Bayramlar – Ruhun Islahının Aşamaları

Roş HaŞana, Sukot ve Yom Kipur ruhun ıslah aşamalarıdır. Bu dünyada kutladığımız bayramlar, ıslah yolunda her insanla ilgili, kendi içimizde gerçekleştirmemiz gereken eylemleri sembolize eder.

Yaradan’a yaklaşmak, birleşmek ve O’na bağlı kalmak için kendisini ıslah etme ihtiyacı hisseden herkes bu eylemleri yapmaya çalışır.

Yom Kipur’da kendimizi egoizmimizden, kendi iyiliğimiz için alma arzusundan nasıl uzaklaştıracağımızı öğreniyoruz. Yom Kipur, kısıtlamayı sembolize eder: alma arzumuzdan hiçbir şey kullanmadığımız zamandır, bu, bu günde alışılmış beş yasakla: içmemek, yememek, yıkanmamak vb. ile belirtilmektedir.

Bu egoist arzu kullanımını kısıtladıktan sonra, bir sonraki aşamaya geçiyoruz ve ihsan etme uğruna ihsan etmeyi öğreniyoruz. Bunu yapmak için bu arzuyu örtmemiz gerekiyor. İhsan etme eylemlerini gerçekleştirmeye izin veren arzuyu ıslah sürecine, Sukot denir.

Yom Kipur’da bu arzuyu kullanmamaya karar verdik ve yemek yemedik veya içmedik – her şey tam anlamıyla “yapma” idi. Şimdi bu alma arzusunu nasıl bir araca dönüştürebileceğimizi öğreniyoruz ki bu, inanç eylemini, Bina eylemini gerçekleştirerek ihsan etmeye başlamamıza izin verir. Sukah, saman dam örtüsü, Schach, örtü, bu ıslahı sembolize eder. Egoizmimizi, alma arzumuzu örtmek istiyoruz, çünkü maneviyata olduğu gibi öylece giremeyeceğimize zaten karar verdik.

Öte yandan, bu arzudan başka hiçbir şeye sahip değiliz: egoizm, olduğum her şey. Eylemin ihsan etme gibi olması için, alma arzusu hangi biçimde kullanılabilir? Bunu yapmak için Bina’nın niteliklerine, inanca ihtiyacımız vardır.

Sukah, aramızdaki bağdır, karşılıklı ihsan etmeye ulaşan ve inancın gölgesi altında Hasadim’in ışığıyla dolu olan ruhumuzdur. Gölge, üzerimize inşa edilmiş örtüden, perdeden gelir, bu, Yaradan’dan hiçbir şey almak istemediğimizi ama O’nun gibi olmak istediğimizi gösterir.

Roş HaŞana’da ıslah yolunu izlemeye karar verdik ve Yom Kipur’da bir kısıtlama yaptık. Şimdi ihsan etme uğruna ihsan etmeyi, Bina’nın Kli’sini inşa etmeye başlıyoruz. Ve sonra ihsan etmek için alabilecek, tam bir Kli’ye geleceğiz.

Tüm gerçekliği dolduran Yaradan’ı ifşa etmek, O’nu hissetmek, O’nu anlamak ve sonsuza kadar tüm evreni kontrol eden üst güçle bağ kurmak istiyoruz. Tüm insanlık bu hedefe ulaşmalıdır ve o zaman bu maddesel dünya yok olacaktır. Tüm fiziksel hislerimiz eriyecek ve manevi seviyeye, ebediyen var olacağımız gerçek realiteye yükseleceğiz.

Bir Sukah inşa etmek, ruhun ıslahının ilk aşamasıdır. On egoist arzu, karşılıklı ihsanla birbirine bağlanır ve aralarında ortak bir özgecil güç oluşturur, böylece Yaradan, onların bağı yoluyla Hasadim ışığını üzerlerine parlatabilir. Bu, onların Sukah’da oldukları anlamına gelir.

