“Doğaya Karşı İnsan Doğası” (Medium)

Süper güçlerin, geliştirmek için yarıştığı, en son silah modellerinden biri hipersonik füzelerdir. Çin, Rusya ve ABD, ses hızının beş katından daha hızlı (saniyede 1 milden fazla) uçabilen füzeler geliştiriyor ki bu da onları engellemeyi çok zorlaştırıyor. Diğer bir trend ise, temelde konsantre bir ışık hüzmesi olduğu için neredeyse hiçbir maliyet veya çaba harcamadan uçakları düşürebilen veya araçları havaya uçurabilen lazer silahlarıdır. Bu gelişmelerin şaşırtıcı yanı, bilimin yaşamı ve evrimi mümkün kılan doğa ilkelerini alıp, diğer insanları domine etmek ve sömürmek için, bu doğa ilkelerini ölüm ve yıkım araçlarına dönüştürmesidir. Görünüşe göre insan doğası, doğanın tam tersidir ve bu ikisi arasindaki çatışmada herkes acı çekiyor.

Doğada her şey mükemmel bir uyum içinde işler. Evrim, “dinamik denge” anlamına gelen, homeostaz sürecine dayanır. Hiçbir varlık kasıtlı olarak diğer varlıkları yok etmez, yalnızca kendini sürdürmek için çabalar. Doğanın unsurları arasındaki mücadelede, evrenimizin ve içindeki her şeyin varlığını ve refahını sağlayan dinamik bir denge oluşur.

İnsan ise keşfettiği doğa kanunlarını alıp başkalarına karşı kullanmaya çalışır. İnsanın amacı kendini sürdürmek değil, başkalarına ve mümkün olduğu kadar uzun süre hükmetmektir. İnsan zihninde ne denge vardır ne de dinamizm. Sürekli kendi için alma vardır.

Ancak hayat, sürekli ve dinamik değişimlerden oluştuğu için, bunların yokluğu ölüm demektir. Dolayısıyla insan doğası ölüme neden olurken, doğa yaşamı üretir.

Barış anlaşmaları imzalayabilir ve asla savaşmayacağımıza karar verebiliriz, ancak asla sözümüzü tutamayacağız. İnsan doğasının kendisi, bizi, önceki kazançları riske atmadan, üzerinde anlaşmaya vardığımız paydan fazlasını kazanma fırsatı gördüğümüz anda imzaladığımız her sözleşmeyi feshetmeye itecektir.

Bu nedenle, insanın acımasız, kötü doğası nedeniyle kendi dünyasını yok etmediği bir dünya kurmanın tek çözümü, insan doğasını değiştirmektir. Bu düşünceden irkilebiliriz, ancak zaten gördüğümüz gibi, başka hiçbir şey işe yaramadığı için, nihayetinde varlığımızın özünü değiştirmeyi kabul etmekten başka seçeneğimiz kalmayacak.

Doğada her şey uyumlu bir şekilde çalışmasına rağmen, biz bunu göremiyoruz çünkü biz uyumun tam tersiyiz. İnsan toplumu, üstünlük için birbirlerine karşı mücadele eden bireylerin ahenksizliğidir. Öte yandan doğa, mükemmel bir şekilde organize edilmiş bir düzendir. İçimizde zerre kadar bir ahenk olsa, biz hariç etrafımızdaki her şeyin ahenkli olduğunu görürdük.

Bu nedenle tek seçeneğimiz, bu uyumu oluşturmaya başlamaktır. Düşünebileceğimiz bütün baskıcı seçeneği deneyip hepsinin başarısız olduğunu görene kadar bekleyebiliriz ya da şimdi deneyebiliriz.

Uyum, bana herkesten üstün olduğum bir durum sağlamadığı için çekici gelmeyebilir, ancak faydaları herhangi bir kişinin tek başına başarabileceği her şeyin çok ötesindedir. Uyum, herkesin birbirini desteklediği anlamına gelir. Sonuç olarak, sadece kendim için çalışmak yerine, başkaları için çalışırım ve diğerleri de benim için çalışır.

Temel olarak bu, dünyanın halihazırda işleyiş şeklinden çok farklı değil. Farkında olmadan, her birimiz, tükettiğimizden çok daha fazlasını yaratırız. Fazla üretim herkese hizmet eder. Tüm insanlık bu şekilde çalıştığı için, sonuç olarak herkes için bolluk vardır. Bazı yerlerde kıtlığı olmasının nedeni, dünyada bir şeyin eksik olması değil, insanların diğer insanları kullanmak, aşağılamak ve egemen olmak için, onların ihtiyaç duydukları şeyleri inkar etmeleridir. Bu nedenle, herkesin birbiri için çalışmasının  yararlarını görmek için algımızı değiştirmemize gerek yok, niyetimize, sadece kendimizden ziyade diğer insanları da dahil etmemiz gerekiyor.

Kendimizi değiştirmek için, bilinçli, organize bir çaba gösterirsek, bunu başarabiliriz. Sonuçlar en çılgın hayallerimizin ötesinde olacak, ancak hepimiz buna bağlı kalırsak. Dünya giderek artan bir kaosa sürüklenirken, ilişkilerimizi uyumlu hale getirme gereğini görmezden gelmek zorlaşıyor. Tek soru, yenilgiyi itiraf edip insan doğasını değiştirmeyi kabul edene kadar, doğaya karşı daha ne kadar savaşmak istediğimizdir.

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed