Daily Archives: Temmuz 15, 2021

Modern Bilimin Başarısızlığı

Soru: On yıldan fazla bir süre önce, ekonominin psikoloji ile bütünleştirilmesi ve ekonomik psikoloji ile çalışılması gerektiği sonucuna vardım. Sonuçta, aralarında tüketim toplumunu gerçekten engelleyen bir boşluk var. Bunun hakkında ne düşünüyorsun?

Cevap: Günümüzde psikolojiyle nasıl çalışılacağını söylemek zor çünkü insanlar çok hızlı değişiyor ve genel olarak psikoloji anladığımız, düşündüğümüz ve hissettiğimiz şeyin bir yansıması. Ekonomi aynı zamanda egoist arzularımıza da bağlıdır: onları doğru yorumluyor muyuz ve tüm parametreleri nasıl birleştiriyoruz.

Ben, fikrin kendi başına doğru olduğunu ve yönün de doğal olarak doğru olduğunu düşünüyorum. Ama bugün ekonomi ve psikolojinin birbirine bağlanabileceğini düşünmüyorum çünkü ikisi de bilim değil, insanın kendisine göründüğü gibi hayal ettiği şeylerdir. Bunları birbirine bağlamak için üçüncü bir şey inşa etmek imkansızdır çünkü bu bilgi alanları bugün oldukça istikrarsız bir durumdadır.

Yine de, insan doğasını değiştirmeden, kaçışın olmadığı, hiçbir şey yapılamayacağı sonucuna varıyorum. Tüm bilimlerimiz ve yönetim sistemlerimiz yavaş yavaş başarısızlıklarını ortaya çıkaracaktır. Newton’un zamanında, bunların hepsi iyi ve doğruydu. Ama biz bu aşamayı çoktan geçtik.

Bugün insanlık bambaşka bir dünyaya giriyor ve bunu bir bütün olarak hissetmek zorunda kalacağız. Sadece bu şekilde, yönetebileceğiz.

Doğanın Gizli Gücü

Arzularımız tamamen farklıysa, pratik olarak nasıl ortak bir niyet oluşturabiliriz? Birbirimize ihsan etmek istersek ve bunu Yaradan’ın yardımı olmadan yapamayacağımızı keşfedersek, o zaman herkes Yaradan’ı kendine çeker ki O da dostlarına yardım eder.

Böylece, egoist alan yerine, içinde Yaradan’ın niteliklerini kullandığımız manevi bir ihsan etme alanı oluştururuz. Bu, Yaradan’ın aramızda ifşa edildiği anlamına gelir.

Aramızda Yaradan’ın gücünü, doğada saklı olan karşılıklı ihsan etme gücünü ortaya çıkarmak istiyoruz. Evrende bizden gizlenen birçok güç, göremediğimiz birçok yıldız, gezegen ve varlık vardır. Şimdiye kadar bunca aletlerimiz, teleskoplarımız ve radarlarımız tüm bunları tespit edemedi.

Ama tüm evreni dolduran bir güç var. Bilim insanları buna karanlık madde diyor. Fark edemediğimiz dalgalar olduğunu hissederiz. Şüphesiz bir uçtan bir uca tüm evrene nüfuz eden bir güç vardır (eğer evrenin bir ucu var diyebilirseniz). Bu güçler her yerde mevcuttur, çünkü onlar olmasaydı, evren uzun zaman önce parçalanırdı.

Evrenin tüm parçaları arasındaki etkileşim güçleri mevcutturlar ve tüm maddi sınırlamalarımızın üzerinde çalışırlar. Bu güçlerden bazıları gizlidir; yani onları ancak ihsan etme niyetini edinirsek açığa çıkarabiliriz. O zaman artık maddeyle ve bedensel gerçeklikle sınırlı kalmayacağız.

“Haklı Bir Savaş ile Kutsal Savaş Arasındaki Fark Nedir?” (Quora)

Bunu şöyle ifade ederdim: Haklı bir savaş, varlığını ve topraklarını savunmak için savaşan bir birey, bir grup veya bir ülkedir. Belirli güçler bireyi, grubu veya ulusu ortadan kaldırmak veya devirmek niyetiyle saldırırsa, kendini savunan özne, kendi yaşamını, halkının yaşamını ve sınırlarını kurtarmak için savaşma gerekçesine sahiptir. Bu ilke hakkında şöyle yazılmıştır: “Eğer sizi öldürmeye geldiyse, önce onu öldürün” (Tractate Sanhedrin, 72:1, Gemarah).

