Koronavirüsten Sonra Dünya ( Thrive Global)

Koronavirüs pandemisinden sonra kuşkusuz yeni ve farklı bir dünyada yaşayacağız.

Koronavirüs sonrası dünyayı tartışmadan önce, virüsün temel sebebinin hayatlarımızı yaşadığımız egoistik, rekabetçi ve sömürücü şekline doğa tarafından gönderilen bir tepki olduğunun anlaşılmasına yardımcı olmasıdır.

Doğa bizlere, her birimizin bireysel başarıya giden bir yarışta, diğerlerinden maksimum fayda sağlamaya çalışma yaklaşımımızda biriktirdiğimiz, fazla atığı temizlemek için bu virüsü gönderdi.

Bizim hayata karşı aşırı büyümüş egoistik yaklaşımımız, sonunda bir dünya savaşı gibi büyük acılara yol açacaktı. Ancak, bunun yerine Koronavirüs ortaya çıktı.  Gergin ilişkilerimizin patlayıcı bir zirveye ulaşmasına izin vermek yerine, bizleri çok daha sakin bir şekilde arındırıyor.

Doğada Zararlı Bir Şey Yoktur

Birçoğu Koronavirüsü büyük bir felaket olarak algılamaktadır, ancak doğanın yasaları ve işleyiş tarzı hakkında bir anlayış kazandığımızda, doğada zararlı bir şey olmadığını görürüz.

Karşılıklı olarak düşüncesiz ve bölücü tutumlarımızla birbirimize zarar veriyorduk ve sonra  Koronavirüs bizi birbirimizden uzaklaştırmak için geldi ve hayatlarımızı nasıl ve neden bu şekilde yaşadığımızı gözden geçirme şansı verdi.

Artık doğa, toplamış olduğumuz çöpleri özenle ve ustalıkla bir köşeye attı, ilişkilerimizi sevgi ve şefkatle doldurma,  insan toplumunu çocuklarımız ve torunlarımız için çok daha parlak ve olumlu bir şekilde yeniden kurmak için fırtsa sahibiz.

Bu nedenle, bu Koronavirüs dönemini, birbirimize karşı davranışlarımızda ve inşa ettiğimiz sosyal yapılarda olumlu bir değişime etki etmek için başarıyla kullanabileceğimizi umuyorum.

Ayrıca, eski egoist dünyanın tüm sosyal bölünmesini, nefreti, yabancı düşmanlığını, sömürüyü, manipülasyonu, istismarı, depresyonu, stresi ve endişesini geride bırakacağımızı, pozitif bağın, sevgi, eşitlik, destek, teşvik, mutluluk, güven, fedakarlık, önemseme ve karşılıklı sorumluluğun yeni ve zıt dünyasına önemli bir adım atacağımızı umuyorum.

Eski Egoistik Dünyayı Reddedin.  Birbirini Düşünen Yenisini Arayın

Koronavirüs bizi vurmadan önce koştuğumuz fare yarışını canlandıracağımız umuduyla, şu anda hükümetler tarafından milyarlarca dolar yatırım yapılıyor. Eğer bunu yaparsak gerçek talihsizlik olur.  Bunu yapmanın herkes için olumlu olacağından şüpheliyim.

Şu anda geniş çapta kabul görmüş bir kriz durumundayken, Koronavirüsten önce nasıl başka bir krizde olduğumuz hakkında çok az şey duyuyoruz. Toplumlar ve ülkeler arasında (özellikle Amerika, Rusya, Çin ve Avrupa arasında) ve diğer çeşitli gruplaşmalarda yoğunlaşan bölücü ilişkilerimiz bizi savaşa, mali ve endüstriyel çöküşe sürüklüyordu.

Yöneldiğimiz krizin kapsamını anladığımızda, o zaman Koronavirüs pandemisini doğanın bize attığı bir cankurtaran simidi olarak görürüz.

