Istırap İçin Minnettar Olmak??

SORU: Acı çekiyorum ve Yaratan’a acım ve ıstırabım için şükrediyorum. Bu doğru yaklaşım mı?

CEVAP: Bir insan gerçekten Yaratan’a şükredebiliyorsa bu doğru yaklaşımdır çünkü eğer kişi içinde uyanan ıstırap için Yaratan’a teşekkür ederse  bu onu doğruca amaca doğru yönlendirecektir, kişi acı içindeki tatlılığı hissetmelidir.  Doktor ve biyologların çalışmalarına göre acı hissi veya memnuniyet temelde aynı sonucu verir çünkü beyinde aynı süreç işler.

SORU: Anlamıyorum. Istırap için minnettar olmak nasıl mümkün olabilir? Sonuçta bu mazoşizm!

CEVAP: Fark şudur; ıstırap düşüncesini ve ıstırabın amacını, “nasıl hissettiğim”den ayırırım. Bu tıpkı acı verici bir ameliyata onay vermem gibidir ve aynı zamanda doktorlara beni bu hastalıktan kurtardığı için teşekkür de ederim. Görüyoruz ki dünyamızda hesapları  belirlemek  ve çabadan , enerji ve ıstıraba kadar herşey için ödeme yapmak gerekiyor.

Ne var ki, bir Kabalist amacı ve ne için ıstırap çektiğini görür. Böylece artık onu “ıstırap çekmek” olarak değerlendirmez. Anlar ki ıstırap onu egoistik doğasından kurtarmak için yardımcı olur ama egosundan ayrılma yolunda olduğu sürece acı çeker…

RUH YARATAN’IN PARÇASIDIR

Laitman_00053

SORU : İNSAN BEDENİ NASIL YARATILDI?

CEVAP: EVRİM TEORİSİNE GÖRE ÖNCE ATOMLAR İLK MADDE PARÇALARI OLARAK BİRİKTİ, DÜNYA ŞEKİLLENDİ VE MİLYONLARCA YIL SONRA DÜNYA YÜZEYİNDE FARKLI BASİT BAĞLANTILAR ORTAYA ÇIKTI  VE YAŞAM GELİŞMEYE BAŞLADI.

DARWİN’DEN 500 YIL ÖNCE BÜYÜK KABALİST ARİ “YAŞAM AĞACI” KİTABINDA, HER ŞEYİN  CANSIZ BİTKİSEL VE  HAYVANSAL SEVİYELERDEN, HAYVANSAL SEVİYENİN EN ÜST FORMU OLAN MAYMUNA DOĞRU  EVRİMLEŞTİĞİNİ  VE MAYMUNLARIN HAYVANSAL DERECE  İLE İNSAN SEVİYESİ ARASINDA ORTA BİR DERECEDE OLDUĞUNU YAZDI.

SORU: KABALİSTİK TEORİYE GÖRE RUH NASIL YARATILDI?

CEVAP: RUH YARATILMADI. RUH, YUKARIDAKİ YARATAN’IN BİR PARÇASIDIR.

IŞIK, ZEVK İSTEYEN  ALMA ARZUMUZA GİRER VE ONUN ÖZELLİKLERİNİ ZIT ÖZELLİKLERLE; YANİ ALMA VE HAZ ARZUSUNU BAŞKALARININ  HAYRINA BAŞKALARIYLA KIYAFETLENDİRMEYLE VE ONLARLA BAĞ KURMAYLA DEĞİŞTİRİR. KİŞİ BAŞKALARIYLA ONLARA HAZ VERMEK İÇİN BAĞ KURMAYA BAŞLADIĞI ZAMAN, YUKARIDAN IŞIĞI ALAN VE KENDİSİ KANALIYLA BAŞKALARINA İLETEN   BİR KABALİST HALİNE GELİR.

Astroloji ve Yıldızlar Üzerine

SORU: TORA yıldızları farklı astrolojik işaretlere bağlar. Yaratan insanların ruhunu yıldızlarla mı yönetiyor? Ruh ve yıldızlar arasındaki ilişki nedir?

CEVAP: Yıldızlarla ilgili özel olan hiçbir şey yok. Bu sadece bir alegori ve hepsi bu. Yıldızlarda güç yoktur ve belli bir yıldızın yok olması ya da kalması hiçbir fark yaratmaz. Bunlar sadece, herhangi bir şey üzerinde manevi ya da üstten gelen herhangi bir etkileri olmayan basit cansız sistemlerdir.

