HER ŞEY BİR NEDENLE YARATILDI

SORU: “Eleştirel düşünce” ,  bir kişinin manevi merdiveni çıkmasına yardım eder mi yoksa ona engel mi olur? Ondan kurtulmak mı gerekir?

CEVAP: İnsanın içindeki her şey bir nedenle yaratıldı. Hiçbir şeyi yok etmeye, aşağılamaya, silmeye, kilitlemeye veya gizlemeye gerek yoktur. Aksine her şeyi açığa çıkar, sadece bunu yapmak  manevi olarak ilerlemene yardımcı olacaktır. Sonunda göreceksin ki açığa çıkarmak, konuşulması utanç veren bütün bu narsist, berbat doğal veya sonradan edinilmiş dürtüleri kullanmak için  harika olağanüstü bir fırsat. Bu dürtülerin ne kadar doğru ve gerekli olduğunu hissedeceksin. Aniden onları yüksek ve manevi bir hareket tarzına getirmeye muktedir olacaksın.

Sorularımızın Yanıtlarını Nerede Bulabiliriz?

SORU : Soruların içimdeki yanıtlarını araştırmamı sağlayan mekanizma nedir?

CEVAP: Soruların yanıtlarını asla içimde bulmayacağım, asla. Ben kimim ki “hazır cevaplara” sahip olayım? Ben sadece sorular sorarım ve onlara yanıtlar bulmak yerine dikkatlice direktifleri takip etmeliyim.

Kabala Bilgeliği benim üzerimde üst gücün etkisini ortaya çıkarır. O halde bu bilgeliği kullanmalıyım ve bu sayede üst gücü keşfedebileceğim ve yanıtları bulacağım ama sadece ben bulacağım, başkası değil.

Yaradan’dan bize gelenler

SORU: Yaratan’ın bize gönderdiği karışıklıkları aldığımızda nasıl mutlu hissedebiliriz?

CEVAP: Bu ancak, saran ışığın etkisinden ve masahın (perdenin) ortaya çıkmasından sonra niyetlerin gerçekten almak yerine ihsan etme ile uyumlu ise, senin egonun üzerine yükselme derecene göre  mümkündür.

SORU: Biri sabah derslerine erkenden kalkarak kendisine eziyet etmeden  nasıl başarılı biçimde sizin öğrenciniz ve sistemin parçası olabilir?

CEVAP: Sabah derslerini günün başka zamanında izleyebilirsiniz ve size yakın grubun etkinliklerine katılmak için elinizden geleni yapabilirsiniz.

HAYAT AĞACI VE BİLGELİK AĞACI

SORU: “Bilgi için susama” ve “manevi edinim” bilgelik ağacına nasıl bağlıdır ve bilgelik ağacı, yaşam ağacıyla nasıl ilişkilidir?

CEVAP: Sadece bir ağaç vardır, HAYAT AĞACI. O, üst ışığın Yaratan’dan indirdiğine göre bir taslaktır. O, ışığı zayıflatan, farklı filtrelerden oluşan bir sistemin içinden geçer. Filtreler ışığı derece derece zayıflatarak ta ki bizim dünyamıza büyük açık, elde taşınan bir yelpaze gibi ulaşana kadar, ihsan etmenin bir çok farklı formuna böler ve ışık tüm atomları ve en basit parçacıkları etkiler.

Bu sayede biraz da olsa ihsan etmeyi dünyamızda hissederiz. Önce sadece bu dünyada var olduğumuzu hissederiz sonra bitkiler gibi büyürüz sonra hayvanlar gibi davranırız ve en sonunda aramızdaki bağ sayesinde insanoğlu gibi hissederiz. Bu şekilde ışık egomuzu büyütür.

Egoistik nokta kendi ağacını, yukarıdan aşağıya inen hayat ağacının zıddına ışığın etkisi altında aşağıdan yukarıya doğru geliştirmeye başlar. Aşağıdan yukarıya doğru büyüyen ağaç, BİLGELİK AĞACI olarak bilinir; İYİ VE KÖTÜNÜN BİLGİSİ…

Bu iki ağaç birbirini tamamlar ve ADAM HALİNE GELİR. ADAM denen sistem yaratılır.. Yazıldığı gibi ; “Çünkü toprağın ağacı, adamdır”.

İÇİMİZDEKİ TERÖRİST

SORU : Araplara karşı tutumunuz nedir?

CEVAP: Özel bir şekilde kimseyle ya da herhangi bir şeyle ilgili değilim. Herkesi kuklalar olarak görüyorum. Bana bıçak çeken kişi bile üst güçler tarafından yönetiliyor. Biri sizi öldürmekle tehdit ettiğinde önce siz onu öldürmelisiniz ve böylece  onu etkisiz hale getirmek için başka çarem yoktur.