Bu nedenle, eski dünyamızda olumlu bir şey olmadığını ve dolayısıyla geri dönmeye değecek bir şey olmadığını anlamak akıllıca olur.  O, elimize geçirebildiğimiz her kaynağın çıkarılmasıyla harap olmuş bir dünyaydı.

Ayrıca, eski dünyamızın ironisi, hepimizin,  kendimiz için haz almaya çalışmasına dayanması, yine de kendimiz için haz almanın daha da zor olduğunun anlaşılmasıdır. Sonunda, öyle ya da böyle ne kadar tatminsiz olduğumuz ve acı çektiğimize kıyasla ne kadar haz aldığımızın kesin bir hesaplamasını yaparsak, terazinin aşırı derecede “tatminsiz ve acı çekmeye” doğru eğildiğini görürüz.

Kendimizi iyi olduğumuza, iyi gittiğine dair kandırdık.  Eski dünyamızda bu kadar olumlu olan neydi?  Yaptığımız herhangi bir şey, bize kalıcı mutluluk ve sevinç duygusu bıraktı mı?  Ayrıca, ister sadece ailelerimizi idare etmeye ve hizmet etmeye çalışan sıradan insanlar isterse daha fazla servet, saygı, güç ve bilgi için çabalayan insanlar olsak da hepimiz sadece anlık bir tatmin yaşamakta, daha fazla doyum aramaya ihtiyaç duymak üzere tekrar boş kalmaktaydık.

Sonuçta, hepimiz hayatlarımızı yaşama şeklimizde aynıydık: Bizler hazzın peşinden sürekli bir kovalamaca içindeydik, ona dokunmaya başladığımız anda hep parmaklarımızın arasından kayıp gitti.

Koronavirüs Egoistik Atıkları Temizler ve Daha İyi Bir Dünya Oluşturmamız İçin Bize Yer Verir

Bu nedenle, şimdi artmakta olan egoistik, rekabetçi ve sosyal olarak bölücü atıkları temizleyen bir temizlik dönemine girdik. Okyanuslarımızı plastik ve radyoaktif atıklarla doldurduğumuz gibi,  bu yüzden insan toplumunu berbat ediyorduk.

Bu önemli anda, en iyi adımımız yeni ve çok daha pozitif bir dünya inşa etmek olacaktır.

Koronavirüs ve bunun sonucunda ortaya çıkan tüm sosyal uzaklaşma koşulları, bize eski egoistik toplumumuzu nasıl mahvettiğimizi düşünmek için zaman ve yer verdi. Dahası, bugünkü Koronavirüsü geçmiş pandemilerle karşılaştırırsak, ölüm miktarının nispeten az olduğunu görürüz.  Yani doğa, göreceli merhamet ve nezaketle olumlu bir dönüşüm için bu fırsatı verdi.

Bu nedenle, 10 ila 12 saatlik iş günü olan, büyük bölümü trafik sıkışıklığında geçirilen o günlerin, kişisel, sosyal ve ekolojik ölçeklerde birçok kriz ve sürekli artan borçlara sahip olduğumuz eski dünyamıza geri dönmemiz akıllıca olmaz.

Bu geçiş dönemini en iyi şekilde kullanmamız, birbirimize yeni bir dünyaya adım atmak için yardımcı olmaktır: ilişkilerimizi nasıl onarabileceğimiz, sahip olduğumuz farklılıkların üzerine nasıl çıkabileceğimiz ve insan toplumu arasında yeni karşılıklı düşünce ve sorumluluk ilişkilerini nasıl uygulayabileceğimiz hakkında düşünmek.

Bu nedenle umarım, sosyal uzaklaşma koşulları kaldırıldığında ve Koronavirüs dönemi sona erdiğinde, şuanda başladığımız bir çizgi üzerinde devam edeceğiz: Burada kendine hizmet hedeflerinden daha çok bütün insanlığa fayda sağlayan, olumlu insan ilişkilerine değer veririz. Bunu yapmak doğa ile dengeyi sağlayacak, herkes için yeni bir mutluluk ve güven dolu dünyayı ortaya çıkaracak ve kendimize getireceğimiz diğer ileriki zararlardan bizleri koruyacaktır.

