Category Archives: Yaradan

Gözyaşı Kapısında

Soru: Onlunun maneviyatta her kapıyı açabileceğini söylediniz. Tam olarak hangileri?

Cevap: Geçmemiz gereken birçok kapı var ama en önemli kapı gözyaşı kapısıdır. Kişinin Yaradan’a dönecek gücü kalmadığında, kendisinin kaybeden olduğuna ve hiçbir şeyin ona yardım edemeyeceğine ikna olduğunda, o zaman gözyaşlarına boğulur ve Yaradan ona kapıları açar.

O’na yaklaşan herkes bu kapıdan geçer.

Soru: Gerçekten başarısız olduğunuzu anladığınız anda O’dan ne talep etmelisiniz?

Cevap: Neye ihtiyacınız olduğunu keşfedin ve onu isteyin.

Soru: Peki ya ihsan etme niteliği? Biz tam olarak bunu talep etmemiz gerektiğini öğreniyoruz.

Cevap: Ama eğer buna yönelik bir dürtünüz yoksa o zaman ne talep edeceksiniz ki?

Soru: Sadece eksik olanı istemek mi önemli, yoksa Yaradan’la bağda olmayı istemek mi?

Cevap: Bu sizin neyi seçtiğinize bağlı. Sizin için seçim yapmamı istemeyin.

 

Hedefe Ulaşacağınızın Garantisi

Soru: Onluda çok çalışıyor gibiyiz. Sürekli dua ediyoruz, ancak dünyevi hayatın aldığı zamanın azlığı, kaynak materyallerin çokluğu, uygun çabalarımızın olmayışı ve sınırlı yeteneklerimiz nedeniyle bu gerçeği kavrayamadığımı anlıyorum. Bu kadar memnuniyetsizlik olduğunda kişi ne yapmalı?

Cevap: Kendinizi hırpalamayı bırakın. İçinde bulunduğunuz durumdan memnun olmalısınız, bir sonraki adım size her zaman Yaradan’ın sizi sevdiğini, öğretmenin sizi sevdiğini, herkesin sizi sevdiğini ifşa eder ve bu sizin hedefe ulaşacağınızın garantisidir.

Bizim Çalışmamız Karşılıklıdır

Yorum: Çoğu zaman, Yaradan bizim için çalışıyor ama biz O’nun için çalışmıyoruz gibi geliyor.

Cevabım: Hayır, biz O’nun için çalışmak zorundayız. Ancak, O bize yardım etmezse bunu yapamayız. Bu nedenle, bizim çalışmamız karşılıklıdır: Biz Yaradan içiniz ve Yaradan da bizim içindir.

Bu noktada birleşmeli, bütünleşmeli ve Yaradan’ın bize tam olarak ihsan eden, bizim için çalışan olduğunu ifşa etmeliyiz ve O’na tam teslim olup O’nun için çalışmalıyız.

Sürekli İstek

Soru: Bizler, Yaradan’dan sürekli olarak tüm toplumun büyük bir aile olmasını istiyoruz. Ancak inançla mantık ötesi gitmemiz gerektiği gerçeğinden yola çıkarak, bunun gerçekleşmesi için bunu mantık dahilinde yapamıyoruz.

Diyelim ki Yaradan’dan “Lütfen herkesin bir arada, barış içinde yaşamasını sağla” diye istekte bulunduk, ama bu olmuyor. Yoksa bir dahaki sefere bunun gerçekleşmesini isteyemeyeceğim için, sadece bunu iptal edip her şeyin yolunda olduğunu mu varsaymalıyım?

Cevap: Dostlarınız ve Yaradan’la bağ kurmayı tek bir koşulda, aynı bağda istemelisiniz.

Ama bir kez talepte bulunduysanız ve onu bıraktıysanız, o zaman arzunuz gerçek değildi, ciddi değildi.

Soru: Peki mantık ötesi gidersem, sonucu görebilecek miyim?

Cevap: Sonucu göreceksiniz, ancak eylem bittikten sonra. Kendi kaynağınıza bağlanarak, ondan dolum almaya başlayacaksınız.

 

Manevi Çalışma İle İlgili Sorular – 52

Soru: Onluda manevi özgürlük ne anlama geliyor?

Cevap: Bu, birbirinize ve Yaradan’a bağlı hissettiğiniz bir durumdur. Aynı zamanda tüm dünyevi sorunların üzerine çıkmaya başlarsınız ve onların sizi aşağı çektiğini hissetmezsiniz.

Soru: Dünyevi hazlar nasıl manevi hazlara dönüştürülebilir?

