Şimdiden İtibaren Muhasebemiz Yalnızca Sevgiye İlişkindir

Soru: Yaratılmış varlık kendi utancını Yaradan önünde nasıl sıfırlar?

Cevap: Bunlar BYA (Beria (yaratılış) /Yetsira (yaratılışın şekillenişi) /Asiya (eylem)) dünyalarından onları Atsilut’a (Oluşumun başlangıç yeri) yükselttiğimiz zaman uyguladığımız aynı ıslahlardır. Atsilut (”O’nunla” anlamındaki ibranice kök ” kelimeden gelir-Etzlo) Yaradan sevgisinin yeridir ve BYA dünyaları ise yaratılmış olan varlığın var olduğu yerdir.  

Kırılma sonuçlarının  bütünüyle aydınlatılması yalnızca sevginin açıklığa kavuşturulmasıdır. Kırılma olmadan bizler bu sevgiyi anlayamazdık. Bu yalnızca bu şekilde mümkündü çünkü bu kırılma, nefreti, yani Yaradan ile birlikte olabilmemizden bizi uzak tutan kırılmış arzuları ifşa etti. Bizler karşılıklı olarak O’nun sevgisine ”koşulsuz inanç” içinde karşılık vermek isteriz.

Şunu hayal edin: ben senin sevgine karşılık olarak sevgimi ifade edebilmek için her şeyi vermeye hazırımdır. Aramızda herhangi bir aldı ve verdi muhasebesinin olmasını istemem: ”Sen benim içinsindir ve ben senin içinim,” fakat yalnızca karşılıklı sevgi kazancın üzerinde; buna mükemmel bir eşleşme denir.

Dünyaların yukarıdan aşağıya yayılması, bizim aşağıdan yukarıya yükselişimiz için de, bu nedendendir. Gerçekte Üst Dünyalar’da yukarısı veya aşağısı yoktur. ”Yukarıdan aşağıya” demek, mekanik eşleşme hazırlığında Masah (ekran) ve geriye dönen Işık, Zivug de Hakaa‘ya (çarpılarak çiftleşme) katılırlar. Fakat ”yukarıdan aşağıya” yalnızca sevgi muhasebesi olup, Işığın niceliği ve niteliği hakkında değildir, yani demektir ki, doldurma hakkında değil fakat türevleri hakkındadır; kazandığım ise bütün hediyelerin ötesindedir.

Bizim çalışmamız yalnızca içimizdeki Yaradan sevgisi hissiyatını inşa etmektir. Fakat bizler bütün arzularımızın içinde sevginin tamamıyla zıttını, yani nefreti keşfederiz. Ama bu zaten sevginin ifşası olur; çünkü biz onun zıttını keşfederiz. Bu da zaten yüce bir başarıdır.

Kırılma bizim sevginin ne olduğunu anlamamıza izin verir ! Kırılma tecrübesi yaşamamış bir kişi sevmeyi bilmez, nefret etmeyi bilmez ve aslında herhangi bir şey hissetmez. Kırılma bizi çok hassas bir seviyeye getirir; bu bizi sevgiye istinaden, bazı şeyleri keskince aydınlatmamız için iter. Bizler dereceyi, tansiyon veya Işık ağırlığını ve kap ebatını ölçmeyiz; bizler yalnızca belli koşullara bağlı olan veya herhangi bir şeye bağlı olmayan sevgiyi ölçeriz.

Bu kırılmanın sonucu olup, bize inanılmaz fırsatlar sunar. Bu nedenle, bunun niçin yukarıdan aşağıya, bu dünyaya kadar düşüşte olması gerektiği çok açıkça belirginleşir.

17.5.2013 tarihli Kabala dersinin 3. bölümünden, TES   

Sınıfta Uykuya Dalmamak Nasıl Mümkündür?

Soru: Siz on saat konuşup yorulmayacağınızdan bahsediyorsunuz. Bizler ders boyunca uykuya dalmayacağımızdan ve yorulmayacağımızdan nasıl emin olabiliriz?

