Category Archives: Kabala

Grup İçindeki Çalışmayla İlgili Sorular

Soru: Dostlarımla ilgili şikâyetlerimle nasıl başa çıkacağım? Onunla oturmalı ve nelerden hoşlanmadığımı tartışmalı mıyım ya da bunu kendime saklamalı ve onun benden daha iyi olduğuna zihinsel olarak kendimi ikna etmeye mi çalışmalıyım?

Cevap: Grup içinde tartışın çünkü bunu Yaradan size grup içinde O’nun ifşası için daha büyük bir bağ kurmanız için veriyor.

Soru: Bağlantı üzerine çalışma, dostlarımın arzularını benimmiş gibi hissetmeyi istemek anlamına mı geliyor? Eğer evet ise, o zaman dostların hangi arzularından bahsediyoruz: dostların bütün arzuları ya da sadece Yaradan için olan arzuları?

Cevap: Bu dostların sadece Yaradan için olan arzulardır.

Soru: Grup içindeki birlikten on Sefirot’un ortaya çıkmasının işaretinin, mutluluk olduğunu söyleyebilir miyiz?

Cevap: Bu eşlik eden hislerden biridir.

Questions About Work In The Group – 2

Değişim Safhasının Başlangıcı

Soru: İnsanları birbirleriyle iletişim haline getirmek ve dünya topluluğunun çekirdeğini oluşturmak için Kabala grupları halinde organize etmek kaç nesil sürecek?

Cevap: Bu nesillerin sayısı ile ilgili değildir. Eğer kişi “sıkıntıda” ise bu çok uzun sürmez.

Mesele şu ki bugün insan toplumunun bir değişim geçirmeye ihtiyacı var; karşılıklı ilişkilerdeki, hayatın gerçek anlamını arayıştaki değişim ve bu yalnızca bir başlangıç. İnsanlık birkaç yıl sürebilecek bir safhanın içinde. Bugün olup bitenlere bakılırsa, bunun çok hızlı olacağına inanıyorum.

En azından çocuklarımızı hazırlamak zorundayız, böylece biraz yardımla, hayatın anlamı hakkındaki ebedi sorulara doğru cevaplar verebilsinler böylece kendileri için doğru ve güvenli çevreyi düzenlemeleri mümkün olacaktır.

The Beginning Of The Transition Phase

Amaç Her Şeyi Belirler

Soru: Hoşlanmadığım bir ülkede yaşıyorum ve beni istemeyen birini seviyorum. Ne yapmalıyım?

Cevap: Bütün bunların üzerine çıkman gerektiğini düşünüyorum. Sevmek ya da sevmemek ne anlama geliyor düşünemiyorum. İlk olarak bunu hayatın amacına ilişkin olarak karşılaştır ve test et ve belki o zaman hoşlanmadığın ve hoşlandığın nedir belirleyebilirsin. Ve bugün tercih ettiğin şey yarın seni hayal kırıklığına uğratacak ve belki de ondan nefret bile edeceksin. Kendini bundan uzakta tutmaya başla. Böylece değerleri, yeniden gözden geçirmen gerekli olur. Sonuçta kişinin nerede yaşadığı önemli değil. Ben, bugün yaşadığım gibi yaşamayı hiç düşünmedim. Her şeyi belirlemede bir amaca ihtiyaç vardır.

Ve amaç, Yaradan’ın bu dünyada kişiye ifşa olmasıdır. Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yoktur. Ve sen o zaman tamamen mutlu olacaksın ve sonsuzluğa, sınırsızlığa ve bütünlüğe kavuşacaksın, burada ve şimdi. Hangi ülkede yaşadığın, hangi işe sahip olduğun, hangi eşle hayatını yaşadığın vb. senin için önemli olmayacak. Yaradan’ın seni neden bu sistemin içine koyduğunu anlayacaksın ve sonuçta hayatında her şey yoluna girecek.

The Purpose Determines Everything

Özgür İrade Arayışında, 1. Bölüm

Doğuştan Gelen ve Sonradan Kazanılmış Olan:

Genel olarak özgür iradeyle ilgili iki zıt kavram bulunmaktadır. Birincisi, bir kişinin özgür kararlar almasını sağlayan fırsatlara sahip olduğunu ve kendi hayatına, önemli ölçüde yön verdiği söyler. İkincisi ise, bunun tam aksine olarak kişinin özgür iradeden yoksun olduğunu ve olayların daha önceden belirlenmiş ve her şeyin kadere ya da ilahi takdire bağlı olduğunu söyler. Peki, o zaman hangisi doğru?

Benim ilk mesleğim bio-sibernetikti; bu insan bedenindeki, bedeni kontrol eden ve hayatı fonksiyonların yerine getirilmesini sağlayan ve belirli işlevlere ve hedeflere yönlendiren sistemleri araştırır. Şöyle ki, bio-sibernetiğe göre hiçbir özgür irade yoktur. Sonuç olarak beden, iki tür değişkene sahip karmaşık bir biyolojik sistemdir:

  • Doğuştan gelen nitelikler
  • Dış çevreden edinilmiş nitelikler

Bu çerçeve içinde, ortalama bir insanın, zerre kadar bile, özgür iradesiyle hareket etme olanağı yoktur. Bazı niteliklerini ailesinden miras almıştır, bazılarını da çevresinden edinmiştir. Gelişimi bu iki faktörün bileşimiyle belirlenmiştir.

Şu halde soru şu: Kişi, değiştirebilecekleri vasıtasıyla, diğer faktörleri seçecek midir? Ve eğer seçebilecekse, onu ne yönlendirir? İçerde olan yani doğuştan gelen ve dışarıda olan yani çevre yoluyla gelen, halen zaten yönlendirilmiyor mu ki? Ve eğer kişiye başka bir şey verilse bile bu da kişiye bağlı değildir, doğru mu?

Tanrının İradesi:

Kişi her olup bitene öngörülen bir tepki verir ve yoluna devam eder. Kişinin rastgele durumlara dayalı özgür seçimler yapabildiğini kabul ederiz. Ama gerçekte, durum böyle değildir ve hiçbir şeyde özgürlük yoktur.

Kısacası, bizim doğa ya da Elokim (Tanrı) dediğimiz bütünleşik sisteme dair yeterli bilgimiz yok. Tamamen karşılıklı olarak bağlantılı alt sistemlere ayrılmıştır ve onda tesadüfi hiçbir şey yoktur. Tam tersine, her şey tam olarak belirlenmiştir. Böylece insan içsel doğanın ve çevresel doğanın bir yaratığıdır. Kendisine bağlı özgür kararlar vermeye muktedir değildir.

O zaman bunu nasıl ele alabiliriz? Kişinin hareketini ve tavrını, iyi ya da kötü olarak değerlendirmek mümkün mü? Doğruyu söylemek gerekirse; hayır.

Ürettiğimiz bir cihazın üretim hatalarını değerlendirirken de bu aynı şekildedir. Eğer bir parçası arızalı ise, bunun ya içsel bir defodan ya da temasta bulunduğu dışsal bir faktörden olduğunu biliriz. Kısacası başka bir seçenek yoktur.

Şu halde, eğer sistemi doğru biçimde anlar ve hissedersek, bir insanı cezalandırmak için hiçbir sebep olmadığını görürüz. Tora’nın modern anlayışı içinde hiçbir cezalandırma olmayışı tesadüfi değildir; onda sadece ıslahat vardır. Kişi, dışsal faktörler vasıtasıyla değişim yaşayacağı bir sistemin içine yerleştirilmelidir ve böylece hayatı değişik şekilde akmaya başlayacaktır.