Cevap: Hazlarda hiçbir fark yoktur. Eğer bunlar Yaradan rızası içinse o zaman manevidir, eğer sizin iyiliğiniz içinse dünyevidir.

Soru: Bir olma duygusu ile “ben” duygusu birbirine yakın mı yoksa zıt mı?

Cevap: Onlar zıttırlar. “Ben” duygunuz ortadan kalkmalı. Bunun yerine “biz” duygusu olacak.

Soru: Ölüm meleğinden kurtuluş ne demektir?

Cevap: Egoizmden tam kurtuluş.

Yaradan Sevgisinin Dünyasında

Tora’nın ikinci emri, Yaradan’a olan sevginin emridir. Bu, Yaradan’ı tüm dünyayı ve tüm insanlığı tutan mutlak iyi bir güç olarak hissetmemiz, edinmemiz ve tanımlamamız anlamına gelir. Bu nedenle Yaradan’a daha yakın olmak istiyorsak, O’nun gibi herkese iyilikle davranmalıyız.

Yaradan bir kişinin ruhunu elinden alsa bile, kişinin yine de O’nu sevmesi gerektiği söylenir. Başka bir değişle, doğada sizin anlayışınıza göre yanlış görünen bir şey görseniz bile, bunun, sizin gerçeği bu şekilde algılamanız olduğunu anlamalısınız.

Yaradan’ın tüm yasaları iyidir ve Yaradan’ın yaratılan varlıklara olan mutlak sevgisi tarafından belirlenir.

Gerçeği Edinme

Soru: Gerçeğin edinimi, bir kişiye geldiği zaman, o kişide ne olur? Edinim nedir?

Cevap: Edinim, Yaradan’ın mutlak bir hissidir. Hissettiğimiz her şey yalnızca Yaradan’dır. O’ndan başkası yoktur.

Yorum: O, bizi düşük bir seviyeye indirdiği zaman, farkındalık her zaman büyük bir rol oynar. Ancak bu bile yükselmemize yardımcı olmaz. Yardım eden şey, O’nun önünde bir çeşit suçluluk hissidir.

Cevabım: Yaradan’a karşı suçluluk hissine kapılmanıza gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu bizim O’na sevgi duymamızı engelleyecektir.

Mümkün olduğu kadar birbirimize ve Yaradan’a yakınlaşmalıyız. Yükselmemize yardımcı olacak en önemli şey budur.

Yaradan’ın Bir Mucizesi

Kişi bu sınırlara sahip olduğunda, düşmanlarının geçemeyeceği bir duvarı olur. Bu, yabancı düşüncelerden uzak durmaktır. Bu sebeple inanca “duvar” denilir. Yunanlılar o duvarı yıktılar ve bir mucize gerçekleşti ve Yaradan onlara yardım etti, şöyle bahsedildiği gibi, “Yaradan’ın yardımı olmasaydı, kişi onu yenemezdi.” (Rabaş Mektubu No 68)

Soru: Her zaman Yaradan’dan gelen düşünce yığını içinde olan insan, bu düşüncenin, bu arzunun O’ndan bir mucize olarak geldiğini anlayacak kadar kendisinde nasıl bir hassasiyet geliştirebilir?

Cevap: Eğer bu arzu, dostlarla bağ kurmak, insanlıkla bağ kurmak, hep birlikte Yaradan’a yakınlaşmayı hedefliyorsa, bunlar doğru düşünce ve eylemlerdir. Onları hoş karşılamalı ve kendimize yaklaştırmalıyız.

Soru: Ancak makale, Yunanlıların zaten duvarları yıktığını yani yabancı düşüncelerin içeri girdiğini söylüyor. Bu düşüş koşulunda, Yaradan’ın bir mucize gerçekleştirmiş olması ne anlama geliyor? O, başka düşünceler mi veriyor?

Cevap: Evet, bu koşulda, kişi düşüşteyken, Yaradan onu Kendisine yakınlaştırır ve Yunanlıları kovar. Ancak burada kişi grubun üyelerinden biri olduğu için, dostlarının yardımına ihtiyacı vardır.

Bizler, onu desteklemeli, kucaklamalı, yükseltmeli, kötü arzu ve niyetlerden uzaklaştırmalıyız ve böylece aramızda ona yer vermeliyiz. Sonuçta bizler onu kaldırmaya başladığımız anda, Yaradan ona yeni düşünceler verir.