Cevap: Bu, önem derecesine bağlıdır. Eğer bu benim için önemliyse, bu durumda uykuya dalmayacağım. Yani, sürekli kendimizi heyecanlandırmamız gerekir. Önem derecesi yukarıdan gelen amaçla sağlanır, daha doğrusu egoizm yükselir ve bu yüzden ego “sıkışır” ve tekrar önemi gözümüzde yükseltmemiz gerekir bu da çevreye bağlıdır.

İyi bir dinlenmeden sonra sınıfta uyanık kalmak problem değildir. Sorun, yorgunluğa rağmen kendini yükseltmektir. Bu, çok önemlidir. Kişinin bu konuda çalışması gerekir.

Çevrenizdeki dostlar da atmosferi doldurmak için vardır. Şimdi, daha önce birçok kez duyduğunuz alışılmış kelimeleri söylüyorum. Onların içinde yeni bir şey görüyor musunuz? Eğer göremiyorsanız, o zaman bu bir problemdir. Kişi yenilik hissetmez gerçeğine kayıtsız kalmamalıdır. Bu, sadece kişiye bağlıdır ve kelimelerin hepsi aynıdır. Bizler kendimize kızgın olmalıyız.

13/06/2013 Krasnoyarsk Kongresi’ne Hazırlık

Sonsuz Sevgi Garantisini Nerede Bulabilirsiniz?

Rabaş “İnsanın Genel Yapısı”: “Şimdi Yaradan Sevgisi hakkında konuşalım. Öncelikle kişi bilmelidir ki sevgi eylemlerle elde edilir, yani kişi dostuna hediye  verir ve verdiği her hediye bir ok ve kurşun gibi dostunun kalbinde bir oyuk açar. Dostunun kalbi taştan bile olsa, yine her bir kurşun bu kayada delik oluşturur ve bunlar dostunun kalbinde bir boşluk yaratır. İşte daha sonrada hediyeleri veren kişin sevgisi o boşluğu doldurur.

Sevginin sıcaklığı, diğer dostun sevgisini çeker ve onun kıvılcımları ile birleşerek, her ikisinin de üstünü bir şal gibi örter, ikisinide içine alır. Bu demektir ki, aralarında oluşan bu sevgi her ikisinide çevreleyip sarar ve tek bir bütün haline getirir, çünkü İkisinide örten tek bir şaldır. Böylelikle birbirlerine pasifize olurlar.

Eğer iki kişi karşılıklı sevgiyi hissedebiliyorsa, her biri  bir diğerinin tamamlayıcısı olur. Herbiri diğeri ile bütünleşir ve daha sonra aralarında bu oluşan sevgiyi ifşa eden bir üçüncü, yani Yaradan belirir.

Tek taraflı sevgi uzun süre devam edemeyebilir. İkisi farklı seviyelerde olsa bile, böyle bir sevginin hissedilmesi için  iki taraf gerekir.  Biri diğerinden daha yüksek bir seviyedeyse yukardakinin aşağıya inmesi zor olmasına rağmen, yüksekte olan dostunun seviyesine inerek ona özel bir seviye (Ruhsal Partzuf) yaratır ve dostunun sevgiyle dolması için ona yardım eder. Böylelikle her seferinde dostunun bir üst seviyeye yükselmesine yardımcı olur.

Günlük Sabah Dersi, 1. bölüm, 19/03/2013, Rabash’ın Yazıları

St. Petersburg Kongresi: Atlama Yapmak İçin Koşmaya Başlamak Şart

Benim, şu andan itibaren kongreyi mükemmel bir şekilde görmem gerekiyor. Peki bunu  gerçekleştirmek için neye ihtiyacım var? Dostların toplantısı nasıl olmalı? Hangi izlenimler ve  hangi eylemlerle bunları başarabiliriz? Seçtiğimiz makaleler hangi konuyla ilgili olmalı? Makalelerden ve çalıştaylardan sonra hangi sorular hazırlanıp, sorulmalı? Kendimi nasıl hazırlıyorum? Bir misafir olarak, ev sahibi, dost, öğrenci, öğretmen ya da ortamı düzenleyen birisi hizmet eden birisi olarak mı? Herkes beni nasıl görüyor?  Ve benim bu yelpazenin her alanında  nasıl davranmam gerekiyor?

