Kötülüğün Farkındalığı

Bizleri kötülüğün, aramızdaki karanlığın farkındalığına getirecek bu tür değişiklikleri aramalıyız. “Şafağı uyandırıyoruz” (şafaktan önceki karanlık) ne anlama gelir? Eski alışkanlıkların gücünden dolayı daha önce görmediğim siyahlığın, karanlığın, ilişkilerin eksikliğini ifşa ederim.

Ama yapılan değişikliklerin bir sonucu olarak rahatsız olurum. Ancak bu, bıraktığım, artık gelmediğim anlamına gelmez. Şafağın uyandırılmasında, dua için yer yaratırız, Yaradan’a dönmeyi öğreniriz. İhtiyacımız olan tek şey budur: yolla ilgili olan eksikliği netleştirmek ki sonrasında giderilmesini dileyebiliriz, Yaradan’dan, O’nun bizi ilerletmesi için düzeltmeyi talep ederiz.

Kendimizi değiştiremeyeceğimiz ya da düzeltemeyeceğimiz bu tür koşullar içinde bulacağız. Ama tam olarak neyin düzeltilmesi gerektiğini, bize neler olduğunu keşfedeceğiz. “zamanı hızlandırma” (Achishena) yolunda, karanlığı kendimiz aramalıyız, sanki bir şeyleri yitirmiş, yolda yürüyen ve arayan çok yaşlı kambur bir adam gibi. Şafağı kendimiz uyandırmalıyız, yeni ayaklanmış, ilk adımlarını atmayı öğrenen bir bebek gibi yürümeyi kendimiz öğrenmeliyiz.

Amaç Yaradan’ın yardımı için duaya gelmektir. Eğer şafağı yakınımıza çekersek, ışığın önündeki karanlığı, eksikliği ifşa edersek, onu hızlandırabiliriz. Eksiklik hissi zaten bir duadır ve o kadar kuvvetli hale gelebilir ki, Yaradan’dan bir cevap alır ve O’nunla birlikte diyaloğa gireriz: yazıldığı gibi: “Ben sevgilim içinim ve sevgilim benim için.”

Bize kader ile doğru ilişkiyi ve üst kuvvetin doğru kullanımını öğretmek, yeni ve çok önemli bir aşamadır. Ahişena’da çalışmaya girdiğimiz yol budur, artık ileriye doğru çekilmediğimizde ya da arkadan itilmediğimizde, biz kendimiz adımlarımızı başlatıp, formüle ediyoruz. Bunlar zaten bizi Yaradan’la birleştiren, O’nunla bağı ortaya çıkaran eylemlerdir.

Awareness Of Evil

Şafağı Birlikte Uyandırmak

Yaradan’a ne kadar ihtiyacımız olduğunu hissetmek için kendimizi kasıtlı olarak dengeden çıkarırız. “İsrail zamana hükmeder.” diye yazılmıştır. Bu yüzden, oturup bir şeyin kendiliğinden gerçekleşmesini bekleyemeyiz. Kendimizi hareket ettirmeliyiz.

Eğer aynı koşul tekrar etmeyi sürdürür ise, buna ölüm denir. Ben onu değiştirmeye çalışmalıyım. Gündüz ve geceyi değiştirmek benim gücümdedir. Bunların hepsi yalnızca Yaradan’a ihtiyaç yaratmak içindir. Kendimizi, Yaradan’ın yardımı olmadan baş edemeyeceğimiz koşullara zorla yerleştirmek isteriz.

Bu, kendimize acı çektirmekle ilgili değildir. Bunlar kötü durumlar değil. Kötülük, bizim önceden hazırlığımız olmadan gelen, ıstırabın yolundan gelen şeydir. Ama ben Işığı- Achishena’yı harekete geçirme yoluyla gidiyorum ve kendimi uyandırıyorum: “Şafağı uyandırıyorum.” Ben, kendim, karanlığı ve alacakaranlığı hissetmek istiyorum, çünkü onlar için bir tat geliştiriyorum. Ve bu olmadan, tuz ve karabibersiz tatsız yiyecekler gibi hiçbir tadım yok.

