Stresin Bir Kaynağı: Ayrımcılık

Cornell Günlükleri’nin Haberi: “Cornell’in psikoloji bilimi Temmuz ayında yayınlanan çalışmasına göre, yoksulluk içinde büyüyen gençlerin daha fazla acımasızlığa maruz kaldığı ve ayrımcılığın bu algılamasının psikolojik sağlık üzerinde ciddi zararlarla irtibatı bulunduğu rapor edildi.

“Yoksulluk ve kötü sağlık arasındaki iyi bilinen bir faktör olarak ayrımcılığın rolünü keşfetmek için yapılan ilk çalışmalardan biri uyarınca, araştırma sosyal sınıf ayrımcılığı deneyimiyle stresin oldukça büyük olumsuz etkisi olduğunu akla getirmektedir…

“Tahmin edildiği gibi, büyüyen vücut kitle endeksi, kan basıncı ve stres hormonları düzeylerinin gösterdiği şu ki yoksulluğun yüksek düzeyde sıkıntıyla alakası bulunmaktadır. Araştırmacılar bu ağır yüklerin üzerindeki yoksulluğun bu olumsuz etkilerinin yüzde 13’ünü ayrımcılığın oluşturduğunu bulmuşlardır…

“Toplum ve yazılı eser araştırmalarında sosyal sınıf ayrımcılığının görmezden gelinmesi hayret vericidir” diyen önde gelen yazarlardan Thomas Fuller-Rowell: “Gündelik hayatta ırkçı klişeleri nasıl bitireceğimiz konusunda hatırı sayılır önem vermekte ve insanları nasıl düzelteceğimiz konusunu düşünmekteyiz ancak tartışmaların bu türü, sosyal sınıf ilişkilerinde var olmamaktadır.” diye eklemektedir.

Görüşüm: Eşit bir toplumda bazı illetler toplumsal denge bazıları ise doğayla denge sayesinde yok olur. Doğayla uyumun bir sonucu olarak, entegre olmuş bir dünyada kesin sıhhati elde edeceğiz.

Sadece Yukarıya Doğru Çaba Göstermeliyiz

İhsan etmeye doğru daha güçlü olarak çekilirken, kendimiz için olan alma kablarımız genişler. Eğer alma kablarımız büyürse aniden düşer ve kendimizi karanlığın içinde buluruz ve bu arzuları düzeltmemiz gerekir. Ve işte bu yüzden tekrar ihsan etme kablarına ihtiyacımız vardır.

Böylece eğer bizler ihsan etmenin içine doğru bağlanmayı özlemlersek, bu bir salıncakta sürekli aşağı yukarı doğru salınmak için yeterlidir: Bir alma kabında ve bir ihsan etme kabında. Her seferinde ihsan etme ve alma kablarının her ikisinin de genişlemesi sonucu ilerlersin.

Ancak sen sadece kendi alma kablarını ve sürekli bu kabların içini kontrol ederek, bunların suistimalini düşünürsen, bu durum seni hiçbir yere götürmez. Bunların daha büyük boşluklarını sadece keşfedersin; daha başka bir şey bulamazsın.

Kırılmanın gerçekleşmesinin sebebi, ıslah için hiçbir umut olmaksızın egoistik alma arzularımıza düşmemiz değildi. Öyle ki sonuç olarak bu alma arzularının içerisine ihsan etmenin kıvılcımları girdi. Şükür bu kıvılcımlara, alma arzuları ihsan etme arzularına bağlanabilir ve kendi huzurunu rahatsız eder. Böylece onlar kendi egolarının içerisine ihsan etme arzularını, yani Galgalta ve Eynaim’i yerleştirirler.

Bu şekilde alma arzusu yani AHAP, aynı zamanda ıslah olmak için bir şans yakalar. Bunun sonucunda, Kabala Bilgeliği’nin esaslı dağıtımının ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.

30.08.2012 Tarihli Günlük Kabala Dersinin 2. Bölümünden, Şamati 45

Kadın ve Erkek Arasındaki Bağlayıcı

Soru: Grubumuzda bir manevi komite var. Hafta boyunca grup içinde amacın önemini yükseltmek için üç erkek seçildi. Siz, kadınların varlığı her zaman ilave bir yardımdır diyorsunuz. Manevi komiteye kadın kısmından üç kadın da katılım sağlayabilir mi?