Kendim için en zor olan şey üzerinde çalışmalıyım. Örneğin, insanlarla bir araya gelip dans etmeyi sevmiyorsam, kendimi tamamen bu koşula adamalı, tüm  gerekli çabayı gösterip, tüm gücümle kendimi itmeliyim.

Sürekli doğru niyette kalmaya çalışacağım ve herkesin niyeti buna bağlı olduğu için, sürekli kendimi doğru niyette tutacağım. Şu bir gerçektir ki, Işığı sanki ince bir “Kanal” vasıtasıyla  çekiyorum ve bu nedenle de sürekli “Online” kalmak zorundayım. On’lu grubum ile konuşmalıyım. Herkes bir diğerini destekler ki, bu şekilde kimse ışığın aktarıldığı bu ince “Kanal”ı kaybetmesin. Yaptığımız paylaşımların tüm kongre için geniş bir iletişim kanalına dönüşmesini temenni ediyoruz.

İçimde, doğru niyette birisi olamayacağına dair endişem var. Bu da benim korkuya ve endişeye kapılmama, içimin ürpermesine neden oluyor. Bu bir çocuğa birşey olması gibi, bu bizim için bir yıkım, “Dünyanın Sonu” olabilir. Şimdi, her zamankinden daha da fazla endişeliyim. Bu bizim elimizde olan birşey değil, bunu tam olarak hissedemiyoruz, niyetten kopukluğu tam olarak ölçemiyoruz. Kelimenin tam anlamıyla hastalık içinde olmalıyım, ki  biri niyetten kopuyorsa sanki hasta oluyoruz, bu korkumuzu herkese hissettirmeliyiz, böylece onlar da doğru niyeti kaybetmesinler. Başarı buna bağlıdır.

Dostlar ne derse desin, ne yaparsa yapsın, hangi şarkıyı söylerlerse söylesinler, benim için bir sorun yok. Ben sürekli bir annenin çocuğuyla ilgilenmesi gibi, dostum hakkında endişe duyuyorum ve onunla ilgileniyorum ki dostum başarabilsin. “Kişinin kalbindeki endişe, başkalarına açılır” derler. Endişem herkese aktarılır.

Herşeyi hazırlamak, hızlandırmak, dostlarla biraraya gelmek için mümkün olabildiğince erken gelmeliyim. Sadece elli kişi bile olsa onlarla oturup, şarkı söylemeliz ve hissiyatımızla bu boşluğu hemen doldurmaya başlamalıyız.

Kongreye hazırlanırken ve kongreden dönerken, hiçbir dostumun ruh halini, gücünü kaybetmediğinden emin olmaya çalışmalıyım.

“Dostlar toplantısı, hareketli, heyecanlı olmalıdır. Makaleler, konuşmalar ve çalıştaylar için mümkün olabildiğince hazırlıklı olun. Bu çok önemli. Tüm konuşmalar ve şarkılar belli bir program içinde ve uyumlu olmalıdır. Dostlar toplantısında sürenin uzunluğu önemli değildir, önemli olan şey bunun kalpte hissedilmesidir”.

“Bu bahsettiğimiz hazırlıklar olmadan, kişinin kongreye dahil olabilmesi, tüm atmosferi hissedebilmesi mümkün değildir. Bunu yaşaması gerekir. En önemli şey, herkesle etkileşime girmek ve biraraya gelmektir. Bunu nasıl başaracağımızı ciddi bir şekilde düşünmeliyiz”.