Astroloji uzun zaman önce ortaya çıktı çünkü insanlar nerede olduklarını, nasıl davranmaları gerektiğini, zamanı nasıl ölçeceklerini ve ne yapacaklarını bilmek istediler.

Eski Babil’de astrologlar insanların karakterini ve insanlara ne olacağını yıldızlara göre açıklayabilirdi. O zamanlarda insanlar çok daha hassas ve doğaya yakındılar ve çeşitli işaretlere göre bir insan hakkında çok fazla şey söyleyebilirlerdi. Ama bu üst yönetimin sistemi değildir. Bu, hayatı daha güvenli ve rahat yapan fiziksel varlığımızın sistemidir.

Bugün bu, doğaya olan hassasiyetimizi kaybettiğimizden ve geçmişte yaşayan türde bilgeler olmadığından oldukça anlamsız. Bugün yıldızlar bize hiçbir şekilde yardımcı olamaz. Düşünce ve arzularımızda çok fazla negatifiz ve farklı kimyasallarla çok kirlendik öyle ki hiçbir şey bize yardım edemez.

YORUM: Ama insanlar yine de Baba Venga’nın ve diğerlerinin kehanetleri konusunda ilgili.

CEVAP: Bu doğaldır ama Kabala Bilgeliği değildir ve ayrıca onlar bize hiçbir şeyi doğru biçimde öğretemezler. Onlar sadece öngörülen şeyleri kesin olarak tahmin edebilirler ama hiçbir şeyi değiştiremezler.

Nasıl İyi Bir İnsan Olunur?

İnsanlar bugün olduğu gibi yaşamaya devam etmenin imkansız olduğunu gördüklerinde koşullar iyiye doğru değişecektir. Bizim durumumuzda kötülüğün tanınması, hayatın kendisinden gelebilir. Bu, ya acı dolu biçimde veya farkındalığın gelişimi ile olacaktır. Farkındalığın gelişimi sayesinde kişinin acıdan kaçınmasının güzel bir örneği sigaraya karşı yapılan küresel kampanyada görülebilir.

Doğada gizli olan pozitif güç, içimizdeki kötü eğilim ile dengelenebilir ve Kabala Bilgeliği bunu keşfetmekle ilgilidir. İyi güç “ışık” olarak adlandırılır ve dengeye ulaşmak için kişinin kötü doğasını kontrol etmesini mümkün kılar. Eğer, saklı pozitif gücü hayatlarımıza getirmek istiyorsak Kabala İlmi’ne yakınlaşmak için uğraşmaya değer.

Kabala metoduna göre yapılan konuşma çemberlerinde on kişi bir araya gelir ve iyi gücün dedektörü haline gelir. Kabalanın iletişim çemberleri doğada gizli pozitif gücü uyandırmayı ve dengeye ulaşmayı ifade eder.
İsrail’de bir bağ ve sevgi inşa edersek, kimse bize zarar veremez; bu bize için gerçek güvenliği sağlayacaktır. Neden? Bu tıpkı doğal bağışıklık sistemine sahip dinamik öz düzenlemeye sahip bedene hastalıkların ulaşamaması gibidir. Kendimizi içten dengelersek, bugünün “nefret edenleri” yarının dostları haline gelecek ve bizimle olmak onlara iyi hisler verecektir.

Televizyon ya da internet ile bizim konuşmalarımızı dinleyen ve iletişim çemberlerini deneyimleyen bir kişi dengeye ulaşır. İyi güç, içimizde kötüyü dengeler ve bize sağlık, huzur, korunma, iyi bir tutum ve her seviyede bilgelik getirir.

Sonuçta bizler zor koşullarla yüzleşiyoruz; içimizdeki kötüyü dengelemeyi öğrenmek bir zorunluluktur. Kabala, işte bunu yapmanın metodudur.

İsrail ve Fırtına

Doğanın dengesini bozduk bu nedenle günden güne bazı doğal afetler ortaya çıkıyor. Her zaman neyin geldiğini, ne afetin şiddetini ne de türünü saptamak mümkün değil.

İnsan ilişkilerinin ıslahı tüm doğanın sistemini dengeleyecektir çünkü ADAM seviyesi en yüksek derecedir. ADAM doğa üzerinde en güçlü etkiye sahiptir ve ayrıca en hassas ve savunmasız olan da odur.