Twitter’da Düşüncelerim / 16 Nisan 2020

Grupta birliğe ulaştığımızda, dostlarla bağ uğruna her şeyi ihmal etmeye istekli olduğumu hissederim, çünkü onunla – Yaradan’a bağlanabilirim. Böylece Firavun’un otoritesinden çıkarım ve Yaradan’ın otoritesine girerim, onluyu beni egoist kölelikten çıkaran bir araç olarak görerek

Matza, ızdırap ekmeği olarak adlandırılır, çünkü bizler onu yoksulluk, güçsüzlük, kalpteki duyumlar ve akıldaki anlayışta pişiririz. Yine de, bu yeni formun yardımıyla, özgürlüğü almak için egoistik arzumuzdan kaçarak Firavun’un ve Yaratan’ın alanı arasındaki sınırı geçebiliriz.

Eski dünyaya geri dönmeyeceğiz. Yeni bir dünyaya ulaşacağız ve yeni insanlar olacağız. Bu aşamalar halinde olacak ancak süreç çoktan başladı. Doğanın şu anda uygulanmakta olan kendi programı var ve biz ona ne ölçüde uyduğumuzu hissediyoruz.

Bugün, insanlığın “Son Nesil” adı verilen gelişim programının son aşamasına giriyoruz. Dünya Yaradan’a benzer hale geliyor. İlk kez, insanlar diğer insanlara karşı savaşmıyor, ama doğanın kendisi insanlara saldırıyor. Artık egoların değil, Yaradan’ın insana karşı mücadelesi.

Şimdi uluslararası ticaret ve iş sistemlerinin kademeli olarak çöküşüne tanıklık edeceğiz.

Koronavirüs pandemisi, tüm dünya uygarlığının radikal bir değişimi, insanlığın egoist yapısının, gezegenin tüm sakinleri arasında entegre bir etkileşim dünyası ile değiştirilmesinin başlangıcıdır.

 

Arzu Olgunlaşana Kadar

Soru: Kalpteki nokta, içinde uyandığında bir insanda iki zıt arzu nasıl bir arada var olur? Sonuçta bu, kişinin daha önce hissettiği şeyden tamamen farklıdır ve bu dünyayla hemen hemen hiçbir ilgisi yoktur.

Cevap: Onunla hiçbir ilgisi yoktur. Bu duygu, beklenmedik bir şekilde, tıpkı herhangi bir manevi seviyenin fark edilemez şekilde tezahür ettiği gibi ortaya çıkar.

Ve şu an zaten belirli bir edinim, belirli bir bağ ve hatta Yaradan ile az çok bilinçli bir ilişki içindesiniz ve yeni bir şey hissediyorsunuz. Dahası, her edinim ilk kez gerçekleşiyormuş gibi ortaya çıkar.

Soru: Neden biri diğerini takip etmiyor? Neden bir düşüş olmalı?

Cevap: Bunun nedeni, oturup titrek kareleri izlediğiniz bir filmde olduğu gibi olmamasıdır. Arzunuzu ve hazırlığınızı her kareye eklemelisiniz. Arzu tamamen olgunlaşana kadar her türlü koşuldan geçersiniz.

Virüs, Milliyet Ve Ten Rengi Arasında Ayrım Yapmaz

Koronavirüs, sınırları ve sosyal farklılıkları ayırt etmeden etkilemektedir. Milliyet veya ten rengini: siyah, beyaz, sarı, kırmızı, ayırt etmez. İnsan sistemi ile ilgili olarak doğa, farklı çocukları olan annenin ilişkisine benzer. Anne hepsini sever.