“Aklın yardımıyla, karşılıklı, ortak bir hissiyata gelmemiz gerekiyor. Birlik hissine gelmemiz için, ciddi olarak bunun üzerinde çalışmalıyız”.

Günlük Kabala Dersleri, 27/06/2013, 4. Bölüm, Baal Ha Sulam’ın Makalelerinden.

Yüzler Yerine Kalplerle Bir Olmak

“Sanal alemde iletişime geçmek aslında tam anlamıyla bir iletişim değildir. Bu dünyamızın nasıl dengeyi tuttuğu anlamına gelebilir. Fakat bana göre, burada gerçekleşen bir birlikteliği samimi bir birliktelik olarak tarif edemem.

Öğrenmek, evet, eğitim merkezindeki ve sanal ortamda geriye kalan tüm integral kursları bitirmek için kabul edilebilir. Fakat gerçek anlamda bağ kurmak? İşte bütün bunların yanında tek ihtiyacınız olan şey, dostlarla bir araya gelmektir. Tabii gelecek ne gösterir bilemeyiz, ancak bana kalırsa bu kaçınılmaz ve bundan başka hiçbir çözüm gözükmeyebilir.

Tam olarak söylemek gerekirse, bizler birbirimizin fiziksel dünyada yüzlerini görmek yerine  kalplerine girmeye çalışmalıyız.

Krasnoyarsk Kongresi, 16/06/2013, Ders 6.

Yaradan’a Doğru Form Eşitliği İçin Parametre

Tora, ”Exodus, Yitro,” 20:17: Ve Musa insanlara dedi ki, ”Korkmayınız: Çünkü Yaradan sizin doğruluğunuzu tesbit etmek için geldi ve O’nun korkusu sizinle ilgilidir ki, günah işlemeyesiniz.”

Korku çok iyi bir özelliktir. Kişi Yaradan’a yakınlaşamadığını anlar ve bununla ilgili çok dikkatli davranır. Hapisten yeni çıkarılmış bir kişi gibi, çalmanın kötü olduğunu bilir ve nitekim bankadan iki sokak uzak olduğuna emin olur. Çalma gibi günaha teşvik edici şeyden uzak olmak için, arada ne kadar mesafe bırakması gerektiğini bilir. Burada söylenen şey budur; nitekim kişide Masah (perde), henüz herhangi bir koruma yoktur.

Yani korku yararlı ve doğru olan şeydir. Fakat maneviyatta buna ”dehşet” denir. Dehşet, Yaradan ile form eşitliğine engel olma korkusudur. Bu ceza korkusu değildir; ceza yoktur! Engel kendi başına herhangi bir şey ima edilmeden olan cezadır. İma edilen tek şey engeldir. Bu demektir ki, kişi öyle bir ahlaki seviyede olmalıdır ki: Yaradan’dan uzak olmak, ihsan etme özelliğinden uzak olma hissiyatı onun için en büyük ceza olmalıdır.

Soru: Siz insanların korkularını iyileştirmeye çalışırdınız. Sizin yaklaşık 800 farklı tipteki korku tablonuz var. Bizler niçin korkunun rahatsızlık olduğunu düşünürüz?

Cevap: Ben içsel psikolojik seviyeleri iyileştirirdim. Maneviyat seviyesinde korku, ihsan etme özelliği ve alma özelliğinin arasındaki dengesizlik sonucunda gerçekleşir. Bu herkeste aynı köktür, fakat daha düşük seviyededir. Çalışma dengeye erişmek için olup, daha sonra korkunun yok olmasıdır.

Ne yazık ki, geleneksel tıp bilimi korkuyu ilaçlar ile yeniden bastırır. Daha az şeyi görür ve daha iyi uyursunuz. Burada ise, aksine kişiyi uykuya yatırmazsınız ama onu dengeye getirirsiniz.

