Category Archives: Yaradan

Gelecek Toplumun İnşası, Bölüm 2

Kişinin Sorumluluğu

Baal HaSulam, “Geleceğin Toplumunun İnşası”: Alma kanunu, cezası anında verildiği için çok az dikkat gerektirir. Bundan dolayı, onu asla ihmal etmeyiz. Ancak, ikinci kuralın, topluma ihsan etme gerekliliği kanununun,  cezası derhal toplanmaz. Bize dolaylı olarak gelir.

Soru: Toplum ihsan etmemizi talep etmez; bu nedenle topluma ihsan etme yasasına itaat etmiyoruz. Doğa, bizi bunun için cezalandırır. Ancak ceza da hemen gelmediği için bu yasaya uymuyoruz.

Yasa neden örtülü? Topluma ihsan etmediğimi ve toplumun ya da doğanın beni hemen cezalandırdığını açıkça görürsem, farklı davranırdım.

Cevap: O zaman insan değil, hayvan olurdunuz. Bir insan ve bir hayvan arasındaki fark, hayvanın tamamen doğa yasalarına tabi olmasıdır. Doğa kanunlarını yerine getirip getirmeme konusunda özgür seçimi yoktur. Bir hayvan her şeyi içgüdüsel olarak, doğanın sert etkisi altında, herhangi bir soru sormadan yapar.

Aksine insanlar, doğa yasalarını yerine getirme ya da getirmeme özgür seçimine sahiptirler. Ancak sorun şu ki, kişi, doğanın yasalarını yerine getirmek istemeyecek şekilde yaratılmıştır.

Doğa,Yaradan, kişinin  kendini doğanın kanunlarını yerine getirme yükümlülüğünün anlaşılması noktasına geliştirmesini ister. Kişinin kendi uğruna bile değil başkalarının uğruna, böylece kişi,  veren, tamamlayan, doğuran ve gelişen doğayla aynı olacaktır.

 

Kabalistik Kitapların Anlamı, Bölüm 4

Tora, İnsanlık Programının Dilidir

Zohar Kitabı, “BeHaalotecha” [Mumları Yerleştirdiğinizde], Madde 58: Tora’nın literal hikâyeler ve Esau ve Laban’ınki gibi cahil sözler anlatmak için geldiğini söyleyenlere yazıklar olsun. Eğer böyle olsaydı, bugün bile eğitimsiz bir kişinin sözlerini kurallara hem de onlarınkinden daha iyisine çevirebilirdik. Ve eğer Torah dünyevi meselelere işaret ediyor olsaydı, bu dünyayı yönetenler arasında bile daha iyi şeyler söyleyenler vardır, böylece onların arkasından gider ve aynı şekilde onları kurallara çevirirdik. Ancak, Torah’nın bütün sözlerinin en yukarıda anlamı vardır.

Gerçek şu ki, Tora’dan daha büyüleyici romanlar yazabilirsiniz. Ancak o, kodlanmış, tamamen farklı bir hikaye sunmaktadır.

Her harf, her sözcük, ilk “Bet – ב” harfinden son “Lamed – ל” harfine kadar Tora’da görünen her şey bir koddur. İbranice’den tercüme edilen “harf” kelimesi “işaret” anlamına gelir. Yani onlar, birbirini takip eden belirli işaretlerdir.

Tora’da kelimelere bölünme yoktur. İçinde noktalama işareti yoktur: nokta, virgül, kısa çizgi, vb. Herhangi bir aralığa bölünmeden baştan sona bir cümleyi temsil eder. Bu anlamda, Tora’nın dili biraz bilgisayar diline benzer. İnsanlık programının, onu yerine getirmesi gereken dilidir.

Tora’nın her harfi, kişinin kendi içinde, kendi niteliklerinde dışa vurması gereken bir işarettir. Tora’yı doğru bir şekilde okumak ne anlama gelir? Her işareti, her harfi alırım ve kendimi ona göre biçimlendiririm/düzenlerim: birinci biçim, ikinci biçim, üçüncüsü vb.

Daha sonra belirli koşullardan geçerim. Tora’nın başından sonuna kadar deneyimlediğim, benden Yaradan’a tamamen benzeyen bir Adam, bir insan oluşturduğum işte bu koşullardır.