Ne var ki, onu bir kere yakalayıp bağladığımda nasıl bağ kuracağımı ve Yahudilerle birliği düşünmem gerekir. O zaman Arap’ın bağını çözebileceğim ve o bizimle dans edip sevinecek.

SORU: Bu şu mu demek, onu öldürürseniz sorunu çözmezsiniz?

CEVAP: Öldürmek hiçbir zaman hiçbir problemi çözmez. Ama hayatınız tehlikede ise TORA’da şöyle denir; “ Biri sizi ölümle tehdit ediyorsa siz onu önce öldürmelisiniz”.

SORU: Bu çatışma ne kadar daha devam edecek sizce?

CEVAP: Aramızdaki bağ ve birlik ile biz ıslah olana kadar devam edecek .

Dışımızdaki çatışma içimizdeki çatışmayı gösterir. Teröristler ve sabotajcılar içimizde. Onlar aramızdaki bağı yok etmek isteyen kendi arzularımız. İçimizdeki içsel zarar vericileri yok edersek dışımızda da yok olacaklar.

Bir Ruhun Var Olduğunun Kanıtı

SORU: Ruhun varlığını ispat edebilir misiniz?

CEVAP: Kabala Bilgeliği’nde kanıtlar yoktur. Duymak isteyen biri
duyacaktır. Üst dünyayı hissetmediği sürece birine herhangi bir şeyi
ispatlamak imkansızdır ve kişi sadece daha yüksek dereceyi özümsemek
için duyularını açarsa hissedebilir. Burada ona yardımcı olabilirim
ama kişi duyularını bunun için açmadıkça hiçbir şey göremeyecektir.

SORU: Bunun olması için bir kişinin şansa mı ihtiyacı vardır?

CEVAP: Şansa, mutluluğa ve yukarıdan özel bir işarete ihtiyacı vardır…

ESTER’İN TOMARINDAKİ SIR

Dr. Michael Laitman’ın Oren Levi ve Nitzah Mazoz ile Sohbeti

ÖZET

Hikaye, dünyanın kralını; Yaratan’ı temsil eden Kral Ahaseurus ve
dünyayı temsil eden kralı dinlemeyen Kraliçe Vashti  ile başlar. Bu,
Yaratılanlar ve Yaratan arasında ıslah edilmesi gereken  bağ
eksikliğinin ifşasıdır. Kraliçe Ester, Vashti gibi kibirli değildir,
mütevazidir. Ve Kral dünyayı kendisinin tanınmasına getirmek ister.
İsrail halkından nefret edildiğinden Ester, Yahudi olduğunu belli
etmez. Herkes kibirlidir ve bu “ayrılığı” temsil eder.

Bigthan ve Teresh, Kralı öldürmek isterler yani dünyaya yeni bir
hakimiyet  getirmek isterler. Mordehayı harekete geçmesi için teşvik
ederler ve aslında Mordehay ve Haman güçleri dünyanın neden var
olduğunu açıklığa kavuşturur. Mordehay onu kurtardıktan sonra Kral
Mordehay’ın bir şeyler  talep etmesi için özellikle Haman’ı
cesaretlendirir. Kral, danışmanları tarafından yönlendiriliyor görünür
oysa o gerçekte her şeyi amacı doğrultusunda yönetiyordur.

Ester Yahudileri birleşmeye, oruç tutmaya ve dua etmeye yani, kişisel
egoyu aşmaya ve bağ kurmaya çağırır çünkü İsrail halkı tüm uluslar
arasına dağılmıştır, onlar yabancı kültürlere bulaşmıştır ;  birliğe
ve bağa değil. Yok edilme tehdidi,  insanları kim olduklarına ve
dünyadaki rollerinin ne olduğuna ; sevgi örneği olarak hizmet etmeye
dair bir aydınlanmaya geri getirir. Böylece düşmanlarını yani bağın ve
sevginin karşısında olan, her birinin içinde bulunan kötü eğilimi
öldürürler ve bu sayede İsrail halkının tüm yaratılanları sevgiye ve
Yaratan’la bağa doğru getirmesi olan yaratılışın amacına doğru
ilerlerler.

İçsel ve Dışsal Güzellik

SORU : Ruh ile bir insanın dışsal güzelliği arasında bir bağlantı var mıdır?

CEVAP: Hayır, bir insan ruhunun içinden konuşuyorsa o güzeldir. Onun içsel olarak yoğunluklu, bilgili, anlayışlı ve bir çeşit aydınlıkla dolu ciddi biri olduğu hemen hissedilir; bununla beraber o güzeldir.

