Gerçek Birlik Nedir?

Soru: Gerçek birlik nedir?

Cevap: Gerçek birlikle, bizim dışımızda olan bir güç yaratırız. Sizinle bağ kurarsam, her birimizde olmayan ortak bir güç aramızda ortaya çıkar. Aslında, her birimizin bir egoist olması gerçeği sayesinde, her birimiz egoizmimizi reddettiğimizde, o aramızdaki boşluğa girer ve orada egoist güçlerimizden ortak bir güç yaratılır ve buna konsantre oluruz ve Yaradan’ı ifşa ederiz.

Bu içsel bir eylemdir.

Maneviyata Girmemizden Öncesi Kaç Yıl Alır?

Soru: İlk manevi seviyeye yolculuğun, yaklaşık 25-30 yıl sürdüğünü söylediniz. Rabaş ile sadece 11 yıl sonra maneviyatı edinmeyi nasıl başardınız?

Cevap: İlk manevi seviyeye ulaşmak en az 10 yıl alır. Kişi ciddi bir şekilde çalışırsa, yaklaşık yedi, sekiz yıl alır, 10 yıla kadar sürebilir.

Ancak günümüzde, 10-20 yıldır eğitim gören insanların bulunduğu grubumuza girenler, 5 yılda onlara yetişebilirler. Kişi dostlarıyla bütünleşir ve her şeyi onlarla birlikte yaparsa, onların kabına girecek ve birlikte manevi ıslahla ilgileneceklerdir.

Yeni Hayat 1114 – Bağ Kurma

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Doğadaki tüm birbirine bağlılık, Yaradan ile yaratılan varlık arasındaki tek bir merkezi bağdan kaynaklanır. Yaradan, her şeyi birbirine yapıştıran manevi bir güç olan, ihsan etme gücüdür. Yaratılan her varlıkta var olan kıvılcımı ihsan eder ve her birini doğanın genel yasasını kabul etmeye ve başkalarıyla tek bir beden olarak bağ kurmaya zorlar. Kabala ilmi bizlere, ileri seviyede madde, enerji ve ruhla sonuçlanan kapsamlı, mükemmel, karşılıklı bir bağ olan, nihai amacımıza nasıl ulaşacağımızı öğretir.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1114-bag-kurma/

Bireysellik ve Birbirine Bağlılık

Soru: Biyologlar birçok canlı organizmanın kolektif kararlar alabileceğini keşfettiler. Örneğin, bazı bakteriyel ortamlarda, tekdüzelik, belirli bir kimyasalın salınmasıyla elde edilir. Birbirleriyle bu şekilde iletişim kurmaları bir tehlike işareti olabilir.

Balık sürüsü, bir yırtıcı balığı bireysel balıklardan daha hızlı ve daha kesin olarak tanır. Tek başına insanlar, hatta yüksek zeka seviyesine sahip en akıllı olanlar bile, bir ekibin çözdüğü sorunları çözemezler. Yani, kolektif aklın açık belirtileri vardır.

Fakat burada bir çelişki var: Bir yandan doğa tarih boyunca bireyselliğimizi geliştiriyor. Öte yandan da, hayatta kalanların en güçlüler değil, işbirliğine daha fazla adapte olan kişiler olduğunu gözlemliyoruz. Bu paradoks nasıl çözülebilir?

Cevap: Bireysellik, bütünlüğe, karşılılığa veya birbirleriyle doğru bağa aykırı olmamalıdır.

Her sistemde ayrı elemanlar vardır. Her biri kendi yolunda çok önemli ve mükemmeldir. Ancak aralarındaki etkileşim kalibre edilmelidir, böylece duygularında, etkilerinde ve birbirleriyle kombinasyonlarında, ortak bağlarından dolayı yönlendirildiklerini hissederler. Bu nedenle, biri diğeriyle çelişmez.

Bir yandan, dahi ve sıra dışı insanlardan oluşan bir takım toplamak istiyoruz. Öte yandan, bunlar arasında mutlak etkileşim, bağ ve entegrasyon olmalı. Aksi halde bu bireyler ne işe yarar ki?

Soru: Öyleyse doğal seleksiyon ve birlikte gelişim, beraber mi var olmakta?