Bu, olumlu bir koşuldur, ayaklarınızın altındaki zeminin kaybolacağı, korkunun sizi sardığı, kafanızın bulanıklaştığı ve tüm temellerin yok olduğu hissiyatı gibi olumsuz değildir. Bununla birlikte, aklın uzak bir köşesinde bir yerlerde, bunun sadece beni ilerletmek için geldiğini anlarım ve bu yüzden sevinirim. Bu ıstırabın yolu değil, birlikte şafağı uyandırıyoruz. Yaradan’ın dolduracağı alanı temizlememiz gerekir. Ve bir sonraki anda, korku yine beni içine çeker.

Eğer gelecek korkusu içimde uyanırsa ve bununla birlikte, tüm bunların Yaradan tarafından beni O’na daha da yakınlaştırmak için yapıldığını anlarsam ve O’na tutunursam, o zaman koşulumu ve korkumu ancak kısa bir an için haklı çıkarırım. Asıl önemli olan, Yaradan’la yapışma elde ettiğimi ve ortaya çıkan her şeyin O’nun içinde olduğunu görürüm.

Ben tekrar Yaradan’la olan bağlantıyı hızla kaybederim ve yine annesini kaybeden, etrafına bakan ve onu hiçbir yerde görmeyen bir yeni doğanımdır. Bu egoist bir yaklaşımdır fakat hali hazırda Yaradan’a yönelik doğru taleptir.

Awakening The Dawn Together

Her Şey İçimizde Gerçekleşir

Soru: Neden Yaradan’ın eylemlerini nasıl yerine getirdiğini edinemiyor, sadece bu eylemlerin bizim tarafımızdan nasıl algılandığını anlayabiliyoruz?

Cevap: Çünkü bu eylemler içimizde gerçekleşir. Daha sonra bize gelecek daha yüksek bir düşünce ya da plan yoktur.

Olayların böyle gelişmesi hakkında konuşabiliriz, çünkü bize daha yakındır, daha anlaşılabilirdir, ama gerçekte her şey içimizdedir.

Her şey içsel algılanamaz koşullarımızdan kaynaklanır ve daha dışsal olanlara yaklaşır.

Everything Happens Inside Us

Bizler Sonsuz Varlıklarız

Düşünce: Kendinizi tanımak, cansız, bitkisel, canlı ve sekiz milyar insanın hepsinin ben olduğumu hissetmek ve anlamak anlamına gelir. Yaradan, benim dünyadaki öznel tasvirimi böyle resmetmektedir. Realitede, ben de dahil olmak üzere hiçbir şey yoktur- sadece Üst Işık vardır. Bu çok korkunç.

Benim Yorumum: Hiç de değil! Ben, sonsuzlukta, mükemmellik içinde, Yaradan’da, O’nunla birlikte ve O’nunla benzerlik içinde varım. Sadece kendimi bulmak için kendimi tanımlamaya ihtiyacım var. Ben ve siz, hepimiz bu sisteme dahiliz.

Ancak, kendim de dahil olmak üzere hiç kimsenin mevcut olmadığını söylemek yanlıştır. Bizler sonsuz varlıklarız, sadece bu durumu keşfetmeliyiz. Bizim dünyaların en düşüğünde yaşamamızın amacı budur.

We Are Eternal Beings

 

Ego Yok Edilemez

Soru: Kabala egonun yok edilmesini önerir mi?

Cevap: Hayır. Kabala, egoizm ile doğru bir şekilde nasıl çalışılacağını ve onun gücünün tam olarak nasıl kullanılacağını ele alan bir metottur. Bu yüzden “Kabala bilgeliği” denir (İbranice’deki “Kabala”, “almak” anlamına gelir), “LeKabbel” kelimesinden (“almak”) gelir.

Soru: Yani egoizmi yok etmek imkânsız mı?

Cevap: Hem imkânsız hem de gereksizdir.

The Ego Cannot Be Destroyed

Facebook’tan Soru: Bir Kişi Öldüğünde, Ruhu Nereye Gider?

Cevap: Ruh, ilk etapta var olmadığı için hiçbir yere gitmez.

Bir ruh, Yaradan’a benzerlik olarak kabul edilir yani Yaradan’a belli bir ölçüde benzer şekilde oluşturabileceğim arzular “ruh” olarak adlandırılır. Bana bağlı olmayan her şey, ihsan etme ve sevginin bir niteliğidir.

Başka bir deyişle, egoda herhangi bir şekilde yazılmamış olanları önemsemeye doğru egonuzun ihsan etme ve sevgiye yönelik sınırlarını aştığınızda, o zaman tüm nitelikleriniz bu özel anda birlikte organize olduğunda (sürekli değiştikleri için) bir ruh olarak adnaldırılırlar.