Cevap: Hayır, yapamazsınız. Erkekler kendi manevi sorunları hakkında konuşurken, bunları ayrı olarak netleştirmeleri gerekir. Bazı sorunları birlikte çözmek için başka bir yer bulmalısınız, fakat erkeklerin kesinlikle erkek toplantısı olarak belirledikleri zaman sırasında değil. Bunu yapamazsınız! Bu çalışmayacaktır!

Biz, yani insanlık, bile bile iki keskin parçaya ayrılmıştır: erkek ve kadın. Bu parçalanma ve ayrılma yukarıdan aşağıya gelir, Yaradan’dan yaratılana olarak. Bunlar iki dünyadır. Onları herhangi bir şekilde birleştirmek ve kıyaslamak imkânsızdır.

Erkek ve kadın arasındaki birlik sadece Yaradan aracılığıyla olur; aksi takdirde bu birlik var olmaz. Dolayısıyla, dünyamızda bunun neye doğru gittiğini görüyoruz. Etrafımızda olan her şeyi, sadece Yaradan aracılığıyla dengeye getirebiliriz. Aynı tavırla, ailelerimizi de dengeye getirebiliriz, fakat ancak şu gerekli koşulu kabul edersek: Yaradan aramızda olmalıdır. Benimle ve dostumla aramda olduğu gibi, benimle ve eşimle aramda. Eğer Yaradan orada değilse, o zaman aramızda hiçbir bağ olmayacaktır. Sonuçta, geldiğimiz nokta budur.

Ancak, erkeklerin ve kadınların ortak toplantısı gerçekten yapılmalıdır ve erkeklerin ve kadınların ayrı ayrı toplantıları da yapılmalıdır. Ve kadınların, kendi aralarında nasıl birlik olabilecekleri ve erkeklere nasıl yardım edecekleri hakkında düşünmeleri gerekir.

Kharkov Kongresi, “Yükseliş için Birleşmek” 18/8/2012, 4. Ders

Kadınlar Başarıyı Açan Anahtardır

Kadınların şu konu üzerinde düşündüklerini duydum: “Erkekler üzerinde nasıl baskı kurabiliriz?” Ben kadınların erkekleri itmemesi ama yardım etmesini düşünüyorum. Öyle ki kelimelelerle değil; arzularıyla, hatta sessiz bir gözdağıyla..

Genel olarak, güçlü bir kadın grubu başarıyı açan anahtardır. Bu erkek grubunu stabilize eder. Tıpkı karısının ve evin bir adamı stabilize etmesi ki, erkek dışarı çıkmaz, hayatın içinden nasıl geçmesi gerektiğini bilir. Bu, erkeğin ayakları üzerinde doğru bir ağırlıktır: Faydalı, tavsiye edilen ve gerekli olan.

Bu ekleyiş, bütün durumlarda çok etkilidir. Bir kabalistin buna ne kadar ihtiyacı olduğu hakkında bir fikre sahip değiliz. Bekar erkeklere bu hususu bir an evvel çözmeleri konusunda tavsiyede bulunmamın nedeni de budur. Gerekliliğine rağmen bu durum eğer evli değillerse kadınları rahatsız etmez; ancak erkekler için, bu bir vazifedir.

Bunu tüm ciddiyetimle söylüyorum. Bu, arzu edilebilir; gelişmeye bir aileden başlamak isteyenler için çok arzu edilebilir. Bu, erkeği stabilize eder; ona yardımcı olur. Evet, fazladan bir yük alır ancak bu yük gereklidir. Bu, doğru şekilde daha da ileriye hareket etmeniz için üstesinden geleceğiniz yüklerden biridir. Böylece bu durumu ciddiye almalısınız.

Şimdi de kadın ve erkek grupları arasındaki etkileşim hakkında birkaç söz söylemeliyim. Kadın grubu yardımcı olur; kadın grubu erkeklerle aynı eylemleri gerçekleştirir. Erkekleri rahatsız etmeyecek ve onlara müdahale etmeyecek bir şekilde tüm durumlara katılabilirler. Yani aynı odada birbirlerine karışmamaları ve daire içinde bir araya gelmemeleri daha iyi. Arkamızda, geride neler olduğuyla ilgilenmiyoruz.

