Daily Archives: Temmuz 30, 2021

“Şiddet, Öfke ve Nefretle Nasıl Mücadele Edersiniz?” (Quora)

Her ülkede, her ülkenin kültürüne uygun, bağları zenginleştiren eğitimlerle hareket etmeliyiz. Böyle bir eğitim, doğanın ve gerçekliğin yapısını, dünyayı saran genel doğa yasasını ve bu yasaya uymak için geliştirmemiz gereken ilişki türlerini öğretir. Böyle bir eğitimin yaygın olarak uygulanmasıyla, doğa ile dengede, uyumlu bir duruma ulaşacağız.

Çağımız giderek artan bir şekilde insan bilincinde bir yükseltme çağrısı yapıyor: İnsanlığa dışarıdan etki eden bir yasanın olduğunun farkına varılması ve bu yasaya göre insan toplumunun karşılıklı bağımlılığını ve birbirine bağlılığını olumlu bir şekilde gerçekleştirmesi ve bunu yaparak sağlıklı çalışan bir organizmaya benzer hale gelmesi gerekiyor. Bizler, insanlık genelinde böyle bir formu gerçekleştirene kadar, doğanın özgecil gücüne zıt kalacağız, bu nedenle doğaya karşı zıt kaldığımız sürece, sorun ve krizlerin sayısının artmasını da bekleyebiliriz.

Yaşadığımız sorunlar ve krizler doğayla olan dengesizliğimizi yansıtmaktadır. Bağları zenginleştiren eğitim insanlara ulaşana kadar, bu eğitim biçimini geliştirmedikçe ve insan bilincini yükseltmedikçe, kendimizi dünyaya giderek daha fazla acı getirirken bulacağız.  Aksine, bağları zenginleştiren eğitimi başarılı bir şekilde uygularsak, dünyayı daha iyiye doğru değiştirebileceğiz. Özünde, ancak dünyayı doğru bir şekilde eğiterek şiddet ve nefretin gücüne karşı koyabiliriz.

Dinler, Üst Dünyanın Gizlenmesinin Bir Sonucudur

Bütün dinler Kabala’nın gizlenmesiyle ortaya çıkmıştır.

Bir zamanlar, İbrahim’in zamanından İkinci Tapınağın yıkılmasına kadar, İsrail halkı yani tüm insanlıktan küçük bir grup, en yüksek yasaya benzeme metodunu öğrenmek ve daha sonra bunu kendi üzerlerinde göstermek ve tüm insanlığa iletmek için Kabalistik ilkelere göre yaşadılar.

Bu, esasen bir ulus olmayan, ancak Kabalistik metodolojiyi kendileri için öğrenmek ve başkalarına aktarmak için Babil’den gelen küçük bir grup insan olan İsrail ulusunun misyonudur.

İlk başta bu grup manevi koşullar içinde yaşadı: karşılıklı ihsan ve sevgi içinde, üst dünyanın idrakinde, tek bir yasanın (Yaradan’ın) en yüksek gücü içinde. Sonra, 2000 yıl önce bu seviyeden düştüğünde, egoizm İsrail halkını ele geçirdi, o zaman Kabala bilimi yerine din ortaya çıktı; Yahudilik, Hıristiyanlık ve ardından İslam ondan kaynaklandı.

Yani, üç din de üst dünyanın anlaşılmasının değil, gizlenmesinin sonucudur. Onlar, küreselleşme yasası, tüm insanların birleşmesi, insanlık içinde tamamen tezahür edene kadar var olacaktır.

Şimdi, bu kendini göstermeye başladığında, dinler yavaş yavaş dünya sahnesini terk etmek zorunda kalacak ve onların yerine, Kabala gerçek evrenin 2.000 yıllık gizlenmesi sırasında ihtiyaç duyduğu genel ahlaki desteği olarak değil, kişiyi ıslah etmenin bir metodu olarak yeniden yükselecektir.