Sonra onlar, ihsan etme uğruna olan arzuya daha da fazlasını eklerler, Sukah’tan çıkarlar ve güneşin ışığını yani ihsan uğruna Hohma ışığını almaya gelirler. Ancak ilk aşama, tüm dostlar arasında ve onlardan Yaradan’a ihsan etmek için, Bina’nın Kli’sine, inanca, ihsan etmeye ulaşmaktır. Sukot bayramının adandığı şey budur.

Virüsler Tüm Çatlaklardan Ortaya Çıkar

Yavaş yavaş anlamalıyız ki birleşirsek bizim için iyi olur, ayrılırsak da acı çekeriz. Herkes tek bir sistem içinde, tek bir bedende birleştirilmelidir. Bu, ayrılık içinde yaşadığımız mevcut seviyemizden, tek bir ruh olarak, bir insan seviyesine yani tüm arzularımızın egoizmimizin üzerinde birleştiği tek arzu seviyesine yükselmemiz anlamına gelir.

Kötülüğün açığa çıkmasında, dünyanın her geçen gün hareket ettiği hızı göz önünde bulundurarak, tüm insanlığı bir veya iki yıl içinde manevi alanda tasavvur edebiliriz. Bu maddi dünya duyularımızdan kaybolacak çünkü o, sadece egoist algımızda var olmaktadır.

Egoizm içindeyken, yalnızca bu maddi dünyayı deneyimliyoruz ve ihsan etmeye doğru ilerlersek, başka bir yüksek gerçekliği deneyimleyeceğiz. Bizler ona girmeliyiz.

Doğa basittir. Birbirimizle iyi bağlar kurar ve iyi davranırsak mutlu oluruz. Ve birbirimizden uzaklaşırsak, aramızdaki tüm çatlaklardan virüsler, her türlü sorun, sıkıntı ve kötülüğün güçleri ortaya çıkar. Birbirimize yaklaşırsak bu kötü güçlerin kaçmasına izin vermeyiz ama onları kısıtlama ve perde ile içeride tutarız.

Çocuk Yetiştirmede Temel Şey

Soru: Günümüzde çocuk yetiştirmek için kısa ipuçları internette çok popüler. Ebeveynlik konusunda en iyi tavsiyeleri verebilir misiniz?

Cevap: Çocuk yetiştirmedeki en önemli şey onları doğru organize etmektir, böylece günümüz okulunun ve hatta anaokulunun çerçevesine sıkışmasınlar, böylece yetişkinlerden alınan doğru örneklere dayanarak birbirleriyle daha iyi bir bağ içinde yetiştirilirler.

Çocuklar her şeyi büyüklerinden öğrenirler. Onlara hayatın her alanında, insanlar arasındaki doğru ilişkiyi gösterirsek, o zaman birbirleriyle ve doğayla da doğru bir şekilde ilişki kurmaya başlayacaklardır.

Soru: İnternette sık sık garip bir soru soruluyor: Çocuk yetiştirmek gerekli mi?

Cevap: Herkes çocuk yetiştiriyor, hayvanlar bile, dahası insan yetiştiriyor. Bunu yapmak zorundalar! Eğitim olmadan, bir insan hayvandan daha kötü büyüyecektir.

Yeni Hayat 1154 – Yaşamdaki Deneyimler

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Nihai deneyim, tüm gerçekliğin kaynağı olan üst gücü, Yaradan’ı keşfetmektir. Çocukları deneyimlerden geçmeden önce hazırlamak ve eğitmek ve daha sonra kendilerini nasıl koruyacaklarını öğrenmek için bunları özetlemek faydalı olacaktır. Aile içi şiddet gibi travmatik olaylardan geçerken onların özel muameleye ihtiyaçları vardır. Bu günlerde insanlar sürekli olarak yeni heyecanlar arıyorlar; Kabala bilgeliği bizi daha yüksek bir dereceye yükseltir, böylece dünyevi deneyimler bir kum tanesi gibi olur. Manevi gelişim sürecinde, ruhumuz üst dünyanın hakikatine ve mükemmelliğine ulaşmak için rehberimiz olur.