Hatırlatma: Bir ruha sahip olduklarını düşünenler ve onları çevreleyenlere karşı böyle bir tutum sergileyenler, şüphesiz bunu duyduklarında mutsuz olurlar.

Benim yorumum: Sıradan bir kişinin ruhu yoktur. Bir kişi sadece bir hayvandır. Hayvan vücudunun hücreleriyle birlikte doğal olarak ölmekte olan hayati bir bileşene sahiptir.

Ruh yaşamımız esnasında edinilmelidir. Bu hayat ve onun çeşitli safhaları bize verildi, yani, gelecek hayatlar, böylece ruhumuzu elde ederiz.

Soru: Bu bir kişinin hayatının amacı mı?

Cevap: Hayatın amacı, kişinin egoistik arzularından, bir ruh olarak adlandırılacak özgecil arzular yaratması.

Where Does The Soul Go After Death?

Ne Çeşit Bir Birlik Bir Klipa Olarak Adlandırılır?

Soru: Dostlar arasındaki ne tür ilişkiler Klipa olarak adlandırılır? Bir örnek verebilir misiniz?

Cevap: Klipa, Yaradan’ın Kendisini tezahür ettireceği ifşa olan birliğe karşı karşı hareket eden, ilkel ve egoist bir güçtür.

Kişinin, kötü eğiliminin ve egoizminin üzerinden gelmesini gerektirmeyen çeşitli birlik biçimleri vardır- egoizm oraya müdahale etmez aynı zamanda egoizm tarafından desteklenen belirli birlik türleri de vardır milliyetçilik ve faşizm gibi.

Bu yüzden dünyasal seviyede bir kontrol; sınırlar olmaksızın birlik ve sevgi uğruna gerçekten hareket edip etmememizdir. Fark budur.

Eğer kendi insanlarınıza ve ülkenize karşı iyi olanı yapmak istiyorsanız ve dünyanın geri kalan kısımlarını umursamıyorsanız, ya da tam tersine, dünyanın diğer kısımlarına zarar vermek istiyorsanız o zaman bütün birliğiniz maneviyat karşıtıdır. Bu nedenle bu birlik başarısız olacak ve var olamayacaktır.

İşte bu yüzden Baal HaSulam, bunun nesiller üzerinde bir lanet olduğunu söylüyor.

What Kind Of Unity Is Called A Klipa?

Manevi Oyun Yazarlığı

Saptama: Kabala çalışılan uzun yıllar boyunca, Baal HaSulam ve Rabash’ın düzinelerce makalesini inceledik. En ilginç şey, neredeyse her satırı kalpten hatırlamanız, bunun bir sonucu olarak hiçbir şey bilmediğinizi anlamanız. Bir yandan bu şaşırtıcı ama öte yandan korkutucu.

Benim Yorumum: Bu, metni analiz etme, kendimize dahil etme yeteneklerimiz değiştiği için olur. Bu sebeple her defasında her şey yeni bir seviyede, tamamen yeni görünür. Bu, Kabalistik metinlerin ve onları okuyanların özelliğidir.

Saptama: Rabash herhangi bir edebiyat enstitüsünü bitirmedi, yazı yazım kurallarını incelemedi ama türünün kurallarına göre, kendini çok net bir şekilde ifade etti.

Benim Yorumum: Bu benim için şaşırtıcı değil çünkü doğanın, onun yasalarının ve onların yöneliminin içsel anlamını hisseden bir kişi buna göre yazar. Mantığın tüm yasaları, darbenin tüm noktaları zaten onun içinde vardır.

Aynı şekilde, oyun yazarlarına göre edebi eserlerin yazılması için kuralları belirlerler gibi görünür ama aslında onlar da, belki henüz düzeltilmemiş ancak bazı şekillerde zaten gelişmiş olan kendi içsel arzularını harekete geçirirler.

Yavaş yavaş gerçek oyun yazarlığının maneviyatta yattığını anlayacağız. Bu, edebiyatı ve insan ilişkilerinin her türlü ifadesini hakikat seviyesine getirecek olan manevi özelliklerin tam olarak elde edilmesidir.

