Daily Archives: Ağustos 26, 2023

İnsan Tipleri

Soru: Neden insanlar hakkında kalıplaşmış yargılar vardır?

Cevap: Çünkü tüm içsel özelliklerimiz beş parçadan oluşur ve bunların her biri sırayla başka bir beş parçaya, başka bir beş parçaya bölünür ve bu şekilde devam eder.

Ancak bunlar çok net derecelendirmelerdir. Kök kısmını hesaba katmıyoruz çünkü o köktür ve dört kısım ondan gelir. Buradan da karakter türlerine, ırk türlerine ve genel olarak her şeye bir ayrımımız olur.

Soru: Neden bir kuralmış gibi, tipleri dış görünüşe göre belirliyoruz? Diyelim ki bu profesör, bu katil, bu alkolik vb. gibi.

Cevap: Her seviyede kendilerini farklı gösterdikleri için, bir insanın dış görünüşü ile nitelikleri arasında bir uygunluk vardır. Doğal olarak, kişi zaten bu tür davranışlar içindedir, iletişimde, hareketlerde, konuşmada ve düşüncelerde – her şeyde. Sonuçta, dört ana niteliğin (HaVaYaH) her biri, dörde bölünür, tekrar dörde vb. bölünmüştür. Dolayısıyla gruplara ayrılmış.

Yorum: Bir zamanlar, kamuoyunun bir kişiyi nasıl etkilediğine dair bir deney yapıldı: öğrencileri aldılar, onlara bir yüz gösterdiler ve kısa bir açıklama yaptılar: “Bu adam bir katil, soğukkanlı…” vs.  “Onu nasıl gördüğünüzü anlatın.” Ve kişi şöyle tarif etmeye başlar: “Evet, aslında o…”

Cevabım: Bu tamamen farklı bir konu. İnsanlara böyle bir ipucu verildi ve muhtemelen önyargılı bir görüşün onları gerçeklerden nasıl uzaklaştırdığını göstermek istediler.

Ancak prensipte, insanları dış görünüşlerine göre az çok yargılayabilirsiniz. Bu, mesela büyük dolandırıcılar, zihinsel bozukluğu olanlar veya deliler için geçerli olmayabilir, onlar süper zeki bir görünüme sahip olabilirler.

Ve bugün bunun hakkında pek bir şey söylemek imkânsız çünkü egoizmimiz gelişme sürecinde o kadar yükseklere ulaştı ki, görünüşte en sakin, zeki insanlar bile kendilerini birdenbire çeşitli baskılar altında, daha önce kendilerine özgü olmayan çeşitli dürtüler altında buluyorlar. Bu nedenle, artık kimse kimseye inanmıyor.

Maddesel Yaşam Ne Zaman Değişecek?

Soru: Kudüs’te Kabalistik bir merkez oluşturmanın mantıklı olduğunu düşünüyor musunuz yoksa şimdilik anlamsız mı?

Cevap:  Bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum çünkü bugün bizim için asıl olan, insanlığın durumu ve tüm sorunlarımızın gerçek çözümü hakkındaki bilgileri, dünyadaki tüm insanlara yaymaktır.

Biz bir eğitim kurumuyuz ve insanların sadece Kabala bilgeliği açısından nerede olduklarını bilmelerini istiyoruz.

Onlar yavaş yavaş, gerçekten de tek bir çıkış yolu olan bir koşulda olduğumuza ikna olacaklar: kendimizin üzerine yükselmek. Kendi kendimize değil – Kabalistik metoda göre – duyularımızı, gözlerimizi açacak ve bizi var olduğumuz bu küçük, kusurlu canlı dünyaya ek olarak ebedi mükemmel bir boyuta götürecek özel bir üst gücü çekerek.

Elbette, evrenin gerçek dış hacmini algılamaya başladığımızda, maddesel yaşamımız da değişecektir.

Bu Hayatın İçinde Hiçbir Amaç Yok

Soru: Siz, Kabala’yı ararken büyük edinimlere güvenen oldukça egoist bir insan mıydınız?

Cevap: Tabii ki. Hayatımı ucuz şeylerle mi harcayacaktım? Çok ciddi bir hedefle ilgileniyordum: yaşamaya değer olan o şey nedir?

Milyoner olmak mı? Bunu yapan birçok insan gördüm. Başka ne var? Çok erken fark ettim ki- karakterim ve kaderim gibi – bu hayatın içinde hiçbir amaç yok. Her ne kadar hayatın lezzetli yemekler, doğayı izlemek, müzik dinlemek vb. gibi, tüm tezahürlerini sevsem de, bunun ötesinde, buna rağmen değil, bunun ötesinde, bu hayatta iyi ya da kötü ne olursa olsun, hiçbir amaç olmadığına dair kesinlikle net bir inancım vardı.

Öyleyse nerede?! Bizim bütün varlığımız onun amaçsızlığını gösteriyor. Her an sadece hayatımızı harcıyoruz ve hepsi bu.

Yani protein maddesinin varlığının özü buysa, belli bir süre yaşayıp sonra tekrar cansız maddeye dönüşmekse, o zaman gidin keyfinize bakın. Burada icat edilecek başka bir şey yok.

Peki ya anlamını çözmek hala mümkünse? Ne de olsa, doğa mantıklıdır ya da en azından öyle olmalıdır! Bütün bu büyüklük, böylesine güçlü, zeki bir sistem amaçsız olamaz.

O halde onu sonuna kadar arayın, kaybedecek neyiniz var ki? Böylece sürekli kendinizi çeşitli hazlarla nasıl dolduracağınızı düşünmeyeceksiniz.

Anlamı bulmak için zaman ayırın! Bu aynı zamanda bir uğraştır; hayvansal seviyede değil ama daha yüksek seviyede. Elbette görece bir huzursuzluk içinde, bir arayış içinde olacaksınız. Ama yine de bu sizi yüceltir ve size kendi öneminizi hissettirir.

Ben de bu şekilde arıyordum… Bu kaderdir.

“Nasıl Kendinizin En İyi Versiyonu Olursunuz?” (Quora)

Birbirimizi sevmemiz gerektiğini anladığımız zaman, kendimizin en iyi versiyonları olabiliriz.

Başkalarını sevme durumuna ulaştığımızda, enerjimizi bu sevgiye harcarız ve o zaman kendimiz için hiçbir şey istemez, yalnızca insanlara fayda sağlama, onları destekleme ve cesaretlendirme yeteneğini isteriz.

Bu yeteneğin farkına varmak; doğanın özgecil gücü sayesinde içimizdeki egoist gücün -insan doğası, başkaları pahasına haz alma arzumuz- üstesinden gelmek anlamına gelir. Böyle bir üstesinden gelme ile doğa ile dengeye geliriz.

Egoist güç içeride kalır. O eksi kutup gibi davranır ve sonra eksi ve artı (özgecil güç), ortak hedefimize; herkesin ve her şeyin tek bir bütün halinde birleştirilmesi amacına ulaşmamız için, en iyi şekilde işlev görür.