Ancak bizler, kadercilik ve kadere inanmaktan, kör talihe inanmaya uzayan bir ölçekte kafamız karışmış bir haldeyiz. Bazıları, her şeyin tanrının ellerinde olduğuna inanıyor; diğerleri ise sadece bazı olayları tanrının iradesine terk ediyor.

Esasen, tanrı, hayatlarımızı iyileştirmek için bir tür ilişki kurmaya çabaladığımız, bilinmeyen bir bileşendir.

(Kab.Tv’den, Yeni Hayat, 28 Haziran 2016)

http://laitman.com/2016/08/in-search-of-free-will-part-1/

Kabala Bilgeliği Ve Diğer Öğretiler

Soru: Kabala Bilgeliğindeki derslere ilave olarak hayatın anlamı hakkındaki sorular çok ilgimi çekmekte, ayrıca ben başka öğretmenlerden çeşitli diğer kaynakları ve doktrinleri de dinledim. Bunlar manevi hayatım için “çöp” müdür?

Cevap: Diğer öğretiler ile Kabala Bilgeliğini birleştirmenizi tavsiye etmem. Diğer metotlarla ilgilenmeniz ve Kabala çalışmayı bırakmanız sizin için daha iyi olur.

Bu sizin ruhsal sağlığınız için daha iyi. Örneğin, Yoga ya da Tarot kartlarıyla, istediğiniz her hangi bir şeyle meşgul olun ama hepsiyle birden değil. Hepsini anlayabileceğinizi düşünüyorsunuz. Ama yapamazsınız! Kişisel ve ruhsal “çöp” gerçekten ortaya çıkar ve bundan kurtulmanız zor olur.

Kişi herkesten duyduğunu derinden anlamak ve ilerlemekten acizdir. Bu sadece, ona “samandan buğdayı ayıklayabilirmiş” gibi görünür.

The Wisdom Of Kabbalah And Other Teachings

Ortak İlgi Alanları Olmadığı Zaman

Soru: Kabala İlmini çalışmaya başladım ve fark ettim ki etrafımdaki birçok insan artık beni ilgilendirmiyor. Bu benim egomun büyüdüğünü ya da aramızdaki nitelikler arasındaki farkın arttığının mı göstergesidir?

Cevap: Biz içsel özelliklerimize, hobilerimize ve amaçlarımıza göre hayatlarımız boyunca doğru ortam ararız ve böylece seçim yapmadan ilginç bulduğumuz insanlara çekiliriz.

Benim için, örneğin, bunlar benimle aynı görüşleri paylaşan öğrencilerim ve dostlarım. Bu tabii ki benim çocuklarıma ve torunlarıma olan doğal sempatimi olumsuz etkilemez çünkü onlar benim ailem, yani maneviyatla hiçbir ilgisi yoktur.

Diğer insanlar için ise, onlarla temas içinde değilim sadece çünkü hiçbir ortak noktamız yok. Bazen geçmişte birlikte çalıştığım ya da hayatımın farklı safhalarından insanlarla karşılaşırım, “Nasılsın?” ve “Her şey nasıl?” gibi bazı ufak konuşmalar dışında ortak hiçbir şeyimiz yoktur.

Birkaç dakika sonra konuşacak hiçbir şey kalmaz. Bu nedenle, Kabala ilminin bizi biraz eski tanıdıklardan ayırdığı gerçeğini kabul etmek doğrudur. Hayat bizleri ayırdı.

http://laitman.com/2016/07/when-there-are-no-common-interests/

Yaradan Sevgide İfşa Olur

Tora, Deuteronomy 6:25: … Ve O’nun bize emrettiği şekilde Efendinin, Tanrımızın huzurunda bütün bu emirleri yerine getirmek, bizim erdemimiz olacak.

Bütün arzularımızı bencillikten özgeciliğe düzelmemiz, birbirimizle karşılıklı bağa gelmemiz gerekir. Yaradan’dan bize bağ kurma gücünü vermesini, tek kalp tek adam ve karşılıklı sevgi içinde olmayı istememiz, O’na aramızda ifşa olması için fırsat vermemiz gerekir.