Cevap: Gerçek şu ki, gelişim bize doğa tarafından verilmektedir. Ancak gelişim ile birlikte, ya da belki de bazı yönlerden ona karşıt olarak, doğa her bir nesneyle birleşmemizi ve birbirimizle daha bağ içinde olmamızı ister. Bunu birçok nesil boyunca yapmadık ve bu nedenle çok acı çekiyoruz.

“Tisha B’AV’ın Anlamı” (Kabbalah)

Tisha B’Av (Av’ın 9’u) insanın gelişiminde çok önemli bir koşuldur.

Tisha B’Av, Kutsal Tapınak’ın yıkımının bir anıtı olarak hizmet eder. Kabala bilgeliğine göre, bu yıkım, Kutsal Tapınak’ın temsil ettiği tek bir ruh olarak birleşmemizin farkındalığının kaybını simgeler. Bu, Kabala’nın kapların “kırılması” veya “parçalanması” olarak da adlandırdığı bir durumdur.

Kapların kırılmasının büyük önemi, bozulma ve kırılmadan geçmeden tam bir ıslah ve birleşme yapılamamasıdır.

Böylece Tisha B’Av iki kutupsal zıt durumu temsil eder:

Buna direnebilmek için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerektiği anlayışıyla birlikte, yaklaşan kırılmanın tahmininden üzüntü ve ağlayış, yani birliğimizi parçalara ayırmak için artan basınca karşı birliğimize tutunmaktır.

Birliği kaybetmemiz daha büyük ve daha bütün bir birlik biçimine ulaşma şansı olduğu için kırılmanın bize getirdiği koşullardaki muazzam sevinçtir.

Bu nedenle, geçmiş yıkımlarla ilgili üzüntünün, bu yıkımların daha yüksek ve daha bütün bir bağ biçimine yükselmek için getirdiği şansın sevinciyle dengelenmesi gerekir.

Dolayısıyla Tisha B’Av, Yahudi takviminde sadece tarih boyunca olan bir dizi felaketin hatırlandığı ve yas tutulduğu yıllık oruç günü değildir. Bu daha ziyade, mevcut ıslah sürecine – bir zamanlar kırılmış olan, yeni bir Kutsal Tapınak’ın inşası olarak kabul edilen ilişkilerin ıslahına aktif olarak katılmadığımızı kabul ettiğimizde her an yüzeye çıkabilen bir durumdur.

Bu nasıl çalışıyor?

Büyük Kabalist Isaac Luria’nın (Ari) dönemi olan 16. yüzyıl, ıslah sürecinin bilgisinin kapılarının insanlığa açılacağı zamanı belirledi. O zamana kadar, ıslah metodunu tutan Kabalistler zamanın henüz olgunlaşmamış olduğunu çok iyi bildikleri için, o kapılar kilitliydi.

16. yüzyıldan beri ve daha çok bizim zamanımızda, ıslah sürecine aktif olarak katılma bilgisi ve becerisi gittikçe artmaktadır, Kabala’nın otantik bilgeliği daha çok yayılmıştır.

Bu nedenle, binlerce yıl önce yıkılmış olan Kutsal Tapınaklarla ilgili üzüntü duymamıza gerek yok. Bunun yerine, üzüntümüz her an mevcut olan ıslah sürecine isteyerek katılmaya olan ihmalkârlığımıza yönelik olmalıdır.

Başka bir deyişle, her an, ıslah sürecine katılımımızı eklemekte, yani dünyaya birliği getirmek ve geçmişte olduğundan daha yüksek bir düzeyde yeniden birleşmek için birbirimizle olumlu bağ kurmayı hedeflemekte başarısız oluyoruz. Ya da başka bir deyişle, her an yeni Kutsal Tapınak’ın inşasına başka bir “tuğla” eklemekte başarısız oluyoruz – o zaman bizim ve insanlığın üzgün olması gereken olumlu geleceğimizle ilgili farkındalık, önem ve endişemiz eksik.

2.000 yıl önce ne olduğunu tam olarak anlayamayız. Bugün arzularımız çok daha büyük ve çağımız, yeni Kutsal Tapınağın yaklaşan inşası, yani tüm insanlığın ulaşması gereken tüm bölünmelerin üzerinde bir birlik durumu ile tanımlanıyor. Bu nedenle, geçmişte neler olup bittiğine ağlamak, o zamanların yetersiz ve talihsiz insanlarına dönüp bakan, belirli bir düzenin gelişmesi için bu yıkımın gerekliliğini hesaba katmayan bir yaklaşım bizim erdemli bireyler gibi görünmemizi sağlar.