İsrail elektrik şirketindeki çatışma genel İsrail toplumundaki çürümeyi gösteriyor. Kötü ilişkileri her yerde görüyoruz. Aslında tüm İsrail toplumunun ıslaha ihtiyacı varken elektrik şirketi çalışanlarını suçlamak anlamsızdır.

İhtiyacımız olan, karşılıklı yardım ve sorumluluk için toplumun eğitilmesine yönelik genel bir eğitim sürecidir ve bizim de kendi organizasyonumuzda yaptığımız budur.

HAWKINGS’İN HATASI

YORUM : Ünlü fizikçi Profesör Stephen Hawking mevcut  gelişimin insan türünün sonunun gelmesinden sorumlu olduğu konusunda uyarıyor. Uzayda insanların yaşayabileceği koloniler kurmayı öneriyor.

YANIT: Bilim adamları bugün bir çıkmaza vardıklarının farkına varıyorlar. İnsanlığın yüzleşmekte olduğu sorunlar için önerecekleri çözümleri yok ve bizi dünyadan alacak , yıldızlara , doğanın derinliklerine götürecek ve başka da bir şey içermeyen teknolojiyi geliştirmeye devam ediyorlar.

Geçmişte bilimin bizi bütün sorunlardan kurtaracağına ve teknolojinin, kültürün, eğitimin ve bilginin gelişiminin insanlığı, her şeyin üzerine çıkarmayı mümkün kılacağına inandık. Ama anlamaya başlıyoruz ki bize  mutluluk getirecek şey bu değil.

Bilim bugün bize her şeyin entelektüel gelişimimize değil, insana bağlı olduğunu göstermeye başladı, çünkü aklımızı egoistçe kişisel menfaatimiz için başkalarının köleleştirilmesi için kullanıyoruz ve kendi başarılarımızı imha ediyoruz. 50 yıl önce bu duruma geleceğimizi tahmin edemezdik.

20. yüzyılın altmışlı yıllarında uzay uçuşları başladı. Amerikan rüyası ortaya çıktı, herkes bir ev, bir araba, iş, sosyal haklara vs sahip olabildi. Bugün ne oluyor? Orta sınıf yok ediliyor; aslında artık orta sınıf yok; orta gelirli ailelerdeki öğrenciler eğitimleri için part-time çalışmaya zorlanıyor.

Ego öyle bir şekilde gelişti ki; dünya nüfusunun yüzde biri dünya zenginliğinin çoğunu elinde tutup kontrol ederken, geriye kalan %99’u oluşturan alt sınıflar, gelişme yeteneklerinden yoksun, hayatta kalmak için gerekli ihtiyaçları için kırıntılarla var olmaya, üst yüzdelik dilime hizmet etmeye terk edilmiş durumda.

SORU: Size göre bilim adamları gelecekte yeni bir düşünce tarzına geçmekte başarılı olacaklar mı?

YANIT : Gelecek bilim adamlarına değil, kişinin psikolojik algısındaki değişikliğe bağlı. Bugün insanlık bu değişikliği uygulayacak güce sahip değil. Çünkü dünya sadece egoist eğilimlere göre yönetiliyor.

Bu doğada tüm gelişmişlik düzeylerinde, hayvansal, bitkisel hatta cansız, seviyelerde ve dahası  bilim ve teknoloji tarafından egoistik biçimde hepsini kendi menfaati için kullansın diye desteklenen  insan için de  açıktır.

SORU: Ebedi soru ortaya çıkıyor : Ne yapılabilir?

CEVAP : Bu ebedi bir soru değil. Bu soru sadece bugün karşımızda duruyor çünkü bu soru yorgunluğun umutsuzluğunun, insanoğlunun bir şeyler yapma yetersizliğinin derinliklerinden yükseliyor. Cevap Kabaladadır. Ve bu yanıtı her insana götürme konusunda yükümlüyüz. Bu bizim görevimizdir.

Bize bu konuda yardımcı olun ! Eminim ki başarılı olacağız.

KabTV’nin “Michael Laitman ile haberler” 1/20/16 programından

BİZ ESKİ BİR BABİL AİLESİYİZ

SORU : “Dostunu kendin gibi sev” prensibine bağlı kalan biri, etnik olarak İsrail halkına dahil olmasa da  İsrail halkının bir parçası sayılır mı?

