Daily Archives: Ağustos 31, 2023

“Doğa Hepimizden Ne İstiyor?” (Quora)

Bu soruyu, on binlerce insanın öldüğü ve yüz binlerce insanın dondurucu soğukta evsiz ve yiyeceksiz kaldığı, trajik Türkiye-Suriye depreminden sonra öğrencilerimden birinden aldım.

Öğrenci bana, insanların doğadan böyle bir darbeyi hak edecek ne yaptıklarını ve doğanın hepimizden ne istediğini sordu.

Kısacası, bu fare yarışı içinde yaşamayı bırakmamız, kendimizi sakinleştirmemiz ve doğanın istediği gibi davranmamız gerekiyor. Ve gerçekten de doğa bizden ne istiyor?

Doğa, birbirimize karşı iyi olmamızı istiyor. Başka bir deyişle doğa, iyi ve nazik bir arzuyla birbirimizle olumlu bir şekilde bağ kurmamızı ister.

Doğanın kanunu, onun parçalarının uyumlu ve dengeli bir şekilde birbirine bağlanması gerektiğidir. Biz insanlar, doğanın dengesine müdahale eden tek parçayız.

Nasıl mı? Bu, kişisel kazanç için başkalarını ve doğayı sömürmek istememize neden olan, bizim egoist doğamızdır.

Bu nedenle, kişisel kazanç için başkalarına ve doğaya zarar vermeye çalışmamak, aksine insanları ve doğayı egoistçe kullanmamızın ötesine geçip, olumlu bir bağ kurmak için arzularımızı kullanma şeklimizi ıslah etmemiz gerekir.

Kendimizi olumlu bir karşılıklılık ve karşılıklı bağ durumuna getirmemiz gerekiyor. O zaman, birbirimiz arasında barış oluşturma arzumuzun, bize doğadan nasıl olumlu geri dönüşler getireceğini görürdük. O zaman, uyumlu ve huzurlu hayatlar yaşardık ve doğa artık bize çeşitli felaketler ve salgınlar göndermezdi.

Manevi Bir Bakış Açısından Dünya Coğrafyası

Soru: Tüm realitenin on Sefirot’a bölündüğü, bunların da yine on Sefirot’a bölündüğü ve bu şekilde devam ettiği bilinmektedir. Bu, dünyanın her yerinde Kudüs, Kinneret Gölü ve Celile’ye benzer bazı yerler olduğu anlamına mı gelir?

Cevap: Hayır. Kabalistler tüm dünyayı yalnızca İsrail topraklarına, ardından Ürdün, Lübnan, Suriye ve Babil olarak ayırırlar.

Bu topraklar özel bir manevi etki altındadırlar ve bahsettiğim gibi aşağıya doğru inerler: İsrail, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Babil yani bugünkü Irak.

Dünyanın diğer tüm bölgeleri, hemen hemen aynı seviyededir ve manevi olarak kesinlikle cansızdır. Ama oradan insanlar manevi köklerine yükselmeye başladıkları zaman, söylendiği gibi, İsrail toprakları ham bir deri gibi dünyanın tüm topraklarına yayılmaya başlayacaktır.

Yorum: “Ürdün, Suriye…” diyorsunuz, ki bunlar İsrail’in şu andaki düşmanları, bizi yok etmek isteyen ülkeler, İsrail’e en yakın ülkeler. Dünyamızda her şey alt üst olmuş durumda.

Cevabım: Çünkü bizler baş aşağı durumdayız. Köklerimize döndüğümüz ve kendimizi tersine ıslah ettiğimiz anda, komşularımızın ıslahı hemen gerçekleşecektir. Biz, kendimizi değiştirmeden onlardan herhangi bir değişim beklememeliyiz.

Umalım ki ilk önce bunu fark edelim, hissedelim ve uygulayalım.

Doğru Bir Bağa Sahip Olursak Her Şey İyi Olacaktır

Kişinin içinde bulunduğu durumu ne kadar zor olarak algıladığı, hangi hedefe doğru ilerlediğini anlamasına bağlıdır. O zaman, iyi bir sonuca götürdüğü sürece, herhangi bir koşuldan geçmekte sorun yaşamayacaktır.

Bize neler olduğunu ve ne olması gerektiğini anladığımızı düşünüyorum. Kötü ve iyi bir durum arasındaki fark, aslında sadece aramızdaki bağın niteliğindedir.

Eğer bağ, iyi ve doğruysa, o zaman her şey tıkanmamış borulardan serbestçe akan su gibi sorunsuz ilerler. Asıl mesele, içlerinde tıkanıklık olmaması ve hiç kimsenin diğerlerinin erişimini engellememesi, aksine onları birbirine bağlamak ve birleştirmek istemesidir.

Duyguların Hizmetindeki Akıl

Soru: Kabalistik bilgiyi yayarken, kişinin alınan materyali anlamayabileceğini, ancak içinde bazı mekanizmaların tetiklendiğini ve bunun, açıklamayı aklıyla anlamasından daha önemli olduğunu söylüyorsunuz.

Bu nasıl çalışıyor?

Cevap: Evet, asıl mesele bunun önce duygularda gerçekleşmesi ve sonra aklın anlamasıdır.

Öyleyse neden aklı önemsemem gerekiyor ki? O sadece duygulara hizmet eder. Önce bir resim görüyorum, onu hissediyorum ve sonra onun hakkında düşünmeye başlıyorum. Dünyadaki her şeyde ve algımızdaki her şeyde bu böyledir. Akıl sadece duygularımın hizmetkârıdır. Duyguları tanımlar, ölçer, sıralar, karşılaştırır, analiz eder ve bana bir fikir verir.

Bu nedenle, eğer duygularım hakkındaki fikrimi değiştirmem gerekirse, bu bir iştir ve eğer duygularımı aklın yardımıyla değiştirmem gerekirse, bu farklı bir iştir.

Soru: Fakat Kabalistik bilginin fiziksel olarak yayılması nasıl gerçekleşiyor?

Cevap: Sadece yukarıdan. Işığın daha da geniş bir alana yayılması, daha da derinlere nüfuz etmesi için bir koşul sağlıyoruz.

Diğer insanlarla dışsal olarak bağ kurduğumuz için, ışığın bizim aracılığımızla onlar üzerinde etki etmesini sağlıyoruz. Bu şekilde onlar da yavaş yavaş fikirlerini, bize, dünyaya, her şeye karşı tutumlarını değiştiriyorlar.