16. yüzyıldan beri, Ari’nin zamanından, ıslah sürecine katılma becerisi insanlığa açıldı ve Tisha B’Av’ın anlamı bu sürece göre anlaşılabilir: Tapınakların yıkımı insan ilişkilerinin yıkılması, insanlık arasında dünyaya yayılan bölünme ve bizlere düzeltme becerisi verilen kırılmış koşuldur.

Dolayısıyla, kırık ilişkilerimizi ıslah etmeye ve önceleri hiç bir zaman tecrübe etmediğimiz kadar çok daha yüksek ve daha bütün bir birleşmeye yöneldiğimiz için, Tisha B’Av ile tarih olarak değil, her an karşılaşabileceğimiz bir durum olarak ilişki kurmalıyız.

Twitter’da Düşüncelerim / 4 Ağustos 2020

Yaradan’ın en ufak etkisini ifşa ederek kendimizi  4-5 ay içinde yeni bir dünyada bulduk. Bu dünyaya direniyor ve katılmıyoruz, onu kucaklamak istemiyoruz. Fakat yeni bir gerçekliğe giriyoruz. Eski hayat geri dönmeyecek, yeni bir hayat yaşamak zorunda kalacağız ve kısıtlamalar daha da kötüleşecek.

Virüste, Üst gücün işleyişini görüyoruz, bundan başka hiçbir şey yok. Bununla savaşmak için ne yapılabilir, böyle bir virüs için bir tedavi nerede bulabilirim? Ama virüsün tedavisine ihtiyacımız yok! Egoizmimiz için bir tedavi bulmalıyız, o zaman hiçbir virüs hissetmeyiz.

Egoizminden başka kötülük de yoktur. Birbirimizi kötülük yaymaktan korursak, virüs yok olur. Yaradan, bizlerin ihsan etme veya başkalarına zarar vermeme niyetine sahip olmamızı ister. İçimizdeki bu yasanın manevi tezahürünü fark edeceğiz ve Yaradan’ı anlama yolunda ilerleyeceğiz.

Yeni Hayat 1113 – Istıraba Karşı Doğru Yaklaşım

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Acı vardır, böylece kişi hayattaki amacını sorgulayacak ve hayatın özüne aşina olacaktır. Üst güç, egoist doğamızı aşarak ve ruhumuzu geliştirerek ilerlememizi ister. Acı, bedenin ölümü ile ilgili olarak ruhu saflaştırır. Bizi yaşam yoluna yönlendirir ve “Dostunu kendin gibi seveceksin” (Levililer 19:18) ilkesine göre içsel olarak değişmemizi ister.

 

 Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1113-istiraba-karsi-dogru-yaklasim/

Dünyadaki İnsanlar Koronavirüs İle Nasıl Başa Çıkıyor? (Quora)

Genel olarak, giderek daha fazla insanın Koronavirüsün getirdiği yeni koşulları daha fazla kabullendiğini ve alıştığını görüyorum.

Tabii ki, bu kabulün sınırında çok fazla isteksizlik ve gerginlik var.

Başkalarının pahasına kişisel menfaatlere öncelik veren “kötü eğilim” olarak adlandırılan- insan doğası, birkaç büyük darbe aldı ve yine de tüm gücüyle geri dönüyor.

Zenginliği, şöhreti ve gücü yücelten, kendimizi birbirimize karşı yarışa soktuğumuz ve birbirimizle ilgili bireysel imparatorluklarımızın zirvesine ulaşmak için rekabet etmekten başka seçeneğimiz olmayan kültürümüze tutunmaya çalışıyoruz.

Ama doğanın evrimsel ezici gücü, bu kötü eğilimin ölüm sancılarını sürekli olarak dümdüz eder.

Doğa, kendi kendimize hizmet eden dünya görüşlerimizin dışında, birbirimize çok daha fazla bağımlı bir gerçekliğin yeni bir hissini uyandırmak için, insanlığı bir virüsle enfekte etti.

Mecbur edildiğimiz yeni kısıtlayıcı koşullarımıza direnmekten yavaş yavaş onlarla uzlaşmaya doğru büyük bir değişim geçirdik zaten.