 

Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1154-yasamdaki-deneyimler/

Yaradan’a Doğru Talep

Soru: Yaradan’a doğru talep nedir?

Cevap: Talep, Yaradan’a benzemektir. Bu, hiçbir şeyin, en yüksek ihsan etme niteliğinden ve mutlak, bencil olmayan, bütün herkese ve her şeye olan sevgiden daha mükemmel olmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla, Yaradan’a benzemek nihai hedefimizdir ve tüm ara durumlar, yalnızca O’na yönelik özlemlerimizdir.

Soru: Bu, acının, O’na zıt olmam gerçeğinden kaynaklandığı ve bunun sadece başlangıç noktam olduğu anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet, ama bu da kolay değildir. Grupta nasıl Yaradan gibi olacağımızın bir modelini yaratmalıyız, bu yüzden içinde benim bireysel koşullarımı, karşılıklı bağımlılığımızı ve birbirimizi nasıl etkilediğimizi hissetmek için onluda yer almalıyım, böylelikle dostlara ne kadar bağlı olduğum, onlara ne kadar bağımlı olduğum ve onların bana ne kadar bağımlı oldukları hissiyatı her birimizin içinde olacaktır.

Yükümlülüklerim ve özlemlerim grupla o kadar bağlantılı olmalı ki, bunun benim ruhum olduğunu hissetmeye başlayacağım. Ve bu sadece başlangıçtır. Sonunda bağ, cansız, bitkisel ve hayvansal doğa seviyeleri ve tüm maddesel sistem, tüm yaratılış, tüm evren dahil olmak üzere, tüm insanlıkla, tüm dünyayla ve tüm ruhlarla olacaktır. Bunların hepsi, ruhumun dışımdaki yansımasıdır, böylelikle onu daha iyi edinirim.

Baal HaSulam – Yaradan ile Bağımızın Kanalı

Öğretmenimiz Baal HaSulam’ın vefatının yıl dönümü özel bir gündür. Bu, bizi Yaradan’a bağlayan ruhtur, içinde yaşadığımız son nesil için Kabala bilgeliğinin kapılarını açan kişidir.

Onun öğretisi olmadan, daha önce aldığımız ve gelecekte de alabileceğimiz bir şeyle ödüllendirilemezdik. Bilgi, yaklaşımın tamamı, metodoloji ve erişim aşamaları, bunların hepsi bizim için Baal HaSulam tarafından hazırlandı. Elbette, her şey bize Yaradan’dan gelir ama bu yüce ruh aracılığıyla.

Kabala (alma) bilgeliğinin böyle bir isme sahip olmasının nedenlerinden biri, onun nesilden nesile aktarılmasıdır. Her öğrencinin bir öğretmeni olmalıdır. Yalnızca yukarıdan özel yardım alan istisnai kişiler, Yaradan’ın edinimine kendi başlarına doğrudan ulaşabilirler. Bu nedenle, maneviyatı edinmiş bilgelerle, büyük Kabalistler ile her zaman bağda olmalıyız, böylece nesilden nesile ilerleyebiliriz.

Her şey kişinin öğretmeni ne ölçüde takip edebileceğine bağlıdır. Bunun içinde herkesin kendi zorlukları vardır. Bu doğaldır çünkü dereceler yukarıdan aşağıya doğru bu şekilde düzenlenir. Aşağı olanın egoizminin üstesinden gelmesi ve üstteki ile bağ kurması zordur.

Dünyamızda, hayvansal düzeyde, böyle bir sorun yoktur, çünkü doğa bir çocuğu yetişkinlere bağımlı olmaya mecbur eder. Bununla birlikte, Kabala bilgeliğini incelemeniz gereken insan seviyesinde, bunu yapmak kolay değildir. Orada, ondan bir şeyler öğrenmek için eğilmemiz ve öğretmenin yüceliğini en üst düzeye çıkarmamız gerekir.