Bunu egoist gözlerimizle görmüyoruz ve görüşümüzü düzeltmeliyiz. Düzeltme, insanlar arasındaki bağın doğasını tamamlayıcı karşılıklı yardımlaşmaya dönüştürmektir. Eğer bu gerçekleşmezse, yine de bizi doğru sonuçları çıkarmaya zorlayacak olan, bir dizi zincirleme doğa darbesi bizleri beklemektedir.

Utanç Adamı Geliştirir

Soru: Misafirliğe davet edildiğimi varsayalım. Ziyarete geleceğim ve onunla masada oturacağım diye ev sahibiyle anlaştım. Ama ona yemeğini reddettiğimi nasıl söyleyebilirim?

Cevap: Bu gerçekten bir sorun. Ancak, masadan hiçbir şey alamayacağınız bir koşula geliyorsunuz. Utanç niteliği sizin içinizde gelişir.

Bu dünyevi bir utanç değildir, ancak üstesinden gelemeyeceğiniz harika bir duygudur. Sizi sarar ve ev sahibinden herhangi bir şey kabul etmenize izin vermez.

Soru: Bu utançla bundan sonra ne yapmalıyım?

Cevap: Bundan sonra ne olacak, henüz çalışmadık. Ama bizi yönlendiren ve geliştiren utançtır.

Hızlandırılmış Farkındalık Zamanı

Soru: Bahsettiğiniz her şeyi nasıl öğrendiniz?

Cevap: Sizler de bileceksiniz. Bundan bir buçuk ila iki yıl sonra benimle neredeyse aynı şeyi bileceğinizi garanti ederim.

Günümüzde metodoloji, hızlandırılmış bir biçimde sunulabilir çünkü insanlar artık tamamen farklı. Çok miktarda bilgiyi kendileri alabilirler ve doğru bir şekilde anlayabilirler. Tüm bunları çok hızlı bir şekilde gerçekleştireceğinizden eminim.

Tüm Virüslere Karşı Evrensel Aşı

Şimdi bütün dünya, Korona virüse karşı bir aşı geliştirmeye çalışıyor. Fakat bu virüse karşı manevi bir aşı var. Ve hiç şüphe yok ki hastalığa karşı tek gerçek koruma olacaktır.

Korona virüsten sonra, mutasyonlarının çok daha fazlasının ortaya çıkacağından ve bu kısır döngüden kurtulamayacağımızdan korkuyorum. Darbeler, birbiri ardına büyük sıklıkta takip edecektir: bu virüs değilse o zaman başka bir şey. Zaten böyle bir dönemin içindeyiz ve ondan kaçamayız.

Yine de çözüm basittir: birbiriyle düzgün ve içten bir şekilde nasıl bağ kurulacağını açıklayan, Kabala biliminin bize sunduğu bağ kurma yöntemini uygulamak. Yıkıcı ve egoist ilişkilerimiz, dostça ilişkilerle yer değiştirdikçe, Korona virüs ortadan kalkacaktır.

Görüyoruz ki, bu virüs çok seçici bir şekilde çalışıyor: o, bizi ayırıyor, tüm endüstriyel ve ticari ilişkileri, bankacılık sistemlerini ve şirketleri yok ediyor.

Bize kendi dilinde, inşa ettiğimiz bütün dünyanın yanlış, egoist ve birbirini sömürmeye dayalı olduğunu açıklıyor gibi görünüyor. Bu, doğanın insan safhasından da talep ettiği, doğanın integral ve karşılıklı olma formuyla çelişir.

Doğanın diğer bütün seviyelerinde, cansız, bitkisel ve hayvansal, tam bir ortak yaşam vardır. Ve sadece insan seviyesinde sürekli bir savaş vardır. Doğa, insan aklımızı, duygularımızı ve anlayışımızı kullanarak, doğru bağı kurmamızı talep eder. Ve virüs bu konuda bize yardımcı olmaktadır.

Psikolojik Eğitim Mi Kabala Mı?