Ona yaklaşarak, onunla ortak manevi çalışmaya katılarak, onu ileriye doğru iterek ve ona yardım ederek, onu Yaradan’ın merdiveninde yukarı yükseltiriz. Böylece o da bizimle aynı düşünce ve duyguları almaya başlar.

Dünyayı İyiliğe Yöneltelim

Her günün, savaşın son günü olması umuduyla bir savaş zamanında yaşıyoruz. Aramızdaki bağı güçlendirmeliyiz çünkü ancak birleşmemiz sayesinde, Yaradan’ı bize yakınlaştırabiliriz ki O’nun gücü bizi korusun ve herkese barış getirsin.

Cephedeki dostlarımız, diğer askerler ve esir düşenler için dua ediyor, herkesin bir an önce huzur, güven ve sağlıkla evlerine dönmesini umuyoruz. Yaradan’a dönmemize ve O’ndan yardım istememize yardımcı olan Kabalistik makaleleri çalışmaya devam edelim.

Yaşanan her şeyin, yalnızca Yaradan’dan geldiğine ve O’nun bizi Kendisine yakınlaştırmak için, her şeyi en uygun şekilde yaptığına inanmalıyız. Eğer bize Yaradan’ın etkisi iyi değil gibi geliyorsa, bunum sebebi farklı bir yola hazır olmadığımız içindir. Tek yolumuz var; birbirimizle bağ kurmak ve Yaradan’ın bize sağladığı koşullarla Yaradan’la iletişime geçmek.

Yaradan’dan mümkün olduğunca çabuk O’na bağlanmamıza yardım etmesini isteyelim ki hepimiz yukarıdaki hükmünün gücünü üzerimizde ve tüm dünya üzerinde hissedelim ve böylece iyi ve iyi olan “O’ndan başka hiçbir şeyin olmadığını” anlayalım. Yaradan sadece bizim iyiliğimizi dilediği için, bize bu tür eylemlerde bulunur. Ve eğer daha da birleşirsek, Yaradan’ın yakında olduğunu ve bizi ıslah yoluna yönlendirdiğini hissedeceğiz.

Yanında hiçbir şeyin olmadığı her dostun arkasında, tek üst güç olan Yaradan vardır. Bu güç bizi ve bizden nefret edenler ve düşmanlarımız da dahil olmak üzere, genel olarak tüm dünyayı kontrol eder. Bu nedenle Yaradan’ın etkisini anlamalı ve O’nun bize karşı tutumunun iyiliğe dönüşmesi için her şeyi yapmalıyız.

Dünyamız Manevi Sonuçların Dünyasıdır

Soru: Tora, üst güçle iletişimin yasalarını anlatır. Bu yasalar dünyamızda kök ve dal olarak mı kendilerini gösteriyorlar?

Cevap: Bazıları öyle, çünkü Yaradan etrafımızdaki doğanın tamamıdır, Elokim, Gematria’da Teva (doğa) ile aynıdır. Ve eğer ona doğru davranırsak, o zaman doğal olarak Yaradan denilen üst gücü doğru bir şekilde etkileyeceğiz ve bu sayede o da bizi doğru bir şekilde etkileyecektir.

Yorum: Kafa karıştırıcı olan da bu. Bir tarafta, prensip olarak Tora’yı yorumlayan ve onu deşifre eden Zohar Kitabı’nda Tora’nın dünyamız hakkında tek bir kelime bile söylemediği, sadece zaman ve mekânın dışındaki durumlar hakkında konuştuğu yazılıdır.

Cevabım: O, bu dünyamızın üstündeki güçlerle ilgili.

Soru: Evet. Öte yandan Tora’daki bazı şeylerin tezahürlerini dünyamızda da görmekteyiz. Bazı köklü gelenekler vardır. Bunu kişi nasıl anlayabilir?

Cevap: Dünyamız hakkında çok az şey söylenmiştir çünkü dünyamız bir sonuçlar dünyasıdır. Eğer üst gücü, yani Yaradan’ı, giderek daha doğru bir şekilde O’na benzeyeceğimiz gerçeğine göre etkilemeye başlarsak, o zaman doğal olarak O’nun dünyamız üzerindeki etkisi bizim için olumlu olacaktır.

Başka bir deyişle, emir, kişinin kendisi için olan niyetini, ihsan etme uğruna, Yaradan uğruna bir niyete dönüştürme eylemidir.

Böyle bir eylem, ancak kişinin Yaradan ile doğrudan temas halinde olması durumunda mümkündür. Ve bundan önce kişi, dünyamızda sanki manevi olanlara hazırlık niteliğinde olan, basit mekanik eylemler gerçekleştirir.