Tabi ki bu öğretmeni onurlandırmak için değil, sadece öğrencinin yararı içindir. Öğrenci öğretmenden daha az hissederse, daha çok eğilip öğretmenden alabilecektir. Bu dünyanın bilimlerinde, bu gereklilik o kadar kesin değildir, sonuçta orada öğrenci öğretmeni eleştirmeli ve onu kontrol etmelidir.

Bununla birlikte, Kabala bilgeliğinde kişi, Yaradan’ın önünde eğilmezse hiçbir şey edinemez. Bu nedenle, ona tüm nesillerin hocalarından gelen kaynaklardan ders veren öğretmenden aldığı her şeyin önünde eğildiği ölçüde, o kadar çok edinim alır. Sadece bu formda küçük olan büyük olandan alabilir.

Bu nedenle, Baal HaSulam’ın ne kadar istisnai ve büyük bir adam olduğunu anlamamız gerekiyor. Tüm eserlerini ve mirasını hiçbir eleştiri olmadan kabul etmeliyiz, o zaman onun ruhuyla bağ kurmaya başlayacağımızı ve onun aracılığıyla Yaradan’ın üst gücünü alacağımızı umabiliriz.

Cennet Bahçesinde

Soru: Eğer tüm dünya benim için yaratılmışsa ve benim içimde ise, nasıl olur da hayatım bir mücadele ve görünüşe göre tüm dünya bana karşı olabilir?

Cevap: Bu, bir egoist olarak bu dünyayı, karşıt dünyaya değiştirip düzeltmeniz için böyledir. Bu şekilde olmasının tek nedeni budur.

Dünya, içsel özelliklerinizin yansımasıdır. Kendinizi değiştirin, dünya da değişecek ve kendinizi Cennet Bahçesi denen bir dünyada bulacaksınız. Bu, egoistten özgeciliğe düzeltilmiş arzunuzun, tamamen Yaradan’a benzediği, Işıkla dolu olduğu ve sonsuzluk ve bütünlük durumunda olduğu anlamına gelir.

Bunu dünyamızdaki yaşamınız sırasında edinebilirsiniz. Her şey önünüzdedir ve sadece doğru talebe bağlıdır.

Bizim Hatamız Ne?

Kişi, Yaradan’dan af dilediğinde, günah işlemiş olduğunu hissetmek zorundadır. Aksi takdirde, Yaradan’la ve yarattığı tüm sistemle sadece alay ettiği ortaya çıkar. Ancak, bizler herhangi bir günah işlediğimizi hissetmeyiz ve ıslah olmamız gerektiğini düşünmeyiz. Tüm bunların nedeni, doğada, bir suçu ikinci kez tekrarladığınız bir yasa vardır ve bunu bir günah olarak görmemek için zaten izin verildiğini düşünürsünüz.

Bu nedenle şunu düşünmemiz gerekiyor: Hayatımızda suç işlememiz mümkün mü? Aslında, her birimiz her an suçlarla doluyuz. Ancak, onlara her zaman geri döneriz ve bu nedenle egoizmimizin içinde, bir suç işlediğimizi düşünmeyiz. Bir suçu ikinci kez tekrarlarsınız ve onu norm olarak görmeye başlarsınız; bu doğanın kanunudur.

Kişinin kafası karışmıştır: Ne yaptım? Kime zarar verdim? Suç, henüz ilk kez hissedilmiştir. Ondan sonra bunu binlerce kez tekrar edebilirim ve kötü bir şey yaptığımı hissetmem.

Bu nedenle Yaradan’dan af dilediğimizde günahkâr olduğumuzu düşünmüyoruz. Bizim hatamız ne? Roş Haşana’dan önce ağlamak ve af dilemek gelenekseldir, ancak bunlar suçlarımızı kabul etmediğimiz için suni gözyaşlarıdır.