Sonuçta, sanatı ve bilimi görünüşlerine göre yargılamayız. Onları içlerinde bulunan potansiyel dehalarına göre değerlendiririz. Bilim adamlarına dışsal görüntüleriyle herhangi bir bağ kurmadan hayranlık duyarız çünkü onlar varoluşumuzun sırlarını açığa çıkarırlar.

MARX HAKLIYDI

SORU: Kabalistlerin her zaman birlik hakkında konuştuklarını duydum. Onlar sadece birlik olursak insanlığın tüm problemlerinin çözüleceğine inanıyorlar.

Bu bana “DÜNYANIN TÜM İŞÇİLERİ BİRLEŞİN! “ diyen sloganlı Sovyet gazetelerini hatırlatıyor. Yani, Rus devrimcileri de bir tür Kabalist miydi?

CEVAP: Marx’ın sahip olduğu bir çok fikir doğruydu ve şimdi tüm bu yazılar yeniden değerlendiriliyor. Kabala Bilgeliği temelde Komünizm gerçeği hakkında konuşur. (Rusya’da uygulanmaya çalıştıkları haliyle değil ). Komünizm tüm insanlık için en gelişmiş rejimdir ve gelecekteki rejimdir.

Komünizmin safça görünebilen basit prensipleri ;  “herkesin verebileceği kadar vermesi” ve  “ihtiyaçlarına göre alması gerektiği ”, insanlar arasındaki iyi ilişkilere vurgu yapması, sevgi ve dostluktur. Bütün bu ilkeler insanlığın şu anki durumundan oldukça uzaktır ama Kabalistler bunu doğada görürler ve toplumun bu koşula ulaşmak için önceden programlanmış olduğunu da görürler.

İstesek de istemesek de bu topluma ulaşacağız ve tek soru bunu nasıl yani dünya savaşlarıyla ve korkunç çatışmalarla mı yoksa bilinçli olarak bu rejimin en iyisi olduğunu fark ederek mi    yapacağımız”dır  ve onu kendimiz kurmaya çalışmalıyız…

KANLI HABERLER

YORUM: Ünlü bir bloger dünyada olan bitenler hakkında insanları şaşırtmanın giderek daha zor olmaya başladığını yazdı. İnsanlar terörle ilgili ya da genç bir adamın bir adamı bıçakla deldiği  sık görülen kanlı haberleri sindiriyor ve insanlar artık kayıplar hakkında yas tutmuyor. Çünkü yas tutarlarsa bunu her gün yapmak zorunda kalacaklar.

CEVAP:                Bizler,eski zamanlardan bu yana insanları öldürmeye, insanları sakatlamaya, savaş sahnelerine vs. alıştıklarından beri bu tür görüntülere açlık duyuyoruz. İnsanlık onlarsız yapamaz. Bu sadece modern insanın ihtiyacı değildir insanın kana olan ihtiyacıdır.

Bizler ciddi bir bilinç krizinden geçiyoruz ve gittikçe “sefil hiçler” olduğumuz daha net hale geliyor. Ve bir şekilde bunun kırılmak zorunda. Bu nedenle, internet, farklı problemler, İŞİD ve radikal İslam organizasyonları dünyayı ileriye doğru hızla itiyor. Bunlar evrimin hayati güçleridir. Değişiklikler çok yoğun biçimde ortaya çıkıyor ve biz her şeyi çok hızlı biçimde algılayıp fark ediyoruz. Geçmişte insanlar herhangi bir noktada çağlar boyu saplanıp kaldıysa bugünkü nesil döneminde çok şeye katlanırlar.

SORU: Bu duygu neye yol açacak?

CEVAP: Bu varlığımızın anlamsızlığının kabulünden kaynaklanan büyük bir haykırışa yol açacaktır. Yaşamayı ve ölmeyi , bu hayatı yaşamayı ya da yaşamamayı bile seçebilecek durumda olmayacağız ve böylece egoist doğamız tarafından kontrol ediliyoruz. Var olduğumuz gerçeği yanında bize çaresiz ve değersiz olduğumuzu, nedensiz ve amaçsız var olduğumuzu anlayacak bir akıl da verildi.

Bu belirsiz haykırış insanlıkta ortaya çıkacak ve sonra Kabalistler şunu söyleyebilecek : “Bu durumda ne yapılması gerektiğini biz biliyoruz. Bunu yaklaşık 6000 yıldır bekliyorduk ve bugün bu karanlıktan nasıl çıkılacağını , korkunç umutsuz bir feryadın sevinç nefesine ve sınırı olmayan bir neşeye nasıl  dönüşebileceğini söyleyebiliriz. Bu mümkün. Bu fırsatı sizinle paylaşmaktan çok mutlu olacağız…”