Tora, her insanın egoist arzusuna sanki her harfi oyuyormuş gibi, doğru bir şekilde okuduğu bir programdır. O zaman bu arzular yavaş yavaş özgecil niteliklere, eylemlere ve koşullara dönüştürülür ve kişi Yaradan ile tam benzerliğe ulaşır.

 

Twitter’da Düşüncelerim / 7 Mart 2020

O’nu, Ona ihtiyacı olanlara bağlayarak O’nda ihsan etmekten memnuniyeti uyandırırım.

İhsan etme kuvveti olarak Yaradan sadece tek bir şey arzular: Bizim bu kuvveti almamızı ve kullanmamızı. Eğer bunu etkinleştirebilir ve dostumun yararı için kullanabilirsem bunu yaparken Yaradan memnuniyetini veririm.

Günahkarlar, biz Yaradan’ın tüm sevgisini tezahür ettirmesini ve dünyayı ıslah etmesini engelliyoruz.

Dostlarım için talep, MAN ne de Yansıyan Işık, OH’i yükseltmezsem Yaradan, doğum sancılarında bir kadın gibi acı çeker: yardım etmek isteyerek ama yapamayarak zira kimse Yaradan’ın doğum yapmasına yardım edemez.

Herkesin bir “kalpteki noktası” vardır. Dostlarla birleşmek için egoizmimizi iptal etmeliyiz. Yaratan bizi birleştirir. Bağı hissettiğim anda: “Ben – dosta ve dost – bana” derhal aramızdaki birliğin gücünü hissederim – ihsan etme, Yaratan’ın niteliği.

Her birimizin içinde ne olduğu önemli değil, aramızda olan önemlidir – bir bağlantıların ağı düğümlerinden daha önemlidir. Bir ağ düğümler üzerine inşa edilmiş olsa da bu sadece hedefe ulaşmak içindir. Yaradan ile birleşmek, bağlantıların ağı, çok daha önemlidir.

Dünyada bir ruh vardır ve bu ruhunun Kaynağı olan Üst Gücü pratik olarak ifşa etmeyi özlemleyen her kişinin içindedir. Her kişi, başkalarıyla bağ kurarken, tüm Üst Işığı Adam olarak hissederek, ortak bir ruha- tek ruha kavuşur.

Üst dünyaya giriş safhasına başlangıç (Ibur) denir: bir kişi kendini Üst’ten önce iptal ettiğinde, tıpkı ruhun egoizme düşmeden önce olduğu gibi, tamamen Üst’e (Malkut’tan Bina’ya bir yükselişte) ihsan etmededir.

Egoizmimiz büyümeye devam ediyor ve sürekli ekonomik büyüme talep ediyor. Korona virüsü bizi ayrılmaya zorluyor, böylece küresel ekonomik krizin gelişmesini hızlandırıyor. Kurtuluş birliktedir. Herkesin birleşme yöntemi Kabala’dır.

Dünya Bnei Baruh grubunun safhası seçkindir, çünkü tüm milyarlarca bireysel ruhtan, tüm insanlığı ıslaha doğru çeken ” Yaradan’a doğru ” bir grup olan Yasar-El’in sisteminde olmaya seçildik.

Ya bir hoş bağımlılık ya da açlıktan ölüm.

Korona Virüsü’nün bir sonucu olarak insanlıkta büyük anlayış ortaya çıkabilir: herkes aramızdaki bağları nasıl koparmaya çalışsak da birbirimizden ayrılmayacağımızı, birbirimize ne kadar bağımlı olduğumuzu ve birbirimize ne kadar ihtiyacımız olduğunu hissedecek.

Eğer çevremizi şu anki seviyeye inşa edersek, bir sonrakine yükselebiliriz. Düz bir çizgide yükseliyoruz. Yükseldikçe bir kez daha bir çevre, bir çember inşa ediyoruz. İçinde yaşadığımız çemberi inşa ettikten sonra, onun bizi koruduğu gibi onu koruduğumuzda dua- MAN’ı yükseltip yukarı doğru bir çizgide yükseliriz.

 

Yaradan ve Mutluluk Hissi

Soru: Mutluluk duygusu,  “O’dan başkası yok” ile nasıl bağlantılıdır?

Cevap: Yaradan’dan başka kimsenin olmadığını hissetmeye başladığımızda, o zaman gerçek mutluluğu deneyimleriz.  Sonuçta, O’nun kaynağında olduğumuzu hissederiz ve bu yüzden tüm problemler ortadan kalkar.