4.3.2013 tarihli  kabtv,  ”Ebedi Kitabın Sırları’ndan 

Kongre Sonrasındaki Ayrılık Sözcükleri

Sizler buna layıksınız arkadaşlar. Sizler harika bir bağ oluşturdunuz ve sizler her şeyi edinebilirsiniz. Fakat bu hepinizden ciddiyeti gerektiriyor.

Bizler şimdi dağılıyoruz. Yani kişinin yeniden her günkü alışılagelmişe (rutin)  düşmemesi için, ciddi şekilde şu soruya yaklaşmalıdır : ”Kendi bölgemde, kendi grubumdaki öğrenme sürecini doğru şekilde organize edebilmek için ne yapabilirim? Ben diğerlerine nasıl yardımcı olabilirim?”

Bu temel olan şeydir. Kişi herkes ile bağı hangi seviyede devam ettireceği konusunda, kendisi için ciddi bir şekilde karar almalıdır; nitekim her şey yalnızca bağ vasıtasıyla edinilir. Bu nedenle, yeni daha fazla genişleyebilen ve daha iyi bağın organize edilmesi bizim için çok önemlidir. Dostları unutmayınız, birbiriniz ile bağ kurunuz, birbiriniz için her zaman endişe duyunuz. Bu çalışma ile metodumuz desteklenmiş olur.

Bunun yanı sıra, dağıtıma dahil olmaya başlamalıyız. Fakat bunu ”üstünkörü” değil de daha bilgece yapınız. Bunun için öğrenmek, danışmak, ciddi ve hoş makaleler yazmak ve sonra onları kontrol etmek gerekir. Bizler bir şeyi sansür olmadan, hatta blog sayfasında bile bir şeyi sansürsüz yayınlamıyoruz. Şöyle düşünebilirsiniz: sansür yapanlar ideoloji konusunda neyi benden daha iyi anlayabilir ki? Onlar daha fazla şeyi anlarlar!  Bunun nedeni onların dışsal dünya ile daha yakın olmalarından kaynaklanır; aslında ben bu konuya yakın değilim. Adımızı bulaştırmamız gerekmez; nitekim şayet bunu yaparsak, dağıtıma zarar vererek kendimize de zarar veririz. Aşırı derecede, fazlaca gayret göstermekten türeyen zarardan daha büyük bir zarar olamaz.

Her şey için belli, ortada ve açık bir yapı olmalıdır. Destek ve onay alacağınıza emin olmadan herhangi bir yere, dışarıya teklifleriniz ile çıkmak iyi bir fikir değildir. Bazen grubunuzdan veya grup içindeki daha yüksek karar organından yazılı bir onay talep etmeniz gerekebilir. Her şey çok ciddi şekilde olmalıdır. Ben artık sizin kişisel manevi yükselişiniz konusunda konuşmuyorum; bu koşullara uymazsanız, manevi ilerlemenizi geciktiriyorsunuz ve daha sonrasında ise, bunun neden bu şekilde gerçekleştiğine şaşabilirsiniz.

Siz yaşamdaki en ciddi olan, insanlara bağlı olan tek bir şeye dahil olmuşsunuzdur. Bütün diğer şeyler insanlara bağlı değildir. Yaradan yalnızca onlarla oyun oynar ve yaptıkları şey sanki bir şeye zarar veriyormuş gibi bir aldanmayı yaratır. Onlar bir şeye zarar vermiyorlar; onlar bir şey düzeltmiyorlar ve bir şey yapmıyorlar. Bu çok basittir; sanki dünyayı zarara sokuyormuş gibi bir hissiyat ile ego yöntemsel şekilde yükseltilir. Bu ta ki bundan hasta olup, bunaldığımız, sıkıldığımız zamana kadar devam eder. İşte o zaman insanlar egonun ıslahı konusuna geçmeye başlarlar.