Kadın grubu feminen olmalıdır. Genel soruların yanında, kadın grubunda özellik şu gibi arz eden sorular yükselmeli: “Erkeklerimize nasıl yardımcı olalım ki bağ içinde onlar birbirleriyle daha fazla sorumluluk hissetsinler?”

Eşimin sözlerini anımsıyorum; O, bana bundan bahsettiğinde şaşırmıştım: ‘Bunları nereden biliyor’ diye. Bu fikri ben herhangi bir zamanda edinmemiştim. Ona mevcut sorunlardan bahsetmiştim ve o da bana şunu söylemişti: “Siz birbirinizle yeni bir kuvvetle bağ kurmak zorundasınız.” Ben bu karara varmamıştım ve o an Yukarı’dan bir ses duydum. Bu ses kadın parçası üzerinden kesinlikle Yaradan’dan gelmişti ve böylece anladım ki kadınları dinlemeye gerçekten değer.

Dünya ile bir ilişki inşa etmek ve her bir grupta kadın ve erkeklerin parçaları arasındaki iletişimi düzeltmek çok önemli: Aile, kadın grubu, erkek grubu ve tüm insanlık.

Ağırlık Hissi İle Nasıl Mücadele Ederiz?

Soru: Ağırlık hissi ile nasıl mücadele ederiz?

Cevap: Kişi karanlık hissiyatından dolayı ağırlık hissederse, engeller, yol üzerindeki zorluklar ve ızdıraplar; herşey kişinin kendisini her şekilde gelen engelde ne kadar uyandırdığına, manevi anlamını ve manevi ayrıntıları ne kadar gördüğüne, özellikle bunlar hakkında ne kadar duada bulunduğuna bağlıdır.

Birey, ifşa olmaya başlayan, maddi mülkiyet arzusunun zıttı olan, manevi özellikleri tasavvur etmesi gerekir. Sonuçta, bana kötü görünen herşey içimde var olan kötünün değişik şekilde ortaya çıkışının, egomun, arzularımın şimdiki ifşasıdır. Birinden nefret ederim, diğerini kıskanırım, üçüncü kişi beni tedirgin eder-ben bu değerlendirmeleri, hem olumlu hem de olumsuz, yalnızca kendimle bağıntılı şekilde ortaya koyarım.

Nitekim tüm bu ayrıntıları farklı bir şekle çevirerek, onları ilişkiler, arzular ve düşüncelerimin zıt alanındaki bir yerde toplamaya başlayabilir miyim? Bunlar ile yüzleştiğimde, nasıl Yaradan’a, Işık’a dönebileceğimi, nasıl bunların bana inanç, ihsan etme gücünü vereceğini anlarım.

10.6.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Şamati  No.113

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 11 Haziran 2012 tarihinde, saat 09:09’da yayınlanmıştır.

Kongre Sonrası Yeni Bir Gün Başlar

Çalışmada ve grupta ilham aldığımızda veya belli hareketleri uyguladığımızda biliriz ki, yani çevre tarafından etkilendiğimizde, bizler hemen kendi değerlerimizi bu uyanışa göre değiştirmeye hazırızdır. Nitekim ”koşulsuz inanç” konusunda ilerlemeye, ihsan etme ve sevgi çalışmasına hazırızdır.

Bu uyanış yittiğinde, bizler sıradan değerlerimize geri döneriz. Soru, sıradan fiziksel, dünyasal değerlere tekrar düştüğümüzde ne yapacağımızdır. Sonuçta, bir önceki zamanda Üst değerlerden nasıl etkilendiğinizi hala hatırlarsınız. Nitekim çevrenin etkisi altında idiniz ve şimdi bulunduğunuz seviyeden birkaç seviye yukarıda idiniz. Neden size bu durum verildi?

Daha önce bulunduğunuz seviyenize basit bir şekilde dönmeniz için indirilmediniz. Fakat şimdi içinde bulunduğunuz bu duruma, sizi daha önce etkilemiş olan Üst değerleri takdir etmek için geldiniz. Üst durum yok olsa ve sizi artık aydınlatmasa da, grubun etkisi altında ulaşılmış değerler ile yaşamak istemelisiniz.

Aydınlanma, bizlerin fiziksel, dünyasal hatıralarımızdan yitmiş olsa da, yenileyebilirsiniz ve aynı Üst değerleri kendi çabalarınız ile kendinizi kışkırtarak tutmaya devam edebilirsiniz. Bu bizim çalışmamızdır.

