Category Archives: Maneviyat

Arzu Olgunlaşana Kadar

Soru: Kalpteki nokta, içinde uyandığında bir insanda iki zıt arzu nasıl bir arada var olur? Sonuçta bu, kişinin daha önce hissettiği şeyden tamamen farklıdır ve bu dünyayla hemen hemen hiçbir ilgisi yoktur.

Cevap: Onunla hiçbir ilgisi yoktur. Bu duygu, beklenmedik bir şekilde, tıpkı herhangi bir manevi seviyenin fark edilemez şekilde tezahür ettiği gibi ortaya çıkar.

Ve şu an zaten belirli bir edinim, belirli bir bağ ve hatta Yaradan ile az çok bilinçli bir ilişki içindesiniz ve yeni bir şey hissediyorsunuz. Dahası, her edinim ilk kez gerçekleşiyormuş gibi ortaya çıkar.

Soru: Neden biri diğerini takip etmiyor? Neden bir düşüş olmalı?

Cevap: Bunun nedeni, oturup titrek kareleri izlediğiniz bir filmde olduğu gibi olmamasıdır. Arzunuzu ve hazırlığınızı her kareye eklemelisiniz. Arzu tamamen olgunlaşana kadar her türlü koşuldan geçersiniz.

Utanç Adamı Geliştirir

Soru: Misafirliğe davet edildiğimi varsayalım. Ziyarete geleceğim ve onunla masada oturacağım diye ev sahibiyle anlaştım. Ama ona yemeğini reddettiğimi nasıl söyleyebilirim?

Cevap: Bu gerçekten bir sorun. Ancak, masadan hiçbir şey alamayacağınız bir koşula geliyorsunuz. Utanç niteliği sizin içinizde gelişir.

Bu dünyevi bir utanç değildir, ancak üstesinden gelemeyeceğiniz harika bir duygudur. Sizi sarar ve ev sahibinden herhangi bir şey kabul etmenize izin vermez.

Soru: Bu utançla bundan sonra ne yapmalıyım?

Cevap: Bundan sonra ne olacak, henüz çalışmadık. Ama bizi yönlendiren ve geliştiren utançtır.

Hızlandırılmış Farkındalık Zamanı

Soru: Bahsettiğiniz her şeyi nasıl öğrendiniz?

Cevap: Sizler de bileceksiniz. Bundan bir buçuk ila iki yıl sonra benimle neredeyse aynı şeyi bileceğinizi garanti ederim.

Günümüzde metodoloji, hızlandırılmış bir biçimde sunulabilir çünkü insanlar artık tamamen farklı. Çok miktarda bilgiyi kendileri alabilirler ve doğru bir şekilde anlayabilirler. Tüm bunları çok hızlı bir şekilde gerçekleştireceğinizden eminim.

Psikolojik Eğitim Mi Kabala Mı?

Soru: Geçenlerde, düşüncesiz kalma durumunu araştırdığım, Asya’ya yaptığım geziden döndüm. Bu evrede insanları tanımaya başladım ve fark ettim ki onları hissedebiliyordum, ne istediklerini ve onlara ne vermek istediğimi anlayabildiğimi fark ettim.

Bunu daha fazla uygulamaya başladığım zaman, aramızda oluşturulan bu mükemmel içsel durumun hissetmeye başladım ki bu da yakınlardaki herkese aksetti. İçsel ışık hakkında konuşurken bahsettiğiniz şey bu mu?

Cevap: Hayır. Bu aynı şey değildir. Siz psikolojik durumlar hakkında konuşuyorsunuz bense manevi durumlar hakkında konuşuyorum.

Birincisi, Kabala çalışmaya başladığınızda bunun aynı şey olmadığını göreceksiniz.

İkincisi, deneyimlediğiniz şeyleri hissetmek için, egoizminizin üzerine, doğanızın üzerine yükselmenize gerek yoktur. Bazı psikolojik eğitimler, bir şekilde diğerlerini daha derin düzeyde hissetmenize yardımcı olur o kadar. Bu, egoizmden çıkma yolu değildir ve Kabala’nın üzerinde durduğu konu bu değildir.