Soru: Geçenlerde, düşüncesiz kalma durumunu araştırdığım, Asya’ya yaptığım geziden döndüm. Bu evrede insanları tanımaya başladım ve fark ettim ki onları hissedebiliyordum, ne istediklerini ve onlara ne vermek istediğimi anlayabildiğimi fark ettim.

Bunu daha fazla uygulamaya başladığım zaman, aramızda oluşturulan bu mükemmel içsel durumun hissetmeye başladım ki bu da yakınlardaki herkese aksetti. İçsel ışık hakkında konuşurken bahsettiğiniz şey bu mu?

Cevap: Hayır. Bu aynı şey değildir. Siz psikolojik durumlar hakkında konuşuyorsunuz bense manevi durumlar hakkında konuşuyorum.

Birincisi, Kabala çalışmaya başladığınızda bunun aynı şey olmadığını göreceksiniz.

İkincisi, deneyimlediğiniz şeyleri hissetmek için, egoizminizin üzerine, doğanızın üzerine yükselmenize gerek yoktur. Bazı psikolojik eğitimler, bir şekilde diğerlerini daha derin düzeyde hissetmenize yardımcı olur o kadar. Bu, egoizmden çıkma yolu değildir ve Kabala’nın üzerinde durduğu konu bu değildir.

Dünyada insanların ilgisini çeken birçok yöntem bulunmaktadır. Size, ilginizi çeken şeyleri yapmayı bırakın demiyorum. Bununla birlikte, Kabala ile ilgilenin ve hangi yöntemin gerçekten sizi egoizminizden ya da doğanızdan uzaklaştırmaya gerçekten yardımcı olacağını göreceksiniz.

Yaradan’ın Yakınlaşması İçin Zaman Geldi

Soru: Kabala bilgeliğine ilgi artıyor. Bu, Yaradan’ın bize yakınlaştığı anlamına mı geliyor?

Cevap:
Elbette. Yaradan’ın yakınlaşması için zaman geldi.

Bir yandan bu tatsız bir duygu çünkü egomuzun zıttı olan nitelikler içimizde ifşa oluyor. Fakat öte yandan, ifşa olan yeni nitelikler, bizi doğru bağı araştırmaya motive ediyor.

Doğa yeni bir düzeyde ifşa olmakta ve bizler, yavaş yavaş onunla bağ içine girmeliyiz. Elbette bu basit bir mesele değildir. Bu nedenle, aslında şimdi Kabala bilgeliği ortaya çıkar ve bize neler olduğunu açıklar.

Grup, Düşüşünüzü Absorbe Eder

Soru: Kişi düşüş sırasında, yükselişte olduğunu hayal etmeye başlarsa, bu ona yardımcı olur mu?

Cevap: Evet. Eğer kendisi yükselişi hayal etmeye başlarsa, o zaman bu onu düşüşten çıkarır.

Daima testere dişi gibi yukarı aşağı eğriye sahibiz, yukarı çıktığımızda, sonra biraz daha aşağı ineriz, daha da yükseliriz, daha da alçalırız, vb. Genişlik yükselir ve böylece hedefe doğru hareket ederiz.

Böyle bir genişlik, yani artı ve eksi arasındaki fark, manevi seviyemizin bir göstergesidir. Bu nedenle, ilerlerken büyük düşüşleriniz ve sonra büyük yükselişleriniz olacağını bilmelisiniz.

Sadece doğru çevre, grup, bunun için sizi kompanse edebilir. Grup damper görevi görür, düşüşlerinizin emicisidir. Velhasıl,  yükselişte bir kondansatör olarak çalışırsınız, gücünüzü gruba aktarırsınız ve düşüşte,  grubun gücünü düşüşünüzle birlikte alır ve yükseliş yaparsınız.

Bobin ve kondansatör arasındaki salınım devresi bu şekilde çalışır. Nitekim enerji transferi bu şekilde gerçekleşir.