Bu salgının bizleri savaş gibi, kendimize vereceğimiz çok daha büyük nefret dolu bir darbeden kurtardığını bilseydik, o zaman mevcut durumumuz için mutlu olurduk.

Virüsün çok sayıda insanı öldürdüğünü ve enfekte ettiğini ve daha fazlasının finansal ve kişisel olarak stresli hale geldiğini anlıyorum. Fakat kapsayıcı küresel eğilimin gerçekleştiğini görebilseydik, o zaman şu anki yönün, önceki yollarımıza devam etmiş olmamız durumunda çekeceğimiz acıdan bizi kurtardığını görürdük.

Yetkili makamların, kendilerini uluslararası ölçekte zorlamak yerine, kendi halklarının sağlığı, refahı ve geleceği ile meşgul olmalarını olumlu görüyorum. Aynı şekilde, yönetimdeki insanlar, sürekli olarak tatmin edici bir memnuniyet sağlayamayan çok fazla lüks malların çeşitliliği ile kafalarını karıştırmak yerine, daha fazla temel odaklı olmakla daha iyi ve başarılı olurlar.

Twitter’da Düşüncelerim / 3 Ağustos 2020

Yeniden doğuş sürecini ancak birliğe yönelik arzuyla hafifletebiliriz!

Şu anda bizler doğum sancılarından geçmek, yeni bir nitelikte, alma niteliğinin dışında, ihsan etme niteliğinde doğmak zorundayız. Yani başka seçeneğimiz yok. Bu, doğa tarafından önceden programlanmıştır. Süreç devam ediyor! Ve bundan kaçamayız.

Bizleri bekleyen manevi doğumumuza doğru, birlikte çaba gösterelim.

Doğa, fetusu baş aşağı çevirir ve onu anneden dışarı iter. Yani bizler, dünyaya karşı tutumumuzu egoistten özgecile değiştirmeliyiz. Çevre bize yardım eder, ancak fetüsün kendisi doğum sırasında muazzam çaba gösterir.

Doğumdan önce baş aşağı dönmek, değerlerin kişiselden kolektife dönmesi demektir. Doğmak istediğim yeni dünyada, eski değerler (yemek, cinsiyet, aile, para, güç, bilgi) önemini yitiriyor.

Bağ, içinde yeni realitenin ifşa olduğu, en yüksek öncelik haline gelmekte.

Yaradan’ın darbeler gönderdiğinde, bununla O’nun iyileştirdiği yazılıdır. Bizim için egomuza darbeler göndererek, birlikte yakınlaşmaya özlemi sağlamak ve ona alan yaratmak için bizi zorlar. Ve bizler sadece darbelerin baskısı altında birbirimize yakınlaşabiliriz!

Ancak onları oldukları gibi kabul ederek ve anlayarak, zamanı hızlandırıyoruz ve acıyı hafifletiyoruz. Virüs iyileştirir!

Bu günlerde bir ıslah yapmak çok önemlidir. Dünya, yarın ne olacağını anlamadan, koşuldan koşula, kafa karıştırıcı durumlardan geçmekte. Bu, yüksek bir ilerleme hızına ve dünyanın nereye gittiğine veya nerede bitmesi gerektiğine dair anlayışımızın eksikliğine işaret ediyor.

Sadece Kabala, aydınlatılmış yolu gösterecektir.

Koronavirüs’ün yol açtığı kriz yeni bir dünyanın doğuşudur. Yeni dünyada doğuma hazırlanma sürecine, bir embriyo olarak girdik. Yaradan, Doğa hamile ve bizi doğurmalı. Bizler O’na yardım etmeli, bu sürece katılmalı, daha fazla birleşmeli ve doğum için hazırlanmalıyız.

Birleşerek, yeni doğan insanlığın bedenini inşa ediyoruz, sağlıklı bir şekilde doğmamız için birleşmeliyiz. Koronavirüs, manevi doğuma doğru ilerlememize ve sadece zorunlulukları bırakmamıza yardımcı oluyor. O, kriz için bir tedavidir, bir ceza değil. Yaradan’ın darbeleri, O’nun şifa vermesidir!

Manevi embriyo, -doğduğu Hasadim ışığında- annenin sularında yüzer. Sağlıklı bir embriyoda birleşirsek, merhamet denizinde, Hasadim ışığında olduğumuzu hissedeceğiz. Biz, ruh, embriyo büyüyecek ve yeni dünyayı anlamayı öğreneceğiz. Orada doğmadan önce!