YANIT: Bnei Baruch Uluslararası Kabala Akademisi’nde hepsi farklı  ırklardan ve uluslardan gelen ve tamamı eski Babil’in temsilcileri olan, birlik konsepti altında bir araya gelmeye çalışan neredeyse 2 milyon insan çalışıyor. Çünkü bunu yapmazlarsa insanlık hayatta kalamayacak.

Bu kusursuz bir şey çünkü, sadece Yahudilere ait olduğu düşünülen benzersiz  birlik prensibini dünyaya getiriyoruz. Gerçekte ise bu prensip tüm Babil’e ve tüm insanlığa aittir.

Bu nedenle, biz açıkça dünyaya dağıtım yaptığımızda bunu gayet iyi ediniyorlar ve insanlar bize kendilerini yabancı hissetmeden geliyorlar. Yabancılığın aksine, bizimle kesinlikle hiç bir biçimde “altlık” hissi de olmadan bir tür akrabalık hissediyorlar.

Gerçek şu ki, egemen kral Nimrod ve Abraham isimli Babil Prensi arasında aniden meydana gelen karşıtlığın ortaya çıkmasından bu yana  tüm insanlık Eski Babil’den geliyor. Nimrod kapitalizmi geliştirmenin gerekli olduğuna inandı ki bu egoizme doğru gelişmedir. Abraham ise  insanlığın, egoizm üzerinde birleşmesi gereken koşula ulaştığını aksi halde insanlığın kendisini yok edeceğini söyledi.

Abraham’a katılan ve onunla birlikte Babil’den çıkanlar tarihsel olarak “Yahudiler” olarak bilinir. Nimrod’un politikası ise geriye kalan Babilliler’in tüm gezegene  dağılmalarına  ve yerleşmelerine  neden oldu.

Böylece egoistik prensip, insanların birbirlerinden ayrıldıkları  ve artık birbirleriyle böyle yakın bağlar kurmadıkları zamandan  beri zayıfladı. Ve böylece insanlık kendisini birlik fikrinden 3500 yıl ayırdı. Bugün bizler tekrar aşama aşama dünya çapında aramızdaki bağlılığı ve Babil’den gelen aramızdaki egoistik  zıtlığı keşfederek birleşiyoruz. Yani biz aynı Babil’e geri geldik.

Ve bir şey yapamayız. Bu noktada önümüzde bir alternatif beliriyor: ya zalimce birbirimizle kavga edeceğiz (Kabalistler , nükleer gücün de kullanıldığı iki olası dünya savaşından daha bahsetmiştir ) veya insanlara bağ ve birlik dışında hiçbir seçeneğin olmadığını anlatmada başarılı olacağız.

Doğanın cansız, bitkisel ve hayvansal parçaları karşılıklı etkileşim halindedir. Sadece bizdeki egoizm onlarla zıt güç yaratır. Her şey insanlara bağlıdır. Bu nedenle, bizler tek bir vücut gibi aramızda karşılıklı tam bir işbirliğine ulaşmaya mecburuz- bilinçli olarak  ya da sopayla-.

İŞİD’İN GÜCÜ

YORUM : (Tamim Ansary): İŞİD’in gerçek gücü bombaları ve silahları veya korkunç kararlılığında değil. Bu organizasyon, oldukça zeki biçimde , dünya görüşlerini formüle edip bir silah oluşturuyor:  Bu silah,  İslam ve Batı Dünyası arasında süregelen  vahiysel, kıyametsel karşılaşmadır… Kendilerince satanik olan “diğerlerini” silecek ve dünyayı İslam şemsiyesi altında birleştirecekler.

YORUMUM : Modern İslam’ı ne olarak adlandırırsanız adlandırın, dünyada ürettiği ve yaydığı kargaşayı şimdiden görüyoruz. Gerçek İslam’ın ne olduğu da hiçbir değişiklik yaratmaz tıpkı gerçek Yahudilik veya gerçek Hristiyanlıkta olduğu gibi, muhtemelen  gerçek İslam da dünyamızda  hiçbir zaman var olamaz.

İnsanlık herhangi bir fikri zorla empoze etmeden ama tek bir fikri de takdir ederek bir arada yaşamayı öğrenmek zorundadır – bu fikir; tüm farklılıkların ve çelişkilerin üzerinde kapsayıcı bir bağ ve birliktir…

TEK BİR JAPON ÖĞRENCİ İÇİN

YORUM : Birkaç yıl önce Japonya’da Hokkaido’daki bir demiryolu yeterli yolcu olmadığı için kapatıldı. Ama bu kasabada her gün okula gitmek için trene binen lise öğrencisi bir yolcu olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle, tren şirketi istasyonu açık tuttu, okul programına göre kızı almak için durdu ve aldığı yere bıraktı. İstasyon yönetimi, istasyonu 2016’nın Mart ayında öğrenci okulunu bitirdiğinde kapatacak.

