Bireysellik Noktası

Soru: Bir parfüm şirketi “Individuality” adlı bir seri piyasaya sürdü. İkna edici reklam sözlerinden biri şuydu: “Benzersizliğinizi ve bireyselliğinizi hissediyorsanız, diğerlerinden farklı olduğunuzdan kesinlikle eminseniz, bu parfümler tam size göre.”

Bu bireysellik duygusu ve buna yönelik arzu bir insanda nereden geliyor?

Cevap: Fransızların parfümleriyle ilgili ve hepsinin, bireycilerin, onları satın almak için nasıl koşturdukları hakkında tartışmayacağım. Elbette, saçma görünüyor. Eğer bir bireyciysem, reklamların bana söylediklerini dinleyecek miyim? Bu nasıl olabilir? Aksine, sürünün içindeyim ve onun bir parçasıyım. Çağrıldığım yere koşuyorum.

Gerçek bireycilik doğası gereği bize özgüdür. Dahası, bu bir insanın en üst niteliğidir çünkü her birimizin Yaratan’da kendi noktası, bu dünyaya indiğimiz kendi kökü vardır.

Hepimiz O’nun içinde varız ve her birimiz O’nun kendi ipliğinden dünyamıza indik. Bu iplik beni Yaradan’da olan köküme bağlar ve O’nun içindeki bu nokta benzersizdir.

Bu benim kişisel, bireysel niteliğim, kimseyle ya da başka bir şeyle ilgisi yoktur. Gerçekten sadece benimdir. Beden ölebilir ve doğabilir çünkü bu sadece benim kişisel bakış açımdaki bir giysidir. Bu noktayı kendi içimde geliştirmem gerekir.

Bu nedenle Kabala, kişiye mutlak bir birey olma fırsatı verir. Ne de olsa en önemli şey bu noktayı tanımlamak ve onunla bağlı olmaktır çünkü bunlar benim orijinal niteliklerimdir; bu benim.

Kendimi başkalarına göre tasvir etmiyorum, ama kendime, Yaradan’da olan kendi noktamdan ve onunla tamamen bağlı olduğumdan nasıl emin olabileceğime bakıyorum. Sonra onun aracılığıyla Yaradan’ı hissetmeye başlarım, O’na nasıl eşit, benzer olabileceğimi hissederim, ama bireysel bir şekilde, özellikle de kendim olarak.

Bir insanın ölümden sonra yaşamı için hesap verdiğinde, kendisine tek bir şey sorulduğu söylenir: “Bireyselliğinin farkındalığını edinebildin mi?” Sadece bu soru. Azizler gibi, ermişler gibi, yüksek sosyetedekiler gibi, herhangi biri ya da herhangi bir şey gibi olmak zorunda değilsiniz. Çıplakmış gibi duruyorsunuz, artık bu dünya olmadan ve kendi farkındalığını edinip edinmediğin soruluyor.

Soru: İnsana, dünyaya bedeninin prizmasından, beş duyusundan bakıyormuş gibi gelir. Sonunda dünyaya ruhuyla baktığı ortaya çıkıyor. Bu yüzden mi her birimizin bireysel algısı var?

Cevap: Dünyamızın algısı ve üst dünya algısı bireyseldir çünkü her birimizin kendi manevi kökü, kendi kaynağı, doğduğumuz kendi noktası vardır. Her ne kadar aynı dünyada var olsak ve görünüşte aynı şekilde algılasak da, yine de herkes her şeyi kendince algılar.

 

Ne yazık ki, bu ögeye yorum yapma özelliği kapatılmış.

"Kabala ve Hayatın Anlamı" Yorumlar RSS Feed