Yeni Hayat 1119 – İnsan Vücudu

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Sevgiyle iletişim kurmak ve doğanın genel sistemine uymak istediğimizde, o bizi tek bir bedene bağlayacaktır. İnsan zihni, yukarıdan daha yüksek bir akla veya zihne bağlıdır ve “dostunu kendin gibi sev” genel kuralını yerine getirmek istediğimizde, bunun farkına varabiliriz. Bu evrimsel sıçramayı yapabilmek için dengeye, karşılıklı tamamlayıcılığa ve sevgiye doğru çekilen insanlara ihtiyacımız vardır. Başarılı olduğumuzda, tüm parçalar birbirini tamamlayacak, böylece tek bir kalbe ve ortak bir hissiyata sahip olacağız.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1119-insan-vucudu/

Twitter’da Düşüncelerim / 10 Ağustos 2020

Koronavirüsten maruz kalınan darbeler, nihayetinde tüm insanlığı teslim olmaya ve durulmaya ve bunun, istediğimiz şeyi yapmamıza: ne sağda ne de solda, izin vermeyecek üst gücün eseri olduğunu fark etmeye zorlayacaktır.

Sonuçta, biz insanlar onun içindeki tek zararlı unsuruz!

Hayatlarımızı ancak tutumumuzu değiştirerek ve onları iyileştirerek değiştirebileceğimizin farkına varmadan önce ne kadar acı çekmeliyiz? Bunu fark edene kadar doğa bize baskı yapmaya devam edecek! Doğa, şu anki varoluşa alışmamıza izin vermeyecek.

Yeni Hayat 1118 – Sosyal Bir Model Olarak İnsan Vücudu

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile söyleşide

Bugün insanlık, ayrı parçalarına ayrılan ve bunun sonucunda ölen bir insan vücudu gibidir. Vücuttaki tüm sistemlerin tek bir amacı vardır: Kişinin gelişebilmesi için dengeyi korumak. Bir parça zayıflarsa, diğer parçalar onu destekler. Doğa, karşılıklı tamamlayıcılık içinde uyumlu bir şekilde çalışır. Ancak insanlar bu dengeyi bozarlar. Yaşamın gücü bedenin dışındadır ve bizler yükselip yaşamın kaynağına geri dönmeliyiz.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1118-sosyal-bir-model-olarak-insan-vucudu/

Twitter’da Düşüncelerim / 8 Ağustos 2020

Tüm doğayla – içgüdüsel olarak, parçası olarak değil, bilinçli olarak, çabalarla bağ kurmak …

Her geçen gün daha fazla insan, yaşadıklarının tesadüfi şoklar olmadığını, doğanın amacının insanları tüm doğa ile bilinçli bir benzerliğe getirmek olduğunu, toplumun doğası gereği gelişiminin planlanmış bir programı olduğunu fark ediyor.

Yaradan’ın ifşası için bir alan, ortak bir arzu yaratırsak, “O’ndan Başka Yok” kavramı gerçekten gerçek olur. Sonuçta, haz alma arzularımızı iptal ederek ve onların üzerinde hep birlikte bağ kurmayı dileyerek, şimdiye kadar var olmayan bir şey inşa ediyoruz.

Bu konuda  “Beni siz yarattınız” diye yazılmıştır.

Kimse başkalarına karşı nefret ile ilgili düşünmemeli ve onları iptal etmemelidir. Aksine, karşılıklı tavizler yoluyla, Yaradan’ın yaşayabileceği bir alan yaratabilmemiz için, her birine yer verilmelidir. Sadece karşıt görüşlerin doğru karşılıklı kullanımı, karşılıklı tavizlerimizin üzerine Yaradan’ın ifşaları için bir yer inşa etmemize izin verecektir.

Yeni bir varoluş şekline giriyoruz. Eğitim, insanlığı buna hazırlamalıdır. Sonuçta, eğitimin özü, insanlara doğada ve toplumda yaşamayı öğretmektir. Ve doğa bizden herkesin herkesle daha bütünsel bir işbirliğini talep etmektedir.

Evrensel eğitimimizdeki ana değişiklik budur.