Spiritual Playwriting

Dar Boğazda

Av 9’dan önceki üç hafta başladı. Bu günlere Bein ha Metzarim denir (“dar boğaz”). Bu dünyada meydana gelen her şey, üst sistemin etkisidir. Dünyamızdaki eylemler ve koşullar, üst kökten maddesel dala yayılır ve bu dünyada, cansız materyal, bitkisel, hayvansal seviyeler ve insanlarda, zaman ve mekânda dallar olarak somutlaşır. Dalları analiz ederek kökleri incelemeliyiz.

Günümüz itibariyle, üst dallar dünyamızda, son ıslah hariç (Gimar Tikkun) şimdiden gerçekleşmiştir. İfşa olması gereken her şey ifşa olmuştur; geriye kalan her şey son ıslahtır. İşte bu yüzden Baal HaSulam, zaten tamamen ifşa olan yıkımı düzeltmek zorunda kalacak olan son nesil zamanlarında yaşadığımızı söylüyor. Şimdi sadece onun üzerine çıkmak için çaba göstermeliyiz.

Ancak, sistemde var olan bozukluğu ve gerekli başlangıç koşulu olarak, onunla doğru bir ilişkiyi net olarak anlamadan yukarı yükselmek imkânsızdır. Esasen, bu bir günah değildir. Kötü eğilimin yaratılması gerekliydi. “gökyüzü” ve “yeryüzü” her ikisi de gereklidir, çünkü “O, onları birbirine karşıt yarattı”, kötü gücün, iyi güce karşı yaratıldığı gibi.

Realitede, sadece olumluyu vurgular. Çünkü daha sonra ifşa olana kadar, kötülük yoktur. Sadece iyilik eksikliği var. Ayrıca, iyilik, kötülüğün ona karşı oynadığı rolün sonucu olarak çok yönlü şekillerde ifşa olacaktır. Kötülük yoktur, sadece iyinin zıt formunda ifşası vardır.

Kök ve dal arasında bir bağlantı olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Bu, tüm tarihimizin seyri sırasında olduğu gibi, zamanımızda, kökün belirli tarihlerde dallardan ortaya çıktığı ve zaman içinde aynı noktalarda tekrarlandığı anlamına gelir; örneğin, Tammuz’un 17.’si, Av’ın 9’u. Purim etrafındaki zamanlar, genellikle neşeli ve mutluyken bu tarihler her zaman İsrail ulusuna acı çektirmiştir.

Bu nedenle bu günlerde, maddi kaygılarımız da bile özellikle dikkatli olmalı ve Av’ın 9’uncu gününün sonuna kadar riskli eylemlerden kaçınmalıyız. Ondan hemen sonra, bir yas döneminden ayrıldığımızı hissetmeye başlarız ve son ıslaha sevinebilir ve arzulayabiliriz.

Tammuz’un 17’si “dar boğaz” günlerinin başlangıcıdır, Kudüs’ün yıkılışı, Tapınak duvarı ve Tapınağın kendisinin yıkılmasıyla ilgili olarak, İsrail topraklarına vardıktan sonra İsrail ulusunda var olan bağı simgelemektedir. Bu bağ, çölde 40 yıl süren hazırlık ve Bina’nın yardımıyla Malhut’un düzeltilmesinden dolayı Tora’nın alınması sayesinde mümkün olur. Bina “mem – מ” (kırk) harfidir.

Bundan sonra, Birinci Tapınak’ı inşa eder etmez hemen düşmeye başladılar. İlk Tapınaktan daha düşük olan İkinci Tapınak’ı inşa ettiler ama o da yıkıldı. O zaten son yıkımdı. Bütün bu yıkımlar Av’ın 9 uncu günü meydana geldi.

Bizim için bugün, en acil amaç, Şehina’yı (kutsallık) yeniden kurmaktır. Başka bir deyişle, ıslah özellikle aynı günlerde gerçekleşmelidir. Nefret ve yıkımın ifşa olduğu yerde birlik ve sevgi de ifşa olmalıdır.

Between The Straights

Maneviyatta Çekim Gücü Ve Hız

Soru: Manevi dünyalarda herhangi bir çekim gücü ve hız kavramı var mı?

Cevap: Herhangi bir egoist arzu olumlu her şeyi çeker ve olumsuz olan her şeyi reddeder. Bu nedenle, çekim gücü, bana çekici gelen şeylere çekimin gücüdür.

Manevi dünyada hız, kişinin bir arzusundaki değişme hızıdır, eğer arzu değişmezse, hız sıfırdır ve zaman durur.

Gravitational Force And Speed In Spirituality