Kabala bilimi doğanın iki zıt gücünün doğru kullanımını öğretir: alma ve ihsan etme, nefret ve sevgi. Hiçbir şey yok edilmemeli! Onları doğru bir şekilde birleştirir ve dengelersek, Yaradan’a benzerliğe ulaşacağız.

Dünyada gereksiz bir şey yoktur, sadece bu güçleri dengelememiz gerekir.

İbrahim (3500 yıl önce) öğrencilerine doğanın en yüksek yasasına göre yaşamayı öğretti, “Dostunu kendin gibi sev”, “Sevgi tüm günahları örter.” Bu yasalara uyulması, İbrahim’in grubunu, daha sonra bütün dünyaya yayılmış olan dünyanın diğer tüm uluslarından ayırdı. Ancak İbrahim’in grubu da 2000 yıl önce egonun içine geri düştü.

Doğal olarak bir çelişki içeriyoruz çünkü iki zıt niteliğe sahibiz: tüm egoizm, Yaradan’a zıt bir formdayken, kökümüz Yaradan’dan gelir. Bu iki zıt arasındayız ve onları birleştirmeye çalışıyoruz, ancak bu bağlantı çarpışma yoluyla gerçekleşir.

Yaradan’ın kıvılcımının yardımıyla bir Sözleşme yaparız. En düşük, en korkunç durumdan, mükemmel, ıslah olmuş Kli’yi inşa ederiz. Av’ın 9’u bütünüyle kırılmanın günüdür ve aynı koşul, insanın, ıslahın yeridir .“Karanlık ışık gibi parlayacak” ve böylece kendimizi yeniden hayata döndüreceğiz.

Koronavirüs egoist gelişimimizi durdurdu çünkü biz kendimizi durduramadık. Her şeyde Yaradan’ın yol gösteren elini görmeli ve olan her şeyin bir ıslah olduğunu ve dünyada kötülük olmadığını anlamalıyız.

Egom, onun yalnız faydalarını aradığım sürece, geleceği görmeme izin vermez.

Sevgi, korku ve inanç, bizi birbirine bağlayan ağın nitelikleridir. Gezegenin üzerinde, tek bir ağla bağlıyız. Hayal edelim ve onun gerçekten var olduğunu ve güce sahip olduğunu hissetmeye başlayalım. Bizi bu bağa uyandıran, bize güç veren ve bizi destekleyen Yaradan’dır.

Koronavirüs’ten alınan darbeler, nihayetinde tüm insanlığın boyun eğmesine, bastırılmasına ve sakinleşmesine, burada çalışan, istediğimizi yapmamıza: ne sağda ne de solda, izin vermeyecek bir Üst gücün olduğunun fark edilmesine neden olacaktır.

Üçüncü gücün – Yaradan’ın etkisine boyun eğmek zorunda kalacağız.

Dünya kötülükten kaçmaya çalışıyor, ama sadece kaçmamalıyız – iyiliğe ulaşmalı, Yaradan’ın ifşa olduğu ilişkiler inşa etmeliyiz. Günümüzün krizi, yeniden inşa etmek için, Yaradan’ın ifşa olduğu bir kab olacak, bağların ağını düzenlememiz için bir fırsattır.

Yeni Hayat 1112 – Istırap

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Hayatın tamamı acı çekmekten kaçınmaktır ancak onsuz haz hissedemeyiz. İnsan egoizmi geliştikçe acı niteliğine daha duyarlı hale geldik, yine de ıstırabımızın kaynağı gizlenmeye devam eder. Kabala bunun kendini gerçekleştirme eksikliğinden geldiğini ve bunu önlemek için insan doğasındaki içsel belirleyicileri değiştirmemiz gerektiğini öğretir. “Neden yaşıyorum?” sorusunu sorduğumuzda ve ıstırabın amacını keşfettiğinizde, o zaman bu daha fazla acı vermez ve bir amaca ulaşmak için bir yatırım haline gelir. Istırap, kişiye nerede hatalı olduğunu gösterebilir ve tutumunu düzelterek, kişinin araştırmasına ve amacını keşfetmesine yardımcı olabilir.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1112-istirap/