Daily Archives: Temmuz 28, 2021

“Covid ile Yaşamak” (Linkedin)

Bana göre uzmanların Covid-19’un hiçbir yere gitmediğini fark etmelerinin haberleri, iyi haber. En başından beri, Covid’i tedavi eden bir aşı veya ilaç olsa bile, virüsün mutasyona uğrayacağını veya başka bir böcek ortaya çıkıp çabalarımızı boşa çıkaracağını söyledim. Salgının başlangıcından bu yana muhtemelen yüzlerce kez söylediğim gibi, doğayı teknoloji ile alt etmeye çalışmak işe yaramayacak. Biz doğanın ürünleriyiz, bu yüzden üreticimizi alt etmeye çalışmak, en hafif tabirle akılsızlıktır.

Şahsen doğanın bizi bu şekilde yönlendirmesinden memnunum. İnsanların acı çekmesinden hiç mutlu değilim ama onlar doğadan dolayı değil, insanlık inatçı olduğundan ve doğanın gitmediği yere gitmekte ısrar ettiğinden dolayı acı çekiyorlar. Başınızı gerçeklik duvarına çarptığınızda, büyük bir baş ağrısı çekmeniz kaçınılmazdır. İnsanlık söz konusu olduğunda bu baş ağrısı, bizim inatçılığımız nedeniyle milyonlarcasının gereksiz ölümlerinde ve sayısız insanın uzun süren semptomlarında kendini gösterir.

Hoşunuza gitsin ya da gitmesin, Covid bize yavaşlamamızı söylüyor. İçinde bulunduğumuz teknolojik fare yarışı insanlığı neredeyse mahvetti ve sakinleşip onu kontrol altına almamız gerekiyor. İnsanların kavga etmeyi bırakması ve gerçekten önemli olan şey hakkında konuşmaya başlaması gerekiyor: ilişkilerimiz.

Fiziksel dünyada birbirimizle pozitif iletişim kuramadığımız için doğa bizi sanal olana kaydırdı. Bu dünyada olumlu iletişim kurmayı öğrenirsek, Covid’in etkilerinin azaldığını ve fiziksel olarak da birbirimizle iletişim kurmamıza izin verdiğini göreceğiz.

Doğa, gerçek bağışıklık sistemimizin bedenlerimizde değil kalplerimizde, birbirimizle nasıl ilişki kurduğumuzda ve birbirimiz hakkında nasıl hissettiğimizde olduğunu öğretmek için Covid’i kullanıyor. Hepimiz birbirimize bağlı olduğumuz için, bir kişinin kötü niyeti herkese sızar ve olumsuz duygularımız virüs gibi yayılır ve bizi hasta eder. Olumlu duygular da sızar ve yayılır, ancak bunlar insanlığın zavallı durumundan dolayı son derece azdır.

Aşılar pandemiyi uzak tutmaya yardımcı oluyor, ancak ilişkilerimizde gerekli değişiklikleri yapmaktan kaçındığımız sürece, yeni bir aşıdan daha temel bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu anlayana kadar, virüs çeşitli biçimlerde ve yoğunluklarda geri dönmeye devam edecek. Covid bir grip türü değil. Bunu ortadan kaldırmanın yolu fiziksel değil, duygusaldır. Ancak bunu anladığımızda, kötü ilişkilerimizi iyileştirdikten sonra kendimizi iyileştirebileceğiz. O zaman Covid ile yaşamaya devam etmek zorunda kalmayacağız.

“Afrikalılar Amerika’ya Köle Olarak Veya Başka Bir Şekilde Getirilmeseydi Dünya Nasıl Farklı Olurdu?” (Quora)

Dünya, tamamen farklı görünen ve hissettiren Amerika dışında, neredeyse aynı olurdu. Amerika daha çok Fransa, Almanya ve İngiltere gibi bir Batı Avrupa ülkesine benzerdi.

Bir yandan Amerika bugün olduğundan daha kapalı olurdu. Öte yandan, doğanın belirli bir plana göre geliştiğini ve dünyayı bir denge durumuna getirdiğini anlamamız gerekir. Bu nedenle tarihi sübjektif bir tarzda tartışmanın bir anlamı yoktur çünkü yaşadığımız gelişme mutlaktır. Dün olanların olması gerektiğini ve başka bir şekilde olamayacağını söylemeliyiz. Ayrıca, geçmişten asla pişmanlık duymamalıyız, ama buna karşılık her zaman bugünü ve geleceği göz önünde bulundurarak düşünmeli ve hareket etmeliyiz.

Belirli bir tarihsel olay akışından pişmanlık duymak, hayata sağlıksız, etkisiz ve zararlı bir yaklaşımdır. Neden? Bunun nedeni, tarihin gelişimi değiştirilemezdir ve olan her şey çok özel bir amaç içindi – bizi doğa ile son bir denge durumuna yönlendirmek. Bu nedenle, şu andan itibaren kendimizi “Ben kendim için değilsem,  kim benim için?” şeklinde ayarlarsak ve geçmişle ilgili olarak “O’ndan başkası yok” yani doğa her şeyi tam da gerektiği gibi yapmıştır dersek,  çok daha iyi oluruz. Geliştiğimiz yolu bu noktaya kadar değiştiremeyiz ve bu yüzden ona odaklanmamalıyız.

Bu nedenle geçmişe dair pişmanlık duyacağımız bir şey yok. Böyle bir yaklaşımla geçmişe bakarsak, böyle yaparak tuz direğine dönüşen ve bununla hiçbir şey elde etmemiş olan Lut’un karısı gibi oluruz.

Bu nedenle geleceğimize odaklanmalıyız. İnsanlık için olumlu bir gelecek neye benzer? Kendimiz ve doğa için olumlu bir gelecek inşa etmeye odaklanırsak, ancak doğa yasalarını anlayarak, doğanın nasıl çalıştığını bilerek ve bu yasalara riayet ederek sonuca varacağız, o zaman herkes için çok daha iyi bir geleceği gerçekleştirme yolunda olacağız.