Daily Archives: Temmuz 20, 2021

İnsanları İyi Bir İlişkiye Nasıl Getirirsiniz?

Soru: İnsanları iyi ilişkilere sokmak için, günümüzde modern şehirlerde maneviyata benzer bir bağ kurmak mümkün müdür?

Cevap: Bunu nasıl yapacağımızı bilmiyorum. Ne de olsa insanları eğitmek gerekiyor; onlara modern şehirlerde sahip olduklarını göstermek gerekiyor. Herkes kendi hücresine girer, kapıyı arkasından birkaç kilitle kapatır, kapalı olup olmadığını, komşularının rahatsız edip etmeyeceğini kontrol eder. Ne yazık ki, bir şekilde güvende hissetmemizin tek yolu budur.

Kişi, her şeyden önce, bilinçaltında bunu düşünür. Kıyafetlerimize, evlerimize ve apartmanlarımıza, nasıl davrandığımıza, kişisel araçlarımıza vs. dikkat ederiz. Bütün bunlar, kendimizi koruma ihtiyacımızdan kaynaklanır. Belki bir insan bunu çok fazla hissetmez ama bu böyle! Hırsızlık, şiddet ve herhangi bir şeyin sorunlarının kökü budur.

Ancak, herhangi bir dış koşula bakılmaksızın kişiye güvenlik sağlarsak ve kendini başkalarından soyutlama eğilimi olmazsa, buna karşılık kişi her zaman iletişime, daha da büyük bir yakınlaşmaya hazır olduğunu hissedecektir, o zaman tamamen farklı bir yapıya, mimariye, uzay dağıtım bilimine sahip olacağız.  O zaman her şey farklı olacak.

Bunun yerine, günümüzde nerede olursak olalım kendimiz için minimum bir ortamı güvenli hale getirme eğilimindeyiz: takside, metroda, nerede olduğu önemli değil, ama yine de diğerlerinin arasında olduğumu hissediyorum. Burası benim yerim, burası benim güvenliğim, bu benim hayatım, benim hücrem.

Bu nedenle, insanları daha dostça bağlar için eğitmemiz gerekiyor ve buna dayanarak, kendilerini güvende hissettikleri ölçüde sınırlarını genişletecekler ve şehirlerin, apartmanların ve diğer her şeyin görünümünü değiştirecekler.

Doğamın Üzerine Yükselmek

Soru: Bir düşüncenin doğruluğunu ne belirler?

Cevap: Doğru bir düşünce, benim doğamın üzerine çıkmakla ilgili bir düşüncedir çünkü doğamızın üzerinde Yaradan’ın doğası,  sonsuzluk, sınırsızlık,  bütünlük, Cennet Bahçesi’dir, bizim doğamız ise cehennem, egoizm, kötülüktür ve bu yüzden onun üzerine çıkmamız gerekir.

Uygun davranıştan ve ahlaktan bahsetmiyorum, ama Yaradan’ı, Ein Sof dünyasını, sonsuzluğu, şimdi hissetmeye başlamak için doğamızın üzerine çıkma yeteneğimizden bahsediyorum, böylece dünyamızı üst dünya olarak hissetmeye başlamak ve içinde işleyen güçleri görmek için bedenimizin yaşamına veya ölümüne bağımlı olmayalım. Bizim ulaşmamız gereken şey budur.

Dünyaların İnşa Edildiği Küçük Tuğlalar

Soru: Yaradan dünyayı hangi yöntemlerle, hangi araçlarla ve hangi düzene göre yarattı?

Cevap: Arzuyla! Yaradan arzuyu yarattı ve onu O doldurur. Bir arzu ve bir dolgu, tüm dünyaların inşa edildiği küçük tuğlalardır. Bütün dünya bu küçük tuğlalardan, küçük arzulardan yapılmıştır. Birbirleriyle temasa geçip bağl kurduklarında, tıpkı bizim tuğladan binalar inşa etmemiz gibi, dünyalar yaratırlar.

Her tuğla, on Sefirot adı verilen on parçadan yapılmıştır. Bu on Sefirot belirli bir miktarda bir araya geldiklerinde daha büyük bir birim anlamına gelen Partzuf adını alırlar.

Bu Partzuf diğer Partzufim’lerle bağ kurduğunda buna dünya denir. Dünyalar birbirine bağlanır ve gerçekliği yaratır. Bu şekilde işler.

Arkadaşlar İçin Yaşamak

Soru: Bir kişiye grubun kendisinden daha önemli olduğunu öğretmek mümkün müdür?

Cevap: Bunu, özel ekiplerde – denizaltılarda veya dağcılarla – çalışan, genel olarak, ekipteki bağlarına bağlı olarak, sürekli hayatta kalma sorunuyla karşı karşıya kalan kişilerde görüyoruz. Birbirlerine o kadar tutunurlar ki, arkadaşları ölürse hayatlarını vermeye hazırdırlar.

Soru: Esas olarak, tüm yetiştirme sürecinin, doğamızın ötesine geçmeden bile, benmerkezci bir dünya görüşünün özgecil bir dünya görüşüne dönüşmesi gerçeğinden mi bahsediyoruz?

Cevap: Evet, yine de bencillik çerçevesinde.

Yorum: Ancak bunun işe yaramadığını görebiliriz. Anaokulunda ve okulda bizi ne kadar eğitmeye çalışsalar da.

Cevabım: Üzerimizde düzgün çalışmadılar. Kişi, kaderini ancak kolektifine hizmet ederken görecek bir varlığa dönüştürülebilir. Bu, genellikle küçük, kapalı gruplardadır, kişi varlığını kolektif ile çok fazla özdeşleştirdiğinde çalışır, eğer kolektif ölürse, o da ölür. Onlar olmadan var olamaz.