Bizler daima doğanın etkisi altında geliştik. Ama bizim neslimizi özel kılan, bilinçli olarak gelişmeye başlamamız gerektiğidir. Doğa bizi hayvanlar gibi gelişmeye zorlamadan önce, bugün baskısının ardındaki amacı anlamamızı istiyor- egonun üzerinde birleşmek.

Olanları kriz olarak algılamayı bırakmalıyız. Doğa kendi yasalarına göre işliyor. Ama onları anlamıyoruz, bu yüzden onlara uymuyoruz. Bu nedenle, kriz doğada değil, bizim doğayı anlama eksikliğimizdedir.

Bir Fikrin Arkasındaki Liderlik

Soru: Tarihte önemli değişikliklerin özel kişiliklerle ilişkili olduğunu görüyoruz: Büyük İskender, Napolyon, Lenin, vb. Şimdi bir şeyler değişti mi? Modern liderin rolü nedir?

Cevap:  Liderin rolünün şu an için amaca uygun olacağını düşünmüyorum. Şimdi fikrin rolü ortaya çıkacak. Dünyanın buna ihtiyacı var. Ve eğer dünya bu fikri kabul ederse, ona uygun olarak değişmeye başlarsa, o zaman, elbette, bir sonraki varoluş seviyesine, herkesin herkesle bütünsel etkileşim seviyesine ulaşacaktır.

Soru: Küçük bir grup insan,  tüm insanlık için bir değişim, katalizör örneği olabilir mi?

Cevap: Genel olarak olabilirler. Ancak bunun için kendi üzerlerinde çok çalışmaları gerekir.

600.000 Ruh Nereden Geliyor?

Soru: 600.000 ruh, bu rastgele bir sayı mıdır?

Cevap: Hayır. Kabala bilgeliği en kesin bilimdir.

600.000 sayısı, manevi sistemin yapısından kaynaklanmaktadır. Yaratılan varlık-Malhut,  Zeir Anpin-Yaradan ile bağ kurarak, O’nun altı Sefirot’unu edinir ve aralarındaki farklılığın yüksekliği ile çarpılır. Sonuç 600.000’dir.

Ancak gerçek şu ki, gerekli miktara ulaşmak için daha fazla bölünme vardır çünkü her şey duygularımızın çözümüne, farkındalığımıza, bağımıza ve birbirimizle karşılıklı bütünleşmeye bağlıdır.

Yeni Çağın İlk Kongresi

İki hafta içinde sanal bir kongreye gidiyoruz. Bu kolay bir bağ değil çünkü bizler, onun için hazırlanmaya milyarlarca yıl önce, yaratılışın başında başladık. Ve bu sadece bizim maddi dünyamızda, ondan önce manevi dünyalarda birçok eylem vardı.

Ve nihayet, bunu başarmak için kırıklığı, bağın zıt formunu hissetmeye başladığımız noktaya geliyoruz.

Şu anda, hepimizin birlikte ve Yaradan ile birleştiğimiz, yaratılışın programına, amacına doğru sürekli bir yükselişin başladığı, en düşük başlangıç noktasındayız diyebiliriz.

Bu hedefe giden yoldaki ilk durak, iki hafta içinde düzenleyeceğimiz sanal bir kongre. Bu o kadar önemli değil gibi gelebilir ama önemi, ıslah olmamış bencil arzularımıza göre değerlendirdiğimizi anlamalıyız,  aslında kongreye katılan binlerce kişinin bu özel zamanda bir araya gelme arzusu çok önemlidir.

Bu, Koronavirüs döneminde düzenlenen ilk kongre. Şubat ayında, karantina başlamadan hemen önce büyük bir kongre düzenlemeyi başardık. Sanki son arabaya atlamıştık: Bir kongre düzenledik ve kapı hemen arkamızdan hızla çarptı.

Ve şimdi de Koronavirüs döneminde sistemimizi düzenlemeye başlıyoruz. Zaten ilk dalgasından geçtik ve bunun ne ile ilgili olduğunu anlayabiliyoruz. İnsanlık henüz ne olduğunu anlamıyor. Salgın gerilemeyecek;  bir gelişim silindiri gibi ilerleyecek ve insanlıktan yeni bir form oluşturacak.