Ülkeler, belirli “insani” biçimlerde bile olsa diğer ülkelere saldırmamalıdır. Uluslararası güçlerin yardımını ancak barışı sağlamaya veya bir tür diyalog kurmaya çalıştıklarında kullanmalıdırlar. Ancak savaşmamalı ve askeri güç kullanmamalıdırlar.

Bu nedenle tek haklı savaş dış güçlerin öldürme kastıyla saldırması ve buna karşılık, kendini savunan birey/grup/ulusun saldırgana karşı ayaklanıp onları öldürme ve hatta savaşı ilk başlatan olma hakkına sahip olmasıdır. Ancak dış güçler, bir kişi, grup veya ulusa karşı onları öldürmek niyetiyle ayaklanmadıysa, bahanesi ne olursa olsun savaş açılamaz.

“Ölüm, İşten Emekli Olduğunuzda Başlar” (Linkedin)

74 yaşındayım ve Allah’a şükür her gün çalışıyorum. Dünyanın dört bir yanındaki saat dilimlerinden derslere canlı olarak bağlanan öğrencilerime sabahın üçünden altısına kadar Kabala bilgeliğini öğretiyorum. Sonra hafif bir yürüyüşe çıkıyorum ve egzersiz yapıyorum, dinleniyorum ve sabahın ikinci bölümüne başlıyorum: toplantılar, röportajlar, TV çekimleri ve orijinal Kabala kaynaklarından çalışmalar.

İsrail’in ortalama yaşam süresinin yüksek ülkeler arasında olduğu biliniyor; ortalamamız 80 yaşını çoktan geçti. Diğer ülkelerde olduğu gibi burada da kadın ve erkek için emeklilik yaşının yükseltilip yükseltilmemesi konusunda süregelen bir tartışma var. Bu sadece insanların paralarının bitmesi ya da farklı projelerde yer almak istemeleri nedeniyle değil, aynı zamanda çalışmaların gösterdiği gibi, bir kişi çalışmayı bıraktığında depresyona girdiği, yalnızlığa gömüldüğü ve hayatta anlamsız hissetmeye başladığı için böyledir.

Kim çalışmayı bırakır ve iyi bir hayatın o zaman başladığını düşünürse yanılır. Uyandığımız andan itibaren programımız gevşer ve sıkıntılar başlar. İnsan öğlene kadar olan zamanı nasıl dolduracağını, sonra öğleden akşama kadar ne yapacağını düşünür. Ve o zaman bile, bazı şeyleri neden otomatik olarak yaptığımızı sorgulamaya başlarız. Yarın ne yapmalı? Ve sonraki gün? Bu durum, yaşamı uzatma durumu değil, yaşam içinde ölümdür. Dinlenme ölümün bir parçası haline gelir.

Kendi deneyimime dayanarak, en az yarım gün, sabah birkaç saat çalışmayı destekliyorum,  daha fazla değil. Emekli olan insanlar genellikle bir bozulma ve düşüş sürecinden geçerler çünkü bizler dünyada son günümüze kadar çalışmak üzere yaratılmışızdır ve bu benim bedenimde, kendi tenimde hissedilir.

Eğer bir kişi emekli olduysa, benden bir tavsiye şudur: Sizin yaşınızdaki insanlarla ilişki kurun; bu bağlantı her zaman iyidir. Sağlıklı, yardımsever, eğlenceli kalmaya çalışın ve başkalarını teşvik edin. Arkadaşlarınızla sadece bir bankta oturup konuşmayın; birlikte çalışın, yaşadığınız binayı temizleyin, merdiven boşluğunu yıkayın, bahçedeki çimleri kesin, sebze yetiştirin ve çiçek dikin. Bu tür faaliyetler aynı zamanda karlı olabilir ve istihdam sağlayabilir, ancak daha da önemlisi beden ve zihin sağlığını korurlar.

Diyelim ki az önce bahsedilenlerden başka aktiviteleri tercih ediyorsunuz? Çok güzel.  Temel amaç, topluluğa katkıda bulunan, başkalarının iyiliğini gözetmekle bağlantılı eylemlerde bulunmaktır. Altın yıllar için bu tavsiye iyilikle dolu hissetmenin ve bu duyguyu başkalarına aktarmanın hızlı ve ödüllendirici bir yoludur. Bu yaşlılar için, daha fazla katılım ve çalışma isteyecekleri için kendilerine bakma taahhüdü ile dolduracak tek reçetedir. Topluma yardımcı olmak genç, canlı ve güçlü hissetmenin yoludur.