Emirlerin tam uygulamanın anlamı; onları kendimiz için değil, bütün arzularınızı en altta tuttuğunuzda ve egoizme hizmet etmeyi kabul etmeden, sadece başkalarına ihsan etmek için uygulamaktır.

Yaradan bize her bir arzuda, önümüze sunduğu her koşulda “dostunu kendin gibi sev” diye emreder.

Bu nedenle, bu bencil kabı (Kli’yi) Mısır’dan çıkarıp içinde sevginin ifşa olduğu karşılıklı bağa dönüştürmemiz gerek ve bu sevgide Yaradan ifşa olur.

The Creator Is Revealed In Love

Adam Mı Yoksa Yaradan Mı ?

Soru: Eğer sadece Yaradan varsa, bu adam Yaradan’ın bir parçasıdır anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet, ama kişi ona kendisi ulaşmak zorunda.

Soru: Eğer öyleyse, bunun anlamı kişi sadece Yaradan’ı veya kendisini mi hisseder? Sadece bir Yaradan veya bir kişi mi var?

Cevap: Sadece Yaradan var ve biz egoizmimize göre varız.

Soru: Yaradan neden memnun olur? Güç zevk alır ne anlama gelir?

Cevap: Bu dolu ve tamamlanmış demektir.

http://laitman.com/2016/08/man-or-the-creator/

Yaradan’ın Gücüyle Gitmek

Tora, “Deuteronomy” 7:07-7:09: Siz diğer insanlardan daha çok sayıda olduğunuz için değil, tüm insanlardan daha az olduğunuz için Efendi sizden memnun kaldı ve sizi seçti. Ancak Efendi’nin size sevgisi nedeniyle ve O’nun atalarınıza içtiği andı tutması nedeniyle, Efendi güçlü elleriyle sizi esaret evinden, Firavun’un elinden, Mısır’ın kralından dışarı aldı. Bilin, bu nedenle o Efendi, senin Tanrın O Tanrı, sözünü tutan ve iyiliksever sadık Tanrıdır.

Şunu unutmamalıyız ki Yaradan bize bencillik durumundan çıkmamızda rehberlik eder ve O’nun gücüyle ilerleriz. Bu nedenle, her bir seviyede sadece O’nunla birlikte ilerlemeliyiz.

O’nunla kesin bir bağ içinde olmak için, O’nu içimizde tutmalıyız. Ve bu bağlantıyı kontrol etmek sadece grupta dostlarla, halkımla sahip olduğum bağ kadar mümkündür çünkü İsrail halkı tek bir amaçta birleşmiş bir gruptur –kendi birliğinde karşılıklı ihsan ve sevgi niteliğini ifşa etmek. Ve sonra bu niteliğin içinde üst güç yani Yaradan ifşa olur.

Bu daima aklımızda tutmamız gereken amaçtır. Ve böylece doğru yolda ilerliyor ve Tora’da söylenenleri uyguluyor oluruz.

Going With The Power Of The Creator

Kişi Kabala Kitaplarını Nasıl Okumalı?

Soru: Zohar ve Şamati gibi kişiyi etkileyen kitapları nasıl doğru bir şekilde ve ne niyetle okumalıyız? Ne arzulamalıyız?

Cevap: Hayatın amacına ulaşmak, Yaradan’a benzemek, mutlak sevginin niteliği edinmek niyetiyle okumamız gerekir. Rabaş’ın ilk makalelerinde bahsedilen de budur.

Soru: Şamati makalelerini okurken, metnin gizli anlamlarını hissetmeyi arzulamak yeterli midir, böylece Or Makif (Saran Işık) okuyucuyu etkileyecek midir?

Cevap: Bu yeterlidir, ancak bu, kişinin bir grup içinde bu metnin uygulamasının gerçekleştirilmesine katılması koşuluyla mümkündür.

How Should One Read Books Of Kabbalah?