Ve bizler bunu kendi yöntemimize göre çabucak yapmayı isteriz. Bu bizim tüm fonksiyonumuzdur. Bu nedenle, sizi güçlü bir şekilde dürtüyorum: sizler çok ciddi arkadaşlarsınız ve aniden bir çeşit talepler ile çocuklaşabilirsiniz. Önce her şeyi güzel ve iyi şekilde organize ediniz. Ondan sonra organize etmiş olduğunuz o yapı için talepte bulunacaksınız.

Ve genelde, her şey çok başarılı şekilde gelişti. Ben dev bir potansiyel görüyorum. Büyük tecrübelere sahip ciddi insanlar ve ne ile uğraştığını çok iyi bilen, yüksek  yetenekli, neye başladıklarını ve nasıl şekilde ilerleme sağlayacaklarını anlayabilen büyük bir potansiyeli görüyorum.

16.6.2013 tarihli  Krasnoyarsk  kongresinden, 6. Ders

Dağıtım ve Birlik

Soru: Kongrenin her üç gününde dedik ki, insanlığın yalnızca %99’una yapılan dağıtım grubu gerçek anlamda birleştirmeye yardımcı olacaktır. Dışarıda dağıtım yapmak için mi birleşiyoruz, yoksa birlik olmak için mi dağıtım yapıyoruz?

Cevap: Bu karşıt olarak oluşur. Şayet bizler dağıtım içine dahil olmaz isek, o zaman bağ kurmaya ve grup içinde içsel çalışma yapmaya devam edemeyiz; hepsi ortadan yok olur. Fakat diğerleri ile çalışmaya başlarsanız, bütün bunları tartışmaya başlarsınız, ”doğum yapınız” ve bütün bunları aranızda birleştiriniz. Onlara her şeyi kendiniz örnek olarak gösteriniz; nitekim aslında öğrenciler de eğitmeni oluştururlar.

Diğer yandan, onlara neyi öğretecekseniz, kendi içinizde de bu doğumu yapmanız gerekir. Bu nedenle, bireyin ve kitlelerin ilerleme sağlayabilmesi, birbirine karşılıklı olarak bağımlı olan karşıtlık içindeki olaylardır. Sizler onlar için, onlar da sizler için vardırlar.

16.6.2013 tarihli  Krasnoyarsk kongresinden, 5. Ders 

Dünyanın Gerçek Resmini İfşa Eden Bir Karşılaştırma

Tora, Exodus (Mısır’dan çıkış), 20:14: ”Sen komşunun evine imrenmemelisin, komşunun karısına imrenmemelisin, ne onun erkek yardımcısına, ne kadın yardımcısına, ne öküzüne, ne merkebine, ne de komşunun olan herhangi bir şeye imrenmemelisin.”

Bir ev, bir eş (karısı), bir yardımcı hizmetkar, bir öküz veya bir merkep gibi bütün bunlar kişinin kendi içinde kurulmuş, derece derece olan temel arzulardır; dışsal kaplardan başlayarak en içsel arzulara kadar..

”Sen imrenmemelisin” demek arzularının üzerinde ihsan etmek için çalışmalısın ve yalnızca kendin için olan arzulardan uzaklaşmalısın.

Şimdiye kadar neye sahip olduğun ve sahip oldukların ile nasıl çalışacağın konusu vardı. Şimdi çalışacağın ise, diğerinin neye sahip olduğu ve diğerlerinin sahip olduklarını kullanamayacağın konusudur.

Kullanmak demek ”istemek” demektir. ”Sen imrenmemelisin” demek  yalnızca ”almayınız” anlamında değil ama aslında imrenmemek, öyle ki, diğeri için en ufacık bir kıskançlık hissetmemek demektir. O zaman, şayet onun ile kendini ilişkilendirirsen, onun hayalini bile görmeyeceğini anlamaya başlarsın.