Tüm yüzyıllara ve koşullara dair var oluşumuzun sahipleri haline geliriz. Bu nedenle O’ndan başka, bir insanı mutlak olanın edinimine götüren hiçbir şey yoktur!

 

Manevi Büyümenin İşareti

Soru: Olumsuz nitelikler arttıkça, olumlu nitelikler de mi artar ya da tam tersi? Burada herhangi bir ilişki var mı?

Cevap: Evet. Ne kadar olumsuz nitelikler ortaya çıkarsa, olumlu nitelikleri bilmek için o kadar fazla fırsata sahip olursunuz. Anlamak zorunda olduğumuz şey budur.

Her hareket amaçlanmalıdır, böylece olumsuz olanın üzerine diğerlerine karşı olumlu bir tutum içinde yükselirsiniz. O zaman gerçekten büyüdüğünüzü söyleyebilirsiniz.

 

Twitter’da Düşüncelerim / 6 Mart 2020

Tam olarak içinde herhangi bir his veya mantık bulunmayan bu safha, bir sonraki derece, yeni bir yükseliş için malzeme işlevi görür.

İçimizde yeni bir boş alan ortaya çıkıyor – ıslah olmamış arzular. Onları iyi kullanmak, çalışmaya bağlamak zorundayız – bu şekilde yeni bir dereceye yükseliriz.

Birbirimizle olan bağa güveniriz – ve böylece her şeyi ıslah ederiz.

“Biz sadece kutsallıkta yükseltiliriz, asla düşürülmeyiz”. Şimdi ruhumuzun yeni bir boş alanını açığa çıkarıyoruz – onu inanç gücüyle, Hasadim ışığıyla ve sonra Hohma’nın ışığıyla doldurmalıyız. Yaradan ile bağlantıları ve dereceleri bu şekilde inşa ederiz.

Mısır’dan çıkış birkaç aşamada gerçekleşir:

  1. Tamamen köleleşmiş hissederiz.
  2. Kölelik ve kulluk için artan bir itiraz hissederiz.
  3. Her şeye hazırız – eğer kölelikten kaçmamıza yardım ederse -Son Deniz’e atlamaya bile zira “Ölüm böyle bir hayattan daha iyidir”

O emirleri yerine getirerek içeriği korumaya istekli ..

Yaradan bunu insanın kendini bağımsız olarak öz sevgiden kurtaramayacağı şekilde yaptı fakat insan yardım etmesi için Yaradan’a ihtiyaç duyacaktı. Yaradan nasıl yardım eder? Kutsal ruhla, yani ihsan etme arzusuyla. İnsanın ihsan etme ışığını almaya arzusu yoktur.

Yaradan kendileri için talep edenlere yardım etmez. Ama onların adına talebimle onları Yaradan’a bağlıyorum. Yaratan’ın Yansıyan Işığı yok, o ihsan etme kuvvetini farklı olarak gösteremez. Yaradan’ın çalışmasına ve zevk almasına izin vererek ona ben kendi tezahürümü veririm.

Başkaları için talep ettiğinde önce sen alırsın!

Yaradan’ın dosta ifşasıyla kendimi ilgilendirirsem, onun yararı ve Yaradan’ın yararı için, talebimde Yaradan’ın eylemlerini hissederim. Sonuçta, Yaradan’ı yardım etmesi için gruba çeken benim eylemlerim ve ben bu yardımı içimden geçeceği için ifşa edeceğim.

 

Kabalistik Bir Grubun Amacı, Bölüm 7

Grup: Yeni Topluluk

Soru: Rabaş’ın makalelerinde, grubun amacının komşuya karşı grubun tutumunu araştırmak ve pratik olarak bunu kontrol etmek olduğu yazılmıştır.

Yaradan’ın niteliğini edinmek istersem, bunu nerede kontrol edebilirim? Sadece grupta mı? Ve Yaradan’ın niteliğinin ihsan etme niteliği olduğunu nasıl bilebilirim?

Cevap: Bunu Kabalistlerin materyallerinden öğreniyoruz: Birbirinizle bağ kurmak için mümkün olan her şeyi yapın, bir şekilde birbirinizi tamamlayarak kendinizi bir bütün halinde düzenleyin; böylece birbirimizle iletişimde her birimizin grupta çözüldüğünü ve grup içinde kaybolduğunu hissetmeye başlarız.