Dünyada insanların ilgisini çeken birçok yöntem bulunmaktadır. Size, ilginizi çeken şeyleri yapmayı bırakın demiyorum. Bununla birlikte, Kabala ile ilgilenin ve hangi yöntemin gerçekten sizi egoizminizden ya da doğanızdan uzaklaştırmaya gerçekten yardımcı olacağını göreceksiniz.

Yaradan’ın Yakınlaşması İçin Zaman Geldi

Soru: Kabala bilgeliğine ilgi artıyor. Bu, Yaradan’ın bize yakınlaştığı anlamına mı geliyor?

Cevap:
Elbette. Yaradan’ın yakınlaşması için zaman geldi.

Bir yandan bu tatsız bir duygu çünkü egomuzun zıttı olan nitelikler içimizde ifşa oluyor. Fakat öte yandan, ifşa olan yeni nitelikler, bizi doğru bağı araştırmaya motive ediyor.

Doğa yeni bir düzeyde ifşa olmakta ve bizler, yavaş yavaş onunla bağ içine girmeliyiz. Elbette bu basit bir mesele değildir. Bu nedenle, aslında şimdi Kabala bilgeliği ortaya çıkar ve bize neler olduğunu açıklar.

Grup, Düşüşünüzü Absorbe Eder

Soru: Kişi düşüş sırasında, yükselişte olduğunu hayal etmeye başlarsa, bu ona yardımcı olur mu?

Cevap: Evet. Eğer kendisi yükselişi hayal etmeye başlarsa, o zaman bu onu düşüşten çıkarır.

Daima testere dişi gibi yukarı aşağı eğriye sahibiz, yukarı çıktığımızda, sonra biraz daha aşağı ineriz, daha da yükseliriz, daha da alçalırız, vb. Genişlik yükselir ve böylece hedefe doğru hareket ederiz.

Böyle bir genişlik, yani artı ve eksi arasındaki fark, manevi seviyemizin bir göstergesidir. Bu nedenle, ilerlerken büyük düşüşleriniz ve sonra büyük yükselişleriniz olacağını bilmelisiniz.

Sadece doğru çevre, grup, bunun için sizi kompanse edebilir. Grup damper görevi görür, düşüşlerinizin emicisidir. Velhasıl,  yükselişte bir kondansatör olarak çalışırsınız, gücünüzü gruba aktarırsınız ve düşüşte,  grubun gücünü düşüşünüzle birlikte alır ve yükseliş yaparsınız.

Bobin ve kondansatör arasındaki salınım devresi bu şekilde çalışır. Nitekim enerji transferi bu şekilde gerçekleşir.

Birliğin Özü Ve Kökü, Bölüm 1

Kabalistik Yaklaşımın Eşsizliği

Soru: Tarihsel süreçleri incelemek için birçok metot ulunmaktadır. Filoloji (metinleri karşılaştırma), genetik ve arkeoloji vardır. Kabalistik metot nedir? Onu bu kadar eşsiz yapan nedir? Kabalistler tarihsel süreçleri nasıl araştırırlar?

Cevap: Bizler her şeyi Kabalistik kaynaklara dayandırıyoruz, başka bir şeye değil. Tüm bu kaynaklar, Adem’den İbrahim’e kadar, daha sonra İshak, Yakup, Musa, Aaron, Yusuf, Davut ve dahası, günümüzün Kabalistlerine kadar bilinir.

Bu arada, Kabalistler hiçbir zaman İsrail halkının tarihi ile ilgilenmediler. Sadece Yahudi halkını, manevi dünyada temeli atılan yüksekliklerine nasıl yükselteceklerini düşündüler, böylece bu yükseliş tüm insanlık için bir örnek olarak hizmet edebilir.

