ederek, bunu kendim için yapmadığıma emin olmalıyımdır. Ben devamlı olarak bunu edindiğimi düşünürüm. Fakat fark ederim ki edinmemişim. Bu ardı ardına devamlı şekilde olur, çünkü kendi içimde devamlı yeni bencilce arzular ifşa olur. İşte bu şekilde, derece derece bunları sonuçta kendi içimde bir fitil oluşturuncaya kadar fark ederim-arzularımdan ince bir çizgi (Kav Dak), benden Yaradan’a doğru gerilir. Fitilin özelliği Işığa benzer ve bu nedenden dolayı yakılır. Karanlık o zaman Işık gibi parlar.   

Şayet kendi içimdeki bu seviyeyi hayal edebilirsem, yani arzularım ve özelliklerim içerisinde; bu demektir ki ben zaten bunun içindeyimdir. Bu Hanuka’nın gelişini önemsetir, Işığın bayramını.  Küçük bir mum içimde tutuşur ve benim dev bencilce arzumun içinde, minicik bir parçada ihsan yakılmış olur.

Arzunun bu bölümü içinde parlayan Işık ile birlikte haz almayı arar. Buna ruhum denir. Şimdilik bu küçüktür. Fakat ben dev arzumu ıslah etmeye devam ettikçe, derece derece bunun bütününü Işığa çeviririm.

Bütün manevi çalışmamız içimizde yatan bütün bu özellikleri bulmak üzerinedir.

(sabah dersinden, Hanuka’nın manevi anlamı hakkında)

Yaradan’ın İfşasının Dili

Baal HaSulam, “‘Kabala Öğretisi ve Öğretinin Özü’”: İsimler, tanımlar, numeroloji tümüyle Kabala ilmine aittir. Diğer dillerde de bulunmuş olmasının sebebi tüm dillerin Kabala bilgeliğine dâhil olmasındandır. Bu böyledir çünkü bunlar özel durumlardır öyle ki diğer diller tarafından desteklenmelidir.’’

Kabala dili Yaradan’ın ifşasının temel dilidir. Prensipte edinimin tüm dört dili bunun için vardır. Ancak, diğer üç dil (Tanah, Halaha, Hagada) “eşlik edendir”, bu diller Kabala diline dâhildirler fakat kendi varlıklarıyla farklı dokunuşlar eklemelerinden dolayı kendi başlarına var olurlar.

Böylece, Yaradan’ın ifşası için dört görünüşü de içeren tek bir dil vardır. Kabala dili her şeyi içerir, diğerlerinden daha yüksek seviyededir ve her şeyi içerisinde barındırır. Tüm semboller, varlığın tüm formları, Kabalistlerin kitaplarında okumuş olduğumuz her şey insanoğluna Yaradan’ın ifşasını açıklamak için oluşturulmuş dilde yazılır. Her şey sadece bu amaca yönlendirilir.

Bu yüzden Baal HaSulam “On Sefirot’un Çalışılmasına Giriş”te yazdığı gibi, farklı nesillerin Kabalistleri yani maneviyatı edinmiş insanlar tarafından yazılan kitapları açan kişi bunu bu amaç için kullanmazsa,  kendisi üzerine olumsuz sonuçlar getirir. Yaklaşan şafağı öven bir horoz yerine sadece karanlıkta yaşayan ve bizim için zaten yaklaşmış olan gün ışığına direnç gösteren bir yarasaya dönüşür.

21.11.2013 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 4. Bölümünden, Baal HaSulam’ın Yazıları

Eşitlerin Garantisi

Soru: Sabah dersinden sonra yeni bir güne başlıyoruz. Bu yeni günü en verimli bir şekilde kullanmamız nasıl mümkündür? Oyalanma ve erteleme olmaksızın ilerleyiş nasıl mümkündür?

Cevap: Bizler garanti hakkında, garantinin koşulları hakkında düşünmeliyiz bu şekilde bu anlayış bize mümkün olduğunca yakınlaşacaktır.

Tek bir kolektif ruhun içerisinde her bir ruh bütüne dâhildir. Ortak eğilim kontrol gerektirmez daha ziyade eşitlik gerektirir. Ve eşitlik bunun içerisindedir yani kişi diğerlerine ilişkin olarak kendini iptal etmesidir. Ancak o zaman bizler eşitiz.

Sadece buna dikkat edin ve buna odaklanın. Bununla kazanacağız başka herhangi bir diğer formda değil. Ve diğer tüm zaferler bir kayba dönüşeceklerdir.

10.10.2013 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 3. Bölümünden, Baal HaSulam’ın Yazıları

İki Paralel Dünyada Yaşamak

Soru: Her şeyin buna bağlı olduğunu bilmemize rağmen neden ıslah için talepte bulunmak bu kadar zor? Bu kişiye talep etmesi için sanki çok doğal görünüyor.

Cevap: Evet, talep etmek doğal fakat burada kesin olarak şunu ortaya çıkarmamız gerekiyor: talep etmek için neye ihtiyacımız var, nasıl talep ederiz ve bize cevabı verecek olan kimdir? Dua sadece bir haykırış değildir ve duayı kelimelere dökersek, bu kelimeler kalbin içinden doğmalıdır, bir kitaptan değil.

Eğer bir insan kendisini kötü hissederse, güzel kelimeler seçmez. Problemimiz duanın kalplerimizin derinliğinden gelmiyor olmasıdır.

Sadece çevre bizi böylesi bir duaya yönlendirebilir; eğer çevre bunu isterse sen talep edersin. Neden hepimizin bunu istiyor olduğumuz ve birbirimizi etkilemeye çalışıyor olduğumuz bize görünüyor, fakat bir şeyler işlemiyor? Buradaki esas şey arzunun derinliğine eksikliğimiz var ki gerçek bunun içindedir. Benim için önemli olan şeyi netleştirmenin eksikliği var ve ikincil olarak bizi durduran iki arzu arasındaki kafa karışıklığı: maddesel ve manevi.

Bizler dünyevi ve manevi tamamen birbirinden ayrı iki görünümü birbirine karıştırmadan rol yapmayı öğrenmeliyiz! İşte bu dünya, egoistik, aynı zamanda bu dünyada yaşamaya zorlanıyorum. Ve ihsan etmenin bir dünyası var ve ben bunun içinde yaşayabilmeyi istiyorum. Duamı belirleyen budur.

Halen bizler bunları birbirinden ayırdedemiyoruz, bununla beraber son kongreden beri birçok süreci bunun içinde görebiliyoruz.

21.12.2010 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 4. Bölümünden, Baal HaSulam’ın Yazıları