Genellikle bir kişinin içinde biraz iyiyi, biraz kötüyü görür ve biraz onu kıskanırsınız. Onu aslında olduğu gibi göremezsiniz; siz onu kendiniz ile ilişkilendirip o şekilde görürsünüz; sizden daha iyi veya daha kötü bir yöne doğru diğerini görürsünüz. Eğer o kişiye kıskançlık prizması içinden bakmazsanız, onun hayalini bile kurmazsınız.

O size hiç bir zaman tanımlanamaz çünkü bizim temel özümüz bir kompakt bir disk (CD) gibi Işığa hassas olup, fotoğrafı çeken kameranın arkasındaki mercek gibidir; bunun fotoğrafını çekip elektrik sinyallerine dönüştürür ve bunu kontrol mekanizmasına geçirir ki, temel özümüz herşeyi yalnızca kendimizle ilişkin şekilde algılar: egoma istinaden, bunun ne kadar iyi veya kötü  göründüğünü.

Ben  kendim ile ilişkin bölümünden kurtulursam, o zaman seni görmem, benim görüş alanımdan yok olursun. O zaman ne olur? Dünyanın var olmadığı ortaya çıkar. Ben yalnızca sonsuz boşluk görürüm.

Bu demektir ki, ıslah olmuş bir seviye, diğer insanlara ve insanlığa istinaden, içimdeki kıskançlığın eksikliğini gösterir. Bu durumda, anlarım ki kimse yoktur ve her şey yok olur. Sonra benim tamamıyla yepyeni bir niteliği bulmam gerekir ki, var olan şeyi görmeme izin versin.

Şayet benim egomun sıfırlanma durumu ortaya çıkarsa, o zaman bütün dünyanın resmi sıfırlanmış olup, buna göre dünya var olmamaktadır. O zaman nedir var olan? İhsan etme niteliğinin dışında başka bir şey yoktur. Fakat bunu nasıl algılayabilirim? Ben kendimi ihsan etme niteliğine göre değiştirmeye başlayıp, aynı derecede buna uygun olmam derecesinde, bir karşılaştırma ortaya çıktığı için bu niteliği hissetmeye başlarım. Öyle bir hal alır ki, ihsan etme niteliğine uygun olmayan bir dünya bölümüm var olup, ihsan etme niteliğine uygun olan dünyamda  ise Yaradan’ın olduğunu idrak ederim.

Ben derece derece mutlak ıslaha eriştiğimde sanki ben yok olurum ve yalnızca eşsiz bir Yaradan hissiyatım kalır. Nitekim ben ”O’ndan başkası yok” farkındalığına, bunu kabul etme seviyesine  erişirim.

13.4.2013 tarihli  kabtv  ”Ebedi Kitabın Sırları”ndan

Hazırlık Olmadan En Üst Verimi Olmaz

10 yıldan fazladır kongreler organize ediyoruz. İlk kongremiz İsrail’de Moskova grubundan dostlarımız tarafından başlatıldı ve bu gelenek farklı ülkelerden dostlarımızın bir araya gelmesiyle geliştirildi. Öyle ki, tüm dünyadan kardeşlerimizle daha yakınlaştık.

Ancak şimdiye kadar sonunda ifşa olması gereken bir formda bu kongrelerimizi kullanmamıştık. Bir kongre, büyük bir buluşma, genel arzunun ifşa olduğu yer, çekmiş olduğumuz üst Işık’la etkileşim (Zivug) ve kolektif niyettir.

Önümüzdeki St. Petersburg kongresini yeni olarak göz önüne almalıyız, kendi türünün ilki. Bu kongrenin kendi özelliği tam gerçek bir hazırlıktır. Bir festivale gitmiyoruz, eğlencesi programlanmış ve kolay bir tatile çıkmıyoruz. Şüphesiz ki keyifliliğe karşı değilim ama hoppalığa ve ciddiyetsizliğe karşıyım.