Bunun yerine, çemberimizin merkezinde, onlunun merkezinde yeni bir varlık ortaya çıkar: Ortak bir arzu, ortak bir özlem, ortak bir hedef, aramızda ortak bir bağ. Sonra bu durum aracılığıyla Yaradan’ın ifşasını hissetmeye başlarız.

Soru: Grubun amacı, gruba ait olan bir kişide gururu geliştirmek midir?

Cevap: Kesinlikle. Dünyada özel bir grup, özel bir amaç, özel bir fikirle gurur duyarız.

Soru: Gurur egoistçe değil midir?

Cevap: Bir kişinin ne ile gurur duyduğuna bağlıdır. Eğer insanlık yararına hareket etmekten gurur duyuyorsa, neden olmasın? Herhangi bir dürtüde, herhangi bir harekette, herhangi bir durumda olumsuz bir şey yoktur; bu her zaman hedefe bağlıdır.

 

Twitter’da Düşüncelerim / 5 Mart 2020

Hayatın ruhu ortadan kalktığında, Yaradan’dan uzaklaştığımızı düşünüyoruz. Ancak gerçekte, Bilgi Ağacı’yla günahın düşmesi sırasında üst ışığın ayrılışından yeni boş boşluklar ortaya çıkıyor. Onlar gizlenmişlerdi, ama şimdi ifşa oluyorlar.

… bir programa göre, her birimizde derecelerin sırası boyunca

Karşılıklı garantiyi, birliği, grubu önceden güçlendirmeliyiz – tüm araçları, ortaya çıkan ortak ruhun bir boş parçasını daha en üst düzeyde ıslah etmek için hazırlamalıyız. Ruhun tüm parçalarını tek bir ruha bağlayana kadar – ıslahın sonuna ulaşamazsınız.

Bu karanlığı anlıyor ve hissediyoruz ve bu durumu ıslah etmekle yükümlüyüz.

İnişlerde ve düşüşlerde sevinmeliyiz, çünkü kişinin hazır olma derecesi, kırık arzuları, manevi kapları ona ifşa olur. Bir iniş, kötü bir ruh hali, zihin ve kalpte karanlık gelirse – bu ıslah için verilir.

Kabala ve İnançlar, Bölüm 4

Dua ve Dua Kitapları

Soru: Kabala’da dua, “kendinizi yargılamak” demektir. Bu ne anlama geliyor?

Cevap: Bu, kişinin kendini, niteliklerini değerlendirmesi ve hangi nitelikleri ölçtüğünü kontrol etmesi ve Yaradan’ı değerlendirmesi demektir. Bu nedenle, kişi kendini yargılar: Doğru mu yapıyorum, egoizmimin üstüne çıkıyor muyum, objektif olabilir miyim, vb.?

Kişi, kendi algı düzeyine, ne kadar objektif olduğuna ve Yaradan’ı ne kadar doğru algıladığına, kişinin içsel egoizmi tarafından rahatsız edilmediğine ilişkin içsel açıklamalar yapar.

Soru:   Duanın, kişinin şu anki koşulundan istediği şeyin ve arzuladığı koşulun gerçekleşmesi olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu delta, kişide gerekli bir içsel talebe neden olur ve kişi kime hitap ettiğini anlamasa da,  kendi içindeki değişiklikleri hisseder.

Cevap: Kesinlikle.

Soru: Ve bunun Kabalistler tarafından yazılmış olan dua kitapları ile ilgisi yok mu?

Cevap: Burada(Kabalada) her şey çok daha karmaşıktır. Dua kitaplar, Kabalistlerin kendileri için yazdıklarıdır yani kendi algılarına dair ve nasıl ıslah edilip, ayarlanabileceğine dair bir inceleme planıdır.

Kabalistik dua kitapları, kişinin içinde bütün bir insan etkileşim sistemidir, dünyayla ve kişinin içindeki Yaradan’la. Bu çok ciddi bir açıklama ve çok ciddi bir çalışmadır.

Soru: Yazılanları, bayramlarda geleneksel olarak kabul görüldüğü gibi anlamadan sadece okursanız ne olur? Bunun bir etkisi var mıdır?

