Category Archives: Yaradan

Son Noktada

Soru: Onluda bir dua oluştururken, ne dilemeliyiz: Yaradan’ın etkisinin dünyada yayılmasını mı yoksa insanların daha kolay bir zamandan geçmelerini mi?

Cevap: Prensipte ikisi de aynıdır, bu Yaradan’ın ifşasının derecesine bağlıdır. Ya O kendisini çok az ifşa eder ve o zaman insanlar için daha kolay olur ya da daha iyisi, O kendisini biraz daha fazla ifşa eder ve o zaman insanlığın gözleri açılır.

O’nun ifşasına çaresizce ihtiyaç duyduğumuz bir koşula gelmek zorundayız, aksi takdirde hayatta kalamayız.

Yaradan bizi çoktan, O’na tutunmamız ve O’nunla birlikte genel ıslaha doğru ilerlememiz gerektiğini anlamamız gereken bir noktaya getirdi.

Yorum: Yaradan’ın dünyaya gelmesi ve hükmetmeye başlaması için büyük bir arzu duyuyorum. Bu arzu bana çok ağır geliyor.

Benim Yanıtım: Bu Yaradan’ın başarmak istediği şeydir.

Fırtınaları Islah Etmek

Se’arot kelimesi, Se’ara (fırtına) kelimesinden gelen Hastarot (gizlilik) anlamına gelir. Bilinir ki, “Ödül kedere göredir.” Bu, Se’arot olduğu zaman, çalışma için bir yer olduğu anlamına gelir. Ve ıslah edildiğinde saç, “bu Efendi’ye açılan kapıdır” yoluyla fırtınanın üstesinden gelir. (Baal HaSulam, Şamati 101, “Gülleri Yenen İçin” İlahisinin Yorumu)

Fırtınaları ıslah etmek, tüm şüphelerin ve anlaşmazlıkların üzerine yükselip, Yaradan’la birleşmek anlamına gelir.

Hep birlikte Efendi’nin kapısının seviyesine yükselmeli ve Korah’ın oğullarının yerine çıkmalıyız. Korah’ın oğulları (b’nei Korah) Bina seviyesini temsil eder ve onun üzerinde Hohma seviyesi vardır.

Bu yüzden, bizim için önemli olan Bina seviyesine yükselmektir ve biz onun niteliklerini -ihsan etme nitelikleri- edindiğimizde,  bütün kapılardan girebileceğiz.

Soru: “Efendi’nin kapısı” hissiyatı nedir?

Cevap: Biz birbirimize manevi hissiyatları aktaramayız. Bunlar ancak kişi Yaradan’ın kapısına girer ve o yere yükselirse hissedilebilir.

 

Yaradan Kelimeler Olmaksızın Her Şeyi Duyacaktır

Soru: Yaradan’ın, onları bana ne amaçla verdiğinin belirsiz olduğu durumlarda nasıl davranacağım? Bunları doğru şekilde nasıl aşabilirim?

Cevap: Yalnızca O’na sorun. Üstelik yaşadığınız her şeyi O’ndan aldığını düşünüyorsanız, O’na yönelip her türlü soruyu sorma hakkına sahipsiniz.

Soru: “Fırtına” koşulu içinde olduğum zaman, sanki bu beni ortaya çıkarıyor. O anda Yaradan’a soru sormaya zaman kalmıyor. Dişlerimi sıkmak, susmak ve kendimi durdurmak doğru olur mu?

Cevap: Sessiz olun ve bunu kendinize saklayın. Söylemek istediklerinizi yavaşça kalbinizden salıver. Yaradan’ın tüm bunları yavaş yavaş kelimeler olmadan duymasına izin verin.

 

Yaradan’a Yaklaşma

Soru: Manevi çalışmaya davet edilmek ne anlama geliyor ve bunu nasıl doğrularız?

Cevap: Kişi çok küçük bir fırsat bile olsa, manevi çalışma için bir arzu duyduğunda, Yaradan’ın onu davet ettiği söylenir.

Soru: Yolda ıstırap çekmeli miyiz ve bunun özel bir rolü var mı?

Cevap: Bizi yaratılış amacına yaklaştırması açısından ıstırabın çok büyük bir rolü vardır.

Acıyı tecrübe ettiğimizde, ondan kaçmak isteriz. Ancak bu şekilde Yaradan bizi yavaş yavaş Kendisine doğru yönlendirir. Ve adım adım O’na yaklaşırız.