Bu olaya çok ciddi endişeli hazırlanmalıyız. Ancak bu demek değildir ki acımasız, gaddar yüz ifadesi ile yürümemiz gerekiyor. Bilakis, hepimiz çok yüksek bir ruh halinde olmalıyız fakat aynı zamanda özel genel gücümüz için gerekli olan güçleri bir araya getirmeye ihtiyacımız vardır öyle ki bununla çok küçük dahi olsa üst Işığa benzerliğimizin birliğini gerçekleştirebileceğiz.

Bizim tarafımızdan ihsan etmenin çok az kısmını üretmek istiyoruz ki üst Işık buna doğru formu vererek düzeltebilsin. O zaman, AB – SAG ışığının düzeltmesinden sonra, ışığın dolumu ifşa olacaktır ve Yaradan’ı bileceğiz ve bu O’na memnuniyet getirecektir.

Kendi içimizde inşa etmemiz gereken esas şey güvendir. Tüm bütün bunlar hazırlığa bağlıdır ve hazırlığın sonucu ve eylemin kendisinin aksiyonu hakkında konuşmak gerek, başka yapılacak hiçbir şey yoktur. Mecazi konuşma, hazırlanmış olduğunuz akşam yemeği için. Şöyle denir, “Şabat akşamında çaba sarf etmemiş olan kişi Şabat gününde yemeğini nereden yiyecektir?”. Bu yüzden asıl iş kongrede değil öncesinde gerçekleşir.

St. Petersburg kongresine on sekiz gün kaldı. Rekor sayıda katılımcı bekleniyor. Ek olarak, bu kongre Krasnoyarsk kongresinin hemen ertesinde takip ediyor ve daha önce asla böyle iki buluşma tarafından ifşa olan kapların özellikleri arasında böylesi dramatik bir farka sahip olmadık.

Kısacası, kesin belli bir işe sahibiz. Krasnoyarsk kongresindeki gibi aynı şeyi yapmalıyız ancak genel arzunun bir başka katmanında farklı içsel ve dışsal koşullar içerisinde. Fark bizim için açık ve bunu etkisizleştirmemiz gerektiğini anlıyoruz. Eğer St. Petersburg’daki atmosferde Krasnoyarsk’taki olduğu gibi aynı birliği, aynı saydamlığı yaratmayı becerebilirsek, büyük bir ifşa ile ödüllendirileceğiz.

Ancak, Tekrar ediyorum: her bireyden ve hepimizden hazırlık çalışması gerekiyor. Eğer hazırlığın seviyesini ölçebileceğimiz bir cihazımız olsaydık bunu kongre salonunun girişine bırakmak isterdim ve ihtiyaçlarımızla buluşan diğerlerini de bunun içine girmesine izin verir ve diğerlerinin evlerine gönderirdim. Herkes şunu anlamalı; eğer kişi ortak çaba içinde doğru bir şekilde yer almazsa, bu kişi zarara yol açar ve bu zarar diğerlerine sağlamış olduğu bu zarar kadar ona geri döner.

Bu çok sert bir kanun. Bu yüzden ilk önce, tüm katılımcıları bu kongreye doğru hazırlanıp hazırlanmadıkları konusunda adamakıllı kontrol etmeliyiz.

Bunun yanı sıra bugünden itibaren, önümüzdeki kongreyi sürekli tartışmalıyız, herkesin hazırlanması ve materyallerin dağıtımını yapabilmesi için değişik dillerde sorular sorabileceği çevrimiçi bir alan oluşturmalıyız. Bu soruları çevireceğiz ve cevaplayacağız. Kongre için manevi hazırlığının çerçevesi içinde tüm bu ilgileri çekip çevirebilecek bir komiteye ihtiyacımız var. Moskova ve St. Petersburg grupları fiziksel ve organizasyonsal hazırlığı hiçbir çaba ayırt etmeden bu işi üstlenmektedirler ve işte bizlerde diğer alanlarda onlara yardım etmeliyiz.

23.06.2013 / St. Petersburg’daki Kongre Hakkındaki Konuşmadan