CEVAP : Bir yandan aklınızı bir kenara atıp sadece duygularınızı dinlediğinizde, bu hikaye nedeniyle gözyaşlarına boğulabilirsiniz ve bu konuda film yapabilirsiniz. İnsanlık için birbirine karşı bu tür bir endişe hissetmek iyidir.

Diğer yandan düşünürseniz aç olan ve temel ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun insanlar var.  Bir treni bu kasabaya doğru göndermek ve geri getirmek üzere hareket ettirmek pahalıdır ve muhtemelen günde birkaç bin dolara mal oluyordur. Bütünüyle gereksiz ve ekonomik değil ve  devlete ait bir yapı bu şekilde çalışmamalıdır. Bu çok açık bir PR* kampanyası ve dahası toplum ilişkileri için de iyi değil çünkü saptanması ve düzeltilmesi gereken başka sorunlar olabilirdi.

Bu davranış, Kabalistik bakış açısından hiçbir anlam ifade etmez, çünkü dünyada hiçbir şey değiştirmeyecektir. İnsanlar, ıslaha bu şekilde gelmez. Dünya ıslaha sadece doğru bağ ile ve zihinde ve duygularda birlik ile ulaşabilir. Bu olayda ise akıl yok, sadece duygular var.

Bu kararı almalarına neden olan şey nedir bilmiyorum. Belki, bu gerçekten tam bir Japon felsefesidir ama bundan daha fazlası değil. Bir şansım olsaydı bu anlamsız uygulamayı acilen durdururdum, başka bir çözüm sağlardım ve tüm araçları diğer problemlerle uğraşmaya sevk ederdim.

Bu öğrenci kıza iyi şans dileyelim. Hala görünüşte saf sevgiden kaynaklanan eylemlerin olabildiğini düşünmek güzel…

*Çevirmen Notu : PR : Kamuoyuna şirin ve sevimli görünmek için yapılan reklam propaganda kampanyalarına verilen genel ad. 

Yeni Dünyaya Doğru Akılcı Bir Yol

SORU : İnsanlık sadece tembel tembel oturursa ne olacak?

YANIT : Elimiz kolumuz bağlı şekilde oturursak üçüncü dünya savaşı başlayacak. Dünya nüfusunun çok azı geride kalacak ve hayatta kalabilen insanların küçük bir yüzdesi, tüm insanlığın yükseleceği yeni gelişim seviyesine ulaşmalarını sağlayacak, aralarında karşılıklı ve doğru işbirliğini kurma metodunu kabul etmeye zorlanacak.

Biz zaten Dünya üzerinde bize cansız, bitkisel ve hayvansal doğada verilenlerden yorulmuş haldeyiz ve şimdi ADAM (İnsan) seviyesine yükselmeye ihtiyaç duyuyoruz.  Adam denen üst dünyaya benzer güç (Domeh) bir sonraki var oluş seviyemizdir.

Görüyoruz ki, bilimde, kültürde, ilişkilerde, ailede ve aramızdaki karşılıklı işbirliğinde bir çıkmazdayız. Dünya boşluk hissi ve var oluşun anlamsızlığı duygusuyla ilaçların içine düşmüş halde. Geçerli paradigma takatsiz halde ve yeni bir değerler dizisi ile yer değiştirmek zorunda.

SORU: Üçüncü dünya savaşı gerçekten “yeniden başlatma sürecini” gerçekleştirmek için gerekli olabilir mi?

YANIT: Neden? Sonuçta bu savaşsız da yapılabilir. Örneğin yaramaz bir çocuk darbeler yoluyla öğrenir. Oysa iyi bir çocuk her şeyi yapmanın en iyi , en hızlı  ve tercih edilebilir yollarını anlar.

Kabala Bilgeliği bu iki olasılık hakkında konuşur. Çünkü bizim için bir sonraki seviyeye ulaşmak, binlerce yıldır sürdüğü gibi otomatik olarak evrimin parçası olan darbelerle  değil, doğru bir idrakin  mantıklı yoluyla da olabilir.