Bu nedenle, onlulara dâhil olmayı, dostlarımızı, bağımızı ve Yaradan’a olan yakarışımızı ihmal ettiğimizi fark etmemiz gerekir. Sürekli aynı suçlara geri döndüğümüzü hissetmiyoruz ve bu yüzden onların bir günah, bir kötülük olduğunu düşünmeyi bırakıyoruz.

Sadece Yaradan’ın her şeyi yaptığını, her şeyi düzenlediğini, her şeyi kontrol ettiğini, O’ndan başka hiçbir şeyin olmadığını ve benim O’na yüzde yüz bağlı olduğumu fark etmememden dolayı affedilmeyi istemem için, kendisini yeterince takdir etmediğimi, Yaradan’ı ne kadar önemsemediğimi hissetmeliyim.

Hayatımda, Yaradan’ın varlığını doğru bir şekilde düşünmüyordum; düşüncelerimi, arzularımı, gerçeklik algımı sadece O’nun belirlediğini kabul etmiyordum. Şimdi, beni affetmesini istiyorum çünkü Yaradan’a önem vermedim.

Bu, affedilme isteğimin yalnızca üst yönetimin tekilliğiyle ilgili olduğu ve Yaradan’a tüm yakarışlarımın yalnızca onlu aracılığıyla olduğu anlamına gelir. Biz bütün bunları bağımızın içinde kuruyoruz: dostlarımı ne kadar ihmal ettiğim, onları yüce görmeyişim ve onluya değer vermeyişim ki bu beni Yaradan’a yönlendirebilecek tek araçtır.

Onlumu ihmal ettiğim ölçüde, Yaradan’ı ihmal ediyorum. Bu nedenle, her şeyden önce onlu ile çalışmalıyım ve bunun aracılığıyla Yaradan’a ulaşırım.

Yeni Hayat 1153 – Deneyimler ve Yaşam

Dr. Michael Laitman, Oren Levi ve Yael Leshed-Harel ile söyleşide

Her deneyim kişi üzerinde bir izlenim bırakır ve bunlar, onun hayata genel bakış açısını inşa etmek için birikir. Her bir kişi, bütün insan mozaiği içindeki eşsiz yerini tamamlamak için, kendi egoist deneyimlerinden geçer. İhsan etme ve sevginin üst gücü ile bağlantılı kutsallık deneyimine ulaşmamız için bizler farklı şekilde yaratıldık. İlahiyat deneyimi mistik değil, bulmacanın tüm parçalarının genel olarak tek bir parçaya bağlanmasıdır. Her şeyin ayrı ayrı hissedildiği bu dünyanın üzerine, ebedi birliğe bu şekilde yükseliriz.

 Söyleşinin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.kabala.info.tr/kutuphane/michael-laitman/dr-laitman-ile-yeni-hayat/yeni-hayat-1153-deneyimler-ve-yasam/

Grubuma Sorunlarımı Anlatmalı Mıyım?

Soru: Hayatımda olumsuz etki olarak gördüğüm bir şey olduğunu varsayalım. Gruba geliyorum ve bu olayın detaylarını onlarla paylaşıyorum. Grup ne yapmalı? Grubun desteğini nasıl hissedebilirim? Bana yardım etmek için, içsel bir şekilde Yaradan’a mı dönmeliler?

Cevap: Gruba sorunlarınızdan bahsetmemelisiniz bile. Sizi gruba ve grup aracılığıyla O’na bağlamak için her şeyin Yaradan tarafından yapıldığına dair gruptan sadece güven almalısınız.

Size bu tatsızlığa neden olması için, O’nun başka bir nedeni yoktur. Yaradan bunu yalnızca tek bir amaç için yapar: gruba ve O’na olan ihtiyacı hissetmeniz için çünkü grup içinde, daha sonra aranızda O’nu ifşa etmek için, kendinizin dışında O’na karşı doğru tavır üzerinde çalışırsınız.

Bu yüzden gruba sorunlarınızı anlatmanıza gerek yok. Esas olan, Yaradan’ı grup içinde ifşa etmeye çalışmak ve sonra grup aracılığıyla O’na dönmektir.