Buna anlaşmayı devam ettirmek denir. Kişi daha önceki çıkış seviyesinde olmasa dahi, aynı Üst değerler ile hala birlikte, içiçe geçmiştir.

Bu sanki, belli bir seviyeye yükseltilmiş ve daha sonradan indirilmişsiniz gibidir ve şimdi aynı seviyeye kendi başınıza dönmeniz gereklidir. Daha sonra, daha da yüksek bir seviyeye getirilmişsinizdir ve tekrar alçağa düşürülmüşsünüzdür, kendi başınıza yükselirsiniz. Işık sizi artık aydınlatmasa bile, siz o seviyedeki tüm koşulları ”koşulsuz inanç” seviyesinde tutmak istersiniz. Aynı şekilde kendinizi, grup ve Yaradan’a adamaya, şimdi onlardan herhangi bir destek almamanıza rağmen devam edersiniz. Bu şekilde ilerleme sağlarsınız.

Bu, anlaşmanın koşullarını tutuyorsunuz anlamına gelir. Bu anlaşmaya imza attığınız zamanda, aşikar sevgi hisleri ile taşmış olsanız ve çokca etkilenmiş olsanız da, şimdi bu davranış ifşa olmamıştır. Fakat kendi içinizde, daha önceden olduğu gibi, anlaşmayı, içinde bulunulan koşullara uygun şekilde tutacak gücü bulursunuz.

Nitekim kişi ilerleme sağlar. Öncelikle kendisine bir örnek verilir ve bir sonraki zamanda kendisine gösterilmiş olanı kendi başına uygulaması gerekir. Zaman zaman bu durum gerçekleşir. ”Koşulsuz inanç” seviyesine ulaşmak ve aynı değerlere yükselmek için kişinin çaba harcayarak güç bulmasına, kendisi için ”bir gün” denilir.

21.8.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 1. Bölümü’nden, Rabaş’ın Yazıları

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 26.8.2012 tarihinde, saat 09:11’de yayınlanmıştır.

IŞIK ADAMI

Soru: On Sefirot Çalışması’nda (TES) denir ki, kişi kendini ıslah edince ”aydınlatmaya” başlar; bu hareket nedir ?

Cevap: Kişinin ”aydınlanmaya” başlayışı, kabının ihsan etmeye başladığı zamandır. Bu aydınlanma yalnızca bir insanın uygulayabileceği kişisel bir değişimdir. Başka hiçbir yaratılmış, yani cansız (durağan), bitkisel ve hayvansal doğa aydınlatamaz. Çünkü Yaratan ile herhangi bir şekilde bağlantıda değildir; bağımsız şekilde, Işık gibi, ihsan etme hareketlerini uygulayamaz.

Işık, yaratılmış olanı doldurur ve nitekim aydınlatır. Bir ”insan”, bununla beraber, Işık’a doğru kendini kışkırtan kişidir ve Işık aydınlatır, çünkü Işık geldiğinde, onun kendi doğal yoğunluğundan daha fazla yoğunluğu vardır. Kişi Işık için bollaştırıcı hale gelir: Işık kendisini doldurduğu için, kendi kendine aydınlatır.

Kişi tarafından oluşturulan Işık’a bir ek vardır! Bu böyledir, çünkü alma arzusunu dönüştürerek, yakıta çevirerek aşmıştır, bunu kolay tutuşabilir hale getirmiştir. Işık geldiğinde bu madde, bir mum gibi yanmaya başlar ! Böylece der ki: kişi aydınlatır.

Kişiye ”Işık’ın adamı” denir. Işık’ı yayabilir mi? Kişi alma arzusunu öyle bir şekilde hazırladı ki, Işık’a eşdeğer olacak şekilde oldu. Şimdi Işık, kişinin arzusunun içinden geçtiği zaman, onunla, sanki bir floresan lambası veya içi özel bir gaz ile doluymuş gibi veya fosfor ile doluymuş da Işık etkisi ile parlamaya başlamış gibi aydınlanır.