Yorum: Bu yaklaşım, Zohar Kitabı, Pentateuch, Kutsal Yazılar, Peygamberler, Talmud,  Mişna ve diğerleri gibi tüm birincil kaynakların ve İsrail halkı da dahil olmak üzere, kişinin veya tüm insanlığın manevi koşullarının tarif edilme şekliyle benzersizdir.

Kabala’ya göre, tüm manevi koşulların en az bir kez gerçekleşmesi gereken bir model vardır. Ancak onlar olayların çerçevesine/tarifine veya uygulama zamanına uygun olmayabilir.

Bu nedenle, tarihçiler ve arkeologlar araştırmalarını yaparken, sıklıkla aynı Tora’da açıklanan olayların tarifinin ve tarihlerinin belirtilen zamana karşılık gelmediğini görürler.

Benim yorumum: Aynen. Bu bağlamda, dünyanın sonunda korkunç olaylarla ilişkilendirdiğimiz “Armageddon” kavramı, tam bir gösterge niteliğindedir. Aslında, bu kelime küçük tepe “Har Megiddo” adından gelir.

Kabala,  herhangi bir olgunun veya nesnenin fiziksel olarak nesnelleştirilmesini değil bunların manevi koşulunu kasteder. Ve manevi bir formda, tüm bunlar büyük öneme sahiptir, örneğin, Tapınak. Tora’da belirtildiği gibi, Tabernacle’ın diğer şeylerle birlikte kaç kübit (dirsekten orta parmağın ucuna kadar uzunluk) yapılması gerektiğine bakın.

Maddesel seviyede, bunların hepsi çok küçük ve önemsizdir. Bununla birlikte, onlara manevi büyüklük verildiğinde, sonra birbiri ile çarpılarak, gerçekten çok daha yüksek bir güç olurlar.

Bizi Ne Yönlendirir: Egomuz Mu Yoksa Üst Sevgi Mi?

Soru: Ne zaman egom tarafından ve ne zaman üst sevgi tarafından harekete geçirildiğimi nasıl belirleyebilirim? Belli bir kişiye kızgın olduğumu veya biriyle kavga ettiğimi varsayalım, bir başkasına yardım etme iyi niyetimden dolayı mı yoksa egom tarafından mı harekete geçirilip geçirilmediğimi nasıl belirleyebilirim?

Cevap: Özgecil dürtüleriniz, düşünceleriniz, arzularınız veya eylemleriniz olup olmadığını belirlemek istiyorsanız, kendinizi karşılıklı ihsan etmeye ayarlamaya çalıştığınız yer olan, onlu denilen, hemfikir olan bir grup insanla birlikte olmanız gerekir.

Daha sonra bunun için ne kadar aciz ve hazırlıksız olduğunuzu hissetmeye başlayacaksınız. Aslında o zaman kötülüğün farkındalığı başlar ve hala manevi niteliklerden ne kadar uzak olduğunuzu fark edersiniz.

Her şey, ihsan etme niteliği için, Yaradan’ın edinimi ve ifşası için özlem duyan dostlarla birlikte olduğunuzda,  grup çalışmanıza bağlıdır. Aranızdaki bu niteliği geliştirmeye başlayın, sadece ona hiç yaklaşmadığınızı, aslında bundan daha da uzaklaştığınızı göreceksiniz. Bu, ulaşmanız gereken koşuldur. O zaman,  şu an için içinizde manevi hiçbir şeyin olmadığını anlayacaksınız.

Seçme Özgürlüğü, Bölüm 4

Hayatın Girdaplarında

Soru: Kişinin manevi gelişim arzusu dışında, bu dünyadaki tüm eylemleri ve koşulları önceden belirlenmiş midir?

Cevap: Kişinin manevi gelişime de belli bir yatkınlığı vardır. Kişi bir yere çekildiğini hisseder.