Eğer sadece bu şekilde birbirimizle bağ kurabiliyorsak, bu devasa asfalt silindiri tam üzerimizden yuvarlanacak ve bizi yere yapıştıracak. Gelişim alanını beklemeyelim, ama kendi çalışmamız nedeniyle bunu yapalım. İyi davranmaları için, annelerinin cezalandırdığı yaramaz çocuklar olmamalısınız. Ve çocuğun çıkış yolu yoktur, şimdi bizlerin olduğu gibi, umutsuzluktan itaat etmek zorundayız, Koronavirüs ve bizim için sıradaki diğer virüsler bizden ne istiyorsa onu yapmak zorundayız.

Annenin yani doğanın, Yaradan’ın, neden bizi zorunlu tuttuğunu anladığımız ve onun taleplerini kendi rızamız ve iyi niyetimizle yerine getirmeyi isteyeceğimiz bir koşula yükselmemiz gerekiyor.

Yeni bir dönemin bu ilk kongresini, yeni bir duruma getirmek istiyoruz: eskisi gibi birlikte oturduğumuz, konuştuğumuz ve sarıldığımız zamanki gibi değil. Aynı odada oturmadığımız için üzüntü duymamalıyız; geçmişe üzülmemeliyiz. O zaten geçti. Yeni olan her şey, anlayış ve onay ile kabul edilmelidir.

Yeni koşullar, bizden daha fazla bağ talep etmekte. Ve maddesel değişikliklerin gerçekleştiğini görürsek, o zaman onlar bizleri daha da büyük bir içsel bağa uyandırmalılar, böylece dışsal formlar bizim kafamızı karıştırmaz, bir salonda birkaç bin kişinin oturması gerçeğiyle,  zaten bağlı olduğumuz yanılsamasını vermezler.

Şimdi böyle bir şey yok; aynı odada değiliz ve fiziksel olarak birlikte olmak için bile çabalamıyoruz. Tek kalp tek adam gibi manevi olarak birlikte olmak istiyoruz! Ve dolayısıyla bu, yeni bir çağda tamamen yeni bir kongredir. İçinde, geçmiş kongrelerden hiçbir şey yok: yeni bir seviye, yeni bir yaklaşım, yeni bir tutum. Ve buna, yükselmemiz gereken manevi bir seviye olarak bakıyoruz.

Herkesle bağlantıda olmak istiyorum ama nerede ve nasıl? Manevi seviyeye, kongremizin yapıldığı manevi yere, Yaradan’ın içindeki alana yükselerek. Hepimiz bu alana gireceğiz ve orada var olmak, O’nun içinde birbirimizle birleşmek isteyeceğiz. Yaradan,  “alan” olarak adlandırılır ve bizi bekleyen bu ilk manevi adımda, Yaradan’la birlikte birbirimize destek olmak için, kongremizi, herkesi bir araya topladığımız bu alanda yapıyoruz.

Size kalbimdeki duyguları iletemem. Ancak, yeni bir çağın ilk kongresinde bu durumu birlikte keşfedeceğimizi ve Yaradan’ın içinde, birlikte aramızdaki bağı hissedeceğimizi umalım.

Yeni Hayat 1116 – Kendi Yaşamımızı Kontrol Edebilir Miyiz?

Dr.Michael Laitman, Oren Levi ve Tal Mandelbaum ben Moshe ile söyleşide

Kendimizi kontrol etmeden çevremizdeki durumları kontrol etmeye çalıştığımızda kendimizi kandırıyor muyuz? Kontrolü bırakma fikri, on kişilik bir grup içinde daha yüksek gücü keşfetmeden ve grubun kontrolünü tanımadan yapılırsa ciddi veya değerli değildir. Bu yüksek yönetim ve denetim sistemini Kabala bilgeliğinden öğreniyoruz.  Kabala “Ve dostunu kendin gibi seveceksin” kuralını uygulayarak, bize kontrolü bırakmamızı öğretir. Sevginin gücü aramızda durduğunda, o her şeyi organize eder ve gerçek özgürlüğü ediniriz.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1116-kendi-yasamimizi-kontrol-edebilir-miyiz/

“Toplumu Değiştirmenin Bazı Yolları Nelerdir?” (Quora)

Toplumu değiştirmenin yollarını tartışmadan önce, toplumun hangi değişiklikleri elde etmesi gerektiğini sorgulamalıyız.