 

Her Koşul Sevinçli Bir Hale Dönüştürülebilir

Soru: Üç kişi taş taşıyordu. Onlara “Ne yapıyorsun?” diye soruldu. Biri alnındaki teri sildi ve “Sırtımı kırıyorum” dedi. İkincisi, “Para kazanıyorum” dedi. Üçüncüsü, “Bir tapınak inşa ediyorum” dedi.

Elbette tapınak inşa eden kişinin işi daha kolaydı.

Soru, “Herhangi bir koşulu, en zor olanı bile sevinçli bir hale dönüştürmek mümkün mü?”

Cevap: Her koşulu sevinçli bir hale dönüştürebilirsiniz. Çünkü temelde hayat sonsuzdur; evren sonsuzdur. Nerede olduğumuzu ya da ne olduğumuzu anlamıyoruz. Şimdiki durumdan daha yüksek olan bir sonraki hedefi her zaman hayal edebiliriz.

Soru: Peki siz buna hedef belirleme dizisi mi diyorsunuz? Herhangi bir durumda bir hedef koyarsam, ona doğru sevinçle mi ilerliyorum?

Cevap: Evet.

Soru: Her zaman bir tapınak inşa etmek gerekli midir?

Cevap: Evet, tamamlanacak bir hedef verir.

Soru: Bu aynı zamanda bir prensip midir: “Eğer bir şey senin için zorsa, bir hedef belirle ve ona doğru ilerle.”

Cevap: Evet.

Soru: Çok çalışıp bir tapınak inşa etmek mümkün mü? Aynı anda hem belimi kırdığımı hem de bir tapınak inşa ettiğimi hissedebilir miyim?

Cevap: Hayır, önünüzde tek bir şey olmalı: Ya kendinizi boyunduruktan kurtarma arzusu ya da bir tapınak inşa etme arzusu. Eğer bir tapınak inşa ediyorsam bu benim için zor değil.

Soru: Para kazanıp tapınak inşa etmek mümkün mü?

Cevap: Tek bir hedef olmalı.

Soru: Birlikte olabilirler mi?

Cevap: Hayır, hiçbir şeyin faydası olmayacak. Bu binlerce ve binlerce yıldır kanıtlanmıştır.

Soru: Bu, eğer bir tapınak inşa ediyorsam, bu benim için her şeyin üstündedir anlamına mı gelmektedir?

Bugün insanlığın çoğunluğu ilk iki koşul içinde: Ya para kazanıyorlar ya da bellerini kırıyorlar. Bir tapınak inşa etmeye nasıl yaklaşabiliriz?

Cevap: Bir hedef olmalı! Başka hiçbir şey yok!

Soru: Hedef konusunda insanlığa nasıl ilham verebiliriz?

Cevap: Bir örnek gösterin ve bu örnek bulaşıcı olmalı.

Soru: Bu örnek, bir insana mutluluk, yükseliş ve sevinç mi yaymalı?

Cevap: Tabii ki evet.

 

Manevi Tazminat

Soru: “Kötüyü koruyabilen kişi, kötülüğe uğrayanlara, sahip olduğu en iyi şeyle tazminat ödemelidir.” diye yazılmıştır. Maneviyatta tazminat ödemek ne demektir?

Cevap: Bu, tıpkı dünyamızda olduğu gibi, tüm suçların ve kusurların bedelini ödemek zorunda olduğumuzda adet olduğu gibidir.

Ödemek, yenilemek anlamına gelir. Genellikle Yaradan’dan ıslahlar isteyerek ödeme yaparız. Yani zarar verdiğim her yanlış eylemi ıslah ederek telafi etmem gerekiyor.

 

Manevi Çalışmayla İlgili Sorular – 68

Soru: Bir kişinin düşüş sürecini nasıl geçirdiği nihai sonucu etkiler mi?

Cevap: Neredeyse hiç etkilemez. Önemli olan düşüş sürecinden hızlıca çıkıp yeni yükselişlere ulaşmak için acele etmektir.

Soru: Düşüş hissiyatının olmaması, yükselişin olmadığı ya da yeterli çalışmanın yapılmadığı anlamına mı gelir?

Cevap: Eğer bir kişi düşüşte hissetmiyorsa, bu onun çalışmaya ve dostlarıyla bağ kurmaya yeterince yatırım yapmadığının bir işaretidir.