Işık geldiğinde, arzu etkilenir ve kendi içinden aydınlatmaya başlar. Kişi kendini Işık ile aynıymış gibi benimsediğinde, bu durum gerçekleşir. Bu böyledir, çünkü kişi kendi içindeki Işık’ı bencilce yutmaz ama onun etkisinin devam etmesini ister. Arzunuzun aydınlatması için bilmeniz gereken, onu kısıtlamanız gerektiğidir ve onu Masah (ekran) altına yerleştirmelisinizdir ki, Işık’ı kendiniz için yutmayı istememelisiniz; fakat bunun yerine ihsan edilmiş bu Işık hareketleri ile bağ kurup, herkes için bu Işık’ı çekmelisiniz. Daha sonra aydınlatırsınız ve size ”Işık adamı” denir !

Nasıl bir yoğunluk ile aydınlatacağınızı, sizin manevi seviyeniz belirler.

23.8.2012 tarihli Günlük Kabala Dersi’nin 3.Bölümü’nden, On Sefirot Çalışması

Bu makale Dr. Laitman’ın blogunda 26 Ağustos 2012 tarihinde, saat 11:16’de yayınlanmıştır.

Amacı Engeller Sayesinde Anlamak

Soru: Kongreye gelmeden önce pek çok negatif engelle karşılaştık. Bunları nasıl görmeli ve üzerine çıkmalıyız?
Cevap: Yolda karşılaştığınız hiçbir sorun tesadüf değildir, bunların içindeki yardımı görmek lazım. Bu hiçbir koşulda amacı ertelememeli veya iptal etmemeli.
Amacı yeniden gözden geçirmeniz ve kendinizi daha keskin bir şekilde odaklamanız lazım. Sonra bunu geride bırakıyorsunuz ve geçen sefer niyetinizin amaca keskin olmayan bir şekilde yönelik olduğunu görüyorsunuz: Bir şeyi unuttunuz, bir şekilde odaklanmamıştınız, ancak şimdi bu engeller yüzünden amacı daha keskinleştirdiniz, niyetinizi yoğunlaştırdınız ve bu şekilde amaca dalarsınız.
Bu şekilde tüm sorunlar sizin iyiliğiniz içindir: Amacı edinmeyi hak etmediğiniz için ya sizi durdururlar ya da tersine, sizi basınç yapmaya iterler ve bu sayede hak edersiniz ve amaca doğru ilerlersiniz.
Bir güç alanının içindeyiz, hiçbir tesadüf yok, hiçbir istisna yok ve hiçbir özel muamele yok. Bu şekilde işliyor.
Kharkov Kongresi 18.08.2012 Ders 4

Kongre’ye Dahil Olan Herkese Şükranlarımı Sunuyorum

İleriye doğru çok büyük bir adım attığımız Kharkov’da çok güçlü ve yüksek kalitede bir kongre gerçekleştirdik. Bu, tüm dünyadaki gruplarımızı geliştirdi. Evrensel bir dahiliyet hissettik: Dünyanın her tarafından herkes tümüyle bağlantılı olarak bizlerleydi. İzin verin, bunun bizi bir öncekine kıyasla daha yüksek, daha güçlü ve bağımızın daha içsel bir seviyesine yükselteceğini umut edelim.

Bu başarı, hepimizin, Yaradılışın hedefine ulaşmak için ifade ettiği önceki tüm çalışmaları ve kişisel fedakarlıkları olmaksızın imkansız olurdu. Bu durumu, hissetmek ve daha iyi realize etmek için iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Size; tüm dahil olanlara minnettarım ve sizlerle gurur duyuyorum. Bu adımın ne kadar önemli olduğunu hisseden kongrenin tüm katılımcı ve organizatörlerine bunun bizim için olduğunu bildiriyorum. Her şeyin bu şekilde gerçekleştiğinden dolayı memnunum.

İzin verin şu andan itibaren daha da derine girmeye devam edeceğimizi ve bunun içinde her şeyin nasıl da yakarışımız tarafından Yaradan’a ulaştırılacağını ifşa edeceğimizi umut edelim. Bunu şu an için size bu şekilde adlandırmama rağmen, Yaradan’a hala daha bizi yönlendirdiği, bize eşlik ettiği ve bizi kendisine doğru geliştirdiği, bize rehberlik eden üst gücü almak ve O’na doğru gelişmeye layık olmak için teşekkür etmeliyiz.

Kongredeki sizlere iletmek istediğim ana konu, bir grup nosyonunun içinde tartışan, dinleyen ve dans eden bir grupta olduğunuz hissidir ve bu sizi ayağa kaldırır. Ancak ne zaman ki bu nosyonu terk edersiniz, fiziksel bir grupta dahi olsanız, hemen düşüncelerinize yenik düşersiniz.