Bizim dünyamızda da sadece hayatın girdabına dalmıyoruz. Örneğin, yetmiş yaşımın zirvesinden geriye bakarsam, o zaman hep bir yerlere nasıl yönlendirildiğimi göreceğim. Bazen bunlar beni ülkeden ülkeye, toplumdan topluma götüren çalkantılı akışlar olsa da, yine de amaçlı hareketlerdi.

Yolculuğun belli bir aşamasında kişiye, kürekleri alma ve teknesini farklı bir yöne yönlendirme fırsatı verilir. Bunu anlamalı, bunun farkına varmalı, hangi yelkenleri yükselteceğinizi ve küçük yaşam geminizi nasıl kontrol edeceğinizi belirlemelisiniz.

Temelde insanların% 99,9’u bunu anlamıyor. Ancak bir şekilde kendilerini bir yere yönlendirmeye çalışan insanlar bulunmakta ancak onlar da nereye ve hangi amaç için olduğunu bilmiyorlar.

Bu nedenle, şu anki çalkantılı zamanımızda, girdaplar bizi bilinmeyen bir yöne götürdüğü esnada, temel olarak kaderinizi etkileme fırsatınız olduğunu, irade özgürlüğünüz olduğunu açıklayan Kabala bilimi ifşa olmaktadır.

İçinize yerleştirilmiş ilk verilerden etkilenmiş olmanıza rağmen, bu önemli değildir. Bununla birlikte, kendinizi çevre vasıtasıyla etkileme fırsatı da verilir. Her seferinde giderek daha doğru bir çevre seçmek gereklidir.

Esasen kişi çevreyi seçmez ama amaca göre onu net olarak bulur ve uygun çevreye girer. Bu nedenle, her şeyden önce, yaşamın amacını seçmelisiniz.

Eğer bir müzisyen, sanatçı veya bilim adamı olmak istiyorsanız, o zaman buna uygun olarak sizi çeken hedefe, ihtiyacınız olan hedefe yaklaşmak için,  içinde gelişeceğiniz çevreyi seçersiniz.

Soru: Yani, on binlerce yıllık insan gelişimi boyunca, seçme özgürlüğümüz yoktu. Ancak belli bir evrimsel aşamada, bu kişinin içinde ortaya çıktı. Kişiye kazara bir tür çevre bulmuş gibi gelir. Ve bu da henüz özgür irade değildir. Özgür irade, kişi zaten bu çevrenin içindeyken ve onunla çalışırken başlar mı?

Cevap: Evet. Bir insanın özgür seçimi, amacına ulaşmak için gereken tüm nitelikleri ve güçleri emmek için, kendini çevreye sunduğu ölçüde kendini gösterir.

Yüce Ruhlar İçin

Soru: Bir kişinin özel düşüşü, bir de grubun genel düşüşü vardır. Genel düşüş nedir? Ne ile ifade edilir? Hiç böyle bir şey oldu mu?

Cevap: Evet, oldu. Baal Şem Tov bile hizmetçisiyle birlikte nasıl bir düşüş yaşadığını anlatır. O anda hizmetçiye: “Bir şeyler okumaya başla, bir şeyler söyle!” diye bağırdı.

O da hiçbir şey yapamadı çünkü manevi seviyesini kaybetmişti. Sonra Baal Şem Tov ona sordu: “En azından ne hatırladığını söyle!” Hizmetçi yanıtladı: “Sadece alfabeyi hatırlıyorum.” Baal Şem Tov: “Alfabenin harflerini söyle!” diye sordu.

Bu büyük bilgelerin, alfabeyi bile unuttukları düşüşü hayal edebiliyor musunuz? Bu tam bir kapanmadır.

Soru: Şimdi anladım neden tüm bu yıllar boyunca insanların Kabala ile ilgilenmesine izin verilmediğini. Ama bence bu, bugün olmamalı mı?

Cevap: Hayır, günümüzde genellikle gerçekçi değildir. Bu tür özel koşullar sadece çok yüce ruhlara verildi. Bu akrobasidir, bir pilot için uçakla havada takla atmak gibi.