Çağımızda, toplumda ihtiyaç duyulan değişim, değerlerin değişmesidir,  sağlıklı, mutlu ve kendine güvenen bireylerle dolu bir toplum istiyorsak, bireysel olarak daha başarılı, zengin, ünlü ve güçlü olmak için egoist arayışlara değer vermek yerine, o zaman karşılıklı sorumluluk, düşünce, işbirliği ve topluma nüfuz eden olumlu bağ değerlerine ihtiyacımız vardır.

Böyle bir değer değişikliğine ulaşmak için, bu değişimi tek başımıza uygulayamayız. Aksine, bu değişimi sağlamak için dış etkiye ihtiyacımız vardır. Bununla birlikte, böyle bir değişikliğe ulaşmaya azmedebiliriz ve bunun gerçekleşmesi için doğanın bizi giderek daha fazla bağlama eğilimini anlamamız gerekiyor.

Algılamamızın ve hissiyatımızın dışında, mutlak sevgiden hareket eden ve gerçekliğin her detayını dikkatli bir şekilde değerlendiren tek bir doğa gücü vardır.

O, cansız maddeden bitki ve hayvan yaşamına ve son olarak biz insanlara kadar, deneyimlediğimiz gerçekliğin birçok katmanını yarattı ve geliştirdi.

Bu nedenle, toplumda bir değişim sağlamak için, tüm yaşamı yaratan ve sürdüren doğanın gücünü çağırmalıyız, böylece o bizim üzerimizde çalışır ve bizi doğa ile dengeye yakınlaştıracak yeni bir değerler kümesine yönlendirir.

Doğanın nasıl çalıştığı, insan doğasının nasıl doğanın sevgi, ihsan etme ve bağın genel niteliğine karşı çıkan egoist ve ben merkezli bir form olduğu ve bizi birleştirmesini, değerlerimizi değiştirmesini ve aynı şekilde, sonuçta paylaştığımız bütünleşik gerçeklik algısını ve hissiyatını sağlaması için, yaratılışın olumsuz kutbundan nasıl pozitif gücü yaşamlarımıza çağırabileceğimiz konusunda daha fazla farkındalık kazanmamız gerekir.

Nazar Düşüncenin Gücüdür

Soru: Nazar nedir? Etki mekanizması nedir? Kişi buna nasıl karşı koyar?

Cevap: Nazar, düşüncenin gücüdür. Her birimizin içsel güçleri vardır ve birisi hakkında kötü düşündüğümüzde, sonuç olarak, onun hakkında bir sürü kötü düşünce, onun üzerinde etkiye sahip olur. Bu, bir kişinin başka bir kişi üzerindeki ve hatta tüm toplum üzerindeki etkisidir.

Birisine bakabilen ve diyelim ki ateşleri yükselen insanlar var. Bu tür olayları defalarca gördüm.

Birbirimizi etkiliyoruz çünkü hepimiz aynı sistemde, aynı arzu içindeyiz. Tüm insanlık, bir kabul edilir. Bu nedenle, birbirimiz üzerindeki etkimiz o kadar olasılık dışı değildir.  Birleşik sistemde olmak zaten böyle bir etkinin olasılığını gösteriyor.

Soru: Yani doğaüstü bir şey değil mi?

Cevap: Hayır, sadece şu anda insanların bu kadar özel yetenekleri yok. Bir zamanlar daha belirgindiler, ancak insanlar bunları kullanmadı.

Soru: Bunları kendi içinizde geliştirebilir misiniz?

Cevap: Tabii. Ancak bunun için keşiflere, belirli çevrelere gitmelisiniz.

Soru: Nazar karşı koyabilir misiniz?

Cevap: Bu da orada öğretilir.