Soru: Bir keresinde eğer güçlü bir bağ içerisindeysek, Yaradan’dan büyük bir şey isteyebileceğimizi söylemiştiniz. Yaradan’dan tam olarak böyle bir bağı talep edebilir miyiz?

Cevap: Talep edebilirsiniz. Yaradan’dan her şeyi talep edebilirsiniz.

Soru: Düşüş koşulunu yükselişe nasıl çevirebiliriz ki karanlık ışık gibi parlasın?

Cevap: Eğer düşüş koşulunu mevcut durumumuza uygularsak, bu ışığı arttırır.

Soru: Kişi yükselişteyken, düşüşün varlığını ve bu Kli’yi korumanın gerekliliğini unutuyor. Yükseliş durumunda bunu tam olarak nasıl tutabiliriz?

Cevap: Yükselişteyken, kişi ancak kendini kontrol ederse ve bundan daha da yüksek bir koşulun var olduğunu görürse, bu koşulunu koruyabilir. 

 

Sol Çizgi Neden Islah Edilir?

Soru: Yaradan’ın tüm gücünün barış olduğunu söylüyorsunuz. Aynı zamanda, sol çizgi Yaradan tarafından, yaratılışın gelişmesi için yaratıldı. Öyleyse neden ona karşı savaşmalı ve onu düzeltmeliyiz?

Cevap: Onun kullanılış şeklini ıslah etmemiz gerekiyor. Biz hiçbir şeyi yok etmeyiz, sadece sağ ve sol çizgi arasında doğru dengeyi buluruz.

Soru: Bu, her iki çizginin de bir şekilde birbiriyle anlaşması ve Yaradan’a, orta çizgiye gelmesi gerektiği anlamına mı geliyor?

Cevap: Evet, müzakere edip bir anlaşmaya vardıklarında, bu orta çizginin ortaya çıkışı olacaktır. Böyle bir şey mevcut değildir. Ancak iki çizgi birleştiğinde ortaya çıkar.

 

Yaradan’la Bağın Yeri

Malhut özünde, içinde hiç beyazlık olmayan siyah bir noktadan başka bir şey değildir.

Eğer kişi, o noktayı özü gibi kabul ederse ve kurtulmak istediği gereksiz bir şey olarak değil, daha ziyade süsleme olarak kabul ederse, buna “kişinin kalbindeki güzel bir yer” denir.  (Baal HaSulam, Şamati 127, Çekirdek, Öz ve Artan Bereket Arasındaki Fark)

Siyah noktada, Yaradan’la bağın yerini görmeliyiz. Biz onu kutsallık, beyaz olarak kabul ederiz ama onu egoistik arzularımızda algıladığımız için, siyah olarak görürüz.

Soru: Yaradan’la birleşme koşulu her zaman siyah noktadan mı kaynaklanır?

Cevap: Tamamen ışıkla dolu bir koşul olamaz. Her zaman siyah noktalar bulunmak zorundadır. Ama onlardan korkmamalıyız; onlarla nasıl çalışacağımızı anlamalıyız. Bu siyah noktalar sayesinde, onları gruptaki ışıkla aydınlatabiliriz ve tam ıslaha kadar onlarla birlikte ilerleyebiliriz.

Eğer siyah koşulu, Yaradan’dan geldiği için iyilik olarak görürsek, her şey yoluna girecek.

Yaradan’ın Cevabını Nasıl Anlayabilirsiniz?

Soru: Eğer Yaradan’dan bazı cevaplar alıyorsak ama sonra onları takip edemiyorsak, bu ne demektir? Bu, O’nun yüceliğinden yoksun olduğumuz anlamına mı gelir?

Cevap: Evet, bu sizin o alanı çoktan terk ettiğiniz ve dolayısıyla Yaradan’ı hissetmediğiniz anlamına gelir. Dostlarınızla bağ kurmaya çalışın ve birlikte Yaradan’a dönün.

Soru: Yaradan’ın soruma verdiği cevabı nasıl anlayabilirim?

Cevap: Eğer bir sorunuz varsa ve ısrarla bir cevap istiyorsanız, o zaman yavaş yavaş Yaradan’ın cevabını zihninizde hissetmeye başlarsınız.

Soru: Aldığımız yanıtın bir süre sonra geçerliliğini yitirmesi söz konusu olabilir mi?

Cevap: Olabilir. O zaman yeni bir soru sormalısınız.