Cevap: Gerçek şu ki normal bir dua kitabı var, bir de Kabalistik olan. Kabalist dua kitabı sadece bir Kabalist tarafından anlaşılır ve sadece belirli bir seviyeden başlar. Normal bir dua kitabı, bu dili bilen herkes tarafından anlaşılabilir.

Yorum: Ama normal dua kitabı da Kabalistler tarafından yazıldı.

Benim Yorumum: Evet, ama Kabalistik dua kitabı güçler ve insanoğlu etkileşimi ile ilgilenir. Normal bir dua kitabında bu, herkesin anlayabileceği bir dilde aktarılır.

Soru: Peki, dua iki kısma ayrılabilir mi? İçimdeki dualardan biri, şimdi gelmek istediğim koşulla ilgili olarak gerçekten eksik olduğum, şu anda beni acıtan şey midir?

Cevap: Evet. Kabalistlerin yazdığı bir dua da vardır. Eğer onu okursam, bu benim için manevi yükselme talimatı gibi olacaktır. Henüz bu tür durumları hissetmememe rağmen, yine de beni yükseltir, bana yardım eder.

 

Yaradan’ın Eşsizliği, Bölüm 10

Üst Işığın Etkisinin Sonucu

Soru: Belli bir kapasitede varım ve üst güç beni sürekli etkiliyor mu? Buna kendi üzerimde diyebilir miyim?

Cevap: Elbette. Ancak yalnızca doğru çevrede olduğunuz ölçüde. Bu çevre sayesinde üst gücü harekete geçirebilirsiniz ve başka hiçbir şekilde mümkün değildir.

Bütünleşmeye, karşılıklı iletişime, ancak sizinle aynı hedefe sahip olan insanlarla birleşmeye çalışırsanız girebilirsiniz: Işıkla bir tür benzerlik elde etmek için. Sonra, buna doğru küçük hareketler yaparsanız, ışık anında size doğru hareketini değiştirir ve sizi kendisine doğru hareket ettirir.

Soru: Bunu nasıl hissedebilirim? Nasıl belli olacak?

Cevap: Gelişiminiz için gerekli olduklarını takdir ederek ve anlayarak, başkalarını daha çok sevmeye başladığınızda belli olacaktır. Ama bu hala egoistiktir.

Soru: Bu “Yaradan’ın bir hissiyatı” olarak mı adlandırılır?

Cevap: Hayır, bu henüz Yaradan’ın hissiyatı değildir. Bu, üst ışığın etkisinin bir sonucudur. Diğer değişiklikler – sizin manevi dünyada, ışığın niteliğinde doğumunuz – daha sonra yavaş yavaş gerçekleşir.

Yorum: Başkalarını sevmek, onlara içtenlikle/şefkatle davranmak iyidir. Ama benim için “Yaradan’ın hissiyatı” beni sonsuza dek dolduran bir şeydir.

Benim Yorumum: Bu doğrudur, ancak bu başkalarına karşı tutumunuza göre gerçekleşir!

Yorum: Her şeyi bir tür ilişkiye göre kısıtlarsınız…

Benim Yorumum: Bunu kesinlikle açık ve somut olarak kısıtlarım. Kabala somut ve pratik bir bilimdir. Bu nedenle, hiçbir durumda dinleyicilerimin kafasını karıştırmak istemem.

Kabala soyut bir şey hakkında tek bir söz söylemez. Sadece bir grubun içinde öğrenebilir ve bunun doğru olduğundan emin olabilirsiniz.

Soru: Grup sadece bir araç mıdır?

Cevap: Evet, sonra da ıslahın, yöntemin ve hedefin kaynağı haline gelir. Grubun içinde, manevi bir Partzuf’ta, ruhta olduğu gibi, Yaradan ifşa olur.

Soru: Kişiye Yaradan hissiyatını veren nedir?

Cevap: Kişi başka bir koşula, başka bir dünyaya, başka bir boyuta geçer. Kişi, hayatı boyunca başına neler geldiğini ve bunun kendisini nereye götürdüğünü anlamaya başlar. Kişi, yaşam ve ölüm hakkındaki fikirlerini paylaşır ve ölümden korkmaz. Kişi ölümsüz hale gelir. Olan her şeyi anlar. Sadece tek bir şey tarafından yönlendirilir: Diğer herkesin de aynı duruma ulaşmasına nasıl yardım edilir?