Bilincinizi ve kalbinizi etkileyen ve tutan dostlarımızla olduğunuzda ve onlarla bağınızı kesecek sebepteki bir inişte bu durumu sürekli hissetmeniz gerekir.

Sıklıkla çevrenin etkisi altındaki ihtiyaca olan hislere hep ihtiyacımız vardı. Aksi halde aniden hayvansal seviyeye dönersiniz. Ben, sadece ve sadece grup benim üzerimden oynadığında insanım.

Bu iki seviye herkese çok açık olmak zorundaydı ve hedef, tüm kongre programının buna doğru yönetilmesiydi. Eğer bir şekilde bu gerçekliğe ulaşmayı başardıysak, şimdi bunu kuvvetlendirmek mecburiyetindeyiz: Baal HaSulam’ın bahsini ettiği “Çevrenin Öneminin Büyük Etkisini Anlamak”. Benim tüm özgür seçimim şudur: Duyarlılığımı geliştirmek suretiyle yapabildiğim kadar bu çevrenin kuvvetini korumak.

Çevre, benim üzerimde kuvvetini korumalı ve güçlü bir etkiye sahip olmalıdır. Karşılıklı güvencemiz burada açıkça şunu göstermelidir: Beni dünyevi hesaplarımın üzerinde tutması için benim tutumuma göre benim olan, onlara doğru ve onların tutumuna göre onların olan, bana doğru şeklinde. Ve bu, bizi ruhun tevazu ve özverisine; hedefin kazanımı olan koşullara doğru yönlendirecektir.

YARADAN’DAN İSTEMEK

Soru: Yaradan’dan istemek ne demektir?

Cevap: Yaradan’dan istemek demek, saf yaradılışı düzenleyen sistemin farkında olmak demektir. Buna bağlı olduğunuzu idrak ediyorsunuz; hiçbir şey değil; sadece O’dur oynayan. Böyle bir gücün gerçekten var olduğunu, düzenlediğini ve idare ettiğini hissetmeye başlıyorsunuz. İşte o zaman kime ve ne ile döndüğünüzü anlıyorsunuz.

Bunu yapmak için oynayanın siz olmadığını, iyilik olsun kötülük olsun sadece O olduğunu ifşa etmeniz gerek. O ne yapıyorsa sizin ihtiyacınız olduğu içindir. Ve O, sizin herhangi sınırlı bir şeyin kapasitesinden öte olduğunuza; yani gerçekte kim olduğunuza dikkatinizi çekmek için tüm potansiyel kötülüğe sebep olur. İşte, mevcut kriz içindeki dünyaya ifşa edilen de budur.

Ve bu farkındalıkta ilerlemeye ve öncelikle kötü hissettiğiniz için O’nu kötü/kötülük olarak ifşa edene kadar neye bağlı olduğunuzu öğrenmeye başlarsınız. İşte tam o an yavaşça ileri hareket edersiniz; daha da bilge olursunuz ve fark edersiniz ki tüm bunlar sizin iyiliğiniz içindir ve hatta siz kötü hissetseniz bile anlarsınız ki O, bir düzen içinde liderlik ederek tıpkı bir eğitmen gibi sizi iyiye doğru yönlendirir. Dünyevi hislerin içindeyken iyi olmadığını düşünseniz bile, O’nun sahne eşyalarının farkına varırsınız; eylemlerinin farkında olursunuz ve anlarsınız ki hepsi de gerçekte iyidir.

Kötü hissetmenize rağmen O’nunla işbirliği yaparsınız. Ve bu size, dünyevi olandan ziyade manevi anlamda yeni bir bilinç ve his verir. Ve bedeniniz acı çekse de bedeninizden çok daha ötesi olan bu amaç için yaratılışın planına bağlanmak istersiniz. Sonrasında sizi yükseltmesi için O’na talepte bulunursunuz, Yukarısı size bu performansınız doğrultusunda yeni değerler verir öyle ki haz alma arzunuzda kalmanıza rağmen O’nun bilincine, hislerine, planına ve her şeyine bağlanırsınız. Bunu ölçünüze göre istersiniz, öyle ölçü ki, ihsan etme ve sevginin gücü başkalarından alma ve onları reddetmekten daha fazla önem taşır. Böylece daha ve daha fazla ilerlersiniz.